Otoriteryanizm
Otoriteye boyun eğme ile karakterize edilen sosyal örgütlenme biçimi / From Wikipedia, the free encyclopedia
Otoriteryanizm veya otoriterlik, siyasi çoğulculuğun reddedildiği, siyasi statükonun ve müesses nizamın korunması için güçlü merkezi otoritenin kullanıldığı ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik oy kullanma hakkı gibi unsurların azaltıldığı bir siyasi sistemdir.[1][2] Siyasi bilimciler, otoriter hükûmet biçimlerinin çeşitliliklerini tanımlayan birçok tipoloji oluşturmuşlardır.[2] Otoriter rejimler, otokratik veya oligarşik olabilir ve bir parti veya askerî güç üzerine kurulabilir.[3][4] Demokrasi ile otoriterlik arasında belirsiz bir sınırı olan devletler bazen "karma demokrasiler", "hibrit rejimler" veya "rekabetçi otoriter" devletler olarak nitelendirilmiştir.[5][6][7]
Politik bilimci Juan Linz'in etkili bir çalışması olan 1964 tarihli "Bir Otoriter Rejim: İspanya" adlı eserinde, otoriterliği dört niteliğe sahip olarak tanımlamıştır.[8]
- Sınırlı siyasi çoğulculuk, yasama organı, siyasi partiler ve çıkar grupları üzerindeki kısıtlamalarla sağlanır.
- Duygusal çekiciliklere dayanan siyasi meşruiyet ve rejimi bir gereklilik olarak tanımlayarak "kalkınmamışlık veya isyan gibi kolayca tanınabilir toplumsal sorunlarla mücadele" edilmesi.
- En az düzeyde siyasi hareketlilik ve rejim karşıtı faaliyetlerin baskılanması.
- Belirsiz ve sıkça değişen, genellikle yürütmenin gücünü genişletmek için kullanılan belirsizleşmiş yürütme yetkileri.[9][10]
Minimum düzeyde tanımlanmış olan otoriter bir hükûmet, yasama organları için serbest ve rekabetçi doğrudan seçimleri, yürütme organları için serbest ve rekabetçi doğrudan veya dolaylı seçimleri veya her ikisini de içermemektedir.[11][12][13][14] Geniş anlamıyla tanımlandığında, otoriter devletler, din özgürlüğü gibi sivil özgürlüklerden yoksun olan ülkeleri veya hükûmetin ve muhalefetin serbest seçimleri takiben en az bir kez iktidar değiştirdiği ülkeleri içermektedir.[15] Otoriter devletler, otoriter yönetimi pekiştirmek amacıyla yönetilen siyasi partiler, yasama organları ve seçimler gibi adıyla demokratik kurumları içerebilir. Bu seçimler sahte veya rekabetsiz olabilir.[16] Demokratik gerileme bağlamında, bilim insanları otoriter siyasi liderleri belirli taktikler temelinde tanımlama eğilimindedir. Bu taktikler şunları içerebilir: bağımsız kurumları siyasileştirmek, yanlış bilgi yaymak, yürütme gücünü büyütmek, muhalefeti bastırmak, savunmasız topluluklara saldırmak, şiddeti körüklemek ve seçimleri yozlaştırmak.[17] 1946'dan bu yana, uluslararası siyasi sistemdeki otoriter devletlerin payı 1970'lerin ortalarına kadar artmış, ancak o tarihten itibaren 2000 yılına kadar azalmıştır.[18]