Kresna Kanyonu Muharebesi
İkinci Balkan Savaşı sırasında gerçekleşmiş bir muharebe Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
İkinci Balkan Savaşı sırasında gerçekleşmiş bir muharebe Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.
Kresna Kanyonu Muharebesi (Türkçe adıyla Kresna vadisi Muharebesi), 1913 yılında İkinci Balkan Savaşı sırasında Yunanlar ve Bulgarlar arasında yapıldı. Muharebe, 8-18 Temmuz tarihleri arasında, labirenti andırır şekildeki ormanlar ve dağlar arasında 20 km'lik bir cephede, 11 günlük bir sürece yayılı şekilde yapıldı.
Kresna Gorge (Kresna Kanyonu) Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
İkinci Balkan Savaşı | |||||||
Binbaşı Velissariou'nu 1.Evzon Alayını muharebede komuta ederken betimleyen Sotiris Christidis tarafından yapılan Yunan Taş baskısı | |||||||
41°48′03.19″K 23°09′34.93″D
| |||||||
Taraflar | |||||||
Bulgaristan Krallığı | Yunanistan Krallığı | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Gen. Mihail Savov Gen. Nikola Ivanov | Kral I.Konstantin | ||||||
Güçler | |||||||
110 tabur | 80 tabur | ||||||
Kayıplar | |||||||
Bılinmiyor | 10,000 ölü, yaralı ve esir[1] |
Muharebenin yapıldığı yer Kresna Kanyonu veya vadisi Bulgaristan'da Yukarı Cuma iline bağlı (şimdi ki adı Blagoevgrad) Kresna yerleşim birimine yakın bir vadidir. Bu vadi yaklaşık 18 km uzunluğundadır ve Struma nehri tarafından oluşturulmuştur. Vadi boyunca ve çevresinde savunmaya elverişli orman ve dağlar bulunmaktadır.
Buradaki muharebede, ateşkes ve barış anlaşmasından önce Yunanların Bulgar topraklarına ilerlemesinin son aşamasıydı ancak hem Yunanlar hem Bulgarlar kendini kazanan taraf ilan etse de muharebenin kazananı tam olarak bulunmamaktadır. Ancak Yunanların sarılma ve imha tehdidi altına girdiği Yunanların Sofya'yı fethetme niyetinin gerçekleşmediği düşünülürse Bulgar üstünlüğü düşünülebilir fakat Bulgarlarda planladıkları çevirme ve imha hareketini gerçekleştirememiş ve iki tarafı ateşkes ve anlaşma (Bükreş Antlaşması (1913)) imzalamaya iten bir tükenmişlik ve sonuçsuzluk ortaya çıkmıştır.
II. Balkan Savaşında Sırp cephesinde Bulgar saldırısının durdurulup Sırpların belli Bulgar Topraklarını ele geçirmesi sonrası durum durağan bir hale gelmişti, öte yandan Bulgar Ordusu Yunanistan'da da yenilmişti, belli toprakları Yunanların eline geçmişti Romanya Krallığı'nın Dobruca'daki sürpriz saldırısı ve her an Edirne ve Kırklareli üstüne gelebilecek bir Osmanlı İmparatorluğu saldırısı tehdidi altında her yönden kıskaç altındaki Bulgaristan Krallığı zor durumdaydı. Bununla birlikte Bulgar ordusu Dobruca ve Doğu Trakya'yı savunma ve korumadan çok Sırplar ve Yunanlar üzerine kuvvetlerini yığmış çekildikleri bölgelerde savunma pozisyonu almıştı.İstediği toprak hedeflerini kazanan Sırpların artık pasif kalarak savaşın kalan muharebelerini Yunanların üzerine yıkmaya çalıştıklarını sert bir Bulgar direnişiyle karşılaşacaklarını anlayan Başbakan Eleftherios Venizelos'un itirazlarına rağmen Yunanistan Kralı I. Konstantin ordusuna Bulgar topraklarının daha derinlerine yürümesini ve Bulgaristan'ın başkenti Sofya'yı ele geçirmesini bu şekilde Bulgaristan'ın savaş dışı kalıp kayıtsız şartsız teslime zorlanmasını emretti. Konstantin savaşta kesin bir zafer elde etmek istiyordu.
