Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Bizantoloji ya da Bizantinistik, Bizans İmparatorluğu'nu tarih, kültür, din, bilim, politika ve ekonomi olmak üzere hemen hemen her alanda inceleyen bir bilim dalıdır. Bizantoloji'nin kurucusu olarak "Bizans" teriminin mucidi Alman filolog Hieronymus Wolf kabul edilir.
Hieronymus Wolf Doğu Roma İmparatorluğu'nun asıl Roma İmparatorluğu'ndan gerek konuşulan dil, gerekse sahip olunan din gibi bazı konularda farklılık yarattığını gördüğünden böyle bir isimlendirmeyi uygun görmüştür. Bizans adlandırması esasen Konstantinopolis'ten önce bölgede yerleşmiş olan antik kentin adı olan "Bizantion"dan gelmektedir. İlk defa Wolf tarafından kullanılan Bizans kavramı esasında Doğu Roma İmparatorluğu anlamına gelmektedir. Kavramın kullanımı özellikle 19. yüzyıl ve sonrası yaygınlaşmıştır.
Bizantoloji temel olarak Bizans İmparatorluğu'nun tarih ve kültürü ile ilgili konuları araştırır. Bu çerçevede Bizans İmparatorluğu yanı sıra çoğu zaman Yunan orta çağı, bu dönemde kullanılan Yunanca'nın orta çağ versiyonu olan Koine dili ile de ilgilenir. Bu noktada Bizantoloji'yi disiplinlerarası çalışmak zorunda olan bir bilim dalı olarak tanımlamak mümkündür.
Yunan-helen kültürü, Roma devlet geleneği, oryantal akımlar ve özellikle Hristiyan inanışı Orta Çağ Bizans uygarlığında belirleyici olan temel özelliklerden bazılarıdır. Bu uygarlığın doğuş tarihi olarak çoğu kez Hristiyanlığı özgür bir din haline getiren Konstantin'in hüküm sürdüğü dönem olan 306–337 yılları yahut Konstantinopolis şehrinin kuruluşu olan 330 yılı kabul edilmektedir. Roma İmparatorluğu'nun resmi olarak 395 yılında doğu ve batı olarak ikiye ayrılması üzerine geç antik dönem başlar ki bu dönem bizantologların olduğu kadar çoğu zaman eski çağ tarihçilerinin de ilgi alanı arasındadır. 717'ye kadar devam eden bu dönem "Erken Bizans dönemi" olarak da adlandırılır. I. Justinianus (527-565) her ne kadar İtalya, Afrika ve güney İspanya'yı fethetse de 634-698 arası yükselen İslam dininin de Bizans devleti için etkileri oldukça büyük oldu. Devletin resmi dili olan Latince Herakleios döneminde Yunanca olarak değiştirildi.
Böylece Antik dönem sonra ermiş ve Orta Bizans Dönemi olarak da adlandırılan dönem başlamış oldu. Bu dönem esas olarak içerisinde 717-843 yılları arasındaki Bizans İkonoklazmını da barındıran bir dönem olduğu gibi, aynı zamanda batı İmparatorluğu'nun doğmaya başladığı bir dönemdir. 10. ve 11. yüzyıllarda Makedon hanedanının önderliğindeki Bizans yeniden İslam ve Bulgarlara karşı güç kazanmaya başlamıştır. Ancak bu yükseliş Makedon Hanedanı hükümdarlarından II. Basileios'un (976–1025) ölümü ile bir dönüm noktasına girmiştir. 1071'de Malazgirt'te alınan mağlubiyetin yanı sıra, gerek küçük asya'da gerekse güney İtalya'da topraklar kaybedilmeye başlanmıştır. Haçlı seferlerinin başlangıcı ile aynı zamana denk gelen Komnenos Hanedanı döneminde yakalanan istikrar ancak 1176 yılındaki Miryakefalon savaşına değin sürdürülebilmiştir. İçte yaşanan bazı ihtilaflar, 1204 yılında yapılan dördüncü haçlı seferinin adresini Konstantinopolis'e çevirtmiş ve şehrin Latin devletleri tarafından işgaline yol açmıştır.
Dördüncü Haçlı Seferi sonucunda parçalanan Bizans İmparatorluğu farklı devletler olarak bir anlamda varlığını sürdürmüştür. Bu devletler İznik İmparatorluğu, Epir Despotluğu ve Trabzon İmparatorluğu olarak sayılabilir.
