Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükûmeti devirmek için 2004 yılında planlandığı iddia edilen darbe girişimleridir. Bu planlardan ilk üçü 2007 Mart ayında Nokta dergisinin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia ettiği günlükleri yayınlamasıyla diğeri de 7 Temmuz 2008 tarihinde Taraf gazetesinin manşetten verdiği haberde 1 Temmuz'da gözaltına alınan Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur'a ait bazı belgeleri kamuoyuyla paylaşması sonucu ortaya çıkmıştı. Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlüklere göre 2003 ve 2004 yıllarında dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına tarafından darbe planları hazırlanmış fakat Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün engellemesiyle bu girişimler sonuçsuz kalmıştır. 2008 yılında Şener Eruygur'un Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanması sonrasında hazırlanan iddianamede bu darbe planlarının Ergenekon örgütünün faaliyeti olduğu savunulmuştur.

Ortaya çıkışı

Denizcilersitesi

3 Mart 2007 tarihinde denizcilersitesi.com adlı web sitesi emekli oramiral Özden Örnek'e ait olduğunu iddia ettiği günlükten bazı notlar yayınladı.[1] Bu notlar 13 Mart 2007'de medya organlarında yer aldı.[2] 14 Mart 2007'de Star gazetesinden Şamil Tayyar'a konuşan Özden Örnek yayınlanan günlüklerin kendisine ait olmadığını söyledi.[3]

"İnternet sitesindeki notlar bana ait değil. O tarz hiçbir şey yazmadım. Ancak her çalıştığım yerde Kasımpaşa'da, Donanma'da, Ankara'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yaparken günlük faaliyetlerimi günü ve saatini belirterek not ettim. Ayrıca özel faaliyetlerimi de not ederim. Bu notlar sadece bana ait olan bilgisayarda görülürdü, şifreliydi. Görev sürem dolup ayrılırken, henüz üniformamı çıkarmadan bir iki gün önce bu faaliyet notlarımın tamamını bilgisayardan sildim. Yani öyle 'delete' tuşuna basarak değil. Canımın yanacağını bildiğim için bulunmasın, okunmasın diye üstünü yazdırarak sildim."

İlgili sitedeki "Örnek Paşamızın Günlüğünden" adlı yayın, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından durduruldu.[4]

Nokta

29 Mart 2007'de denizcilersitesi.com'da bir kısmı yayınlanan günlükler Nokta dergisi tarafından daha geniş kapsamlı olarak yayınlandı.[5][6] Dergi, dönemin kuvvet komutanlarının AKP hükûmetinin izlediği politikalardan rahatsız olduğunu ve 2003-2004 yıllarında Sarıkız, Ayışığı ve Yakamoz kod adlı darbe planları hazırladıklarını ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün muhalefeti ile darbenin gerçekleşmediği iddia ediyordu. Örnek, Nokta'nın haberi üzerine bir yalanlama daha yaptı:[7]

"Komutanlığım döneminde hiçbir zaman günlük tutmadım. Böyle bir günlüğüm mevcut değildir. Haberler tamamen uydurmadır. Karargâhta günlük programlarım düzenli olarak kayıt edilmekteydi. Günlük programlar ve ziyaretler üzerinden tamamen senaryo yazılmış."

Örnek'in 2004 Mart ayında genç Bahriyelilerin çıkardığı Pusula dergisine verdiği bir röportajda askeri öğrencilere mutlaka günlük tutmalarını tavsiye ettiği de ortaya çıkmıştır.[8]

Haber üzerine 13 Nisan 2007’de Nokta dergisinin binası askeri mahkeme kararıyla basıldı.[9] Baskında derginin bilgisayarlarına el konuldu ve dergi hakkında çeşitli soruşturmalar açıldı.[10][11] Bu olaylardan sonra Nokta dergisi, imtiyaz sahibi tarafından kapatıldı.[12]

Özden Örnek, günlükleri, günlükleri yayınlayan Nokta dergisi genel yayın yönetmeni Alper Görmüş aleyhine iftira ve hakaret davası açtı. Alper Görmüş, Örnek'in açtığı davadan beraat etti ancak mahkeme, Alper Görmüş'ün teklifine rağmen, soruşturmanın darbe iddialarının araştırılması yönünde genişlemesini reddetti.[13]

