Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Reşadiye sınıfı zırhlı savaş gemisi veya Reşadiye sınıfı dretnot, Osmanlı donanması için planlanan ve 1910'larda Birleşik Krallık'tan sipariş edilen iki adet dretnot savaş gemisinin sınıfıdır.[1] Sınıfın tasarımı İngiliz King George V sınıfının tasarımına dayanmakta olup kapsamlı geliştirmeler yapılmıştır. Gemilerde İngiliz gemileriyle aynı 13,5-inç (340 mm) ana batarya yer almakta, ikincil bataryalar ise 4-inç (100 mm) yerine 6-inç (150 mm) sınıfı toplardan oluşmaktadır. İlk gemi olan Reşadiye 1911'de kızağa konulmuş ve Ağustos 1914'te tamamlanmıştır.
Reşadiye, HMS Erin adıyla Kraliyet Donanması hizmetinde | |
Gemi sınıfı | |
---|---|
İnşa eden: | Vickers, Armstrong Whitworth (planlanan) |
Kullanıcılar: | Kraliyet Donanması |
İnşa edilme: | 1911–1914 |
Planlanmış: | 2 |
Tamamlanmış: | 1 |
İptal edilmiş: | 1 |
Sökülen: | 2 |
Genel karakteristik | |
Sınıf ve tipi | Dretnot |
Deplasman | 23.000 t (22.640 emperyal ton) |
Uzunluk | 559 ft 6 in (170,54 m) |
Genişlik | 91 ft 7 in (27,91 m) |
Su çekimi | 28 ft 5 in (8,66 m) |
İtme gücü |
|
Hız | 21 kn (39 km/sa; 24 mph) |
Kişi kapasitesi | 1,070 |
Silah donanımı |
|
Zırh |
|
Planlanan iki gemiden yalnızca Reşadiye tamamlanabilmiş, ona da I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine Büyük Britanya tarafından el konulmuştur.[1] Bu durum Osmanlı halkının tepkisini çekmiş, Osmanlıların I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletlerinin yanında girmesinde oldukça etkili olmuştur. Bu gemilerin siparişi için sağlanan meblağ Donanma Cemiyeti tarafından Osmanlı halkından toplanan bağışlarla tamamlanabilmişti. İkinci gemi olan Fatih ise Nisan 1914'te sipariş edilmiş, I. Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından İngiltere'de kızakta iken parçalanıp hurdaya çıkarılmıştır.[1]
Britanya donanmasına katıldıktan sonra Reşadiye savaş gemisinin adı HMS Erin olarak değiştirildi ve Büyük Filo'ya katıldı. Gemi, 31 Mayıs-1 Haziran 1916'da Jutland Muharebesi'nde çatışmaya girip ana silahlarını ateşlemeyen tek İngiliz ana muharebe gemisidir. 1919'da kısa bir süre Nore'un bayrak gemisi olarak görev yaptı. 1922 Washington Denizcilik Antlaşması ile kariyerinin sonuna gelen gemi, 1922-1923 yıllarında antlaşma şartları gereği söküldü.[1]
Osmanlı donanması 1870'lerden itibaren padişahın donanmaya güvenmemesi, yeni gemiler için az miktarda sermaye ayrılması, mevcut gemilerin bakımsızlığı ve ciddi bir eğitim verilmemesinin sonucunda önemli oranda güç kaybetmişti. Onyıllar süren dönem boyunca donanmayı modernize etmek için zaman zaman farklı projeler başlatıldı; 1890'larda ön dretnot Abdülkadir''i inşa etme girişimi ve donanmanın kötü durumunu ortaya koyan 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı sonrası yeni filo planları maddi kaynak sorunları sebebiyle sonuçlandırılamadı.[2] 1909 sonrasında Osmanlı hükûmeti gücü artan Yunan donanmasına, özellikle de yeni zırhlı kruvazörleri Georgios Averof'a karşı koymak için yabancı tersanelerden savaş gemileri satın alma üzerine ciddi planlar yapmaya başladı. Geçici bir çözüm olarak 1910 yılında Almanya'dan Brandenburg sınıfı iki zırhlı savaş gemisi satın alındı ve Barbaros Hayreddin ile Turgut Reis adları verilerek donanmaya katıldı.[3]
