Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Magnesia (Grekçe: Μαγνησία ἡ πρὸς Μαιάνδρῳ / Μαγνησία ἡ ἐπὶ Μαιάνδρῳ; Latince: Magnḗsĭa ad Mæándrum) veya Menderes Magnesia'sı, tarihi İyonya bölgesinde yer almış bir Antik Yunan kenti. Kent kalıntıları günümüzde Aydın ilinin Germencik ilçesinde yer alan Ortaklar-Söke kara yolu üzerinde, Ortaklar'a 4 km mesafede bulunmaktadır.
Diğer adı | Μαιάνδρῳ or Μαγνησία ἡ ἐπὶ Μαιάνδρῳ olarak adlandırılmaktadır. |
---|---|
Konum | Aydın, Germencik |
Bölge | İyonya (Ege) |
Tarihçe | |
Kurucu | Magnetler |
Kuruluş | M.Ö. 400 |
Terk ediliş | 1300 lü yıllar Aydınoğulları Beyliği |
Devir(ler) | Antik Yunan |
Kültür(ler) | Helenistik Dönem, Roma Dönemi |
İlgili kişi(ler) | Persler, Büyük İskender, Seleukos krallığı, Bergama krallığı, |
Sit ayrıntıları | |
Buluntu(lar) | Artemis kutsal alanı, Stadion-(30.000 kişilik), Tiyatro, Gymnasion, (Spor Merkezi), Hamam,, Latrina (Genel tuvalet), Agora (Çarşı), Roma Tapınağı, Doğu Roma surları |
Kazı tarihleri | 1842 – 1843 |
Durum | Restore |
Kamusal erişim | Açık |
Kent efsaneye göre Thessalia'dan gelen Magnetler tarafından kurulmuştur. Apollon'un kehaneti ve yol göstermesi üzerine Anadolu'ya gelen Magnetlerin kurdukları ilk Magnesia'nın yeri bilinmemektedir. Diodoros, Menderes Nehri'nin sürekli yatak değiştirip taşması sonucu meydana gelen salgın hastalıklar ve Pers tehlikesine karşı Atinalı Thibron'un kenti MÖ 400-399 taşıdığını yazmaktadır.[1]
Kendi rızası ile Büyük İskender'le birleşene kadar (MÖ 334) Perslerin yönetiminde, daha sonra da onun komutanları tarafından kurulan Hellenistik dönem krallıklarından, önce Seleukos krallığının (MÖ 240), daha sonra da Bergama krallığı'nın (MÖ 189) hakimiyetindeydi. Bu yıllar kentin en görkemli dönemleriydi. Kent, Priene, Ephesos, Tralleis üçgeni arasında ticari ve stratejik açıdan önemli bir konumdaydı. Bu yıllarda Miletos ile yaptığı savaşı kazanan Magnesia'nın, sınırlarını Miletos ile komşu olacak şekilde Hybandos nehrine (günümüzde Söke yakınlarında Kisir Çayı) kadar genişlettiği yazıtlarda bulunmaktadır.
MÖ 133 yılında Bergama krallığının vesayet yoluyla Roma imparatorluğuna bağlanmasıyla Magnesia da Asia eyaleti olarak adlandırılan Anadolu'daki Roma kentlerinden biri haline geldi. MÖ 87 yılında Pontus kralı VI. Mithridatis'e direnerek, Roma'ya bağlılığını kanıtlayan kenti Sulla bağımsızlıkla ödüllendirdi. Roma döneminde Magnesia'nın nüfusu daha da artmış ve kent, sur sınırlarının dışına taşıp Gümüşçay'ın karşı kıyısında da yayılarak genişlemiş olma ihtimali mevcuttur.
Magnesia Pergamon'un Roma döneminde ele geçmesinden sonra antik kent burada tam anlamıyla Roma kentleri arasına girmiş Mimari yapısı da bu günden sonra değişmiştir. Efes antik kentinden sonra en büyük mimari yapıya sahip Magnesia kenti çevreleyen bir buçuk km'lik surları ile bilinmektedir. Günümüzde ayakta kalan sur kalıntılarından sadece bir kısmı gözükmektedir.
