Loading AI tools
Birleşik Krallık sömürgesi olan birçok ülkenin hukuki temelini kuran hukuk sistemi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Anglo-Sakson sistemi,[1][2][3][4] (İngilizce: common law), özellikle tarihinde Birleşik Krallık sömürgesi olan birçok ülkenin hukuki temellerini oluşturur. Emsal kararlar yansıtan, kapsamlı yasallaşmamış kanunları dikkat çeken özellikleri arasında yer alır. Bu emsal kararlar yüzyıllarca yargıçlar tarafından gerçek davalarda verilen hükümlerden elde edilmiştir.[5]
1066 yılında İngiltere'nin Normanlar tarafından istilasından sonra Normanlar bütün ülkede geçerli olacak bir hukuk sistemi yarattılar. Ülkenin her bir tarafına gezici yargıçlar gönderildi. Bu yargıçlar gittikleri bölgedeki örf ve adetleri de göz önünde bulundurarak hukukî sorunları çözmeye başladılar. Bu sistemdeki amaç ülkenin tamamının yargıçlar tarafından oluşturulan ortak bir hukuka sahip olmasıydı. Nitekim bu nedenle sistemin adı Common Law, yani ortak hukuk adını almıştır. Common Law bu dönemde oldukça katı ve şekilciydi. Dava açabilmek için Lord Chancellor'dan (Adalet Bakanı) "writ" (ferman) almak gerekiyordu. Üstelik bu fermana uygun olmayan durumlarda dava açılması mümkün değildi. Bunun yanında, Common Law sistemine göre sözleşmeye uyulmaması hâlinde mahkemenin verebileceği tek karar, uymayan tarafın tazminat ödemesiydi, yani aynen ifa gibi bir yetkisi yoktu.[6]
Common Law mahkemelerinde adaleti bulamayanlar "Tanrı aşkına ve merhameten (for the love of God and the way of charity)" Kral'a başvurmaya başladılar. Bu başvurularla ilgilenilmesi görevi önce Curia Legis (Kral'ın danışma meclisi) isimli kurula, sonra da Lord Chancellor'a verildi. Böylece Chancellor Mahkemeleri kurulmuş oldu. Common Law sisteminden farklı olarak, bu mahkemelerde dava açmak için ferman almak gerekmiyordu, bir dilekçe yazmak yeterliydi. Bu mahkemede, Common Law sisteminden eksik kalan biçimsel kuralları telafi edebilmek için birtakım hakkaniyet ve nesafet kuralları geliştirildi. 1474 yılı itibarıyla bu kurallar iyice belirginleşti ve bu sisteme Equity Law, yani eşitlik hukuku adı verildi.
Bu sistem, Common Law sistemine göre daha kolay işleyen bir sürece sahip olduğu için oldukça hızlı bir şekilde büyüdü. Öyle ki, ilerleyen süreçle birlikte Common Law sistemi ile çatışmaya başladı. Artık hangi sistemin diğerinden daha üstün olduğu tartışılmaya başlanmıştı. Kral I. James, çatışma hâlinde Equity Law sisteminin daha üstün olacağına karar verdi. Fakat yine de bu çatışmalar devam etti. Nihayet, 1873 ve 1875 yıllarında çıkarılan kanunlar ile, mahkemeler istedikleri sistemi uygulayabilme yetkisi elde etti.[6]
Geçmişten gelen Common Law ve Equity Law sistemleri, gelişen ve değişen hayat şartlarına uyum sağlayamaz hâle gelince, oluşan bu soruna çare olması amacıyla Statute Law sistemine geçildi. Bu sistem, oluşan yeni sorunların yasama faaliyetleriyle çözülmesine dayanıyordu, bu nedenle de adı Statute Law (kanun hukuku) olmuştu. Kuralların kaynağı, bizzat parlamento idi, hâkimler de bu kuralları aynen uygulamak mecburiyetindeydi.[6]
Common Law terimi, dar anlamda yukarıda da anlatıldığı gibi çeşitli biçimsel ve esasa dair özellikleri olan hukuk sistemi anlamına gelmekle birlikte, aynı zamanda geniş anlamda da bu üç hukuk sistemini de içine alan bir kavram olarak kullanılır. Yani günümüz Anglo-Sakson hukuk sistemi de Common Law olarak bilinir.
“Common Law” (Ortak Hukuk) adı verilen sistem “Anglosakson Hukuku” olarak da bilinir. Anglosakson sözcüğü İngiliz milletini ifade eder. Bileşik bir kelimeden oluşan kavram İngiltere'yi tarih içinde istila eden iki kavmin adıdır; Angluslar ve Saksonlar. Bu hukuk sisteminde yazılı olma zorunluluğu yoktur. Örneğin İngiltere'nin bugün yazılı bir Anayasası yoktur.[7] Yazılı Medeni Kanunları ve Ticaret Kanunları bulunmaz. İngiliz Töresi yazılı hukuka eşdeğer sayılır (Örfi Hukuk). Fakat yazılı kısımlar da mevcuttur (Yazılı Hukuk: Statute Law). Ör: İngiliz Ceza Kanunu yazılıdır. Common Law'ın eksikliklerini gidermek için Hakkaniyet Mahkemeleri (Equity Court) sistemi kurulmuştur. Buna da Equity Law (Hakkaniyet Hukuku) denildi. İngiliz Sisteminde her yargıç davayı sonuçlandırırken daha önce görülmüş benzer davaların kararlarını dikkate almak zorundadır. Hukuk bölümlere ayrılmamıştır, bütündür. Mahkemeler uzmanlaşmış değildir geneldir. Kamu Hukuku - Özel Hukuk ayrımı ile Adli Mahkeme - İdari Mahkeme ayrımı yoktur. Töre, hukukun asli kaynakları arasında yer alır. Hakimler, bir gelenek kuralı varsa bunu uygular. Hakimlerin vicdani bağımsızlıklarına büyük önem verilir ve güvence altına alınmıştır. Hâkimler sistemin en önemli unsurlarıdır. Hakimlere büyük önem verilmekte ve bu sebeple de sınırlı sayıda hâkim bulunmaktadır. İngiltere'de göreceli olarak (diğer ülkelerle kıyaslandığında) daha az sayıda yargıç bulunmakta ve tüm sistem sorunsuz bir şekilde işlemektedir. Bunun temel sebebi, her sorunu hakimin önüne gelmeden çözecek mekanizmaların oluşturulmuş olmasıdır (Uzlaşma ve Pazarlık sistemi). Hakkaniyet (Equity) kavramında hukukun herkese eşit olarak uygulanıp uygulanmadığına bakılır.[8] Sözcüğün Türkçe tam karşılığı aslında "Eşitleyicilik" demektir. Bir şeyin şeklen hukuka uygun olmasının onun her zaman doğru olmayabileceği anlayışı savunulur. Özünde hakların korunulup korunmadığına bakılır. İngiliz hukukundaki önemli kavramlardan biridir. Adaleti doğru uygulamaktır.
Genişletilmiş olarak Anglo-Amerikan Hukuku şeklindeki bir sınıflandırma da mevcuttur.[10] Örneğin İngiltere ve Amerika'da -her ikisinde de- mahkemelerde Jüri bulunur.[11] Ancak Amerikan hukukunda yazılı kısımlar daha fazladır.[12] ABD'nin diğer ülkelerdekine kıyasla kısa da olsa bir Anayasası vardır.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.