Osmanlı hükûmeti 1911'in sonlarında satın almak için yeni gemiler aramaya başladı. Hükûmet ilk önce Armstrong Whitworth'la o dönemde Brezilya hükûmeti için inşa edilmekte olan Rio de Janerio ve Brezilya donanmasında göreve başlamış olan Minas Geraes gemilerini almak için temasa geçti. Osmanlı hükûmeti bu temaslardan bir sonuç çıkmayınca Vickers firmasıyla iki yeni zırhlı savaş gemisinin inşası için görüşmeye başladı. Bu amaçla daha önce Osmanlı hükûmeti için donanma danışmanlığı yapan Douglas Gamble iki yeni tasarım hazırladı. İlk tasarım Mehmed Reşad V adıyla 8 Haziran 1911'de sipariş edildi, geminin adı yapımı esnasında Reşadiye olarak değiştirildi.[4] İkinci gemi ise Fatih Sultan Mehmed adıyla Nisan 1914'te sipariş edildi.[5]
Reşadiye sınıfı gemilerin siparişi Osmanlı ve Yunan donanmaları arasında bir silahlanma yarışı başlattı. Yunan donanması Osmanlılara cevap olarak 1912 yılında Salamis zırhlısını sipariş etti,[6] bu durum Osmanlıların Rio de Janeiro'yu satın alma teklifini yenilemesine sebep oldu. Osmanlı hükûmeti gemiyi satın alarak Sultân Osmân-ı Evvel olarak adlandırmak üzere Ocak 1914'te İngilizlerle anlaşma imzaladı. Yunan hükûmeti bunun üzerine Vasilefs Konstantinos olarak adlandırılacak ikinci bir zırhlı siparişi verdi; Osmanlılar ise karşılık olarak üçüncü bir zırhlıyı, Reşadiye sınıfının ikinci gemisi Fatih Sultan Mehmed'i sipariş etti.[7]
Reşadiye'nin tasarımı çağdaş İngiliz King George V sınıfına dayanıyordu ve yapım aşamasında olan Iron Duke sınıfına da dahil edilen bazı iyileştirmeleri içeriyordu. İngiliz gemileriyle karşılaştırıldığında Reşadiye sınıfının tasarımında geminin ortadaki ana batarya tareti bir güverte daha yukarıdaydı, bu da dalgalı denizde atış yapma yeteneğini arttırıyordu. Ayrıca King George V sınıfındaki 4 in (100 mm) toplar yerine 6 in (150 mm) toplardan oluşan daha ağır bir ikincil batarya taşımaktaydı. Geminin gövdesinin İngiliz gemilerinden daha kısa ve geniş olması dönüş yarıçapının daha iyi olmasını sağlıyordu ancak daha düşük deplasmanı zırh koruması ve kömür kapasitesinden ödün verilmesine sebep olmuştu.[8]
Reşadiye sınıfının tasarımı dikler arasında 525 fit (160 m), toplamda 559 ft 6 in (170,54 m) uzunluğundaydı. Sınıfın genişliği 91 ft 7 in (27,91 m), tasarım deplasmanı ise 23.000 metrik ton (23.000 emperyal ton; 25.000 küçük ton) idi. Hizmete girdiğinde HMS Erin'in deplasmanı normalde 22.780 t (22.420 emperyal ton; 25.110 küçük ton), tam yükte ise 25.250 t (24.850 emperyal ton; 27.830 küçük ton) idi.[9] HMS Erin tamamlandığında kumanda kulesi üzerinde tepesinde topların atışlarına yardımcı olmak üzere gözlem alanı bulunan tek bir üç ayaklı ana direğe sahipti. Geminin mürettebatı 1.070 subay ve denizciden oluşuyordu.[8]
Gemilerin gücü, dört Parsons buhar türbini ve bu türbinleri besleyen kömür ve fuel oil karışımı kullanan on beş Babcock & Wilcox su borulu kazandan geliyordu. Kazanlar kumanda kulesinin hemen gerisindeki birbirine yakın iki bacanın altındaydı. Motorların sağladığı 26.500 mil beygir gücü (19.800 kW) güç ile geminin en yüksek hızı 21 knot (39 km/sa; 24 mph) seviyesindeydi.[9] HMS Erin 2.120 t (2.090 emperyal ton; 2.340 küçük ton) kömür ve 710 t (700 emperyal ton; 780 küçük ton) fuel oil kapasitesiyle 10 knot (19 km/sa; 12 mph) hızla 5.100 deniz mili (9.400 km; 5.900 mi) seyrüsefer menziline sahipti.[8]
Reşadiye sınıfı tasarlandığı gibi, on 13,5-inç (340 mm) 45 kalibrelik toptan oluşan ana batarya, on altı 6-inç (150 mm) 50 kalibre toptan oluşan ikincil batarya ve dört 21-inç (530 mm) torpido tüpü ile donatılmıştır.[5]
