Tutankhamun (Antik Mısırca: twt-ꜥnḫ-jmn; y. MÖ 1342 – MÖ 1325) veya Tutankamon, Mısır tarihinin Yeni Krallığı sırasında 18. hanedanlığın sonunda, kraliyet ailesinin sonuncu lideri olan ve MÖ 1332 – MÖ 1323 yılları arasında hüküm sürmüş Mısır firavunudur. Babası, KV55 mezarında mumyalanmış olarak bulunan firavun Akhenaton'du. Annesi, DNA testi yoluyla KV35'te bulunan Genç Kadın olarak anılan ve mumyalanmış olarak bulunan babasının üvey kız kardeşidir.[2]
Tutankhamun | |
---|---|
Firavun | |
Hüküm süresi | MÖ 1332-1323 |
Taç giymesi | MÖ 1332 |
Önce gelen | Neferneferuaten |
Sonra gelen | Ay |
Doğum | MÖ 1341 |
Ölüm | MÖ 1323 (18 yaşında) |
Hanedan | 18. Hanedan |
Babası | Akhenaton[1] |
Annesi | Genç Kadın |
Tutankhamun tahtı, sekiz veya dokuz yaşında, akraba olabileceği nihai halefi Ay'ın örneği görülmemiş vezirliği altında aldı. Üvey kız kardeşi Ankhesenamun ile evlendi.
Adlarının - Tutankhaton ve Tutankhamun - "Aton'un yaşayan görüntüsü" ve "Amun'un yaşayan görüntüsü" anlamına geldiği ve babası Akhenaton'un ölümünden sonra Aton'un yerini Amun aldığı düşünülmektedir. Az sayıda Mısırbilimci, çevirinin yanlış olabileceğine, "Aton'un yaşamı memnuyet vericidir" e daha yakın olabileceğine ya da Profesör Gerhard Fecht'in inandığı gibi "Tek-mükemmel-yaşam-Aton" olarak okunabileceği tezleri de mevcuttur.[3]
Tutankhamun, babası Akhenaton tarafından feshedilen Eski Mısır dinini restore etti, iki önemli kültün rahiplik emirlerini zenginleştirdi, donattı ve önceki Amarna döneminde hasar gören eski anıtları restore etmeye başladı. Babasının mezar kalıntılarını Krallar Vadisi'ne taşıdı ve başkenti Akhetaten'den Teb'e geri taşıdı.
Tutankhamun, bir kısmı mezarında bulunan, bir baston kullanımını gerektiren kemik nekrozu ile birlikte sol ayağındaki bir deformite ile fiziksel olarak engelliydi. Skolyoz da dahil olmak üzere başka sağlık sorunları vardı ve çeşitli sıtma türlerine de yakalanmıştı.
Lord Carnarvon tarafından finanse edilen kazılarda Tutankhamun'un neredeyse bozulmamış mezarının Howard Carter tarafından 1922'de keşfedilmesi, dünya çapında basında yer aldı. Müzede sergilenen 5.000'den fazla eserle halkın Antik Mısır'a olan ilgisi artıp, Tutankhamun'un maskesi popüler bir sembol haline gelmiştir.[4]
Tutankhamun'un mumyasının keşfine katılan birkaç kişinin ölümü, halk arasında firavunların lanetine bağlanıyor. Mezar kompleksinde herhangi bir lanet hiyeroglifi yoktur. Sağlam mezarının keşfinden bu yana halk arasında "Kral Tut" olarak anılmaktadır.
Hazinesinin bir kısmı, benzeri görülmemiş bir tepkiyle dünya çapında seyahat ediliyor. Mısır Eski Eserler Yüksek Konseyi, 1962'de Paris Louvre'daki bir sergiye izin verdi, ardından bunu Tokyo, Japonya'daki Kyoto Belediye Sanat Müzesi izledi. Sergiler milyonlarca ziyaretçi çekti. 1972-1979 yılları arası uluslararası bir sergi turuna daha izin verildi. Sergi; Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Japonya, Fransa, Kanada ve Batı Almanya'da gösterildi. 2019-2022 Hazineleri turu Los Angeles'ta başladı ve 2022'de Kahire'deki yeni Büyük Mısır Müzesi'nde sona erecek ve bu müze ilk kez Mısır'ın tüm müzelerinden ve depolarından toplanan Tutankhamun koleksiyonunun tamamını sergileyecek.
