Guernica Bombardımanı
1937'de İspanya İç Savaşı sırasında gerçekleşen hava saldırısı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
1937'de İspanya İç Savaşı sırasında gerçekleşen hava saldırısı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Guernica Bombardımanı (26 Nisan 1937), İspanya İç Savaşı sırasında Bask şehri Gernika'ya yapılan, geniş çaplı yıkıma ve pek çok sivilin ölümüne sebep olan hava saldırısıdır. Alman Luftwaffe kuvvetlerine bağlı "Condor Legion'a (Kondor Lejyonu)" ve faşist İtalyan yönetimine ait "Aviazione Legionaria'ya (Lejyoner Hava Kuvvetleri) ait uçakların gerçekleştirdiği saldırının askeri adı Operation Rügen'dir.
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Ekim 2020) |
Guernica Bombardımanı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
İspanya İç Savaşı | |||||||
Guernica Harabeleri, 1937 | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
| İspanya Cumhuriyeti | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Francisco Franco | |||||||
Güçler | |||||||
31 bombardıman uçağı ve 26 savaş uçağı | Bilinmiyor (uçaksavar savunması yok) | ||||||
Kayıplar | |||||||
~ 150–1.654 ölü |
Guernica şehri (Baskça Gernika, 1983'ten itibaren resmî adı Gernika-Lumo), adının duyulmasına sebep olan hava saldırısının öncesinde ve sonrasında Basklar için her zaman önemli bir şehir oldu. Geleneksel olarak, önemli bir yönetsel kurum olan Biskay meclisi, bu kasabada bulunan ve Gernikako Arbola (Guernica'nın Ağacı) olarak anılan meşe ağacının altında toplanırdı. Sonraki zamanlarda meclis yine bu şehirde bulunan ve Bask ülkesinin tarihî arşivini barındıran Casa de Juntas'ta toplanmaya başladı.
General Francisco Franco tarafından yönetilen Milliyetçi güçler Cumhuriyetçi Hükümet kontrolündeki bölgelere girmekteydi. Bask milliyetçileri ve solcular tarafından kurulmuş özerk bir yapı olan Bask Hükûmeti, kendisine ait zayıf bir orduyla Biskay'ı ve Guipuzcoa'nın bazı bölgelerini korumaya çalıştı. Saldırının gerçekleştiği dönemde Guernica, Cumhuriyetçi güçleri için stratejik bir odak noktasıydı. İşgal edilmiş durumdaki Bilbao ile Milliyetçi güçlerin arasında yer alıyordu. Bilbao, İspanya'nın kuzeyinde savaşı sonuçlandırmak için kilit şehir olarak görülüyordu. Ayrıca Guernica, Cumhuriyetçiler'in kuzeydoğu Biskay'dan geri çekildikleri yolun da üzerindeydi.
Kondor Lejyonu'nun saldırısı öncesinde bölgede Cumhuriyetçi güçler mevcuttu. Ayrıca şehrin doğusundaki cephede Bask ordusunun 23 taburu bulunmaktaydı. Ancak şehirde henüz hiçbir çarpışma gerçekleşmemişti. Şehrin içinde de iki Bask taburu vardı ancak bu kuvvetlerin sabit hava koruma teçhizatı yoktu. Cumhuriyetçi hava kuvvetlerinin son dönemdeki büyük kayıpları sebebiyle, şehrin havadan savunulması da mümkün değildi.[1]
Guernica'nın resmi nüfusu yaklaşık beş bindi. Ayrıca Cumhuriyetçiler'in kontrolündeki bölgeye doğru kaçmakta olan sayısız göçmen de şehirde bulunuyordu. Saldırının gerçekleştiği pazartesi günü, şehirde her hafta pazarın kurulduğu gündü. Pazar için çevre bölgelerden gelmiş olan kişiler de Guernica'da bulunmaktaydı.
