Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Ankara Üniversitesi'ne bağlı fakülte Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Ankara Üniversitesi'ne bağlı fakülte Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye-i Fünun-u Şahane, Mekteb-i Mülkiye veya kısaca Mülkiye), Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi'nde eğitim ve öğretim veren, Ankara Üniversitesine bağlı bir fakültedir. Osmanlı Devleti döneminde sivil yönetici sınıfını yetiştirme amacıyla açılmış ve Türkiye'de siyaset bilimi ve iktisadın birçok alanında yükseköğrenim sağlayan ilk kurumdur.
Slogan | Yetiştik Çünkü Biz Önce Mülkiye, Sonra Türkiye Türkiye için Mülkiye |
---|---|
Kuruluş | 1859 |
Eski isim(ler)i | Mekteb-i Mülkiye-i Fünun-u Şahane, Mülkiye, Siyasal Bilgiler Okulu |
Eğitim dil(ler)i | Türkçe ve İngilizce |
Bağlılık | Ankara Üniversitesi |
Dekan | Prof. Dr. Orhan Çelik |
Dekan yardımcıları | Prof. Dr. Türkmen Göksel Doç. Dr. Can Giray Özgül |
Konum | Cebeci, Ankara, Türkiye |
Web sitesi | politics.ankara.edu.tr |
1859 yılında (Abdülmecid devrinde) İstanbul’da kurulan Mekteb-i Mülkiye, cumhuriyet devrinde Ankara’ya taşınmıştır ve günümüzde, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine dönüşmüş olarak eğitimini sürdürmektedir.
Osmanlı Devleti'nde ilk Mekteb-i Mülkiye; devletin idârî kademelerinde görev alacak kimseleri yetiştirmek maksadıyla, İstanbul’da Fatih semtinde, “Ticarethane” denen yerde kuruldu. Okulun resmi adı “Mekteb-i Fünun-u Mülkiye” idi.[1] 12 Şubat 1859 tarihinde Sadrazam Âli Paşa ve hükûmet üyelerinin katılımıyla açılışı gerçekleşti.[2] Maarif-i Umumiye Nezareti’ne bağlı bir okul olarak bakanlık içerisindeki iki odada açılmıştı. Daha sonra okul, Yıldız'da bugün Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Yerleşkesi olarak kullanılan bölgeye taşınmıştır.[3] Öğrenim süresi iki yıl idi. 18-36 yaş arasında[1] öğrenci kabul edilen okula sınavla girilirdi. Kâtip olarak çalışanlara tahsilleri süresince işlerinden maaşlı izin verilmekteydi.[1]
İlk yıl 50 öğrenci alması kararlaştırılan okulun ilk müdürü “Cemal Bey” oldu.[2] Cemal Bey'in bir yıllık müdürlüğünün ardından 1877'ye kadar Müderris Hilmi Efendi müdürlük yaptı.[2] Kabul edilen öğrenci sayısı 1864'te 100'e çıkarıldı.
Okul, ilk mezunlarını 1861'de verdi. İki yıl önce 50 kişinin alındığı okuldan 33 kişi mezun olmuştu.[2] Okul birincisi olan Çeşmeli Mehmet Sırrı Efendi kendi tercihiyle Preveze Kazası Müdürü olarak tayin edildi ve ilk mülkiyeli idare amiri olarak tarihe geçti.[1] O yıl yayımlanan bir irade ile bundan böyle kaza müdürlüklerine ve liva kaymakamlıklarına Mekteb-i Mülkiye mezunu olmayanların alınmayacağı duyuruldu. Ancak mülkiye mezunlarının birdenbire kaymakam yapılmaları da uygun bulunmadığından kadrolar boşaldıkça kaza müdürü olarak görevlendirilmeleri ve zamanla terfi ettirilmeleri kararlaştırıldı.[1]
Okul, 1862'de Ticarethane'den başka bir daireye; 1864'te Fatih'teki "Nuri Efendi Konağı"’na taşındı. 1865 yılında çıkan yangında konak yanınca Vefa’daki bir konağa taşındı.
Mülkiye Mektebinin bir şubesi 1866’da Bosna’da Mithat Paşa tarafından açıldı.
Okul ilk açıldığı sırada öğretim programlarında kültür ve meslek dersleri (kanunlar ve iktisat dersleri) vardı. Okutulan dersler arasında bulunan Ekonomi Politik, İdare Hukuku, Devletler Hukuku ve Ceza Hukuku; o zamana kadar hiçbir Osmanlı mektebinde okutulmamış ilk defa mülkiye mektebinin programına konulmuş derslerdi.[1] Derslere iki senenin yeterli gelmediği görülünce okulun öğrenim süresi 1867’de üç, 1868’de dört yıla çıkarıldı.