Firavun mezarları arasında sadece Tutankhamun'un mezarı istisna olarak hiç soyulmadan günümüze kadar gelebilmeyi başarmıştır. Dünya tarihinin en büyük arkeolojik keşfinin, “Tutankamon’un mezarının ortaya çıkarılması” olduğu söylenegelir. 6. Ramses mezarı kazılırken Tutankamon mezarının üzerine molozları yığılmış, bu olay da mezarın daha önce fark edilip talanını önlemiştir. Tutanhamun'un mezarını 1922'de İngiliz arkeolog Howard Carter bulmuştur. Mezarında Mısır tarihini aydınlatan belgeler, çok değerli sanat eserleri vardı. Bazı kaynaklar bu firavunun rahip tarafından öldürüldüğünü yazar ancak mezardaki mumyanın bulguları ünlü firavunun genç yaşında ölmesi sebebinin bacağındaki kırıklar olduğunu belirtir. Tutanhamun'un zehirlendiği söylentisi de vardır. Mumyasını bulan ve ilgisi olanların da çok yaşamadığı, boş rivayetler arasındadır. Gerçekten de bu firavunun çok genç yaşlarda çıktığı tahta yirmili yaşların başında veda ettiği bilinmektedir. Bulunanlar arasında Tutankamon'un kolyesini incelemeye alan De Michele değerli bir taş olduğu var sayılan bu kolyenin aslında camdan olduğunu ve Mısır uygarlığından çok daha önce yapıldığını ortaya çıkardı. Söz konusu camın ancak çok yüksek bir sıcaklıkta meydana gelebileceğini, bu sıcaklığa ise yeryüzünde ulaşmanın mümkün olmadığı öne sürüldü. Uzaydan gelen gök taşlarının daha önce gökyüzünde şiddetli patlamalara yol açtığı ve benzer bir patlamanın da Mısır çöllerinde gerçekleşmiş olabileceği belirtiliyor. Ancak, camın bulunduğu bölgede meteora kanıt olabilecek herhangi bir bulgu yok. Tutankamon’un kolyesindeki camın oluşması için atom bombasının tesirinin on binlerce katı bir patlamanın meydana gelmiş olması gerekiyor. Yeryüzünde böyle bir etkiyi gerçekleştirebilecek şeyin ne olduğu henüz bilinmemektedir.
Ailesi
Orijinal adı Tutankhaten veya Tutankhuaten olan Tutankhamun, Mısır'ın On Sekizinci Hanedanlığı'nın sonlarında Firavun Akhenaton saltanatı sırasında doğdu. Akhenaton'un saltanatı, Atenizm olarak bilinen eski Mısır dininde dramatik bir değişim ve başkentin bu çağın modern terimi olan Amarna Dönemi'ne adını veren Amarna bölgesine taşınmasıyla karakterize edildi. Amarna Dönemi'nin sonlarına doğru, kayıtlarda Akhenaton'un yardımcı vekilleri olan iki firavun daha görünür: Akhenaton'un eşi Nefertiti veya kızı Meritaten olabilecek bir kadın hükümdar olan Neferneferuaten; ve bazı Mısırbilimcilerin Neferneferuaten ile aynı kişi olduğuna inandıkları ancak çoğu kişinin ayrı bir figür olarak gördüğü Smenkhkare. Smenkhkare'nin saltanatının Akhenaton'dan daha uzun süre dayanıp dayanmadığı belirsizdir, oysa Neferneferuaten'in Akhenaton'un ölümünden kısa bir süre önce ortak naip olduğu ve ondan bir süre sonra hüküm sürdüğü düşünülmektedir.[5]
Hermopolis'ten bir yazıt, "Tutankhuaten"den "kralın oğlu" olarak bahseder ve genellikle onun Akhenaton'un oğlu olduğu düşünülür, ancak bazıları bunun yerine Smenkhkare'nin babası olduğunu öne sürer. Tutankhamun'un saltanatından kalma yazıtlar onu Akhenaton'un oğlu değil de kardeşi, III. Amonhotep'in oğlu olduğunu ele alır. Fakat bu Akhenaton'un 17 yıllık saltanatı babasıyla uzun bir naiplik içeriyorsa mümkündür. Bu teori birçok Mısırbilimcinin bir zamanlar desteklediği ancak şimdi terk ettiği bir olasılıktır.[6]
Amarna'daki Kraliyet Mezarı'nda bulunan bir kabartmaya dayanarak Tutankhamun'un annesinin Akhenaton ve Nefertiti'nin ikinci kızı Meketaten olduğu yönünde bazı önerilerde bulunulsa da, Mekaetaten'in ölümü sırasında yaklaşık 10 yaşında olduğu göz önüne alındığında, bu olasılık olası görülmedi. Kabartmanın başka bir yorumu, Nefertiti'yi annesi olarak adlandırır. Meritaten'in de, mezarında bulunan bir kutu kapağı ve taç giyme tuniğinin yeniden incelenmesine dayanarak annesi olabileceği öne sürüldü.[7]
2008 yılında, Kahire Üniversitesi'nden bir ekip tarafından Tutankhamun ve Yeni Krallık kraliyet ailesi olduğu düşünülen veya bilinen diğerlerinin mumyalanmış kalıntıları üzerinde genetik analiz yapıldı. Sonuçlar, babasının Akhenaton olarak tanımlanan KV55 mezarındaki mumya olduğunu, annesinin ise kocasının öz kız kardeşi olduğu tespit edilen "Genç Kadın" olarak bilinen KV35 mezarındaki mumya olduğunu gösterdi. Nefertiti'nin Akheneton'un kardeşi olmadığı bilindiğinden, bu Genç Kadın mumyasının Nefertiti olamayacağı tespit edildi. Ekip, Amenhotep III'ün KV55'teki Akheneton'un babası olduğunu ve Akhenaton'un da Tutankhamun'un babası olduğunu yüzde 99,99'un üzerinde kesin olduğunu bildirdi.