Ergenekon soruşturması

Günlüklerde adı geçen Şener Eruygur ve Hurşit Tolon 1 Temmuz 2008'de Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alındı. 7 Temmuz 2008 tarihinde Taraf gazetesi manşetten verdiği haberde Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur'da darbe günlüklerinde bahsedilmeyen Eldiven adlı bir darbe planına dair belgeler bulunduğunu duyurdu. Powerpoint dosyası şeklindeki sunumun en dikkat çeken yanı Nokta dergisinin yayınladığı Sarıkız ve Ayışığı planları için hazırlanan şemaların aksine hiçbir şifre ve kod kullanılmaması ve kişi isimlerinin açıkça yazılmasıydı.[14][15]

Eruygur ve Tolon ile aynı gün göz altına alınan Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay'ın bilgisayarından sildiği ama kayıtları hard-disk' kurtarıldığı söylenen notların da "darbe günlükleri"ni teyit ettiği yorumları yapılmıştır.[16][17] Balbay ise bu notların kendisine ait olduğunu reddetti ve "Birbirinden farklı notlar montaj yapılarak birileri tarafından işlenmiş, yorumlar eklenmiş ve tahrif edilmiştir" dedi.[18]

Darbe günlüklerinin gerçekliği

Alper Görmüş, söz konusu günlüklerin Örnek'in öğrenci olduğu dönemden, 1957 yılından, başladığını ve 1500-2000 sayfa tuttuğunu ancak kişilerin özel hayatlarıyla ilgili bilgilerin olduğu için yalnızca 2003-2004 dönemini yayınladığını belirtmiştir.[19]

Chronicle dergisi 2009 Mart ayında Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlüklerin öğrencilik dönemiyle ilgili bir bölümünü ve Örnek'in öğrencilik yıllarındaki bazı fotoğraflarını yayınlamıştır.[20][21][22]

Emniyetin yaptığı teknik araştırmaya ve Ergenekon iddianamesinin eklerine giren bilirkişi raporuna göre[23][24] günlüklerin kaynağı; "Donanma Komutanının Bilgisayarı", yazarı; "Amiral Özden Örnek", son kaydedenini de; "Dz.K.K." (Deniz Kuvvetleri Komutanı) olarak görünmektedir.[23]

Hilmi Özkök'ün açıklamaları

Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Eruygur ve Tolon'un tutuklanmasından sonra verdiği bir demeçte darbe teşebbüsleri hakkında “Ne var ne de yok derim” açıklamasını yapmıştır.[25] Yaklaşık bir yıl sonra Ergenekon soruşturması kapsamında tanık sıfatıyla bilgisine başvurulan Özkök, Ayışığı ve Yakamoz planlarından haberdar olduğunu Eldiven'i ve Cumhuriyet Çalışma Grubu'nu duymadığı belirtti. Özkök ifadesinde Ayışığı ve Yakamoz duyumunu aldığı dönemde Şener Eruygur'a bu yönde plan ve çalışma olup olmadığını sorduğunu, "Yok" cevabını alınca da buna rağmen sık sık rektörlerin, gazetecilerin Jandarma Genel Komutanlığı'na çağrılarak görüşülmesinin yanlış anlaşılacağını söyleyerek kendisini uyardığını söylemiştir.[26]

Bunun yanı sıra Chronicle dergisi, darbe planlarının yapıldığı günlerde Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök'e yönelik suikast planlandığı iddia etti. Dergiye göre, 3 Şubat 2004'te gerçekleştirilmesi planlanan suikast Ankara Merkez Garnizon Komutanı Tümg. Fehmi Büyükbayram'ın Özkök'ün kullandığı yol güzergâhını değiştirmesi ve alınan yoğun güvenlik önlemleriyle sonuçsuz kalmıştı.[27][28] Özkök ise bu iddialar için "Benim konumumdaki kişilere karşı böyle girişimler olabilir. Güvenlikten sorumlu arkadaşlar önlemlerini alırlar. Çoğunlukla da komutana söylemezler bile. Tedirginlik yaratmamak için. O tarihlerde benim güzergâhım zaman zaman bir önlem olarak değiştirilirdi.'" dedi.[29] Özkök'ün bu günlerde zehirlenmekten korktuğu için Genelkurmay yemekhanesinde yemek yemediği ve yemeklerini evden getirdiği ileri sürülmüştü. Özkök, yemeklerinin evden getirdiğini doğruladı, fakat karargâhtaki yağlı yemeklerin biraz ağır olacağı düşüncesiyle evde hazırlanan hafif gıdaları tükettiğini söyledi.[30]