1877’de hazırlanan "Mekteb-i Mülkiye Nizamnamesi" ile okul 3 yıl idadi (lise), iki yıl âli (yüksek) olmak üzere beş yıllık bir okul haline geldi. Müşir Ali Nizamî Paşa “Mektep Nazırlığı”’na getirildi; açılan sınav sonucu birinci sınıfa (idadi kısmına) 50 kişi, ve 4. sınıfa (okulun âli kısmına) 13 öğrenci kabul edildi; okul Eminönü'ndeki eski Maarif Nezareti binasına taşındı ve 1908’e kadar orada kaldı (Binada hâlen Cağaloğlu Anadolu Lisesi bulunmaktadır).
1878’de “mektep nazırı” unvanı “mektep müdürlüğü”ne çevrildi ve bu göreve atanan Abdurrahman Şeref Efendi, mektep müdürlüğünü 1895’e kadar sürdürdü.[2] Abdurrahman Şeref Efendi’nin, Galatasaray Sultanisi müdürlüğüne getirilmesi üzerine yerine gelen Hacı Recai Bey Meşrutiyet’in İlanı ile emekli edilinceye kadar geçen 14 sene boyunca okulun müdürlüğünü sürdürdü. Recaizade Ekrem Bey, Tarihçi Murat Bey (Mizancı) bu dönemde okula öğretmenlik yapan ünlü isimlerdendir.[1]
Sultan II. Abdülhamit saltanat sürdüğü bu dönemde padişah, talebeleri çalışmaya teşvik etmek için, Mekteb-i Mülkiyeyi birincilikle bitireni saraya kâtip olarak alırdı[kaynak belirtilmeli].
1883’te okula yatılı kısım eklendi; yatılı kısım 1902’de kaldırıldı.
1883’te ayrıca okulun bünyesinde Fransızca öğreten bir Lisan Mektebi açıldı. Hariciye Nezareti’ne bağlı olan Lisan Mektebi’nin idaresi Mülkiye Mektebine ait idi.
1892’de yeni bir düzenleme ile okulun idadi kısmının öğrenim süresi dört yıla, âli kısmının öğrenim süresi üç yıla çıkarıldı. Mektepte kendi iktidarına karşı olan “hürriyet” taraftarı gençlerin yetiştiğinden şüphelenen padişahın isteği üzerine pozitif derslerin azaltılıp, din derslerinin sayısı arttırıldı.[1]
Artık ülke çapındaki idadilerden Mülkiye'ye yeterli sayıda öğrenci yetiştiği için 1900 yılında okulun idadi kısmı lağvedildi ve sadece bir yüksekokul haline geldi. İdadi kısım Mercan'daki binaya yerleşerek “Mercan İdadisi” adını aldı.[2] 1900 yılında Dârülfünûn’un İlahiyat, Edebiyat, Riyâziyât (Matematik), Tabakat (Jeoloji) şubeleri (fakülteleri) Mülkiye Mektebinin çatısı altında öğrenime başladı.
Meşrutiyetin ilan edilmesiyle okulun resmi ismi olan “Mekteb-i Şahane”, “Mekteb-i Mülkiye” olarak değiştirildi. Müdürlüğe getirilen Mehmet Celal Bey, okulun derslerinde düzenleme yaptı; dini derslerin ağırlıkta olduğu programın yerine pozitif derslerin ağırlıkta olduğu bir program getirdi. İmtihanla her yıl okula 40 öğrenci alınırken o yıl 413 öğrenci alındı. Dönemin özgürlükçü atmosferinden yararlarnarak İstanbul'daki mezunlar "Mekteb-i Mülkiye Mezunları İttihat ve Teavün Cemiyeti"’ni, öğrenciler ise "Müdavimin-i Mülkiye Cemiyeti"'ni kurdular.
1900 yılında Dârülfünûn’un dört şubesi Mülkiye Mektebinin çatısı altında açılmıştı. 1909 yılında yapılan düzenleme ile Mülkiye, Dârülfünûnun bir fakültesi durumuna geldi ve Dâarülfünûn’un diğer şubeleri ile beraber Beyazıt’ta"Zeynep Hanım Konağı"’na taşındı. Mülkiye, 1912’de ise diğer şubelerden ayrılarak Cağaloğlu’ndaki "Hasan Fehmi Paşa Konağı"’na taşındı. Bu konak, okulun ilk müstakil binasıydı.[2] 1914’te okul yeniden yatılı öğrenci kabul etmeye başladı.