Yine de bombardımanın gerçekleştiği pazartesi günü pazarın kurulmuş olup olmadığına ilişkin tarihsel bir tartışma halen sürmektedir. Bask Hükûmeti, bombardıman öncesinde, yolların bloke olmasını ve büyük toplantıları önlemek için, pazarların kurulmasını bir süreliğine yasaklamıştı. Böyle bir yasaklamanın varlığı kesin olarak bilinse de, Guernica dahil pek çok bölgede bu yasak uygulanmıyordu. Bu yüzden, çoğu tarihçi o gün şehirde pazarın kurulmuş olduğunu kabul etmektedir.[2]
Kondor Lejyonu tamamıyla Milliyetçi güçlerin emrindeydi. Saldırı emri, Kondor Lejyonu komutanı olan Oberstleutnant Wolfram von Richthofen'a İspanyol komuta merkezinden gönderildi.[3]
Saldırının asıl amacının ne olduğu halen zaman zaman tartışılsa da, saldırıyı planlayan ve yöneten komutanın 1970'lerde kamuya açıklanan günlüğündeki kayıtlara göre Guernica saldırısı Milliyetçi güçlerin bölgedeki yayılımını artırmaya yönelik daha büyük bir planın parçasıydı ve bölgede yer alan Faşist güçlerin bu saldırı ile desteklenmesi amaçlanıyordu.[4]
Guernica'nın stratejik önemini, saldırıdan önce daha Bilbao'dayken fark eden Richthofen, Cumhuriyetçiler'in geri çekilme yollarını kısıtlamak için, Renteria banliyösündeki yolların ve köprünün bombalanmasını emretti. Guernica saldırısında köprünün tahrip edilmesi birinci amaçtı, çünkü bu saldırı, Milliyetçi güçlerin Marquina civarındaki Cumhuriyetçiler'e karşı başlattığı harekâtı desteklemek için yapılmıştı. İkincil amaç ise Cumhuriyetçiler'in araç ve mühimmat trafiğini kesmek ve etrafta enkaz yığınları yaratarak köprünün tamir edilmesini engellemekti.
Bu amaçları yerine getirmek üzere, iki Heinkel He 111, bir Dornier Do 17, on sekiz Junkers Ju 52 ve üç İtalyan Savoia-Marchetti SM.79 uçağı görevlendirildi. Uçaklar, 250 kg'lik orta yüksek patlayıcılar, 50 kg'lik hafif patlayıcılar ve 1 kg'lik yangın bombaları ile donatıldı.[5] Yirmi dört bombardıman uçağının toplam cephane yükü yirmi iki tondu. Ayrıca ertesi gün için, Messerschmitt Bf 109 uçaklarının kullanılacağı bir takip bombardımanı da planlandı. 26 Mayıs günü Richthofen'a gelen saldırı emri şöyleydi:
Derhal başlamak üzere: Marquina-Guernica-Guerriciaz yakınlarındaki caddelerde serbest bombardıman görevi için A/88 ve J/88. K/88 (Guerriciaz'dan döndükten sonra), VB/88 ve İtalyanlar Guernica'nın doğusundaki caddelere ve köprüye (banliyö dahil). Eğer düşmanın personel ve mühimmatını engellemek istiyorsak, oradaki trafiği durdurmalıyız. Vigon, Guernica'nın güneyindeki caddeleri askerleriyle kapatmayı kabul etti. Bu başarıyla sonuçlanırsa, düşmanı Marquina etrafında kıstırmış olacağız.[6]
Birinci hava akını Guernica'ya yaklaşık 16:30'da vardı. Güneyden yaklaşan bir Dornier Do 17, yaklaşık yirmi adet 50 kg'lık bomba bıraktı. 15:30'da Soria'dan havalanan üç İtalyan SM.79 uçağının, ikinci akın olarak "düşmanın geri çekilmesini engellemek amacıyla, Guernica'nın doğusundaki yolu ve köprüyü bombalaması" emredilmişti. Bu uçaklara şehri bombalamalarına ilişkin bir emir verilmemişti. Kuzeyden güneye doğru altmış saniyelik bir tek geçiş sırasında bu üç uçak, otuz altı hafif patlayıcı bomba bıraktı. Vidal'e göre bu akının ardından şehirdeki hasar "nispeten sınırlıydı... birkaç bina hasar görmüştü". Bu binalar arasında San Juan Kilisesi ve Izquierda Republicana'nın (Cumhuriyetçi Sol Parti) genel merkezi de bulunuyordu.
