Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Salem cadı mahkemeleri (İngilizce: Salem witch trials), Massachusetts'e bağlı kontluklarda Şubat 1692 ile Mayıs 1693 arasında gerçekleştirilen ve sonrasında cadılık ile suçlanan bir grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkemeler ile devam eden duruşmalara denir.
Duruşmalar sırasında birçok kişi yetkililer tarafından aranmamasına rağmen suçlanmış, 150'den fazla insan tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Duruşmalara bakan iki mahkeme, 29 kişiyi suçlu bulmuş ve cadılıktan ölüme mahkûm etmiştir. Suçlananlardan on dördü kadın, beşi erkek on dokuz kişi asılarak idam edilmiştir. Suçlananlardan bir adam yalvarmayı reddettiğinden dolayı ağır kayalar altında sıkıştırılarak idam edilmiştir. Suçlananlardan en az beş kişi hapishanede ölmüştür.
Salem Cadı Mahkemeleri olarak anılsalar da, 1692'deki ön dinletiler bölgedeki birçok yerde, Salem Köyü, Ipswich, Andover ve ayrıca Salem Kenti, Massachusetts'te gerçekleştirilmiştir. En bilindik duruşmalar 1692'de Salem kentinde Oyer ve Terminer Mahkemesinde yapılmıştır. Bu mahkemeden önceki duruşmalarda dinlenen yirmi altı kişi bu mahkemede suçlu kabul edilmiştir. 1693 yılında Salem kentinde, ayrıca Ipswich'de, Boston'da ve Charlestown'da ele alınan Yüksek Mahkemenin ilk dört celsesi otuz bir cadılık duruşmasından sadece üç sanığı suçlu bulmuştur.
Cadılık suçlamalarının sayısındaki sıra dışı artış nedeniyle, bu olayın tarihsel içeriğinin çeşitli birçok yönünün özel olarak katkıda bulunduğu ele alınır.
Massachusets'a 1629'da tanınan ayrıcalıklar Kral II. James Sir Edmund Andros'u Yeni İngiltere Yönetimi'nin başına getirmesi ile 1684'te iptal edilmişti.[1] Kral James II The Glorious Revolution da tahtından mahrum bırakıldığında 1689'da Andros da yerinden edilmiş ve Mary ile William İngiltere'de tahta çıkmıştır.
Simon Bradstreet ve Thomas Danforth vali ve vali yardımcısı seçilmiştir. Aynı zamanda "doğuya doğru" (günümüzün Maine kıyıları) yerleşmeye başlayan İngiliz koloniciler ile Fransızlar tarafından desteklenen Wabanaki Yerlilerinin arasında gerginlik çıkmış, bu gerginlik sonradan Kral William'ın savaşı olarak anılan savaşa neden olmuştur.
1689'da, sonunda Salem Köyü, Salem Kasabasındaki kilise tarafından kendi sözleşmeli kilise topluluğunu oluşturma ve kendi papazını atama iznini yapılan birçok talepten sonra aldı. Samuel Parris in ilk atanan papaz olmasından ve bu görevin karşılığında kendisine papaz evinin tapusunun verilmesinin ardından, Salem Köyü ve civar köyler görüş ayrılığına düşmüş, bölünmüşlerdir.
Andover'da ise kilise, kasabanın kuzeyinde uzun zamandır kasabanın papazı olan Francis Daniel ve kasabanın güneyinde kasabanın kilisesinin öğretmeni olan Thomas Barnard'ın önderliklerinde olmak üzere iki ayrı cemaate sahip olacak şekilde ayrılmıştır.
Özellikle ekonominin tarıma dayalı olduğu uç bölgelerde olmak üzere, aile bireylerindeki sayı artışı aile içi ve komşular arası toprak anlaşmazlıklarını körüklemişti. Hava durumundaki bir değişim veya küf, mantar gibi hastalıklar kolayca bir yıllık ekini yok edebiliyordu. Orta boyuttaki bir aileyi doyurabilecek olan bir tarla, bir kuşak sonraki aileyi doyurmakta yetersiz kalmakta ve çiftçileri daha çok Amerikan yerlilerinin yaşadığı el değmemiş topraklara doğru gitmeye zorlamıştı. Püritanlar bu yeni topraklarda bir teokrasi oluşturmaya yemin ettiklerinden dolayı, dini coşkunluk ortadaki durumu gerginleştirmekte idi. Ekin, hayvan ve çocuk kayıpları, deprem ve kötü hava gibi felaketlerin nedeni Tanrı'nın gazabına dayandırılmaktaydı.
Puritanlar yeryüzüne inmiş bir melek olarak gördükleri şeytan da dahil olmak üzere, tanrının ve meleklerin bulunduğu görünmez bir dünyanın varlığına inanıyorlardı. Puritanlara göre bu görünmez dünya içinde bulundukları görünür dünya kadar gerçekti.
Büyücülük ve Malvarlığı Konularına Dair Pratik Tedbirler (1689) adlı kitabın yazarı Cotton Mather, Boston masonlarından olan John Goodwin'in dört çocuğunun sergilediği garip davranışları anlatmış ve bu davranışların nedenini ise Mary Glover adında bir İrlandalı çamaşırcı kadının onların üzerinde büyü yapmasına dayandırmıştır. Boston'un Kuzey kilisesinde papaz olan Mather, cadılığa katı bir şekilde inanıyor ve bastırdığı broşürler ile bu fikrin yayılmasını sağlıyordu.