13,5-inç (340 mm) toplar, Armstrong Whitworth tarafından üretilen Mark VI tipindeydi ve hepsi merkez hattında beş ikiz tarete monte edilmişlerdi. İlk iki taret ikincisi biraz daha geride ve yukarıda olacak şekilde yerleştirilmiş ve aynı bölgeye ateş edebilir şekilde tasarlanmıştı. Üçüncü taret bacaların hemen ardında geminin ortasına doğru, son iki taret ise yine biri biraz daha yukarıda olmak üzere aynı bölgeye ateş edebilir şekilde arka kumanda kulesinin arkasındaydı. 6-inç (150 mm) toplar her biri kendi kazamatında olacak şekilde geminin iki yanında, üst güvertede yer alıyordu. Torpido tüpleri gemi gövdesinin içinde, su hattının altında geminin her yanında ikişer adet olacak şekilde konumlandırılmıştı. HMS Erin tamamlandığında bir grup küçük kalibreli silah da eklenmişti, bu silahlar arasında altı 6-pounder (57-milimetre (2,2 in)) top ve iki 76-milimetre (3,0 in) Mk I uçaksavar topu yer alıyordu.[8]
Gemiler orta kısımlarda 12-inç (300 mm) kalınlıkta, iki uca doğru ise kalınlığı 4-inç (100 mm) seviyesine dek azalan bir kemer zırhı ile korunuyordu. Zırhın iki ucundaki boylamasına gemi bölmeleri 8-inç (200 mm) kalınlıktaydı. Yatay düzlemde koruma, cephanelik ve makine daireleri üzerinde 3-inç (76 mm) kalınlıkta, diğer yerlerde ise 1,5-inç (38 mm) kalınlıkta zırhlı güverte ile sağlanıyordu. Ön kumanda kulesi 12-inç (300 mm) kalınlıkta duvarlara sahipti. Ana batarya top taretlerinin ön yüzleri 11-inç (280 mm) kalınlıkta zırhla kaplıydı, barbetler ise 10-inç (250 mm) zırhlıydı. Ana kemer zırhın aşağısında ve arkasında kalan kısımlarda ise zırh kalınlığı 3-inç (76 mm) seviyesindeydi.[8]
Sınıfın ilk gemisi olan Reşadiye, 8 Haziran 1911'de sipariş edildi. Osmanlı hükûmetinin kaynaklarının tükenmesi ihtimaline bağlı olarak Birinci Balkan Savaşı'nın başlangıcının ardından 1912'de çalışmalar durdu. Çatışmanın sona ermesinin ardından Mayıs 1913'te çalışmaya devam edildi. İkinci gemi olan Fatih Sultan Mehmed, 1914 yılının başlarında Vasilefs Konstantinos zırhlısı için verilen Yunan siparişine cevaben 29 Nisan 1914'te sipariş edildi. İngiliz hükûmeti, 1914 Temmuz'unun sonlarında, I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla sonuçlanan artan gerilimlerin sonucu olarak çalışmaları durdurma emri verdi; geminin tersane kızaklarında inşa edilmiş kısmı ağustos ayında söküldü.[5][9][10]
Reşadiye sınıfının parçası olan gemilerin sayısı ve adıyla ilgili karışıklık mevcuttur. Bazı kaynaklar Reşadiye ve Mehmed Reşad V gemilerinin farklı gemiler olduğunu belirtse de bu ikisi aslında aynı gemidir.[9] Gemi önce Mehmed Reşad V adıyla sipariş edilmiş, ardından adı Reşadiye olarak değiştirilmiştir.[4] Benzer şekilde Fatih Sultan Mehmed gemisi bazı kaynaklarda Fatik veya Fatih adıyla geçmektedir.[9][11]
Bazı kaynaklarda Reşad-ül Hamid veya Reshad-i Hammiss adıyla üçüncü bir geminin 1911'de sipariş edildiği, 1912'de iptal edildiğini belirtmektedir ancak Bernd Langensiepen ve Ahmet Güleryüz'ün The Ottoman Steam Navy kitabına göre Osmanlılar ilk başta sadece tek bir gemi sipariş etmişlerdir.[8][4]