Kentte Leucophryna (Λευκόφρυνα) adı verilen dört yılda bir düzenlenen büyük bir festival düzenlenirdi ve Antik Yunan dünyasının her yerinden insanlar burada toplanırdı.[2]
Magnesia'da tanrıların annesi Dindymene'nin bir tapınağı bulunuyordu; Atinalı politikacı ve general Themistokles'in karısının veya kızının bu tanrının rahibesi olduğu söylenir.
Strabon daha sonra tapınağın artık var olmadığını, kentin başka bir yere taşındığını kaydeder.[3] Strabon'un bahsettiği kentin yer değişikliği diğer çağdaş yazarlar tarafından fark edilmemiştir, ancak bazıları Magnesia'nın Menderes kıyılarından nehirden üç mil uzakta Toraks Dağı'nın (Gümüşdağ) eteklerindeki bir yere taşındığını öne sürmektedir.[4]
Strabon'un gördüğü yeni şehir, büyüklüğü ve hazineleri açısından Efes tapınağından geride kalmasına rağmen, güzelliği ve parçalarının uyumu açısından tüm Küçük Asya'daki tapınaklardan üstün olan Artemis Leucophryene (Eski Yunanca: Ἄρτεμις Λευκοφρυηνή) tapınağıyla dikkat çekiciydi:
Vitruvius'a göre, Artemis Leukophryene Tapınağı'nın İyon tarzında Prieneli Hermogenes tarafından inşa edildiği söylenmektedir. M.Ö. 3. yüzyılda Artemis tanrıçasının bir tezahürü (theophany) sonrasında, tapınak ve şehir diğer Yunan devletleri tarafından bir sığınma yeri (asylia) olarak tanınmıştır.[6]
Geç Roma İmparatorluğu dönemindeki pagan zulümleri sırasında şehrin tapınaklarının kapatıldığı düşünülmektedir ve bugün her iki tapınaktan da çok az kalıntı mevcuttur. Menderes Magnesia'sının konumu bir zamanlar modern Güzelhisar ile özdeşleştirilmişti. Ancak daha sonra İnck-bazar'da bir Artemis tapınağının kalıntıları bulundu ve bu yer, Magnesia'nın daha olası konumu olarak kabul edilmektedir.
Arkeolojik alandaki ilk kazılar, 1891 ve 1893 yılları arasında, Bergama Zeus Sunağı'nın kaşifi Carl Humann liderliğindeki bir Alman arkeoloji ekibi tarafından gerçekleştirildi. 21 ay süren bu kazılarda tiyatro, Artemis tapınağı, agora, Zeus tapınağı ve prytaneion kısmen ortaya çıkarıldı. Yaklaşık 100 yıllık bir aradan sonra, 1984 yılında kazılar Ankara Üniversitesi'nden Orhan Bingöl ve Türkiye Kültür Bakanlığı işbirliğiyle yeniden başlatıldı.
Arkeolojik alandan çıkarılan buluntular şu anda İstanbul ve Aydın'ın yanı sıra Berlin ve Paris'te de sergilenmektedir. Zeus tapınağının revağının (pronaos) ve Artemis tapınağının bir bölümünün kopyaları Berlin'deki Pergamon Müzesi'nde görülebilir. Magnesia'daki mimari kalıntıların büyük bir kısmı, uzun zaman önce yerel kireç yakıcıları tarafından tahrip edilmiştir. Zeus tapınağının iyi korunmuş kalıntıları ise, ne yazık ki Humann'ın kazı çalışmalarından sonra bile yerel sakinler tarafından yok edilmeye devam etmiştir.
Temmuz 2018'de, Artemis tapınağının kalıntıları arasında altı Yunan heykeli bulundu. Ortaya çıkarılan heykellerin dördü kadın, biri erkek, birinin de cinsiyeti belirlenemedi.[7]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.