Ancak, mumyalanmış kalıntılardan elde edilen genetik verilerin geçerliliği ve güvenilirliği, çürüme nedeniyle olası bozulma nedeniyle sorgulanmıştır. Marc Gabolde ve Aidan Dodson gibi araştırmacılar, Nefertiti'nin gerçekten de Tutankhamun'un annesi olduğunu iddia etmektedir. DNA sonuçlarının bu yorumunda, genetik yakınlık bir erkek kardeş-kız kardeş eşleşmesinden değil, Nefertiti'yi Akhenaton'un birinci kuzeni yapan üç kuşak birinci kuzen evliliğinin sonucudur. Bu yüzden DNA sonuçları Genç Kadın mumyasını Akhenaton'un kız kardeşiymiş gibi göstermektedir.
Tutankhaten kral olduğunda, daha sonra adını Ankhesenamun olarak değiştiren Akhenaten'in kızlarından biri olan Ankhesenpaaten ile evlendi. Çiftin bebeklikten sağ kurtulamayan iki kızı vardır. Bu bebekler mezar kodları 317a ve 317b adlı yerlere mumyalanmış olarak defnedilmişlerdi. Bebeklerin DNA testleri sonucu Tutankhamum'un çocukları olduğu belirlendi. Ancak DNA testleri KV21A'ya defnedilen Ankhesenpaaten'in bebeklerin annesi olduğuna dair kuvvetli veriler sunmadı.[8]
Annesi
Ana madde: Genç Kadın
Tuthankamun'un annesi Antik Mısır'ın büyük gizemlerinden birini oluşturmaktadır. Antik Mısır geleneklerine göre kral anneleri önemli bir statüye sahiptir. Kraliçe Tiaa ve Tiye'nin adları tapınak ve lahitlerde geçmiştir. Ancak Tuthankamun'un annesine dair bilgi Antik Mısır'da herhangi bir yazıt, kabartma ve heykelde bulunamamıştır.
Mumyasının keşfi
1889'da arkeolog Victor Loret Krallar Vadisinde II. Amenhotep'in mezarını keşfeder. Mezar holünde yerde sargısız çıplak halde tahrip edilmiş üç isimsiz mumya da bulur. Bu mumyalar bir çocuk, bir genç kadın, bir ihtiyar kadına aitti. Mumyaların bir lahitleri olmadığı için isimleri öğrenilmedi. İsimleri yüzyıllar boyunca gayri olarak Oğlan, Genç Kadın, Yaşlı Hanım olarak kaldı. 2008'de bu üç mumya DNA testlerine tabi tutuldular. Üç mumya da birinci dereceden kraliyet ailesi mensubu çıktı.[9]
Oğlan, III. Amenhotep'in oğlu Webensenu idi. (Tuthankamun'un amcası)
Yaşlı Hanım adlı yaşlı mumyanın DNA'sı Akhenaton ve Tuthankamun ile eşleşti. Bu mumya; Akhenaton'un annesi, Tuthankamun'un büyük annesi, III. Amenhotep'in eşi Kraliçe Tiye idi.
En şaşırtıcı sonuç Genç Kadın olarak adlandırılan mumyadan çıktı. Bu mumyanın DNA'sı üç kral ve bir kraliçe ile eşleşti. Kral III. Amonhotep ve Kraliçe Tiye'nin öz kızı, Kral Akhenaton'un öz kız kardeşi ve Kral Tuthankamun'un öz annesiydi.
Bu önemli keşiften sonra Genç Kadın mumyası detaylı incelenmeye alındı. İncelemeler sonunda Genç Kadın'ın kimliği ve ölümü hakkında çeşitli teoriler öne sürüldü.