Ardından ilk saldırının son üç akını yapıldı ve akınlar yaklaşık 18:00'de sona erdi. Üçüncü akın, bir Heinkel He 111 ile ona eşlik eden Corrado Ricci yönetimindeki beş Aviazione Legionaria savaş uçağı tarafından gerçekleştirildi. Dördüncü ve beşinci akınlar çift motorlu Alman uçakları tarafından yapıldı. Vidal'e göre:
"Hava akınları bu anda sona ermiş olsaydı, o zamana kadar savaşın çalkantısına hiç karışmamış olan şehir, tamamıyla orantısız ve katlanılamaz bir cezaya çarptırılmış olacaktı. Ancak, asıl büyük operasyon henüz başlamamıştı."
O gün öğle saatlerinde, Kondor Lejyonu'nun Junkers Ju 52 uçakları Guerriciaz (Gerrikaraiz) civarında bir göreve gitmişlerdi. Uçaklar bu görevden dönüp yeniden silahlandırıldılar ve Guernica saldırısını tamamlamak üzere yola çıktılar. Görevlerini kuzeyden güneye doğru, Biskay Körfezi'den Urdaibai Halici boyunca ilerleyerek gerçekleştireceklerdi. Birinci ve ikinci uçak grubu yaklaşık 16:30'da havalandı. Üçüncü grup ise birkaç dakika sonra Burgos'tan kalktı. Uçaklara, Vitoria'dan kalkan Fiat savaş uçakları ile Kutzow Bölüğü'ne ait Messerschmitt Bf 109B'ler eşlik ediyordu.
18:30 ile 18:45 arasında, aynı hizada uçarak 150 metrelik bir bombalama cephesi oluşturan üçer Ju 52 uçağıdan oluşan üç uçak grubu şehre saldırdı. Yaklaşık on beş dakika süren bu akın sırasında Bf 109B'ler ve Heinkel He 51, şehrin çıkış yollarını vurmaya devam etti ve bu yüzden sivil can kayıpları arttı.
Bu akınlar Guernica'nın büyük bölümünü yok etti. Şehirdeki binaların dörtte üçünün tamamen yıkıldığı bildirildi. Diğer binalarda ise ağır hasar vardı. Yıkılan binalar arasında silah fabrikaları Unceta ve Talleres de Guernica ile meclis binası Casa de Juntas ve Gernikako Arbola da vardı. Richthofen'in kayıtlarına göre, asıl hedef olan köprüye hiçbir isabet olmamıştı ve bu yüzden saldırı başarısız olarak değerlendirildi. Yine de saldırının yarattığı kaos ve yıkıntı, Cumhuriyetçi güçlerin bölgedeki hareket imkânını kısıtladı.
Sivil can kaybı sayısı tartışmalıdır. General Emilio Mola'nın yönetimindeki Milliyetçi güçler, saldırıdan üç gün sonra şehre girdiklerinde, kayıpların tam sayısını belirlemeye yönelik bir çalışma yapmadılar. O dönemde Bask Hükûmeti'nden yapılan açıklamaya göre ölü sayısı en az 1.654, yaralı sayısı ise 889'du. Çatışmaların haricindeki pek çok dış kaynakta, bu rakamların doğru olduğu varsayıldı.[7] O dönemden 1970'lere kadar, doğrulukları tartışmalı olsa da bu rakamlar birçok başka kaynakta kullanıldı.
