Wilhelm Leopold Colmar Freiherr von der Goltz, Osmanlı'daki namıyla "Goltz Paşa", (12 Ağustos 1843, Königsberg, Prusya - 19 Nisan 1916, Bağdat, Osmanlı İmparatorluğu), Osmanlı ve Alman ordularından mareşal rütbesi sahibi Alman subay.

Pratik Bilgiler Doğum, Ölüm ...
Colmar von der Goltz
Thumb
Doğum12 Ağustos 1843(1843-08-12)
Preußisch Eylau, Doğu Prusya
Ölüm19 Nisan 1916 (72 yaşında)
Bağdat
BağlılığıPrusya Krallığı Prusya Krallığı
Alman İmparatorluğu Alman İmparatorluğu
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Hizmet yılları1861 - 1916
RütbesiThumb
Mareşal Paşa
KomutasıAlman Askeri Heyeti
Belçika Genel Valiliği (26 Ağustos - 28 Kasım 1914)
6. Ordu
Çatışma/savaşlarıI. Dünya Savaşı
ÖdülleriPour le Mérite
Kapat
Thumb
Müşir von der Goltz Paşa[1]
Thumb
Mayıs 1909 tarihli Resimli Kitab dergisinde Harbiye'de Goltz Paşa onuruna verilen yemek.

Doğu Prusya'nın Bielkenfeld (şimdi Rusya'da Ivanovka, Kaliningrad) kentinde doğdu. Kutülamare Kuşatması sırasında tifüse yakalanarak Bağdat'ta öldü.

Askeri kariyeri

Von der Goltz, 1861 yılında Prusya ordusuna katıldı. Subay olarak değişik birliklerde bulunduktan sonra, 1878-1883 arasında Berlin'deki askeri akademide öğretmenlik yaptı. "Silahlanan Millet" başlıklı kitabını 1883 yılında bastırdı. Haziran 1883'te binbaşı rütbesindeyken askeri müşavir olarak Osmanlı ordusuna katıldı.

1878'de Osmanlı İmparatorluğu'nun hezimetiyle sonuçlanan 93 Harbi'nden sonra, Sultan II. Abdülhamit Rus yayılmacılığına karşı[2] Osmanlı ordusunun modernleşmesi gerektiğini anladı ve bu yayılmacılıktan etkilenen bir diğer ülke olan Almanya ile işbirliğine karar verdi. Baron Von der Goltz da bu vesileyle II. Abdülhamit döneminde başlayan orduyu modernleştirme çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla bir Alman askeri heyetiyle İstanbul'a geldi.

Osmanlı bürokratı ile arasının bozulması ve Kontrat imzalaması

Osmanlı askerî okulların ıslahı görevini kabul eden Von der Goltz ile Osmanlı Devleti adına Hariciye Nazırı Arifi Paşa ve Serasker Gazi Osman Paşa arasında 14 Temmuz 1883 tarihinde bir kontrat imzalandı. Bu kontrat da 1882 yılında Alman askerî heyeti ile yapılan sözleşmenin aynısı olup, üç yıllıktı. Üç nüsha olarak tanzim edilen sözleşme ile birlikte Sadaret'in, Hariciye Nezareti'nin ve Seraskerlik makamının yazılarının tamamı Sultan II. Abdülhamid onayına sunulduktan sonra Mirliva (Tuğgeneral) rütbesine terfi ettirilen Von der Goltz'un Osmanlı Devleti'ndeki aktif görevl başlamıştı. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra çalışma alanındaki belirsizliklerin giderilmesi noktasında yetkililerin bu duruma çözüm üretmelerini talep etti. Goltz Paşa'nın talepleri, Osmanlı devlet adamları tarafından pek dikkate alınmadı. Bu yüzden Goltz Paşa, kendisinin dikkate alınmadığını dile getirerek Almanya'ya geri döneceğini bildirdi. Bu durum, göreve başladıktan yaklaşık iki ay sonra Osmanlı Devleti ile Goltz Paşa arasındaki ilk ihtilaf olarak kayıtlara geçti. Sultan II. Abdülhamid'in olaya müdahil olması ile birlikte yetkililer, Goltz Paşa'nın ikna edilmesi için İstanbul'daki Alman sefirine aracı olması teklifini götürdüler. Sefir, olayın basına yansımadan çözüme kavuşturulması için elinden gelen gayreti göstereceğine ve Goltz Paşa'yı ikna edeceğine Osmanlı bürokratlarını inandırdı. İstanbul görevlendirilmesinin yapılabilmesi için yoğun bir diplomasi trafiğine neden olan ve alanında hem Almanya hem de Avrupa kamuoyunca hemfikir olunan bir şahsın kaybedilmesi, Osmanlı Devleti tarafından kabul edilemezdi. Sorun kısa süre içinde çözüme kavuşturuldu ve Goltz Paşa imzaladığı kontrat çerçevesinde İstanbul'daki çalışmalarına kaldığı yerden devam etti.[3]

