Hasan Kulesi
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Hasan Kulesi (Arapça: صومعة حسان, romanize: Savmaye Hasan), Fas'ın başkenti Rabat'ta bulunan bir minaredir.[1] Minare, 1199 yılında Muvahhid Halifeliğinin üçüncü halifesi Yakub el-Mansur tarafından inşa edilmiştir ve tamamlanamamış bir caminin bir parçasıdır.
Hasan Kulesi | |
---|---|
Yerel ad | |
Konum | Rabat, Fas |
Koordinatlar | 34°01′26.98″K 6°49′22.17″B |
İnşası | 1199 |
Mimari tarzı | Muvahhid mimarisi Fas mimarisi Berberi mimarisi |
Kulenin dünyanın en büyük minaresi olması amaçlandı ve cami tamamlandığında batı İslam dünyasının en büyüğü olması planlandı.[2] Ancak Yakub el-Mansur'un 1199'da ölümünden sonra caminin inşaatı durdu. Minare 44 metre yükseklikte ayakta bırakılmıştır.[3] Caminin geri kalanı da birkaç duvarın sadece başlangıcı ve 348 sütunun inşa edilmesiyle yarım kaldı.[4] Kule, caminin kalıntıları ve modern V. Muhammed Mozolesi ile birlikte Rabat'ta önemli bir tarihi ve turistik kompleksi oluşturmaktadır.
Minare, Ebu Yusuf Yakub el-Mansur tarafından yaptırılmış olmasına rağmen, "Hasan" Kulesi veya "el-Hasan Camii" olarak bilinmektedir.[5] Anıta bu ismin nasıl verildiği bilinmemekle birlikte, bu ismin 13. yüzyıl kadar erken bir tarihte kullanıldığı görülmektedir.
Hasan Kulesi'ni inşa ettiren kişi, Mağrip ve İberya'da bir Berberi Müslüman imparatorluğu olan Muvahhid Halifeliği'nin hükümdarı Yakub el-Mansur'dur. El-Mansur, şu anda Rabat'ın medinesi (eski şehir) olan yerde, eski Kasbah'ın ötesinde geniş bir alana yayılan yeni surlarla, el-Mehdiyye veya Ribat el-Feth adı verilen yeni bir müstahkem imparatorluk başkenti inşa etmeye karar verdi. Bu proje aynı zamanda bu başkent için Hasan Kulesi'nin minaresi olacağı muazzam bir caminin inşasını da içeriyordu. Caminin inşaatı 1191 yılında başladı,[5] ancak El-Mansur'un Alarcos Savaşı'ndaki zaferini anmak için tasarlandığını iddia eden bazı tarihi raporlar nedeniyle, inşa yılı 1195 olarak geçmektedir.[6]
Kule, Endülüs'teki (günümüz İspanya'sı) Sevilla Giralda'sı gibi, Marakeş'teki Kutubiyye Camii'nin minaresi örnek alınarak yapılmış, ancak yüksekliği ve bir dizi rampadan oluşan yükselme yöntemi açısından eski Mısır'daki İskenderiye Deniz Feneri'nden de esinlenmiştir.[7] Yakub el-Mansur, Rabat'ta, özellikle yeni şehir surları ve kapılarının inşası ve Avdaya Kasbahı'na eklemeler olmak üzere başka çalışmalar da yaptı.[8] Tüm bu çalışma ve harcamalara rağmen Muvahhid başkenti Marakeş'te kaldı ve hiçbir zaman Rabat'a taşınmadı.[3]
Yakub el-Mansur'un 1199'da ölümünden sonra cami ve yeni başkent tamamlanmadan kaldı ve halefleri camiyi bitirecek kaynaklardan ya da iradeden yoksun kaldı. Yapıdan geriye sadece duvarlarının başlangıcı ve 348 sütun kalmıştır. Terk edilmeden önce camiye bir miktar kiremit çatı eklendiğine dair kanıtlar olsa da, taşınabilen neredeyse tüm malzemeler başka bir yerde inşaatta yeniden kullanılmak üzere sonunda alandan çıkarıldı. Tamamlanmamış olmasının yanı sıra, cami 1755 Lizbon Depremi'nde bir miktar hasar gördü.[9]
20. yüzyılda sömürgeci Fransız ve Faslı arkeologlar bölgeyi kazarak geriye kalanları dikkatlice yeniden inşa ettiler.[3] 1960'larda cami kalıntılarının bulunduğu alan, modern bir cami ve kompleksin güney tarafının geri kalanını kaplayan başka bir köşkle birlikte güneydoğu köşesinde V. Muhammed'in Türbesi'nin inşaatına yer verecek şekilde dönüştürüldü. Modern türbe ve cami, Vietnamlı mimar Cong Vo Toan tarafından tasarlandı ve 1971'de tamamlandı.[10] Kule ve caminin bulunduğu alan, 1 Temmuz 1995'te Kültür kategorisinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklendi. Tarihi Rabat'ı kapsayan daha büyük alanın bir parçası olarak 2012 yılında Dünya Mirası Statüsü'ne layık görüldü.[11]
Cami, kilometrelerce öteden görülebilen heybetli bir manzara sağlamak için Ebu Rekrek Nehri'nin yüksek güney kıyısına stratejik bir şekilde yerleştirilmiştir.[9] İnşaat sırasında çevredeki bölge banliyö olduğundan ve camiyi düzenli olarak dolduracak nüfustan yoksun olduğundan, tarihçiler buranın seferlere çıkmadan önce Muvahhid birliklerine hizmet etmek için yapıldığını düşünmektedirler.[9]
Caminin toplam boyutları o dönem için muazzamdı: 183'e 139 metre (600'e 456 ft). Eğer tamamlanmış olsaydı, İslam dünyasının batı kesimindeki en büyük cami olacaktı, hatta Kurtuba Ulu Camii'nden bile daha büyük olacaktı.[12] Caminin çevresi, 100 metreden daha uzakta olduğu kuzey tarafı hariç, her tarafta caminin kendisinden yaklaşık 50 metre uzakta duran başka bir duvarla çevriliydi.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.