Saltanatı
Tutankhamun tahta çıktığında ve firavun olduğunda, taht adını Nebkheperure olarak aldığında sekiz ila dokuz yaşları arasındaydı. Yaklaşık dokuz yıl hükümdarlık yaptı. Tutankhamun döneminde Vezirlik makamı Yukarı ve Aşağı Mısır arasında bölünmüştü. Yukarı Mısır'ın başlıca veziri Usermontu adında biriydi. Pentju adındaki diğer bir isim de vezirdi ama hangi toprakların veziri olduğu belli değil. Tutankhamun'un halefi olan Ay'ın bu pozisyonda olup olmadığı tam olarak bilinmiyor. Firavun Ay'ın mezarı WV23 kodlu adlı yerdedir. Ancak KV58 adlı mezarın da Firavun Ay ile ilişkisi vardır. KV58'in Ay'ın asıl mezarına sığmayan gömü eşyalarının konulduğu yedek depo olarak kullanıldığı öne sürülür. KV58'den bir altın varak parçası, Ay'ın "Maat'ı yöneten vezir" sıfatıyla birlikte Maat Rahibi olarak anıldığını göstermektedir, ancak bilginin kesinliği hakkında şüpheler vardır. Bu sıfat, normal vezir tarafından kullanılan olağan tanıma uymamaktadır, firavunların kullandığı resmi olmayan bir unvan olabilir. Bazı mısırbilimciler Ay'ın vezir unvanını benzeri görülmemiş bir şekilde kullanmış olduğunu da ileri sürür.[10]
Tutankhamun, 18. hanedanlık içinde Amarna Dönemi firavunlarındandır. Amarna dönemi Tutankhamun'un babası Akhenaton'un din devrimi ile başladı. Baba Akhenaton binlerce yıllık Amon dinini reddedip Aton dinini ilan etmiştir. IV. Amonhotep olan adını din değişimi sonrası Akhenaton yaptı. Bu din geçişi sancılı olmuştur. Akhenaton, Amon'a ait tapınakları tahrip edip Aton adına yeni tapınaklar inşa ettirmiştir. Akhenaton'un ölümünden sonra Aton dini uzun süreli olmamıştır. Akhenaton adına ait 2 mezar yeri mevcuttur. Biri Amarna'da diğeri Krallar Vadisinde KV55 kodlu yerdir. Akhenaton'un mumyası KV55'te tahrip edilmiş halde bulunmuştur. Yüz maskesi ve isminin yazılı olduğu kartuş, altın kaplama tabutundan kazıtılmıştı. Akhenaton'un tahrip edilmiş tabutu oğlu Tutankhamun tarafından KV55'e getirilip koruma altına alındığı öne sürülür. Bu da Akhenaton'un ölümünden kısa süre sonra hanedanlıkta iç karışıklık çıktığını işaret etmektedir.
Amarna dönemi firavunları; Akhenaton, Smenkhare, Neferneferuaten, Tutankhamun ve Ay'dır. Tüm firavunların birbiriyle kan bağı vardır. Ay'dan sonra dönemin generali Horemheb firavun oldu. Horemheb'in Amarna dönemi firavunları ile kan bağı yoktu. Ay'dan sonra Akhenaton'un dinine saldırıların şiddeti arttı. Amarna en büyük tahribatı Horemheb döneminde yaşadı. Horemheb, Amarna'ya ait tüm kalıntıları yok edip tarihten silmek istedi. İsteğine kısmen de ulaşmıştır. Amarna öncesi firavunlara ait bilgiler kuvvetliyken Amarna dönemi bilgileri azdır. Günümüzde dönemin mumya kalıntılarının DNA testleri ve kısıtlı arkeolojik kalıntılarla döneme ait bilgiler elde edilmektedir.
Manetho, MÖ 3. yüzyılda Ptolemaioslar zamanında bir Antik Mısır rahibiydi. Onun kayıp eseri Aegyptiaca (Mısır Tarihi), Tarihten silinmek istenen Amarna kralları hakkında bilgi sunan tek eski kayıttır. (Kitabı kayıptır ama kitap var olduğu dönemde bazı tarihi simalar onun kitabından alıntılar yapmıştır) . Manetho'nun kitabına göre; Onsekizinci Hanedanlığın son sırasını 30 yıl 10 ay boyunca III. Amenhotep olarak, ardından "36 yıl 5 ay boyunca oğlu Orus" olarak tanımlar. Orus genellikle Horemheb adının bir yozlaşması olarak görülür, tüm Amarna Dönemi ona atfedilir, ancak bazıları Orus'u Akhenaten olarak görür. Orus'un ardından Ardından "12 yıl 1 ay boyunca kızı Acencheres, ardından 9 yıl boyunca kardeşi Rathotis" gelir. Mısırbilimcilere göre Acencheres, Neferneferuaten'dir. Çoğu, Rathotis'in Tutankhamun'a atıfta bulunduğu konusunda hemfikirdir. Açıklanamaz bir şekilde Manetho, saltanat sıralamasında Acencheres'in Rathotis'i takip ettiğini yazar. Bu da Manetho'nun güvenilebilirliği hakkında tereddütler oluşturur.
Krallara ölümlerinden sonra morg kültleri ve ilişkili tapınaklar aracılığıyla saygı gösterilirdi. Tutankhamun, yaşamı boyunca bu şekilde tapılan birkaç kraldan biriydi. Karnak'ta bulunan, Amun-Ra ve Tutankhamun'a adanan bir dikilitaş, kraldan bağışlanma ve dilekçe sahibini günahın neden olduğu bir rahatsızlıktan kurtarması için tanrılaştırılmış halinde başvurulabileceğini gösterir. Nubia'daki Kawa ve Faras'a kadar uzak yerlere bile Tutankhamun adına tapınaklar inşa edilmiştir.
