Loading AI tools
Avrupa merkezli savaş Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Fransa Prusya Savaşı (Almanca:Deutsch-Französischer Krieg, Fransızca: Guerre franco-allemande de 1870), 19 Temmuz 1870 - 10 Mayıs 1871 tarihleri arasında Fransız İkinci İmparatorluğu ile Prusya Krallığı arasında yapılan savaş. Fransa'da genellikle 1870 Savaşı olarak adlandırılır.[7]
Fransa-Prusya Savaşı | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Almanların birleşme mücadelesi | |||||||||||
Saat yönünde üst sol: Prusyalı piyadeler Spicheren Muharebesi'nde; Pierre-Georges Jeanniot'nun Mars-La-Tour Muharebesi'ni resmettiği eseri La ligne de feu (1886); Anton von Werner'ın Sedan Muharebesi ile ilgili resmi; Alphonse-Marie-Adolphe de Neuville'in "Last bullets" adıyla Bazeilles Muharebesi'ni resmettiği eseri. | |||||||||||
| |||||||||||
Taraflar | |||||||||||
Fransa İmparatorluğu (4 Eylül 1870 öncesi) Fransa Cumhuriyeti(4 Eylül 1870 sonrası) |
Baden | ||||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||||
III. Napoleon François Achille Bazaine Louis Jules Trochu Patrice de Mac-Mahon, duc de Magenta Léon Gambetta Giuseppe Garibaldi |
I. Wilhelm Otto von Bismarck Helmuth von Moltke Karl Friedrich von Steinmetz Prince Friedrich Karl Veliaht Prens Friedrich Albrecht von Roon | ||||||||||
Güçler | |||||||||||
492.585 aktif asker[1] 417.366 Garde Mobile[2] Toplam: 909.951 asker |
300.000 düzenli asker 900.000 yedek asker ve Landwehr[3] Toplam: 1.200.000 asker | ||||||||||
Kayıplar | |||||||||||
138.871 ölü[4] 474.414 esir[5] |
28.208 ölü 88.488 yaralı Toplam kayıp:116.696[6] |
İkinci Fransa İmparatorluğu ve Prusya Krallığı arasında gerçekleşti. Prusya, üyesi olduğu Kuzey Alman Konfederasyonu ve Güney Alman devletleri olan Baden, Württemberg ve Bavyera tarafından desteklendi. Prusya ve Alman ittifakının kesin zaferi; Prusya Kralı I. Wilhelm altında Almanya'nın birleşmesini sağladı. Ayrıca III. Napolyon'nun düşüşüne ve Fransız Üçüncü Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açarak İkinci Fransız İmparatorluğu'nun sonunu belirledi. Çözümün bir parçası olarak, Alsace bölgesi ve Lorraine topraklarının bir kısmı Prusya tarafından alındı. I. Dünya Savaşı neticesinde Versay Antlaşması ile Fransa'ya tekrar dönene kadar, Almanya'nın bir parçası olarak kaldı.
İki ulus arasındaki çatışma doruk noktasına II. İsabel'in 1868'deki düşüşünü izleyen süreçte Hohenzollern bir prensin İspanya tahtına aday olması ile ulaştı. Prusya Kralı ve Fransız Büyükelçisi arasındaki EMS telgrafı görüşmesi, olası savaşa halk desteğini kazanmak amacıyla her iki tarafta da sözde hakaretlere varana dek çarpıtılarak yayımlanır. Fransa seferberlik ilan ederek; 19 Temmuz 1870'te Prusya'ya savaş ilan etti ancak diğer Alman devletleri hızla Prusya tarafına katıldı.
Kısa süre içinde Prusya ve Alman kuvvetlerinin, kısmen demiryollarının daha verimli kullanımı ve Krupp Çeliğinden mamül daha iyi topçuları nedeniyle üstün olduğu ortaya çıktı. Dünyanın en yoğun demiryolu ağı sıralamasında Prusya dördüncüydü, Fransa ise hemen ardından beşinci.[8] Prusya ve Almanların Doğu Fransa'da süratle kazandığı bir dizi zafer; III. Napolyon'nun bütün ordusuyla ele geçirildiği Sedan Muharebesi ile 2 Eylülde sonuçlandı. Savaş sona ermeden Üçüncü Cumhuriyet 4 Eylül 1870 tarihinde Paris'te ilan edildi ve Fransız direnişi önce Millî Savunma Hükûmeti ve daha sonra Adolphe Thiers liderliği yönetiminde devam etti.