Bu dönemde Rakım Bey (1909-1911) ve Mehmet Hikmet Bey (1911-1915) okulda müdür olarak görev yaptılar.
56 yıl boyunca öğrenime devam eden okul 24 Ağustos 1915’te kapatıldı, I. Dünya Savaşı boyunca kapalı kaldı. Kapatılma nedenleri arasında savaş nedeniyle bütçede tasarrufa gidilmek istenmesi; Mülkiye’deki ders programının Darülfünun Hukuk Mektebi'nde daha kuvvetli okutulduğu görüşünün mebus ve nazırlar arasında yaygın olması ve uzun süre Sultan II. Abdülhamit’in himayesinde bulunduğu için Meşrutiyet devri mebus ve nazırları arasında okula karşı aleyhtarlık bulunması gösterilir.[2]
Savaşın son yılında devrin sadrazamı ve dahiliye nazırı Talat Paşa’nın isteği üzerine[1] “Mekteb-i Mülkiye’nin Yeniden Tesisi” hakkında bir kanun teklifi hazırlanıp mecliste kabul edildi. Böylece okul, Dahiliye Nezaretine bağlı, yatılı ve 3 senelik bir okul olarak yeniden açıldı; 1920’de Maarif Nezareti’ne bağlandı. Devrin padişahı Vahdettin’in himayesine giren okul, “Mekteb-i Mülkiye-i Şahane” adını aldı.
Mülkiye artık her yıl 30 öğrencinin sınavla kabul edildiği parasız bir öğrenim kurumu idi. İstanbul Sultanisi müdürü Hüseyin Nazım Bey, okul müdürlüğüne getirildi.[1] Okul binası, Yıldız Sarayı’ndaki Yaveran Dairesi’nin bir bölümü idi. 1919’da okul Fındıklı/Kabataş’taki "Ethem Paşa Konağı"’na; işgal güçleri bu binaya el koyunca Sineklibakkal’da bir binaya taşındı.[2] İstanbul’un işgal altında olduğu bu dönemde okulun bir öğrencisi (Cemal Ethem Bey) tarafından daha sonra “Mülkiye Marşı” olacak bir şiir yazıldı. Şiiri Musa Süreyya Bey besteledi. Okul 1925’e kadar birkaç kere daha farklı binalara taşındı ve nihayet 1925 yılında Yıldız’daki Yaveran Dairesi’ne taşındı. Ankara’ya gidene kadar okul hep bu binada eğitimi sürdürdü.
“Ankara’da Yaptırılacak Mülkiye Mektebi Hakkında Kanun” 1935 Haziran’ında Resmi Gazete’de yayımlandı. İnşaat, Cebecide'de başladı. Yapının mimarı, Avusturya kökenli İsviçreli mimar, kent plancı ve eğitimci olan Ernst Arnold Egli’ye yaptırılan bina, 1936 yılının Ekim ayında okul müdürlüğüne teslim edildi.[2]
5 Kasım 1936’da okulun öğrencileri şehir bandosu eşliğinde Ayaspaşa’dan Taksim’e yürüdüler ve Haydarpaşa Garı’ndan kalkan özel bir trenle Ankara’ya hareket ettiler. Ertesi gün Ankara Garı’ndan Muhafız Alayı Bandosu eşliğinde Ulus'a yürüyüş yapıldı; korteji hükûmet ve meclis adına TBMM Başkanı Mustafa Abdülhalik Renda karşıladı. Törenin ardından Mülkiye, Cebeci’deki binasına yerleşti.
Okulun adı 4 Aralık 1938’de “Siyasal Bilgiler Okulu” olarak değişti. 1950’de Siyasal Bilgiler Fakültesi adı ile Ankara Üniversitesine katıldı.
29 Nisan 1960'ta birçok öğrenci ve öğretim üyesinin yaralanması, fakülte binasının hasar görmesine yol açan öğrenci gösterileri üzerine 30 Nisan günü “süresiz” olarak kapatılan okul; 30 Mayıs 1960'ta yeniden eğitime açıldı.[2]
Mülkiye Marşı, bazı kaynaklarda Vatan Marşı olarak da geçmektedir. Bestesi Musa Süreyya Bey'e, güftesi ise Cemal Edhem (Yeşil)'e ait olan Mülkiye Marşı'nın sözleri şu şekildedir:
Mülkiye Marşı
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, güneş, toprak, deniz.
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.Bir güneştin bir zamanlar, ay kadar kaldındı dün,
Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün;
Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördügün?
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.Beklesin Türkoğlu'nun azminde kuvvet bulmayan,
Sel durur, yangın söner elbette bir gün Ey Vatan
Süslenir, oynar yarin, dün ağlayıp matem tutan
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.