Paleologos Hanedanı önderliğinde 1261 tarihinde yeniden fethedilen Konstantinopolis ile birlikte Geç Bizans dönemi olarak adlandırılan dönem başlar. Yeniden eski gücüne kavuşmaya çalışan bu devlet özellikle 1300 sonrası kendisini göstermeye başlayan Osmanlı devleti tarafından tehdit altında idi. Özellikle kendi iç savaşları nedeniyle zayıflayan devlet 1453 tarihinde II. Mehmet önderliğindeki Osmanlı Ordusunun başkent Konstantinopolis'i fethetmesi ile sona erdi. Ancak dördüncü Haçlı Seferi sonunda kurulan devletlerden biri olan Trabzon İmparatorluğu varlığını 1461 yılına kadar sürdürmüştür.
İstanbul'un Fethi'nden yaklaşık 100 yıl sonra Bizans filozoflarının metinlerini toplayıp, çevirmeye ve yayınlamaya başlayan ilk bilim insanı Philipp Melanchthon'un öğrencisi ve bir Rönesans dönemi hümanisti olan Hieronymus Wolf'tur. Wolf yanında sekreter olarak çalıştığı Anton Fugger'in de yardımıyla İoannis Zonaras’ın kroniğini, Nikitas Honiatis’in ve Nikiforos Grigoras’ın tarihinin bir kısmını çevirmiş ve yayınlamıştır.
Bunu izleyen dönemde Bizans tarihi araştırmaları özellikle 17.yüzyılda, XIII. Louis ve XIV. Louis devri Fransa’sında ilgi duyulan bir alan haline gelmiştir. Bu yüzyılda Fransız aydınları Bizans tarihinin yanında, Bizans Hukuku ile alakalı çalışmalarda da bulunmuşlardır. Bu çalışmaların şefliğini yapanlar; Wilhelm Holzmann (Xylander), David Höschel, Johannes Leun-Clavius ve özellikle John Meursius’dur.
XIV. Louis ve Colbert’in himayesinde Louvre’un şöhretli matbaası Bizans tarihçilerinden büyük bir seriyi yayınlamaya girişti. 1645 yılında ilk olarak VI. İoannis’un tarih eseri, ardından 1685'te VII. Konstantinos'un "Excerpta de legationibus"’u yayınlandı. Philippe Labbé'nin önderliğinde başlanan çalışmalardan en önemlileri arasında Wolf'un yapmaya muvaffak olamadığı Corpus Byzantinae Historia ya da diğer adıyla Paris Corpusu olarak da bilinen eser, adı sayılması gereken önemli çalışmalardan birisidir.
17. yüzyıl Fransa'sında doğan bu ilgi, Aydınlanma Devri rasyonalizminin etkisi ile, Bizans tetkiklerinin ilerlemesini teşvikten çok uzak bir tutuma boyun eğdi. Kendinden öncekilere tepeden bakarak küçümseyen Aydınlanma devri bilim adamlarının tutumu da bu duraklama devrinin ortaya çıkmasına birincil etken olmuştur. Bunlara göre Bizans tarihi “Değersiz bir hitabet ve mucizeler koleksiyonu” (Voltaire), “ihtilal, isyan ve alçaklıklar örgüsü” (Montesquieu) olmaktan veya en müsait bir hükümle şanlı şerefli Roma tarihinin “elem verici bir sonundan” başka bir şey değildir. İşte böylece, Charles le Beau’nun Histoire du Bas- Empire (Paris 1767-1786) ve Edward Gibbon’ın Roma İmparatorluğu'nun gerileyiş ve çöküş tarihi (London 1776-1788) adlı eserleri Bizans tarihini, Roma devletinin bin yıl süren çöküş tarihi olarak tasvir etmektedirler. Gibbon bizzat, eserinde “barbarlığı ve dinin zaferi” tasvir ettiğini söylemektedir.[1]
19. yüzyılın insanlığa getirdiği derin tarih anlayışı, Aydınlanma devrinin tarihe aykırı ukalalığı yüzünden itibardan düşürülmüş olan Bizans tarihine de faydalı oldu. Tarihi gelişmelerin önemi düşüncesi uyanmış olup artık bir Ranke, bir Mommesen'in çalışmalarından sonra, bir devletin bin yıllık çöküş hali efsanesine inanma imkânı kalmamıştı. 19. yüzyıl son çeyreğinde Bizans tarihine karşı duyulan ilgi, o zamanlar ön planda bulunan Avrupa ülkelerinde yeniden canlandı. Alfred Rambaud, Vassiliy G. Vasilyevskiy, Karl Krumbacher, J. B. Bury’den her biri kendi ülkelerinde bizantolojiyi bağımsız bir bilim dalı haline getirmeyi bildiler. Çağdaş Bizantinoloji'nin kurucuları olan bu kişilerin faaliyetleri, kuvvetli bir akis buldu ve uzun süre diğer tarih sahaları arkasından topallayarak yürüyen Bizans tarihi araştırmaları, yavaş yavaş arka plandan öne doğru ilerledi.