Alman orduları, Kuzey Fransa genelinde gerçekleşen 5 ay süren bir dizi muharebeler sonunda yeni oluşturulmuş Fransa ordularını mağlup etti. Uzun bir kuşatma ardından, Paris 28 Ocak 1871 tarihinde düştü. Fransız sıcak hava balonlarını vurmak için özel üretilmiş Krupp yapımı uçaksavarların, bu kuşatma sırasında ilk kez kullanımı dikkate değerdir. Bu tarihten hemen on gün önceyse; Alman devletleri Prusya Kralı himayesinde birleştiklerini ilan etmişler; birleşen Almanya bir ulus devlet olmuş; Alman İmparatorluğu (II. Reich) kurulmuştu. Tarihteki üçüncü ve sonuncu Frankfurt Antlaşması, Paris Komünü sürerken 10 Mayıs 1871'de imzalandı.
Fransa-Prusya Savaşı'nın sebepleri Napolyon Savaşları sonrasında oluşan Avrupa'daki yeni güç dengelerinde yatmaktadır. Fransa ve Almanya muharipler olmuş; Fransa kaybeden tarafta yer almış ve Napolyon Bonapart St. Helena adasına sürülmüştü. Almanya'da Prusya'nın artan etkisi Fransa'nın statü ve jeopolitik avantaj kaybına yol açmıştı. Şansölyelikten istifa etmeye zorlandıktan sonra Otto von Bismarck kitabında şöyle yazar; "Ben birleşik bir Almanya için öncelikle bir Fransa-Prusya Savaşı olması gerektiğini biliyordum".[9] İmparator III. Napolyon ve Başbakan Émile Ollivier'nin iç siyasetteki sıkıntılarından kurtulmak istemeleri de Prusya'ya yönelik savaş ilanına katkıda bulundu.[10]
Buna ek olarak, Otto von Bismarck, I. Wilhelm tarafından gönderilen telgrafı değiştirerek savaş ilanına Fransızları kışkırttı; Ems Telgrafı kamuoyuna açıklarken; Kralın, Alman elçisine küçük düşürücü şekilde davranmış gibi yansıttı. Altı gün sonra, Fransa Prusya'ya savaş ilan etti.
Fransız Ordusu bir kısmı daha önce Kırım Savaşı'nda, Cezayir'de, İtalya'daki Fransız-Avusturya Savaşları'nda yer almış ve Meksika'da İkinci Meksika İmparatorluğu'na destek için gönderilenler dahil yaklaşık 400.000 düzenli askerden oluşuyordu. Piyadeleri o zamanlar dünyanın en modern seri üretim ateşli silahlarından biri olan arkadan dolumlu Chassepot tüfekle donatılmıştı. Bir lastik conta halkası ve küçük mermi ile donanmış Chassepot yaklaşık 1.500 metre (4,900 ft) maksimum etkili menziline ulaşıyordu, kısa tekrar dolum süresi de cabası. Topçular yivli, ağızdan dolmalı Lahitte "4-libre" ile donatılmıştı. Buna ek olarak, ordu makineli tüfeklerin öncülerinden olan bir silaha sahipti: Mitralyöz; etkili ateş gücü olan ama kısa menzilli zayıf, taşıma imkânı sınırlı ve düşman eline kolaylıkla geçebilen. Mitralyözler, topçu arabalarına monte edilerek taşınır ve toplara benzer bir biçimde bataryalar halinde gruplandırılırdı. Ordunun başında III. Napolyon ile Mareşaller Francois Achille Bazaine, Patrice de Mac-Mahon ve Jules Trochu vardı. Prusya ordusu düzenli olmayan ama eğitimli askerlerden oluşmaktaydı. Askerlik çağına gelmiş her erkek için askerlik zorunluydu; bu sayede savaş sırasında Prusya ile Kuzey ve Güney Almanya'daki müttefikleri 1,2 milyon asker cepheye sürebilecek güçteydiler. Mevcut asker çokluğu düşmanı tamamen kuşatma ve imha etme avantajı sağladı. Ordu hala tasarımı 25 yıllık olan Königgrätz Muharebesi'yle şöhret kazanmış, iğne tetikli Dreyse Tüfeklerini kullanıyordu. İğne ateşleme sistemi eksikliklerini fazlasıyla telafi eden, çelik, arkadan yüklemeli 6 librelik Krupp'lar Prusya topçuları emrine verilmişti.
Kabuğa temasla patlatılan çinko toplar ve patlayıcılarla ateşlenen Krupp Topu 4,500 metre (14,800 feet) menzile ve Fransızların namludan yüklemeli toplarına göre yüksek ateş gücüne sahipti. Prusya ordusuna Feld-Mareşal Helmuth von Moltke ve Prusya Genelkurmayı tarafından komuta edildi. Prusya Ordusu, görevi yalnızca operasyonel hareketi yönetmek, lojistik ile iletişimi düzenlemek ve genel savaş stratejisini belirlemek olan Genelkurmayı ile Avrupa'da eşsizdi. Pratikte, diğer ordulardan farklı olarak kıta komutanı Prusya ordusunda çok daha önemli bir figürdü çünkü üstüne itiraz hakkı vardı. Bu nedenle, örneğin Veliaht Prens, babası Kralın itirazlarından çekinerek; General Leonhard Graf von Blumenthal'in önerilerine karşı çıkamamıştır.