Baron von der Goltz, askerî okullar uzmanı ve daha sonra genel müfettişi sıfatıyla Osmanlı Devleti'nde aktif olarak 1883-1895 yılları arasında hizmette bulundu. İlk kontrat dahil olmak üzere üçer yıllık süreyle Osmanlı Devleti ile dört defa sözleşme yaptı. Kontrat süresi her üç yılda bir yenilendi. Diğer Alman subaylarının aksine Von der Goltz'un kontrat süresinin bitimi yaklaştığında sözleşmesini uzatıp uzatmayacağı merak konusu oluyordu. Kendisi, Osmanlı kamuoyunda önemli bir yer işgal ediyordu.[4]

Von der Goltz, askeri okullarda köklü reformlar gerçekleştirip genç subayların yetiştirilmesi için önkoşulları oluşturdu. Ancak bununla birlikte von der Goltz, Türk generallerinin günümüze kadar dayanan, herkesten daha modern yöntemlerle eğitilmiş olma ve en yeni askeri teknolojileri takip etme bilincinin temel taşını oluşturdu. Mamafih, Prusya geleneğinin bir diğer temeli olan askerlerin sivil siyasete karışmama prensibini aşılamakta başarılı olamadığı Bâb-ı Âli Baskını ile ortaya çıktı.[5]

Ordunun von der Goltz tarafından yeniden yapılandırılmasıyla birlikte Osmanlılar, Krupp ve Mauser gibi Alman şirketlerine ilk kapsamlı silah siparişlerini verdiler. Von der Goltz, Almanya'nın ve Osmanlı Devleti'nin doğudaki nüfuzunu garantilemek için Bağdat tren yolunun inşa edilmesini de destekledi. Bu fikir, yeni pazarlar bulmak için tren yollarının yapılmasını destekleyen Alman ekonomisinin çıkarlarıyla da örtüşüyordu. 1888 yılında Sultan II. Abdülhamit, Bağdat tren hattı inşası lisansını Alman bankası Deutsche Bank tarafından yönetilen bir Alman konsorsiyumuna verdi.

Osmanlı ordusunun modern silahlar kullanmaya başlaması, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda hemen semeresini gösterdi. Osmanlı ordusunun Atina'yı tekrar ele geçirmesine, sonradan bolşevikler tarafından ailesiyle birlikte katledilecek olan son Rus Çarı II. Nikolay'ın Sultan II. Abdülhamit'e haber göndererek, eğer derhal ateşkes sağlanmazsa Rus ordusunun Erzurum'a hücum edeceğini bildirmesi engel oldu.

1897 yılında "korgeneral" rütbesiyle Almanya'ya geri dönen Goltz Paşa, 1908 yılında tekrar Osmanlı Ordusu'na döndü ve 1911 yılında Mareşal rütbesini alarak Osmanlı ordusunun kurmay başkan yardımcılığına kadar yükseldi. I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Ağustos 1914'te Almanya'ya döndü ve işgal edilen Belçika'nın askeri valiliğine tayin edildi. Sivil nüfusun direncinin kırılması görevinden memnun olmayan Goltz, isteği üzerine Kasım 1914'te Sultan V. Mehmet'in kurmay başkanı olarak İstanbul'a gönderildi.