Yargılama

25 Mart 2009'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kabul ettiği iddianamede Eruygur ve Tolon için üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.[31] İddianamede Sarıkız kod adlı planın; Eruygur, Yalman, Örnek ve Fırtına tarafından yapıldığı savunulmuş ancak Eruygur dışındaki üç kuvvet komutanın "Ergenekon örgütü ile irtibatı tespit edilemediği için Ergenekon sanıkları ile birlikte iştirak ettikleri eylemler ile ilgili evrakın tefrik edildiği" belirtilmişti.[32][33]

Hakkında dava açılmayan 2004 yılında görevli olan Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, 5 Aralık 2009'da Ergenekon soruşturması kapsamında darbe teşebbüsü iddiaları ile ilgili "şüpheli" olarak ifade verdi.[34]

Haklarında Ergenekon üyeliği suçlaması bulunmayan Yalman, Örnek ve Fırtına'nın tefrik edilen dosyaları "olay yerinin Ankara olduğu" gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.[35]

Plan

Darbe planlarının, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in darbe girişimi konusunda kararsız kalması ile 1. Ordu Komutanlığı'nı yürüten Org. Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ da darbeye soğuk durmakla bakması nedeniyle sonuçsuz kaldığı iddia ediliyor. Günlükte, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün de darbe yapılmasına karşı olması nedeniyle bu darbenin başarısızlığa uğradığı belirtiliyor. Hazırlık aşaması bir yılı bulan “Sarıkız” isimli darbe planı, 24 Nisan 2004'teki Annan Planı referandumundan sonra tamamen rafa kaldırıldığı iddia edilmektedir. Bu olaylar günlüklerde şöyle geçiyor:[5]

6 Aralık 2003: Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un isteği üzerine jandarma sosyal tesislerine gittik. Kara Kuvvetleri Komutanı ve JANGENKK Çarşamba günkü toplantıdan sonra çok rahatsız olmuşlar ve bu arada Kuran kursları ile ilgili yönetmelik düzeltmesi yayınlanınca hepimiz de rahatsız olduk. Bilhassa bu hafta bütçe komisyonunda (TBMM Plan-Bütçe Komisyonu) bir AKP milletvekili tekkelerin açılmasını isteyince hepimiz çok rahatsız olduk. Toplandık. AY: (Aytaç Yalman) Ben bu işten çok rahatsız oldum ve kendime göre şöyle bir plan yaptım. Aralık ayında bunların, Cumhurbaşkanı'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerini bekleyip eğer ocak ayı içinde bir hareket olmazsa istifa edeceğim. Hepimiz buna itiraz ettik. ŞE: (Şener Eruygur) Buna gerek yok. Kabul etmiyoruz. Daha yapacağımız çok şey var. AY'ın bazı rahatsızlıkları vardı. Kendini rahatlatmadan takıntıdan kurtulamayacaktı. Bu nedenle de Pazar günü tüm or'ları kahvaltıya davet etmişti. Buna neden or'lardan birinin vermiş olduğu bir cevaptı. Hepimiz AY'ın istifa etmesini kabul etmedik. Ve kendimize göre bir eylem planı yapmaya karar verdik.
- Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık. Bu nedenle ben MÖ'ı davet edecektim.
- Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik. - Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik.
- Sokaklara afiş astıracaktık.
- Dernekler ile temas edip onları da hükûmet aleyhine teşvik edecektik.
- Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık.
Yukarıdakiler SARIKIZ olarak anılacaktı. Ayrıca bana ALABANDA isimli bir proje verdiler. Ben de onun hazırlığını yapacaktım.