Fransızlar halihazırda güçlü bir orduya sahip olduğundan ve Prusya ve diğer Alman devletleri ordu yedeklerini seferber edebilmeleri haftalar alacağından; sayı ve deneyim üstünlüğü olan Fransız askerleri bu avantajlarını korudu. Chassepot tüfeklerini kullanan Fransız ordusu siper savaşını yeğleyerek savunmaya dayalı bir strateji uygularken, Almanlar taktiklerini hücuma dayalı kuşatma savaşını mümkün kılan topçularına dayandırdı.
Alman seferberliği Fransızların karışıklık ve gecikmeler içindeki durumuna tezattı. Birçok Fransız birimleri geç veya yetersiz malzeme ile cepheye ulaşırken; Almanya 14 Temmuz'da başlayan seferberlik çalışmalarıyla, 18 gün içinde ileri bölgeye 380.000 asker taşımayı başardı. Karşı karşıya gelen Alman ve Fransız orduları, sağ ve sol kanatlar olarak gruplandırıldı. 6 Ağustos 1870 tarihinde Wörth Muhabere'sinde konumunu yitirince; Fransız sağ (güney) kanat komutanı Mareşal Patrice MacMahon, batıya doğru geri çekilir. Aynı gün 64 km. Kuzeybatıda bulunan Fransız sol kanat komutanı Mareşal Achille Bazaine; Saarbrücken yakınlarından Metz Kalesinin batısına atıldı. Daha fazla gerilere çekilmesi 16 ve 18 Ağustosta gerçekleşen iki çarpışmayla (sırasıyla Mars-la-Tour ve Gravelotte Muhabereleri) Alman sağ kanadı tarafından engellenmesi; 29 Ekimde aç kalan ordusunu teslim etmek zorunda kalana kadar Metz savunma hattının arkasına sığınmasını mecbur bıraktı.
MacMahon tarafından komuta edilen ve Napolyon eşlik ettiği Fransız sağ kanadı, Bazaine'i kurtarmak için harekete geçti ama 31 Ağustos'ta Sedan Savaşı'nda Almanlar tarafından tuzağa düşürülerek kuşatıldı. Bir çember içine alınan, III. Napolyon ve MacMahon emrindeki 83.000 Fransız askeri ile 2 Eylül'de teslim oldular. Bu teslimiyet, hala Metz'de bulunan Bazaine'in savaşın sonunu belirleyen hayati kararı vermesine sebep oldu. Fransız direnişini naçar sürdüren; ulusal savunmanın yeni yönetimi imparatorun tahtını yitirdiğini ve Üçüncü Cumhuriyet'in kurulduğunu, 4 Eylül 1870'te ilan etti. 19 Eylül'de Almanlar Paris'i kuşatmaya başladı. Yeni hükûmetin Dışişleri Bakanı Jules Favre, Bismarck ile görüşmesi; Almanların Alsace ve Lorraine bölgelerini istemesiyle kesildi. Geçici Hükûmetin önde gelen isimlerinden Léon Gambetta, bir balon içinde kuşatılmış Paris'ten kaçarak kırsalda yeni Fransız orduları düzenledi. Bu çaba Alman kuvvetlerini yenmeye yetmedi. Bazaine 27 Ekim'de bozulmamış 140.000 askeri ile Metz'de ve Paris ise 28 Ocak 1871 tarihinde teslim oldu.
28 Temmuz 1870'te III. Napolyon, güçlü ve devam eden seferberlikle büyümesi beklenen yeni ismiyle Ren Ordusu'nu komutasına aldı.[11] Mareşal MacMahon Wissembourg yakınında 4 Piyade Tümeninden oluşan 1. Kolordu komutasını devraldı. Mareşal François Cancorbert, yedek kuvvet olarak Belçika üzerinden yürüyen Prusyalılara karşı koyma amacıyla 6. Kolorduyu Kuzey Fransa'daki Châlons-sur-Marne'a getirdi.