Doyran Muharebesi'nden zaferle çıkan Yunan Kuvvetleri kuzeye doğru ilerlemeye devam etti. 18 Temmuzda, Yunan 1. Yunan Tümeni Bulgarlar hatlarının arkasına sarkıp Bulgarları geri çekilmeye mecbur bıraktı ve önemli bir dayanak noktası olarak Kresna geçidinin güney tarafını ele geçirdi.[2]
Ancak geçit içinde, Yunanlar Sırp Cephesinden buraya gelen Bulgar 2. ve 4.ordularının bir kısım kuvvetleri tarafından pusuya düşürüldüler ve savunma yapmaya zorlandılar. Buna rağmen ağır çatışmalar sonrası Kresna Geçidini Yunanlar elde tutmayı başardılar. Yunanlar ilerlemeye devam edip 25 Temmuzda Simitli yakınlarındaki Krupnik köyünü ele geçirdiler ve geçidin kuzey tarafıda ele geçirilince Bulgar orduları Simitli'ye çekilmek zorunda kaldılar.[3] Simitli 26 Temmuzda ele geçirildi,[4] 27-28 temmuzda gece boyunca süren mücadelelerle Bulgarlar Gorna Djumaya (Yukarı Cuma) yani şimdi ki adıyla (Blagoevgrad)'a çekildiler. Burası Sofya'nın sadece 76 km güneyindeydi.[5]
Batı Trakya'da da Yunanlar ilerliyordu zira Bulgar Ordusu kuvvetlerini başkentini ve ana topraklarını savunmak için çekmek zorunda kalmıştı. 26 Temmuzda İskeçe'ye ertesi günde Gümülcine'ye hiçbir ciddi Bulgar direnişi olmadan girdiler. [5]
Yunan Ordusu Blagoevgrad (Yukarı Cuma)'da büyük bir Bulgar direnişiyle karşılaşınca durmak zorunda kaldı. [6][7] 28 Temmuzda, saldırılarını yineleyen Yunan Kuvvetleri Yukarı Cuma'nın güneydoğusunda Cherovo'dan 1378 rakımlı tepeye doğru bir hattı ele geçirdi.[8]
Ancak 28 Temmuz gecesi Bulgar ordusunun yoğun saldırıları ve baskısı karşısında Cherevo yerleşim birimini ve kazandıkları yerleri bıraktılar. [9][lower-alpha 1]
Ertesi gün, Bulgarlar belli hatlara yığılan Yunan Ordusunu, Cannae Muharebesi tarzında kanatlardan kuşatma ve yok etme amaçlı harekete geçtiler.[11] Yunanlar Kresna'nın batısı,Razlık (Mehomia)'a saldırıya geçtiler. 30 Temmuzda Bulgar atakları kanatlara doğru Yunanları kuşatmaya çalışır şekilde iyice genişledi,Yunanlar kuşatılmayı engellemek için Razlık'tan Predela geçidine doğru taarruza geçtiler. Ancak saldırıları geçidin doğu yakasında Bulgarlarca durduruldu ve çatışmalar burada sonuçsuz bir hal almaya başladı. Batıda Bulgar ordusu Delçevo'ya doğru saldırıya geçse de Sırp hatlarına yakın yerde olduğundan saldırı engellemelerden başarıya ulaşamadı. Bulgarlar özellikle güneye sarkıp buradan ilerlemeye başladılar ve 29 Temmuzda Yunanların arka lojistik hatlarını olası çekilme hatlarını Berova ve Ustrumca boyunca kuşattılar Yunanların çekilebilip yardım alabilecekleri sadece tek bir güzergâh kalmıştı.[12][13][14]
Pehçevo ve Razlık (Mehomia) hatları boyunca Yunanları kuşatmaya dönük Bulgar saldırıları sürdü ancak her şeye rağmen Yunan Ordusu pozisyonlarını korudu. [8] 30 Temmuzda Yunan Komutanlığı Yukarı Cuma şehrine doğru yeni saldırı planladı.[15] O gün boyunca çatışmalar Bulgar Ordusunun elinde tuttuğu şehrin kuzey ve kuzeydoğudaki stratejik mevzillerinde sürüp dursada Yunanlar hiçbir sonuç alamadı.[lower-alpha 2]
Sonuçta Yunan başbakanı Venizelos'un Yunan ordusu için Kralı'na söylediği "..ordumuz fiziksel ve ruhsal olarak tükendi lütfen bu çatışmalara bir son verme yolu bulun..." sözleri üzerine 1.Konstantin Bulgarlarında o sırada Sofya yakınlarından çekilme şartlı yaptığı ateşkes teklifini, Romenlerin arabuluculuğunda kabul etmek zorunda kaldı. [11] Netice olarak 31 Temmuz 1913'te ateşkes sonrasında Bükreş Antlaşması ile İkinci Balkan Savaşı sona erdi.
Ateşkes her iki tarafı da zafer iddiasında bıraktı. Yunan bakış açısına göre, on bir günlük savaştan sonra, Bulgarlar Yunan ordusunun kanatlarını çevirmeyi açıkça başaramadılar ve sonuç olarak Yunanlar muharebeyi bir savunma zaferi olarak gördüler.[13] Bulgarlar, saldıran Yunan Ordusunun Sofya'ya ilerlemesini başarıyla durdurduğu ve Yunanların ateşkesi kabul etmesine neden olduğu için galip geldiklerine inanıyorlardı. Bu görüş, bazı tarihçilerin, muharebenin mütareke ile sonuçsuz bir şekilde sona ermesine rağmen, savaşın sonunda Yunan ordusunun kuşatma ve imha ile tehdit edildiği görüşü ile desteklenmektedir.[11] Ancak Yunanlar da, Bulgarların mevcut tüm güçlerini uzun süren savaşa dahil ettiklerini ve Yunan güçlerini kuşatmayı tamamlamak için ek insan gücünden yoksun olduklarını iddia edip durmaktadırlar.