Milliyetçi cunta hükûmeti ise şehrin, kaçmakta olan Cumhuriyetçi güçler tarafından yakılarak tahrip edildiğini iddia etti ve kayıplar hakkında net bir sayı belirtmedi. Bahsedilen en düşük ölü sayısı, Franco yanlısı Arriba gazetesinin 30 Ocak 1970 tarihli sayısında öne sürülen 12'ydi.
Daha güncel çalışmalardan Raul Arias Ramos'un La Legion Condor en La Guerra Civil isimli kitabındaki ölü sayısı 250, Joan Villarroya ve J.M. Sole i Sabate'nin Espana en Llamas. La Guerra Civil desde el Aire kitabındaki ölü sayısı ise 300'dür.[8] Bu rakamlara, Stanley Payne ve Antony Beevor gibi tarihçiler ile, BBC ve El Mundo gibi yayın organları tarafından atıfta bulunulmuştur.
II. Dünya Savaşı sırasındaki büyük ölçekli bombardımanların incelenmesi sırasında, Guernica saldırısına ilişkin açıklanan ilk can kaybı sayısına dair şüpheler ortaya çıktı. Guernica'daki ölü sayısı, dünya savaşı sırasında bombalanan büyük Avrupa şehirlerindeki ölü sayısına oranla anormaldi. Guernica'daki sayının biraz abartılı olduğu öne sürülmeye başladı. Guernica'da kırk ton bomba kullanıldığını dikkate alarak hesap yapan Corum'a göre, 1.654 ölü, ton başına 41 ölü anlamına geliyordu. Şubat 1945'te Dresden'e yapılan hava saldırısında 3.431 ton bomba kullanılmış, ton başına 7,2 ila 10,2 ölüm olmuştu. Corum, Guernica'da açıklanan ölü sayısı ile, benzeri diğer bombardımanlardaki ölü sayısı arasındaki bu uyumsuzluğu propagandaya bağladı ve bunu şöyle açıkladı:
"...yüksek tesir oranı (ton başına 7-12 ölüm) dikkate alınsa bile, Guernica'daki ölü sayısı yaklaşık 300-400 civarında olmalıdır. Bu rakam bile saldırının yeterince kanlı bir eylem olduğunu gösterir. Ancak bombalanan bir şehirde neredeyse 1.700 kişinin öldüğü duyurmak yerine küçük bir kasabada birkaç yüz kişinin öldüğü duyurmak aynı etkiyi yaratmazdı."[9]
Genel olarak kabul görmüş bir görüşe göre, Luftwaffe'nin iç savaşa müdahil olarak bu tür saldırılar düzenlemesi, daha sonra II. Dünya Savaşı sırasında kullanılacak birlikler için uygun bir tecrübe ortamı yarattı. O dönemde Reichsmarschall olan Hermann Göring'in daha sonra Nürnberg duruşmaları sırasında söylediği şu sözler, bu görüşü destekliyordu:
"Onu [Hitler'i], [Franco'ya] her şart altında destek vermesi gerektiği konusunda uyardım. Böylece, öncelikle o bölgede komünizmin daha da yayılmasının önüne geçebilirdik. Ayrıca genç Luftwaffe güçlerim için şu veya bu teknik konuda testler yapma imkânı sağlayabilirdik."[10]
Savaş deneyimi kazanmanın yanı sıra, Luftwaffe'nin İspanya İç Savaşı'ndaki varlığı, çeşitli stratejik kararların da ilk defa denenmesini sağlamıştı. Stratejik bombalama teorileri ilk defa Luftwaffe tarafından, halı bombardımanının Asturias'ta denenmesiyle geliştirilmeye başladı. Guernica'nın akıbeti ile, savaşın daha sonraki dönemlerinde bombardımana maruz kalan diğer şehirlerin akıbeti arasındaki fark da, bu tür denemelerin gittikçe değiştiğini gösteriyordu. Örneğin Hugo Sperrle komutasındaki İtalyan Aviazione Legionaria uçakları Mart 1938'de Barselona'ya düzenledikleri on üç hava saldırısında gaz ve yangın bombaları kullanmışlardı.