Mareşal Adolphe Niel'ın savaş öncesi düzenlediği bir planda Thionville'den Trier'e doğru ve Ren Nehri'nin doğusuna güçlü bir Fransız saldırısını seslendirdi. Bu plan, General Charles Frossard ve Bartélemy Lebrun tarafından; Almanya sınırına yakın defansif pozisyonunu koruyarak, herhangi bir Prusya saldırısını püskürtmek üzerine dayalı bir savunma planı lehine geri çevrildi. Avusturya ile Bavyera, Württemberg ve Baden'in Prusya'ya karşı bir intikam savaşına katılması beklenir, 1. Kolordu Bavyera Pfalz'ı işgal eder ve Avusturya-Macaristan kuvvetleri ile uyum içinde "özgür" Güney Alman devletlerinde ilerler. Bu yürüyüş ihtiyaç halinde VI. Kolordu ile takviye edilebilecektir.[12]
Maalesef Prusya seferberliği General Frossard'ın planladığından, çok daha hızlı oldu. Avusturya-Macaristan, Yedi Hafta Savaşı nedeniyle Prusyalılara hala kızgındı ama Fransız emellerine destek vermesi, Güneyli Almanların da Fransızların amaçlarına olumlu bakmasıyla mümkün olabilirdi. Güney Alman devletlerinin ordularını Prusya'nın yardımına seferber etmesiyle bu gerçekleşemedi.[13]
Hazırlıklarını tamamlamadan Moltke kuvvetlerine tüm gücüyle bir saldırı başlatması istenen Napolyon, büyük iç baskı altındaydı. Tüm Ren Ordusu'nun yürüyüşünden evvel General Frossard, Saarbrücken sınır kasabasını yalnızca Prusyalıların 16. Piyade Tümeni'nin koruduğunu tespit etmişti. Bu çerçevede, 31 Temmuz'da Ordu Saarbrücken'i ele geçirmek için Saar Nehri'nden ileriye doğru yürüdü.[14]
2 Ağustos'ta Alman sınırını geçerek, bir dizi saldırı yapan General Frossard'ın II.Kolordusu ve Mareşal Bazaine emrindeki III. Kolordu, Saarbrücken kentinde Prusya 40. Alay'a bağlı 16. Piyade Tümeni'ni zorlamaya başlamıştı. Chassepotlar, Dreyse tüfek karşısında kendini kanıtlamış; Fransız piyadeleri Saabrüken dolaylarında gerçekleşen bir dizi çatışmada meslektaşları Prusyalıları sistematik şekilde geriletmeyi başardı. Bununla birlikte Prusyalıların direnişi çok güçlüydü; Fransızlar 83, Prusyalılar 86 kayıp verdiler. Ayrıca Saarbrücken lojistik açısından önemli bir engel olduğunu kanıtladı. Alman hinterlandını sağlayan sadece bir tren hattı vardı ama tek bir kuvvet tarafından kolaylıkla savunulabiliyordu. Bölgedeki tek nehir ise iç bölge yerine sınır boyunca uzanıyordu.[15] Fransızlar, Rhineland'dan Berlin'e giden yolda ilk adım olarak gördükleri işgali selamlarken; General Le Boeuf ve III. Napolyon, Prusya ve Bavyera ordularının kuzey ve kuzeydoğuda bulunan kuvvetlerinin yanı sıra güneydoğuda yığınak yaptığına dair yabancı haber kaynaklarından endişe verici raporlar alıyordu.[16] Moltke aslında bölgede üç orduya sahipti: General Karl Von Steinmetz komutasındaki 50.000 mevcutlu Prusya Birinci Ordusu Saarlouis karşısındaydı, Prens Friedrich Karl komutasındaki 134.000 mevcutlu Prusya İkinci Ordusu Forbach-Spicheren hattı karşısındaydı ve Veliaht Prens Friedrich Wilhelm tarafından komuta edilen 120.000 mevcutlu Prusya Üçüncü Ordusu ise Wissembourg'da sınırı geçmeye hazırlanıyordu.[17]
Yakalanan Prusya askerleri ve yerel polis şefinden; İkinci Ordunun, Saarbrücken yakınlarındaki Wissembourg Kasabası'na sadece 48 km mesafede olduğunun öğrenilmesi üzerine, General Le Bœuf ve III. Napolyon savunma mevzilerine geri çekilmeyi kararlaştırdı. General Frossard, emir almadan, Saarbrücken'deki Rhine Ordusunu aceleyle Spicheren ve Forbach'a çekti.[18]
Artık Wissembourg yakınlarındaki Mareşal MacMahon, dört tümenini, olası Prusya işgaline karşı koymak için 32 km'lik bir alana yaydı. Kuvvetlerin bu organizasyonunda tedarik eksikliği vardı, her tümen temel ihtiyaç malzemelerini, kendisi de yardıma gereksinen ordu destek kolu ile birlikte gidermeye zorlanıyordu.. MacMahon'un 1. Tümen komutanı Auguste-Alexandre Ducrot idaresi durumu daha da kötüleştirdi. MacMahon'un 2. Tümen komutanı General Abey Douay'a 1 Ağustosta şöyle söyledi "Bana ulaşan bilgiler düşmanın yakınımızda önemli bir gücünün bulunmadığı ve saldırgan bir amacı olmadığı yönünde"[19] İki gün sonra MacMahon'a aslında bulmadığı "bir düşman yazısında.. Bavyeralıların tehdidi sadece bir blöfmüş gibi görünüyor". Ducrot, Almanların saldırı olasılığını umursamadı; MacMahon ordusunun diğer bölümlerini uyarma çabası başarısız oldu.[20]
4 Ağustos 1870'te Fransa-Prusya Savaşı'nın ilk mermisi sıkıldı. Destek alamayan General Douay'ın I. Kolordusu bağlı, sınırı izlemekle görevlendirilmiş içinde süvariler de bulunan bir birliğe, Alman Üçüncü Ordusu pek de koordine olamadan, zorlanarak da olsa saldırıldı.