İlâhi makamı elinde bulunduran firavunun halk ve tanrılarla ilişkilendirilebilmesi için tahta çıktıklarında kendilerine özel sıfatlar yaratılmıştır. Eski Mısır ünvanları aynı zamanda kişinin niteliklerini göstermeye ve onları karasal aleme bağlamaya da hizmet eder. Beş isim, yüz yıllar boyunca Horus İsmiyle geliştirildi. Tutankhamun'un asıl adı Tutankhaton'da, tam beş ad protokolünde hiçbir şey bulunamadığı için, onunla ilişkili bir Nebty adı veya Altın Şahin adı yoktu. Tutankhaton'un 1877'ye kadar "Aton'un Yaşayan Görüntüsü" anlamına geldiğine inanılıyordu; ancak, tüm Mısırbilimciler bu yoruma katılmadı. İngiliz Mısırbilimci Battiscombe Gunn, eski yorumun Akhenaten'in teolojisine uymadığına inanıyordu. Gunn, böyle bir ismin küfür olacağına inanıyordu. Tut'u bir isim olarak değil bir fiil olarak gördü ve çevirisini 1926'da "Aton'un-yaşamı-memnuniyet vericidir" olarak öne sürdü.
Amarna döneminin sonu
Firavunluk mertebesine ulaştıktan sonra Tutankhamun, eski Amon kültünün rahip sayısını artırdı. En değerli metal ve taşlardan Amon heykelleri, en iyi ahşaplardan tanrılara adak olarak gemiler yaptırdı. Rahiplerin gelecekteki istikrarını güvenceye almak için kraliyet koruma kararnamesi çıkarttı.
Tutankhamun'un firavun olarak ikinci yılında, eski Mısır düzenine dönüşler başlandı. Hem o hem de kraliçesi, adlarından Aten'i kaldırıp yerine Amun koydu ve başkenti Akhetaten'den geri Thebes'e taşıdı. Aton dininden vazgeçip, babasının dinini tamamen reddetmese de bir belirsizlikte bıraktı. Mısır'ı çok tanrılı dine geri döndürdü. Bir firavun olarak ilk işi, babasının mumyasını Akhetaten'deki mezarından çıkarmak ve onu Krallar Vadisi'ne yeniden gömmek oldu. Bu onun saltanatını güçlendirmeye yardımcı oldu. Tutankhamun, Karnak'taki stelleri, tapınakları ve binaları yeniden inşa etti. Luksor'a eserler ekledi ve Mısır'da Akhenaton tarafından yağmalanan diğer tapınakların restorasyonuna başladı.
Seferler, anıtlar ve yapılar
Ülke, Akhenaton'un saltanatının ardından ekonomik olarak zayıf ve kargaşa içindeydi. Diğer krallıklarla diplomatik ilişkiler ihmal edilmişti ve Tutankhamun, özellikle Mitanni ile onları yeniden kurmaya çalıştı. Başarısının kanıtı, mezarında bulunan çeşitli ülkelerden gelen hediyeler gösterilmektedir. İlişkileri geliştirmek için gösterdiği çabalara rağmen, Nubyalılar ve Asyalılarla savaşlar yapılmıştır. Bu savaş sahneleri Thebes'teki tapınakta kaydedilmiştir. Mezarında vücut zırhı, askeri seferlere uygun katlanır tabureler ve yaylar vardı ve okçuluk eğitimi almıştı. Bununla birlikte, gençliği ve yürümek için baston kullanılmasını gerektiren fiziksel engelleri göz önüne alındığında, çoğu tarihçi onun bu savaşlara kişisel olarak katılmadığını düşünür.
Yaşı göz önüne alındığında, kralın muhtemel danışmanları; (Tutankhamun'un yerine geçen) Ay ve Ay'ın olası damadı ve halefi olan General Horemheb'tir. Horemheb'in Tutankhamun'u, kralın yasayı sürdürmesi için onu kan bağıyla prens ve "toprakların efendisi" olarak atadığı düşünülmektedir.
