![cover image](https://wikiwandv2-19431.kxcdn.com/_next/image?url=https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/b/bc/Paolo_Monti_-_Servizio_fotografico_%2528Napoli%252C_1969%2529_-_BEIC_6353768.jpg/640px-Paolo_Monti_-_Servizio_fotografico_%2528Napoli%252C_1969%2529_-_BEIC_6353768.jpg&w=640&q=50)
Stoacılık
felsefi sistem / From Wikipedia, the free encyclopedia
Stoacılık, MÖ 3. yüzyılın başlarında Atina Agorası'nda Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan bir Helenistik felsefe ekolüdür.[1] Mantık sistemi ve doğal dünya hakkındaki görüşleriyle beslenen bir kişisel erdem etiği felsefesidir ve erdem pratiğinin eudaimonia'ya ulaşmak için hem gerekli hem de yeterli olduğunu savunur: kişi etik bir yaşam sürerek gelişir. Stoacılar eudaimonia'ya giden yolu erdemi uygulayarak ve doğaya uygun yaşayarak geçirilen bir hayatla özdeşleştirmişlerdir.
![Thumb image](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/b/bc/Paolo_Monti_-_Servizio_fotografico_%28Napoli%2C_1969%29_-_BEIC_6353768.jpg/640px-Paolo_Monti_-_Servizio_fotografico_%28Napoli%2C_1969%29_-_BEIC_6353768.jpg)
Aristotelesçi etiğin yanı sıra stoacı gelenek de erdem etiğinin başlıca kurucu yaklaşımlarından birini oluşturur.[2] Stoacılar özellikle insanlar için "erdemin tek iyi" olduğunu ve sağlık, zenginlik ve zevk gibi dışsal şeylerin kendi başlarına iyi ya da kötü olmadıklarını (adiafora), ancak "erdemin üzerinde hareket edeceği malzeme" olarak değer taşıdıklarını öğretmeleriyle bilinir. Seneca ve Epiktetos gibi birçok stoacı, "erdem mutluluk için yeterli olduğundan", bir bilgenin talihsizliklere karşı duygusal olarak dirençli olacağını vurgulamıştır. Stoacılar ayrıca bazı yıkıcı duyguların yargı hatalarından kaynaklandığını ve insanların "doğaya uygun" bir iradeyi (prohairesis olarak adlandırılır) sürdürmeyi amaçlamaları gerektiğine inanmışlardır. Bu nedenle, stoacılar bir bireyin felsefesinin en iyi göstergesinin bir kişinin ne söylediği değil, nasıl davrandığı olduğunu düşünüyorlardı.[3] İyi bir hayat yaşamak için doğal düzenin kurallarını anlamak gerekiyordu, çünkü her şeyin doğadan kaynaklandığına inanıyorlardı.
Stoacılık MS 3. yüzyıla kadar Roma ve Yunan dünyasında gelişti ve taraftarları arasında İmparator Marcus Aurelius da vardı. MS 4. yüzyılda Hristiyanlığın devlet dini olmasından sonra bir düşüş yaşamıştır. O zamandan beri, özellikle Rönesans (Neostoacılık) ve çağdaş dönemde (modern stoacılık) yeniden canlanmıştır.[4]