"Halı bombardımanı" Kondor Lejnoyu için zaman içinde standart bir uygulama haline geldi. Askerî tarihçi James S. Corum bu taktiğin nasıl kullanıldığını, lejyona ait 1938 tarihli bir rapordan yaptığı alıntı ile anlatmaktadır:
"Cepheye yakın hedeflerdeki, özellikle düşman depolarının ve komuta merkezlerinin bulunduğu kasabalardaki bombardımanlarda önemli sonuçlar elde ettik. Bu büyük başarının sebebi, bu hedeflerin kolayca bulunabilmesi ve halı bombardımanı ile tamamen tahrip edilebilmesiydi."[9]
İspanya tarafında ise, General Emilio Mola'nın, saldırıdan önce "Kuzey İspanya'daki savaşı çabucak bitirmeye" yönelik, saldırının ardından ise Bilbao'daki Cumhuriyetçiler'i doğrudan hedef alan tehditleri dile getirmesi, bu stratejinin etkili olduğunu ve hava akınlarının Milliyetçi güçler için gittikçe önem kazanan bir araç haline geldiğini gösteriyordu.
Vidal, saldırı hakkında sıkça dile getirilen bir başka teoriyi şöyle özetlemektedir:[11]
Guernica'daki yıkıma ilişkin ilk İngilizce haberler, saldırıdan iki gün sonra çıktı. The Times için çalışan ve İspanyol İç Savaşı'na dair haberleri ülke içinden bildiren George Steer, Guernica'daki tüm olayları yazan ilk muhabir oldu. Steer'in haberi, olaydan sonra yapılmış bir röportaj havasındaydı ve olayda Almanlar'ın rolü olduğunu açıkça belirtiyordu.[13] Üzerinde Alman İmparatorluk Kartalı'nın (Adler) bulunduğu üç bomba kasasının ortaya çıkarılması, iç savaş karşısında Almanya'nın tarafsızlığının ve imzaladığı müdahil olmama antlaşmasının sahte olduğunu kanıtlıyordu. Önce New York Times'ta, sonra tüm dünya medyasında yeniden yayınlanan Steer'in raporu öfke ve korku uyandırdı. Olayla ilgili diğer haberler ise şöyleydi:
Sonuçta tüm bu izlenimler, 1930'larda hava saldırılarına karşı halkta oluşmaya başlayan korkuyu körükledi. Bu korku aslında, gelecekteki ilk savaşta, tarafların şehirleri haritadan tamamen silecek saldırılar düzenleyecek oldukları gerçeğinin bir öngörüsüydü.
Milliyetçiler, Guernica'nın, şehri patlayıcı ve mühimmat deposu olarak kullanan Cumhuriyetçiler tarafından, geri çekilmeleri sırasında özellikle yakıldığını ve dinamitlendiğini öne sürdü. Bir başka iddia da bombalamanın sonuçlarının yine Cumhuriyetçiler tarafından, vahşet propagandası amacıyla abartıldığı yönündeydi. Şehre varan ilk yabancı gazetecilerden biri olan ve o dönemde Cumhuriyetçiler'i destekleyen tanınmış yazar Brian Crozier, hava saldırısını yalanlamamakla birlikte, şehirdeki hasarın Cumhuriyetçi garnizonu tarafından akılcı bir şekilde, dinamit kullanılarak daha da ağırlaştırıldığını düşünüyordu. Cumhuriyetçilerin, geri çekilirken kalan malzemeleri yok ettiklerine daha önce de şahit olunmuştu (örneğin Irun dinamitlenmişti). Ancak benzer çapta bir yıkımla daha önce karşılaşmış olan gazeteciler, Steer'in haberinin daha doğru olduğunu düşünüyordu. Saldırı sırasında sivil ölümlerinin mümkün olduğunca düşük tutulmaya çalışıldığı savı genel olarak kabul görmedi. Ayrıca, Bilbao'dan gelen itfaiyecilerin geciktiği ve yangınlara yeterince müdahale etmediği de bildirildi.[14]
Steer'in Guernica'daki dehşete ilişkin haberi Basklar tarafından memnuniyetle karşılandı, çünkü içinde bulundukları kötü durumu açıkça yansıtıyordu. Bask yöneticileri Steer'in adını Guernica'daki bir caddeye verdi. Gazetecinin, kaidesinde "Guernica'nın öyküsünü dünyaya anlatan gazeteci." yazılı[15] bronz bir büstü de dikildi.