Üçüncü hükümdarlık yılında Tutankhamun, babasının saltanatı sırasında yapılan birkaç değişikliği tersine çevirdi. Tanrı Aton'a tapınmayı sona erdirdi ve tanrı Amon'u üstünlüğe kavuşturdu. Amun kültü üzerindeki yasak kaldırıldı ve rahipliğine geleneksel ayrıcalıklar iade edildi. Başkent Teb'e geri taşındı ve Akhetaten şehri terk edildi. Kral, restorasyonunun bir parçası olarak, özellikle Mut tapınağına giden sfenks caddesini düzenlediği, Teb'deki Karnak'ta inşaat projeleri başlattı. Sfenksler orijinal olarak Akhenaten ve Nefertiti için yapılmıştır; onlara yeni koç başları ve kralın küçük heykelleri verildi. Luksor tapınağında, III. Amenhotep'in giriş revakının dekorasyonunu tamamladı. Akhenaten döneminde tahrif edilen anıtlar restore edildi ve tanrı Amon'un yeni kült görüntüleri yaratıldı. Apis Bull, Horemakhet ve Opet ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere geleneksel festivaller yeniden kutlandı. Karnak tapınağının önüne dikilmiş olan Restorasyon Stelinde şu yazar;
Tanrıların ve tanrıçaların tapınakları harabeye dönmüştü. Tapınakları terk edilmiş ve otlarla sarılmıştı. Kutsal alanları yok gibiydi ve mahkemeleri yol olarak kullanılıyordu... Tanrılar bu topraklara sırtını döndü... Biri bir tanrıya öğüt almak için dua etse, asla yanıt vermezdi.
Tutankhamun'un inşaat projelerinin çoğu, ölümü nedeniyle tamamlanmamıştı ve halefleri, özellikle Horemheb tarafından tamamlandı ancak Horemheb tapınak kartuşlarına Tutankhamun yerine kendi adını yazdırdı.
Sağlığı ve ölümü
Sağlığı
Tutankhamun zayıf yapılıydı, boyu yaklaşık 1.67 metreydi. Büyük ön kesici dişleri vardı, bunlar ataları Tutmosis soyundan gelen kalıtsal özelliklerdi. Mezarında bulunan kıyafetlerin analizine göre; özellikle peştamal ve kemerlerine göre, ince bir bel yuvarlak kalça hatlarına sahip olduğu öne sürülür. Hem sanattaki olağandışı tasvirini hem de erken ölümünü açıklamaya yönelik girişimlerde, Tutankhamun'un jinekomasti, Marfan sendromu, zihinsel engellilik sendromu, Fröhlich sendromu (adipozogenital distrofi), Klinefelter sendromu ve androjen duyarsızlık sendromundan muzdarip olduğu teorileştirildi. Ayrıca, büyük dedesi Thutmose IV ve babası Akhenaten'in erken ölümlerini açıklamak amacıyla kalıtsal temporal lob epilepsisinden muzdarip olduğu öne sürülmüştür.
Ocak 2005'te Tutankhamun'un mumyası BT taramasından geçirildi. Sonuçlar, Tutankhamun'un kısmen yarık bir sert damak ve muhtemelen hafif bir skolyoz vakası olduğunu gösterdi. Tarama ayrıca sağ ayağının hipofalanizm ile düz olduğunu, sol ayağının çomak olduğunu gösterdi. Mezarında bulunan birçok baston, Tutankhamun'un yürümekte zorluk çekip bastonla yürüdüğünü göstermektedir.
Tutankhamun'un yüz rekonstrüksiyonu 2005 yılında Mısır Eski Eserler Yüksek Konseyi ve National Geographic tarafından gerçekleştirildi. Üç ayrı ekip (Mısırlı, Fransız ve Amerikalı) çocuk kralın yüzünü yaklaşık olarak belirlemek için ayrı ayrı çalıştı. Mısır ve Fransız ekipleri konularının Tutankhamun olduğunu bilirken, Amerikan ekip Tutankhamun hakkında çalıştıklarını bilmiyorlardı. Tüm ekipler çok benzer sonuçlar verdi, ancak sonuçta Fransız ekibin çalışması silikona döküldü.
Ölüm nedeni
Tutankhamun'un ölümünün koşulları hakkında günümüze ulaşan hiçbir kaydı yoktur; önemli tartışmalara ve büyük çalışmalara konu olmuştur. Hawass ve ekibi, ölümünün muhtemelen çoklu zayıflama bozukluklarının, belki de düşme sonucu bir bacak kırığının ve ciddi bir sıtma enfeksiyonunun birleşiminden kaynaklandığını öne sürüyor. Bununla birlikte, Timmann ve Meyer, orak hücreli aneminin, Mısır ekibinin "ilginç ve makul" olarak adlandırdığı bir öneri olan kral tarafından sergilenen patolojilere daha iyi uyduğunu savundu.