I. Dünya Savaşı'nda

İstanbul'a gelişinden kısa süre sonra 1915 Şubat ayında Başkumandan Vekili ve Harbiye Nâzırı Enver Paşa'nın da askerî danışmanı oldu ve askerî faaliyetleri daha yakından takip etmeye başladı. Alman İmparatoru II.Wilhelm'e ve Alman Genelkurmay Başkanı General Falkenhayn'a Türkiye'deki durum ve gelişmeler hakkında raporlar yazıyor, talepler iletiyor, önerilerde bulunuyordu. İtilaf devletlerinin İstanbul'u ele geçirmek ve Osmanlı Devleti'ni savaşın henüz başında saf dışı bırakmak için Çanakkale Boğazı'na büyük bir saldırı hazırlığında olduğu bir dönemde Alman İmparatoru'na önemli bir rapor sunmuştu. Bu raporda Dünya Savaşı'nın gidişatı açısından Batı Cephesi'ndeki tıkanıklığın tarafsız Balkan devletlerinin durumunu daha kritik hale getirdiğine dikkat çeken Goltz Paşa, bu bağlamda tehdit altındaki Çanakkale savunmasının durduğu mühim noktaya işaret etmekteydi. Goltz Paşa bir taraftan Çanakkale savunmasının düşmesinin getireceği tehlikeleri ortaya koyup uyarılarda bulunurken diğer taraftan başarılı bir savunmanın Almanya açısından hem savaşın gidişatı hem de ekonomik avantajlarına değinmekteydi.[6]

Daha sonra Mısır'daki İngiliz Ordusuna karşı Osmanlı ve Alman ordularının birlikte hücum etmesi fikrini Harbiye Nazırı Enver Paşa ve Osmanlı Orduları Komutanı Otto Liman von Sanders'e beğendiremeyen Goltz Paşa'ya Irak'taki 6. Ordu komutanlığı verildi. Bu göreve Enver Paşa, halihazırda 4. Ordu Komutanlığı görevini yürütmekte olan Cemal Paşa'yı düşünmüş, ancak Cemal Paşa Suriye ve Filistin bölgesinin hassas olduğunu Arap devrimcilerinin etkinliğini arttırabileceğini, bu nedenle bulunmuş olduğu bölgede kalmasının daha uygun olduğunu, ama bu fikrine katılmazsa da Irak'ta teklif edilen göreve hazır olduğunu iletmişti. Durumu değerlendiren Enver Paşa 6. Ordu Komutanlığı görevine von der Goltz Paşa'yı atamayı uygun görmüştü.[7]

Sir Charles Townshend'in komuta ettiği İngiliz Mezopotamya ordusunu 22 Kasım 1915'te Basra'nın kuzeyinde Tizpon harabeleri yakınında Selman-ı Pak'ta durduran 6. Ordu, 8 Aralık'ta bu kuvvetleri Kût'ül-Amâre'de kuşatma altına aldı. Von der Goltz, kusatma planlarını hazırlayanlardan biriydi, İngilizler çember altına alınsa da Goltz Paşa'nın ömrü İngiliz ordusunun teslim oluşunu göremedi. Kendisi 19 Nisan 1916'da öldü. Goltz'un emri altında Ocak'tan beri çalışan ve bu orduyu kurtarmak için gönderilen İngiliz birliklerini de püskürten Halil (Kut) Paşa, ordunun başına 19 Nisan'da getirildi ve onun komutasındaki Osmanlı 6. Ordusu, 143 gün süren kuşatma sonunda Britanya İmparatorluğu'nun Mezopotamya Ordusunu 29 Nisan 1916'da teslim aldı.

Bu olay, İngiliz tarihçileri tarafından kendi tarihlerinin en büyük askeri hezimeti olarak değerlendirilmektedir.[8]

Ölümü

Mareşal von der Goltz, planladığı zaferi göremeden, 19 Nisan 1916'da Bağdat'ta yakalandığı tifüs hastalığı nedeniyle oluşan yüksek ateş sonucu öldü. Ölümünün resmi nedeni tifüs olarak kayıtlara geçmiştir.[9] Son vasiyeti, bir Türk ve bir Alman bayrağıyla İstanbul'un Tarabya semtinde bulunan Alman askeri mezarlığında defnedilmekti.[10]

Baron von der Goltz, bir diğer Prusyalı General olan Carl von Clausewitz'den sonra Dünya'da eserleri en çok okunan ve referans verilen askerdir.

Kaynakça

Wikiwand in your browser!

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.

Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.