Gün ilerledikçe, kavgaya katılan bir Bavyera ve iki Prusya Kolordusuna bağlı birlikler ile çatışma daha da kızıştı ve Prusya topçusunun desteğiyle şehrin savunmasında gedikler açıldı. Chassepot'ların etkili uzun menzilli ateş gücü sayesinde; Douay, başlangıçta çok güçlü bir konumdaydı ama bu güç çok konumunu korumasında yetersiz kaldı. Douay, bir mitralyöz bataryasının cephane arabasının yakınında patlamasıyla kuşluk vakti öldü. Yerini kim alırsa alsın, kasabayı kuşatan düşman, tümeni tehlike çemberine almıştı.[21]
Şehir içinde mücadele oldukça yoğun bir hale gelmiş, her kapıda bir ölüm-kalım kavgası sürmekteydi. Prusyalı piyadelerin hiç bitmeyen saldırısına rağmen 2. Tümen'in askerleri konumlarını korumayı başardı. Sonunda Wissembourg halkı Almanlar'a teslim oldu. Teslim olmayanlar arkalarında yakalanan 1000 erkek ve cephaneler bırakarak, batıya doğru geri çekildiler.[22] Prusyalılar bu gelişmelerden yararlanmak için hazır görünüyordu ama Fransızlar büyüyen Prusya canavarına hala kördüler.
5 Ağustostaki Spicheren Muharebesi, Fransızların üç kritik yenilgisinden ikincisidir. Moltke başlangıçta planladığına göre; Bazaine'nin ordusunu Saar Nehri'nde tutarak 2. Orduyla önden ve 1. Ordu'yla sol kanadından vuracak, 3. Ordu ise arkadan saracaktı. Yaşlanan General Karl Von Steinmetz, çok istekli davranarak; Moselle'deki pozisyonundan 1. Ordu güneyi önüne plansız hareket etti... Dosdoğru bir kasabaya doğru taşındı Spicheren'e, Prince Frederick Charles ileri süvari birimlerini kesene dek.[23]
Fransız tarafında Wissembourg felaketinden sonra planlama önemli bir şey oldu. General Le Bœuf, çok öfkeliydi, Saar üzerine saldırılmalı ve kayıplar telafi edilmeliydi. Ancak, bir sonraki karşılaşma için planlarını, somut gerçekler yerine duygular ve gurur belirledi; Intendant General Wolff, Le Bœuf'e ve onun kurmay heyetine söylediği gibi Saar ötesinde tedarik imkânsızdı. Bu nedenle, Fransa orduları her olası saldırıya karşı duracak bir savunma pozisyonu aldılar ama bu durum birbirlerine destek verememeleri demekti.[24]
Fransız ordusu General MacMahon emrinde Alman 3. Ordusu ile Wörth Muhharebe'sinde meşgulken, Steinmetz'in Alman 1. Ordusu batıdan Saarbrücken'e ilerleyişini tamamladı. Prens emrinde olan 2. Ordu'dan bir keşif birliği yakın kamp ateşleri tespitini ve Frossard ordusunun Spicheren kasabasının güneyindeki uzak bir platoya doğru hareketini; Almanlar Frossard'ın geri çekildiğine dair işaret kabul eder. Moltke'nin planı yine görmezden gelinir; her iki Alman ordusu Spicheren ve Forbach arasında tahkim edilmiş Frossard'ın Fransız 2. Kolordusu'na saldırır.