Kafatasının içinde iki kemik parçasının görüldüğü 1968 röntgeni sonucunda kafaya bir darbe ile cinayet teorize edildi. Bu teori, x-ışınlarının ve BT taramasının daha fazla analizi ile çürütüldü. Kafatasları arası kemik parçalarının mumyanın gevşemiş ve mumyalama reçinesine yapışmaması nedeni ile mumyanın Howard Carter zamanında tabutundan çıkartıldığı zaman kırıldığı düşünülmektedir. Kafaya ölümcül bir darbenin göstergesi olabilecek kemik incelmesi veya kalsifiye membranlara dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Ayrıca, genç kralın göğüs duvarının ön kısmının ve kaburgalarının eksik olması da dahil olmak üzere ezilme yaralanmaları nedeniyle bir araba kazasında öldüğü de öne sürülmüştür. Bununla birlikte, kayıp kaburgaların ölüm anında uğradığı bir yaralanmanın sonucu olması muhtemel değildir; Carter'ın 1926'daki kazısının sonunda çekilen fotoğraflar, kralın göğüs duvarının sağlam olduğunu, hala şahin başlı boncuklu bir yaka giydiğini göstermektedir. Hem yaka hem de göğüs duvarının yokluğu 1968 röntgeninde kaydedildi ve BT taraması ile daha da doğrulandı. Boncuklu yakanın çalınması sırasında göğsünün ön kısmının soyguncular tarafından çıkarılması muhtemeldir; Kralın 1926'da giydiği karmaşık boncuklu takke de 1968'de eksikti
Mezarı
Mezarı 1922 yılında Howard Carter tarafından bulunmuştur. Tutankamon’un mezarı Krallar Vadisi'nde yer almaktadır. Tutankhamun'un mumyası haricinde mezardan çıkarılanlar Kahire müzesinde sergilenmektedir. Sergilen eserlerden en ünlülerinden biri Tutankamon gömülürken mumyasında yer alan maskesidir Mezarı 1972'de Londra'da ve daha sonra ABD'de sergilenmiştir.
Tutankhamun, statüsü göz önüne alındığında alışılmadık derecede küçük bir mezara gömülmüştür. Ölümü beklenmedik bir şekilde gerçekleşmiş olabilir, daha görkemli bir kraliyet mezarının tamamlanmasından önce, mumyasının başkası için tasarlanmış bir mezara gömülmesine neden olmuş olabilir. Mezarı antik çağda en az iki kez soyuldu, ancak alınan eşyalara (bozulabilir yağlar ve parfümler dahil) ve izinsiz girişlerden sonra mezarın restorasyonuna dair kanıtlara dayanarak, bu soygunlar muhtemelen ilk gömülmeden hemen birkaç ay sonra yaşandığı düşünülmektedir. Mezarın yeri, sonraki firavun mezarlardan gelen enkazların üzerine gelmesi nedeniyle antik çağlarda kaybolmuş ve mezar girişinin üzerine işçi evleri inşa edilmiştir
Mısırbilimci Zahi Hawas ve Salima İkram, Tutankhamun'un kendisi için hazırlanan asıl mezara defnedilmediğini düşünmektedir. Tutankhamun'un mezar yeri kendinden sonraki firavun Ay'ın kullandığı öne sürülür. Krallar vadisindeki kaya mezarlarında 12 oturan maymun figürleri sadece iki kaya mezarında bulunmaktadır. Biri Tutankhamun'un, diğeri Ay'ın mezarındadır. Tutankhamun öldüğünde Ay'ın Tutankhamun'u asıl mezarı yerine krallar vadisinde daha küçük bir mezara defin emri verdiği öne sürülür. Öyle ki altın kaplama tabutu mezara sığmayıp ayak kısımlarında törpülenmesi, Tutankhamun için aslında önceden daha büyük bir mezara hazırlık yapıldığını göstermektedir.[11]
Ay'ın mevcut mezarı, Tutankhamun'un büyükbabası III. Amonhotep'e yakın bir yerdedir.[11]
Tutankhamun'un mezarında bulunan eşyaların bazılarında bir önceki firavun Nefernefereuaten adı yazıldığı da görülmüştür. Mumya maskesinin arkasındaki isim kartuşunda da tamir izi belirmektedir. Maskenin başka firavun mezarından alınıp Tutankhamun için yeniden düzenlendiği tezi de öne sürülmektedir.
Mezarının yeniden keşfedilmesi
Krallar Vadisi'ni kazı imtiyaz hakları 1905'ten 1914'e kadar Theodore Davis'in elindeydi. O dönemde Kraliçe Tiye'nin ebeveynleri Yuya ve Tjuyu'nun neredeyse bozulmamış mezarları, kraliyet dışı mezarlar da dahil olmak üzere on mezar ortaya çıkarmıştı. Daha sonraki yıllarda orada çalışmaya devam ederken, önemli bir şey ortaya çıkarmadı. Davis, KV58'DE Tutankhamun'a atıfta bulunan ve en önemlisi kralın mumyalama önbelleğini (KV54) taşıyan birkaç nesne buldu. Bunun Tutankhamun'un kayıp mezarı olduğuna inandı ve bulgularını şöyle yayınladı: "Korkarım Mezarların Vadisi tükendi". 1907'de Howard Carter; 5. Carnarvon Kontu George Herbert için kazı yapmak için vadiye davet edildi. Lord Carnarvon 1915'te vadinin kazı imtiyazını elde etti.