Bizans sanatı ve arkeolojisi hakkında sistematik ilk araştırmalar ise 19. yüzyıl sonlarında Karl Neuman ve Heinrich Gelzer tarafından yapıldı. Bu araştırmacılardan önce yapılan çalışmalar Bizans sanatı ve arkeolojisini kapsıyor olsa dahi Bizans Tarihi içinde oldukça kısıtlı ve bilimsel metotlardan uzak kalmıştır. Her ne kadar Bizans sanatı ve arkeolojisini ana konu olarak seçmemiş olsa dahi Krumbacher’in "Geschicte der Byzantinischen Literatur" (Bizans yazın tarihi) adlı eseri ve yine aynı araştırmacı tarafından kurulan "Byzantinische Zeitschrift" dergisi, Bizans Sanatı ve Arkeoloji çalışmalarında bir mihenk taşı olmuştur. Bizans Sanatı ve Arkeolojisi'nin kurucularından olan Karl Neuman’ın fikir dolu "Die Weltstellung des byzantinischen Reiches vor den Krezzüngen" (1894) adlı eseri tarihi inceleme ve tasvirin en parlak numunesi olarak kalmıştır. Gelzer özellikle, "Die Genesis der Byzantinischen Themenverfassung" (1899) adlı kitabı ile Bizans tarihi araştırmalarını çok ileriye götürmüştür. Krumbacher'in Münih'teki halefi olup ayrıca tarih ve sanat tarihi sahasıyla da meşgul olan August Heisenberg, Bizans tarihi incelemelerine öncelikle Bizans yazarlarının tenkitli yeni baskıları ve aynı zamanda yeni kaynaklar ve bunlara komanterler yayınlamak suretiyle hizmet etmiştir.
N. P. Kondakov (1844-1925) nasıl Rusya'da Bizans arkeoloji ve sanat tarihi araştırmalarının kurucusu olmuşsa, V. G. Vasilyevskiy (1838-1899) de Rusya'da Bizans tarihi tenkitlerinin asıl kurucusudur. 1894 yılında Vasilyevkiy'nin Vizanstiyskiy Vremennik'in tesis etmesi ile o zamana kadar başka dergilerin, özellikle Jurnal Ministerstva Narodnogo Proveşçeniya'nın misafirseverliğinden faydalanmak zorunda kalmış bulunan Rus bizantinistliği, Bizans tetkiklerine ilerlemek bakımından en büyük katkıda bulunmuş olan bir organ sahibi olmuştur. Bundan bir yıl sonra da F. I. Uspenskiy, o sırada İstanbul'da kurulmuş olan Rus Arkeoloji Enstitüsü'nün müdürü sıfatıyla Izvestiya Russkogo Arkheologiçeskogo Instituta vi Konstantinople'nin neşrine başlamıştır.
19. yüzyıl sonlarında Bizans tarihi araştırmalarına diğer birçok ülkelerde de başlandı. İtalya'da tarih, edebiyat tarihi ve filoloji araştırmalarının yanında özellikle hukuk tarihine ait incelemelerde göze çarpacak ilerlemeler gösterildi. Balkan ülkelerinde Bizans araştırmaları bu ülke milletleri tarihinin incelenmesi ile bir birine bağlandı ve bu bağlantı gerek Bizans gerekse Balkan tarihi için pek faydalı oldu. Bulgaristan'da Bizans araştırmaları P. Mutafçiyev (1883-1943), V. Zlatarski (1866-1935) ve P. Nikov (1884-1939)’un önemli yayınları ile başladı ve gelişti. Yugoslavya sahasında Bizans araştırmaları bilindiğinin aksine sadece D. Anastasiyeviç (1877-1950) ile değil, aynı ölçüde St. Stanoyeviç (1874-1937), J. Radoniç (1873-1956), N. Radoyçiç (1878-1930) ve F. Şısiç (1869-1940)’in Sırp ve Hırvat tarihi araştırmaları ile oluşturuldu.