Muharebenin başında Fransızlar sayısal üstünlüklerinin farkında değildi zaten Alman 2. Ordusu genel bir taarruz da yapmadı. Yürüyen çatışmalarla baş edebilen Frossard destek kuvvete ihtiyaç duymadı. Fikrini değiştirdiğindeyse çok geçti. Frossard ile yedek kuvvetlerin başındaki Bazaine arasında ciddi iletişim sorunları vardı ki emirlerin Spreichen dışına çıkması hayli yavaş oldu, 1. ve 2. Orduların Alman askerleri ise mevziileri zorluyordu.[25]
Çünkü yedeklere ulaşılamamıştı: Frossard etrafının sarıldığı ve büyük tehdit altında olduğu yanılgısına düşmüş ayrıca General von Glume komutasındaki Alman askerleri Forbach'da tespit edilmişti. Mevziilerini savunmak yerine şafakla birlikte cephenin güneyine çekildi. Oysa Alman kayıpları nispeten yüksekti ve Chassepot tüfekleri oldukça etkili. Tamamen şaşkındılar, sabah onları yerlerinde bulamadıklarında; nafile çabalamışlardı oysa Frossard mevziilerini terketmişti[26]
İki ordu iki gün sonra 6 Ağustost 1870'te Wissembourg'a on mil(16 km)den daha az bir mesafede bulunan Wörth yakınında Fröschwiller köyünde yeniden çarpıştı. Alman 3. Ordusu azalan askerî gücünü takviye ederek 140,000'den yukarı çıkardı. Fransızlar da takviye aldılar ama onların edinimi hayli yavaştı, rakam sadece 35,000'de kaldı. Sayı azlığına rağmen, Fransızlar Fröschwiller'in hemen dışında kurdukları savunma hatlarını koruyabildi. Öğleden sonra, her iki tarafta da kayıp sayısı 10.000'i bulmuştu ve Fransız Ordusu direnişi devam ettirme açısından çok daha kötü durumdaydı. Fransızlar adına gidişat oldukça vahimdi: Almanlar, Fransız savunma hattı merkezinde yer alan bir tepe üzerindeki Fröschwiller Köy'ünü aldılar. Zafer umudunu yitiren ve bir katliamla karşılaşmaktan korkan Fransız Ordusu Vosges Dağları ötesinde diğer Fransız güçlerine katılma umuduyla, batı yönünde başıboş geri çekildi. Alman 3. Ordusu dağılan Fransızları takip etmedi. Alsace'da kaldılar ve yavaş şekilde güneye yürüyerek, çevredeki Fransız savunma garnizonlarına saldırıp, yok ettiler.
Wörth Muharebesi savaş alanında yer almış 100.000'den fazla askeriyle Fransa-Prusya Savaşının ilk büyük muharebesidir. Ayrıca çeşitli Alman devleti askerlerinin ortak mücadele ettiği ilk savaştır: (Prusyalılar, Badenliler, Bavyeralılar, Saxonlar vs.). Bu nedenlerle bazı tarihçiler Wörth savaş alanını "Almanya'nın beşiği" olarak adlandırır. Ancak kayıplar da söz konusu: Prusya 10.500 varan ölü ve yaralı verdi ama MacMahon için durum çok daha korkunç oldu; Fransız kayıpları 19,200'den fazla ölü, yaralı ve esir.[27] Fröschwiller Muharebesi veya Reichshoffen Muharebesi olarak da bilinir.
Artık ezici bir silindir haline gelmiş Prusya Ordusu karşısında yenilgiler alan 130.000 Fransız Metz istihkâmlarında sıkışmıştı. Metz'i terk Châlons'taki Fransız kuvvetleri ile bağlantı kurma girişimleri Binbaşı Oskar von Blumenthal komutasındaki bir süvari devriyesi tarafından fark edildi. Geri çekilmelerinden dört gün sonra 16 Ağustos'ta; General Konstantin von Alvensleben komutasındaki 2. Ordu III. Kolordunun 30.000 kişilik sayıca hayli az askeri Fransız Ordusunu Mars-la-Tour batısındaki Vionville'de bulur.
Dörde birlik üstünlüğe rağmen Almanlar riskli bir saldırı başlattı. Fransızları bozguna uğratan III. Kolordu, Vionville'i ele geçirerek olası batıya kaçış yollarını kapattı. Bir geri çekilme çabaları engellenen Fransızların savaşmaktan başka seçenekleri kalmayınca; Batı Avrupa'nın göreceği son büyük süvari çarpışmasına girişmeleri kaçınılmaz oldu. Çarpışma erkenden başladı; aralıksız süvari atakları III. Kolordunun askerlerinin yarısından fazlasını kaybetmesine neden oldu. Bu arada, 16.000 kişilik eşdeğer kayıba rağmen, Fransızlar hala sayısal üstünlüğe sahiptiler. 16 Ağustos günü Fransızlar, Prusya savunmasını ileri sürüp kaçış şansını yakaladılar. İki Prusya birliği geri çekilen Meuse Ordusunun geri korumasını yaptığını sandığı Fransızlar'ın gelişmiş savunmasına saldırdı. Bu yanlış hükme rağmen bütün bir gün Fransız Ordusunu ellerinde tuttular. 5'e 1'lik sayısal üstünlük; Prusyalıların sıra dışı ruhuna zafer kazandırdı, Fransızlarınsa bütün kararsızlığını bitirdi. Fransızlar bir zafer kazanma fırsatını kaybettiler.[28]
Gravelotte Muharebesi veya Gravelotte-St. Privat; Metz'in batısında kalan Lorraine'de gerçekleşen ve 10 Km'lik bir alana yayılan Fransa-Prusya Savaşının en büyük çarpışmasıdır. Fransızlar önceki gün buradaydılar. Mars-La-Tour Muharebesi'nde geri çekilirken yakalanan Fransız Ordusuydu bu ve şimdi Prusyalılar Fransız güçlerini tamamen yok etmeye yakındılar.