Püriten topluluklarının sahip olduğu ataerkil inançlar da durumu gerginleştirmekteydi. Kadının erkeğe itaat etmesi gerekliliğine güçlü bir şekilde inanıyorlardı. Bir kadının, bir erkeğe nispeten yaradılışından kaynaklanan nedenlerle, şeytanın hizmetinde çalışması olası görülüyor, aynı zamanda da doğuştan şehvetli oldukları düşünülüyordu. Ayrıca, küçük bir kasabanın sahip olduğu atmosfer sırların saklanmasını güç kılıyor, insanların birbiri ile ilgili olan fikirlerinin kolayca hakikat olarak kabul edilmesine yol açıyordu.
"Çocuklar görünen fakat duyulmayan olmalıdır" felsefesinin benimsendiği bir çağda, elbette çocuklar sosyal hiyerarşinin en altına bulunuyorlardı. Oyuncaklar ve oyunlar gereksiz görülmekte ve çocuklar oyun oynamaktan yıldırılmaktaydı. Kız çocukları daha fazla kısıtlamalara maruz bırakılıyordu. Erkek çocukları avlanabiliyor, balık tutabiliyor, ormanı keşfedebiliyordu. Sıklıkla marangozların ve demircilerin yanında çıraklık yapıyorlar, ancak kız çocukları ise çocukluktan itibaren iplik eğirme, yemek pişirme, dikiş dikme, örgü örme eğitimlerini alarak ailelerine ve kocalarına hizmetçi olmaları için hazırlanıyordu.
1692 yılında Salem köyünde yaşayan Papaz Samuel Parris'in 9 yaşındaki kızı Betty Parris ve (kızının da kuzeni olan) 11 yaşındaki yeğeni Abigail Williams, Beverley dolaylarında vaizlik yapan John Hale, tarafından "çok güçlü sara krizi ya da etkin doğal afet" olarak adlandırılan ruhsal sarsıntıyı geçirmeye başladılar. Köyün eski vaizi Deodat Lawson'ın görgü tanıklığına göre; kızlar bağırıyor, eşyaları fırlatıyor, garip sesler çıkarıyor, yerlerde sürünüyor ve kendilerini anormal şekillere sokuyorlardı. Kızlar iğnelerin vücutlarında açtığı yara ve deliklerden de şikayetçiydi. William Griggs olduğu tahmin edilen bir doktor, kızlarda fiziksel rahatsızlığa dair bir işaret bulamamıştı (bu şikayetlere çavdar mahmuzunun neden olabileceği da söylenmektedir). Bir süre sonra, köyde yaşayan başka bir genç kadının da benzer davranışları göstermeye başladığı öğrenildi. Lawson'un Salem Köyü misafirhanesinde verdiği vaazlar artık acılı serzenişler ile kesilmeye başlamıştı.[2]
Sarah Good, Sarah Osborne ve Tituba'dan oluşan üç kişi Betty Paris, Abigail Williams, 12 yaşındaki Ann Putnam, Jr. ve Elizabeth Hubbard'a ızdırpap ve acı vermek iddiası ile suçlanıp tutuklandılar.[3]
Sarah Good yoksuldu. Yemek ve barınak için komşularından yardım istemiş ve dilencilik yapmış biriydi, daha sonra ise Sarah Osburne'un resmi hizmetçisi olmuştu. Sarah Osburne ise kilise toplantılarına çok nadir katılması ile bilinirdi. Tituba ise Püritan'lardan farklı etnik kökene sahip bir köleydi ve suçlamalar için açık bir hedefti. Bu kadınların hepsi de büyücülük suçlamaları için "olağan şüpheliler" tanımına uyuyordu. Zaten kimse de onların arkasında durmadı. 1 Mart 1692'de büyücülük suçlaması ile yerel sulh hakiminin karşısına çıktılar. Birkaç gün süren sorgularının ardından hapishaneye gönderildiler.
Mart ayında suçlamalar; Martha Corey, Dorothy Good (tutuklama esnasında hata yapılarak Dorcas God olarak anıldı), Salem Köyü'nden Hemşire Rebecca ve Ipswich dolaylarından Rachel Clinton isimlerine de yöneltildi. Martha Corey kadınların suçlanmasındaki yersiz şüpheciliğe karşı düşüncelerini kendini örnek göstererek dile getirdi. O'nun ve hemşire Rebecca'nın alacağı cezalar topluluğu da yakından ilgilendiriyordu, çünkü Martha Corey ve Hemşire Rebecca Salem Köyü'ndeki kilisenin tam bir müdavimiydi. Eğer böylesi namuslu insanlar cadı olabiliyor ise herkesin cadı olabileceği fikri uyanabilirdi. Bu halde kilise üyeliğinin de suçlamalara karşı bir güvenlik getirmiyor olduğu söz konusu edilirdi. Sarah Good'un kızı Dorothy Good sadece 4 yaşında olmasına rağmen sorgulandı ve yanıtları annesinin cadılık ile ilişkilerini kanıtlayan birer itiraf olarak değerlendirildi. Mart ayının sonunda, Ipswich'de yaşayan Rachel Clinton da Salem Köyündeki olaylara ilişkin alakasız suçlamalar ve büyücülük nedeni ile tutuklanıyordu.[4]
Cadı pastası, Orta Çağ Avrupa'sında ve kolonilerinde, kimlerin cadı olduğunu anlamak için kullanılan bir ekmekti.
Cadı tarafından büyülendiğinden şüphelenilen kişinin idrarı ve çavdar kullanılarak yapılan bu ekmek, bir köpeğe yediriliyor ve bu köpek benzeri belirtiler sergilerse kişinin cadı tarafından büyülendiği hükmü veriliyordu.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.