Yunanistan’da ise Bizans çalışmaları Yunan bilginleri için kendi milletlerinin tarihinin bir parçasıdır. Bizans tarihi daha ateşli Yunan tarihçisi K. Paperrehegopulos’un Atina’da 1860-1877 tarihlerinde neşredilen, beş ciltlik büyük eseri olan yeni Krolides Tarihi, Histoire de la civilisation hellenique (Paris, 1878)’da kendisine çok geniş bir yer bulmuştur. Bunun yanında Sa. Lampros, N. Bees, A. Andreas ve K. Dyobbunites gibi önemli Bizans araştırmacıları Yunanistan Bizans araştırmalarının zirve isimleri olarak günümüzde dahi anılmaktadır.[1]
Bizans Araştırmaları, 20.yüzyılın ilk çeyreğinden sonra önemli dergilere kavuştu. 1924 senesinde Henri Grégoire’nin idaresinde bilim dalının en önemli dergilerinden olan "Byzantion" yayın hayatına atıldı. Bu dergiyi Brüksel’de kurulan "Annuaire de I’Institut de philologie et d’historie Orientales et slaves" dergisi izledi. Yine aynı tarihlerde Roma’da S. G. Mercati tarafından kurulan "Studi Byzantini e Neoellenici" Bizans sanatı ve arkeolojisinin yanı sıra Bizans tarihi hakkında da önemli makaleler yayınlamaya başladı. 1926’dan beri Prag’da, 1938’den beri de Belgrad’da Bizans sanatı ve arkeolojisi araştırmalarının önemli bir merkezi haline gelen Kondakov Enstitüsü’nün yayın organı olan "Seminarium Kondakovianum (Annales de l’Institut Kondakov)" ne yazık ki tarihe karışmıştır.
Son zamanlarda adından sıkça bahsettirmeyi başaran eski bir araştırma merkezi, bir zamanlar Kadıköy’de daha sonra Bükreş’de ve bugün ise Paris’de gittikçe artan yoğun bir faaliyetle Bizans araştırmalarına yönelen Assompsionist Bilginler Enstitüsü’dür. Bu enstitünün organı olan ve 1897’den beri "Revue trimestrielle d’historie, de geographie et de liturgie orientales" olarak yayımlanan Echos d’Orient gittikçe artan ölçüde bir Bizans tetkikleri dergisi haline gelmiş ve Bizans araştırmalarına karşı büyüyen ilgiyi gözler önüne sermiştir. Bu gelişme, onun nihayet yerini Etudes Byzantines (1946'da çıkan 4.cildinden beri: Revue des Etudes Byzantines)'e terk etmesi ve Bizantoloji sahasının bir meslek dergisiyle zenginleşmesi ile sonuçlanmıştır. Bizans arkeoloji araştırmalarının diğer bir önemli merkezi de Thomas Whitttemoore'un Paris'te kurduğu ve 1946'da arkeoloji ve sanat tarihi yönü ağır basan Bulletin of the Byzantine Institute'ü yayınlamakla işe başlayan Bizans enstitüsüdür.
Bizans arkeolojisi, sanat ve kültür tarihi incelemelerinin en önemli merkezlerinden birisi de bugün için, Dumbarton Oaks Papers (1941'den beri) ve Dumbarton Oaks Studies (1950'den itibaren) adlı mükemmel donanımlı ve mühim yayınlarıyla kendisini gayet iyi temsil eden araştırma enstitüsüdür. Viyana'da II. Dünya Savaşı'ndan sonra yayın hayatına katılan Die Österreichischen Byzantinischen Gesellschaft adlı dergi Dumbarton Oaks kadar olmasa da yayınladığı makaleler farklı bir ekol oluşturmayı başarmıştır. Belgrad'daki Bizans enstitüsü de II. Dünya Savaşı'ndan sonraki kuruluşlardandır. Bu enstitünün yayınları ve onun tarafından 1952 yılından beri sürekli olarak neşredilen Zbornik Radova Vizantoloşkog Instituta dergisi özellikle Bizans-Güney Slav ilişkilerinin araştırılmasına hizmet etmektedirler.[1]
Bizans araştırmalarının en yeni merkezleri arasında bilhassa Palermo'da Bruno Lavagnini tarafından idare olunan Sicilya Bizans ve Yeni Grek tetkikleri Enstitüsü; Venedik‘de Sophia Antoniadis'in yönettiği Bizans ve Bizans sonrası Tetkikleri Enstitüsü ve Atina'da Dionysios Zakythinos'un idaresindeki Bizans Araştırmaları Merkezi zikrolunmalıdırlar.[2]
Bizantolojinin yardımcı bilim dalları olarak Yazıt bilimi, mühür bilimi, nümismatik, metroloji ve kronoloji sayılabilir.
Türkiye
Topluluklar
Yunanistan
Almanya Bizantoloji Almanya'da üniversite bölümü olarak bulunmaktadır. Bulunduğu üniversiteler şunlardır;
Almanya araştırma merkezleri
Avusturya
İsveç
Britanya
ABD
İtalya
Fransa
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.