Feld-Mareşal Kont Helmuth von Moltke komutasında Prusya 1. ve 2. Orduları 210 piyade birliği, 133 süvari alayı ve 732 ağır top olmak üzere toplam 188,332 subay ve eratdan müteşekkil birleşik Alman güçlerinin; güneyinde Rozerieulles Kasabası'nın yüksek zemini üzerine sol kanadını yaymış sağ kanadı ise kuzeyinde ise St. Privat'da olan Fransız Rhine Ordusuna Mareşal François-Achille Bazaine komuta ediyordu: Mevcudu 183 piyade birliği, 104 süvari alayı ve 520 ağır top; hepsi 112.800 subay ve eratdı.
18 Ağustosta, saat 8'de çarpışma başladığında Moltke'nin idaresindeki 1. ve 2. Ordular, Fransızlara göre avantajlı pozisyondaydı. Saat 12'de Genel Manstein öncü taarruzu başlattı 25. Piyade Tümeni'nin topçuları ile Amanvillers Köyü'ne. Ama Fransızlar tüm gece ve sabahın erken saatlerini tüfek çukuru ile siper kazarak ve mitralyöz ile toplarını gizlemekle geçirmişti. Nihayetinde Almanların genel ilerleyişinin farkına varan Fransızlar onlara muazzam bir ateşle karşılık verdiler. Başta Fransızlar üstün tüfekleri Chassepot ile savaşın favorisi görünüyordu. Ancak, Prusya topçusu da tamamı çelik arkadan yüklemeli Krupp silahları ile üstündü.
14:30'da, 1. Ordu komutanı General Steinmetz'in, VIII. Kolordusu tek taraflı olarak, Mance Ravine karşısında bulunan piyadelerinin ölümcül tüfek ve mitralyöz ateşiyle Fransız siperlerine taarruz başlattı. 15:00'da VII ve VIII Kolordularının etkili ateşi saldırıyı destekledi ama saat 16:00'da atak bitme noktasına gelir; bunun üzerine Steinmetz VII Kolorduya Birinci Süvari Tümeni'ni izleyerek ilerlemesini emreder. Saat 16:50'de, Prusyalıların güneyden taarruzları dağılma tehlikesi içindeydi ki 2. Ordunun 3. Muhafız Piyade Tugayı, St. Privat'da bulunan General Canrobert emrindeki Fransız birliklerine taarruz etti. 17:15'te Prusya 4. Muhafız Piyade Tugayı ve onu izleyen 1. Muhafız Piyade Tugayı ise 17:45'te bu saldırıya katıldı. Tüm Prusya saldırıları Fransız siperlerinden gelen ölümcül top ve tüfek ateşiyle mıhlandı. 18:15'te 1. Piyade Muhafız Tümeni sonuncusu 2. Piyade Muhafız Tugayı St. Privat'ya saldırı konusunda kararlıydı, Steinmetz da aynı kararlılıktaydı Mance Ravine karşında 1. Ordusunun son rezervleri ile. VI ve VII Kolorduların önemli bir kısmı saldırıyı sürdüremeyerek Resonville'e geri çekildi. 1. Ordunun püskürtülmesi üzerine Prens Frederick Charles, Canrobet'nin St. Privat'daki muhafız taarruzlarını etkisiz hale getiren savunmasına yönelik genel topçu atışlarını emretti. 19:00'da İkinci Ordunun II. Kolordusuna bağlı Eduard von Fransecky'nin 3. Tümeni Ravine karşına yayılıp
XII. Kolordu yakın kasaba Roncourt'u boşaltırken; 1. Muhafız Piyade Tugayı'ndan kalanlar ise St. Privat harabelerine yeni bir saldırı başlattı. Prusyalıların II. Kolordusuna bağlı 4. Piyade Tümeni varışıyla Prusyalıların Mance Ravine'deki sağ kanadı ile savaş hattı sabitlendi. O sırada, Prusyalıların 1. Piyade Muhafız Tümeni ve XII. ve II. Kolordusu zorla kırıp Fransız kuvvetlerini geri çekilmeye zorlayarak St Privat'yı ele geçirdi. Mücadeleden yorgun düşen Prusyalılara karşı Fransız karşı-saldırısı artık mümkündü. Ancak Charles Denis Bourbaki; savaşa Fransız Tarihi Muhafız yedeklerini katmayı reddederek genel durumun bir "mağlubiyet" olduğunu kabullendi.
22:00'de savaş alanındaki silahlar, gece için büyük ölçüde sustu. Ertesi sabah Fransız Rhine Ordusu savaş yorgunu Alman ordusuna karşı bir saldırı başlattı. İki ay sonra kuşatılıp; teslim oldukları yere Metz'e geri çekildiler.