Howard Carter alanda 7 yıl kazı ve araştırmalar yaptı. Kazıdaki ekip için alana su taşıyan Mısırlı bir çocuk, su testisini yere indirirken düzgün kesilmiş bir taşın üzerine koyduğunu fark ettiler. Çocuğun testiyi üzerine koyduğu taş, Tutankhamun'un mezar girişini kapatan bir taştı. Girişteki moloz yığınlarını temizleyen Carter Tutankhamun'un mezarını keşfetmiş oldu. Mezara KV62 kodu verildi.
Mezarından çıkan eşyalar
Mezarda sağlam bir altın tabut, yüz maskesi, tahtlar, ok yayları, trompetler, nilüfer kadehi, altın ayak tezgahları, mobilyalar, yiyecekler, şaraplar, sandaletler ve taze keten iç çamaşırları dahil olmak üzere 5.398 eşya bulundu. Howard Carter'ın bu eşyaları kataloglaması 10 yıl sürdü.
Mezarda keşfedilen en ilginç nesne demir bir hançerdi. Çünkü Tutankhamun döneminde medeniyetler henüz demir çağına olmayıp bakır çağındaydı. Son analizler, mezardan çıkarılan demir hançerin bir göktaşından yapıldığı tespit edildi. Tutankhamun'un mezar eşyalarının çoğu, başlangıçta daha önceki sahipler için, muhtemelen Smenkhkare veya Neferneferuaten veya her ikisi için yapıldıktan sonra Tutankhamun için kullanıma uyarlandığına dair işaretler göstermektedir.
Tutankhamun efsanesi
Kral Tutankhamun'un mezarı, diğer kralların mezarlarına göre oldukça gösterişlidir. Tutankhamun'un genç yaştaki sıra dışı ölümünün nedeni bugün bile pek bilinmemektedir. Sanki Tutankamon aceleyle gömülmüştür. Bir kısım araştırmacılara göre mezar bir soylu için hazırlanmaktaydı fakat o sırada Tutankamon ölünce aceleyle buraya gömdürüldü. Ancak mumyasının kafatası sol kulağının arkasında zedelenme bulunduğu için şu anki Mısır bilimcilerinin son açıkladığı durum Tutankhamun'un generali olan Horemheb'in yönetimi ele geçirme amacıyla Tutankhamun'un kafatası arkasına sert bir cisimle vurmuş olabileceği tezidir.[12]
Tutankamon’un mezarı iki odadan ve ilk odaya inen bir merdivenden oluşmaktadır. İlk odada bir at arabası, Tutankamon’un tahtı ve bunlar gibi Tutankamon’un hayattayken kullandığı paha biçilemez eserler bulunmuştur. Bu oda bulunduğunda, odanın Krallar Vadisi'nde yer almasından dolayı, bir mezar olması gerektiğini düşünen Howard Carter ve arkadaşları odanın duvarlarına vurarak duvarın arkasındaki boşlukları aradılar. Sonunda bir boşluk bulundu ve duvar kırıldı. Duvarın arkasındaki bir odada, yeni bir oda gibi görünen kocaman bir tahta kutu vardı. Kutu mühürlüydü. Howard Carter, mühürü -hayatında gördüğü ve göreceği en güzel şeyi- görmüştü. Bir lahtin içindeki som altından tabut mum ışığında bile parlıyordu. Howard Carter bu keşfi ile kendisine iyi bir kariyer sağlasa bile fakirlik ve unutulmuşluk içinde ölürken cenazesine bir iki kişi dışında kimse katılmamıştır.
Lanetler, Carter'in çok sevdiği kanaryasının bilinmeyen bir nedenden dolayı Mısır'ın simgesi olarak kabul edilen bir kobra yılanı tarafından yenilmesiyle başladı. Bir süre sonra kazı işlerinin ücretini karşılayan Lord Carnarvon'un Kahire'de kan zehirlenmesi nedeniyle ölümü büyük yankı uyandırdı ve turist akını yaşandı. Ayrıca mezara giren bazı kişilerin ateşli bir hastalıktan ölmesi de firavunun laneti adında bir hurafe başlatmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Firavun'un lahdinde hiyeroglif olarak bulunan yazılarda dikkat çekmektedir; Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır.[13]
Ancak daha sonra bu efsane haberlerinin, kazıyı finanse eden Lord Carnarvon'un ölümü üzerinden sansasyon yaratmak için İngiliz basını tarafından aslı olmayan haberler olduğu ortaya çıkmıştır. Kralın mezar kompleksinde herhangi bir lanet hiyeroglifine rastlanmamıştır.[14]
Adları
Doğum adı | Tutankhaton Aton'un yaşayan resmi | |||||||||||||||||
Kendi seçtiği ad | Tutankhamun (Heliopolis hümkümdarı,Yukarı Mısır, Amun'un yaşayan resmi) | |||||||||||||||||
Taht adı | Neb-cheperu-Rê (Neb-xprw-Ra) |
Resimler
- Tutankhamun ve eşi
- Tutankhamun: savaş resmi
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.