3 Şubat 2004: Kara Kuvvetleri Komutanı ile beraber önce Doğu Aktulga'nın ailesine hem bayramlık, hem de başsağlığı için gittik. Sonra geri döndüğümüzde onların evinde çok özel bir konuşma yaptık. Ben denetlemeye gittiğim zaman hepsi Jandarma Genel Komutanlığı'nda toplanmışlar ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur onlara bana Salı günü takdim edilen hazırlıkları göstermiş ve yapılan üst düzeydeki bazı yöneticilerin konuşmalarına ait ses kayıtlarını dinletmiş. Bunların çoğu AKP'ye danışmanlık yapan kişilermiş ve Kıbrıs sorununu nasıl halletmeyi düşündüklerini ve bu konuda neler yaptıklarını anlattıkları kayıtlarmış. Takdimin sonunda Hava Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı hemen 10 Mat'ta ihtilal yapalım diye bastırmaya başlamışlar. Kara Kuvvetleri Komutanı onları şimdilik frenlemiş ve bunun için daha zamanın uygun olmadığını beklememizi salık vermiş. Jandarma Genel Komutanı benimle görüşeceğini söylemiş ve dağılmışlar. Kara Kuvvetleri Komutanı bu konudan çok rahatsız olmuş. Bana sen ne düşünüyorsun, dedi. Ben de düşüncelerimi anlattım. "Bir ihtilal için zeminin hazır olması gerekir, yani halk ihtilali istemelidir. 12 Eylül'de olduğu gibi ordu niye duruyor, ne zaman müdahale edecek gibi başlıklar basında yer almalıdır. İkincisi önceki ihtilallerde olmayan bazı özellikleri bugün yaşıyoruz. Ekonomimiz çok bozuk ve tamamen dışabağımlı. Eğer dışarıdan kredi alamazsak ekonomimiz çökebilir ve halk büyük sıkıntı yaşar. Bunun nasıl sorumluluğunu almaya hazır değiliz. Bir diğer konu da ABD bundan önceki darbelere destek vermesine rağmen bugün AKP'ye destek veriyor. Onların istemediği bir darbe veya hükûmeti idame etmek çok zordur. Yani ABD'ye rağmen bu işlem olmaz. Diğer bir konu TSK içerisindeki birlik sağlanmış mıdır? Eğer bir ayrım varsa sonumuz tam bir felaket olacaktır. Bu nedenler ile darbeye henüz hazır olmadığımızı söyledim. Ama bu bizim eylemimize engel olmamalıdır. Biz Kıbrıs olaylarını takip etmeliyiz. Bizim en kuvvetli olduğumuz konu Kıbrıs konusudur. Bunlar eğer bu konuda açık verirler ve MGK kararları dışında bir hareket tarzı uygulamaya kalkarlarsa o zaman Genelkurmay Başkanı'na gidip, biz bu konuyu tasvip etmiyoruz ve sorumluluğu üzerimize alamayız, bu nedenle de bir basın bildirisi hazırladık, ya bizimle beraber bu açıklamayı yaparız yahut da biz bu açıklamayı ve tüm düşüncelerimizi açıklayıp istifa ederiz, diyerek onun hareket tarzını öğreniriz. Eğer bize katılırsa bu açıklamayı hep beraber, yoksa yalnız başımıza yaparız. Bana göre bunun etkisi darbeden daha etkili olacaktır. Genelkurmay Başkanı da bu hareketten sonra yalnız kalacak ve istifa edecektir, dedim. (...)

28 Şubat 2004: 14:00'te kuvvet komutanları ile bizim evde toplandık. Amacınız Kıbrıs meselesini değerlendirmek ve Denktaş'tan aldığımız birçok özel ve gizli mektupları değerlendirmekti. (...) Hükümete karşı bir tepki olarak da hem Kıbrıs'ta hem de anavatanda gösterilere ve ulusal platformda toplantılara 3 Mart'tan itibaren başlanacaktı. (...) İkinci konu olarak yine aynı mesele, biz bu adamları darbe ile alaşağı edelim konusuydu. Şener ve Havacı bu konuda çok bastırıyorlar. Şener'in adeta aklından çıkmıyor, iki kelimede bir bunu söylüyor. Havacı da keza öyle. Eğer Kıbrıs'ı vermek istemiyorsak en son limitimiz 9 Nisan 2004. Bu tarihten sonra hükûmet taraflara taahhüt vereceğinden geriye dönüş şansı sadece referandum olacak. Referandumun hangi şartlar altında yapılacağını hepimiz tahmin ediyoruz. Bütün şer güçleri evet dedirtmek için keselerin ağzını açacak ve sözler verilecek sonuçta cahil halk "evet" diyecek. Ne yapacaksak 9 Nisan'dan önce yapmamız gerekecek. (...)

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

Wikiwand in your browser!

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.

Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.