Guernica olayı kısa sürede, savaş sebebiyle sivillerin acı çekmesinin sembolü haline geldi. Pablo Picasso 1937'de Guernica isimli tabloyu, olaydan etkilenerek çizdi. Paris'te sürgünde bulunan İspanyol Cumhuriyetçi Hükûmeti, Paris Dünya Fuarı'nda sergilenmek üzere Picasso'ya bir tablo sipariş etmişti. Bu daveti kabul eden ressam, bombardıman gerçekleşene kadar, çizeceği resme ilişkin ilham bulamamıştı. Tablo 1937 Dünya Fuarı'ndaki Cumhuriyetçi İspanya pavyonunda sergilendi. İspanya'nın demokrasiye yeniden dönüşü sırasında bu tablo, Bask milliyetçiliğinin sembollerinden biri haline geldi. Bugün Madrid'deki Reina Sofía Müzesi'nde sergilenen tablonun goblen bir kopyası, New York'taki Birleşmiş Milletler binasının bir duvarında, Güvenlik Konseyi salonunun girişinde asılıdır. Tablonun kopyası buraya, savaşın korkunçluğunu anımsatması için asılmıştır.
Kondor Lejyonu'nun faaliyetlerine ilişkin suçlamalar ve Alman vatandaşlarının Guernika bombardımanında rol oynamalarının yarattığı utanç duygusu, Almanya'nın yeniden birleşmesi sonrasında, 1990'larda ortaya çıktı. Operation Rügen'in altmışıncı yıldönümü olan 1997'de Alman Devlet Başkanı Roman Herzog, olayda hayatta kalanlara bir mektup yazarak Alman milleti ve devleti adına özür diledi.[16] Bu duyarlılık 1998'de Alman Parlamento'sunun, lejyon üyelerinin isimlerinin tüm birleşmiş Almanya üslerinden kaldırılmasına yönelik kararıyla daha da pekişti. Bu karar o dönemde uygulandı. Ancak 2005'te pilot Werner Mölders'in İspanya'da görev almak üzere gönüllü olduğu medya tarafından ortaya çıkarılınca, bu konuda yeni tartışmalar başladı. Guernica bombardımanında görev almamış olsa da, yasayı uygulamayı sürdüren Savunma Bakanı Peter Struck'un kararıyla Mölders'in ismi, Visselhoevede'deki kışladan ve Neuburg an der Donau'daki 74. Luftwaffe Filosu'ndan kaldırıldı.[17]
Olayın 70. yıldönümünde Bask Parlamentosu'nun başkanı, politikacılar, Nobel Barış Ödülü sahibi Adolfo Pérez Esquivel, saldırıdan sağ kurtulanlar ve Hiroshima, Volgograd, Pforzheim, Dresden, Varşova ve Oświęcim'den gelen temsilcilerle Guernica'da buluştu. Bu tören sırasında bombardımana ait resimler ve filmler gösterildi, ölenler anıldı ve Guernica'nın "Dünya Barış Başkenti" olması gerektiğini savunan "Guernica Barış Manifestosu" okundu.[18][19]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.