28 Haziran’da Arşidük Franz Ferdinand’a suikast düzenledikten sonra artan uluslararası gerilim İngilizleri Osmanlı gemilerine el koyma düşüncesine itti. Osmanlılar ile yapılan sözleşme hükümleri gereği İngiltere ulusal bir acil durumda gemileri geri satın alma hakkını saklı tutuyordu ancak Osmanlıların bu durumu kabul etmesi mümkün görünmüyordu. Osmanlı hükûmeti iki gemi için toplam 6 milyon sterlin ödeme yapmıştı. Bir kısmı Fransız bankacılardan borç alınan paranı diğer kısmı ise halktan toplanan bağışlar, vergiler ve memur maaşlarından karşılanmıştı. İki geminin alımı ulusal bir mesele haline gelmişti.[12] Temmuz 1914'ün başında Reşadiye hizmete hazırdı ancak İngiliz hükûmeti Osmanlılara iki geminin birden teslim edileceğini söylerken yapımcı Armstrong ve Vickers'a teslimat için aceleye gerek olmadığının sinyalini vermişti.[12] 21 Temmuz 1914'te İngilizler, Reşadiye ve Sultan Osman-ı Evvel'in teslimini ertelediler. Bahriye Nazırı Cemal Paşa gemilerin teslimatını güvenceye alma ümidiyle bu eylemi Fransa üzerinden protesto etti. İki savaş gemisi için mürettebat taşıyan nakliye gemisi İstanbul'dan 4 Ağustos’ta yola çıktı ancak 7 Ağustos’ta Osmanlı hükûmetinin dretnotların teslim edilmeyeceği konusunda bilgilendirilmesinin ardından geri çağrıldı.[13] Amirallik Birinci Lordu ve donanmanın başı Winston Churchill, Kraliyet Donanması'na 29 Temmuz'da iki geminin alıkonulmasını ve Osmanlı donanma personelinin gemilere binmesinin önlemesini emretti, iki gün sonra İngiliz denizciler gemilere çıkarak resmen el koydular. İngiltere henüz savaşta olmadığından bu eylemler yasa dışıydı. 3 Ağustos'ta, İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğu büyükelçisi İngiltere hükûmetinin gemilere el koyduğunu bildirdi.[14] Churchill gerilen ilişkileri düzeltme umuduyla Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşta tarafsız kalması şartıyla savaş sonunda iki dretnotun tamir edilmiş halde teslim edilmesi veya değerlerinin geri ödenmesi, bu esnada gemilerin kullanımı karşılığı her gün için 1,000 sterlin ödenmesi teklifinde bulundu ancak bu teklif kabul görmedi.[15] İngilizlerin parası ödenmiş savaş gemilerine el koyması Osmanlı halkında büyük tepki uyandırdı. "Halkın gemilerinin" kaybedilmesi Enver Paşa, Talat Paşa ve diğer Alman yanlısı nazırlarca İttifak Devletlerine halk desteği toplamada kullanıldı.[16]
Reşadiye ve Sultan Osman-ı Evvel el koymanın ardından Britanya donanmasında hizmete alındılar. Reşadiye aynı ay içerisinde tamamlanarak HMS Erin, Sultan Osman-ı Evvel ise HMS Agincourt ismiyle göreve başladı. Eylül ayında Erin ana İngiliz donanması olan Büyük Filo'ya bağlı 2. Harp Filosu'na katıldı, savaşın sonuna dek bu filoda görev yapmaya devam etti. 31 Mayıs ve 1 Haziran 1916'da gerçekleşen ve I. Dünya Savaşı'nda büyük donanmalar arasındaki tek ciddi çatışma olan Jutland Muharebesi'nde rol aldı.[8] Jutland'da İngilizlerin ana savaş hattında dördüncü gemi olarak King George V sınıfı yarı kardeş gemilerle beraber görev aldı.[17] Muharebe sırasında ana bataryasını ateşlemeyen tek İngiliz büyük savaş gemisi olan Erin, ikincil bataryalarından sadece 6 mermi ateşledi.[18][19]
1917'de atış kontrol direktörleri eklendi. HMS Erin, savaşın bitiminin ardından Nore yedeklerine atanarak amiral gemisi görevini alsa da savaş sonrası kariyeri kısa sürdü. Şubat 1922'de imzalanan Washington Denizcilik Antlaşması imzacı tarafların donanmalarına ciddi kısıtlamalar getirmişti.[8] Kraliyet Donanması ilk etapta antlaşma şartlarına uygun şekilde HMS Erin'i eğitim gemisi olarak görevlendirmeyi planlamıştı ancak eğitim görevi HMS Thunderer'a aktarılınca Erin hurdaya ayrıldı. Gemi parçalanmak üzere Aralık 1922'de satıldı ve Cox and Daniels firmasınca 1923'te tamamen parçalarına ayrıldı.[20]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.