Sonuçlar dehşet vericiydi, özellikle saldıran Prusya kuvvetlerinin verdiği kayıplar. Almanların 18 Ağustos muharebesi sırasında genel kaybı ölü, yaralı ve kayıp olarak 20.163'dü. Fransız kayıpları ise 7.855 ölü ve yaralıdan başka 4.420 savaş tutsağı (bunların yarısı yaralı) olmak üzere toplamda 12.275 kişiydi. Prusyalılar en çok kaybı Chassepot ateşi altında, Fransızlar ise Krupp top mermilerine karşı vermişti. Frossard'ın Rhine Ordusunun II. Kolordusu 621 kayıp verirken Pointe Du Jour öncesi Steinmetz emrindeki Prusya 1. Ordusunun kaybı 4.300'dü. Prusyalı Muhafız Piyade Birlikleri kayıpları çok daha kötüydü 18.00 askerden 8.000'i. Jäger Özel Kuvvetleri 700 adamından; 19 subay, bir cerrah ve 431 eratını kaybetmişti. 2. Muhafız Piyade Tugayı 39 subay ve 1.076 erat. 3. Muhafız Piyade Tugayı 36 subay ve 1060 erat. Fransız tarafında ise St. Privat'yı tutanlardan yarısı köyde kaybedildi.
Gravolette'de bozguna uğrayan Mareşal Bazaine'in Rhine Ordusu çekilmeye zorlandığı Metz'de Prusya 1. ve 2. Ordularının 150.000 askeri tarafından kuşatıldı. Fransızların daha büyük kayıp vermesini 180.000 askerinin 27 Ekim'de teslim olması frenledi.
Bu yenilgi neticesinde III. Napolyon, Feld-Mareşal MacMahon ile birlikte yeni Fransız Châlons Ordusunu kurarak Bazaine'i kurtarmak üzere yürüdü. III. Napolyon bizzat ordunun önünde ve Mareşal MacMahon'un katılımıyla Belçika sınırının kuzeydoğusuna doğru bir sol-kanat yürüyüşü yaptı Bazaine ile bağlantı kurmak amacıyla güneye yönelmeden önce Prusyalılar'ı önlemek için bir girişimdi bu.
Feld-Mareşal Kont Helmuth von Moltke komutasındaki Prusyalılar, Fransızları kıskaç içine alabilmek için bir manevra yaptı. Metz kuşatmasından ayrılan 1. ve 2. Ordularından üç kolordu ayıran Moltke Saxony Veliaht Prensi emrine Meuse Ordusunu düzenledi. Bu Orduyu ve Prusya Üçüncü Ordusunu alarak kuzeye Fransızları 30 Ağustos'ta yakaladıkları Beaumont'a yöneldi. Keskin bir mücadele sonunda 5.000 adam ve 40 top kaybettiler, Fransızlar Sedan'a doğru çekildi. Kentte yeniden düzenlenen Châlons Ordusu, Prusya orduları tarafından çarçabuk sarılarak izole edilince; III. Napolyon çemberin derhal yarılmasını emretti. Önceki gün yaralanan MacMahon yerine General Auguste Ducrot Fransız kuvvetlerinin komutasını almıştı.
1 Eylül 1870 günü Châlons Ordusu muharebeyi başlattı. 202 piyade taburu, 80 süvari alayı ve 564 top ile kendilerini çevreleyen toplam 222 piyade taburu, 186 süvari alayı ve 774 toptan oluşan Prusyalıların Üçüncü ve Meuse Ordularına taarruz etti. General Emmanuel Félix de Wimpffen, yedekteki Fransız V. Kolordusu komutanı, Prusya XI. Kolordusuna karşı piyade ve süvarilerden oluşan kombine bir saldırı başlatmayı umuyordu. Prusya topçuları Fransızlar üzerinde çanları çalarken daha fazla Prusya birliği savaş alanına ulaştı. General Marguerite komutasındaki Fransız süvarileri, Floing Köyü yakınlarındaki kalabalık Prusya XI. Kolordusuna üç umutsuz taarruz gerçekleştirdi. Marguerite daha ilk saldırının başında öldürüldü ve yapılan diğer iki saldırı ağır kayıplar vermekten başka bir şey getirmedi. Fransızlar ölü veya yaralı 17.000 üstünde adamını yitirdi, esirler ile 21.000 kişi. Prusyalılar 2.320 ölü, 5980 yaralı ve 700 tutsak veya kayıpları olduğunu rapor ettiler.
Sonraki gün 2 Eylül'de, III. Napolyon teslim oldu ve 104.000 askeri ile tutsak alındı. Bu Prusyalılar için ezici bir zafer oldu; çünkü tüm Fransız Ordusunu esir Almanın yanında liderleri de yakalanmıştı. Fransızların Sedan yenilgisi savaşın Prusyalılar lehine olacağına karar vermişti. Metz Şehri'nde bir Fransız ordusu silahsızlandırılarak, etrafları sarıldı ve Alman işgalinden koruyacak başka Fransız gücü yoktu. Bununla birlikte savaş daha beş aydan fazla sürecekti.
İmparator III. Napolyon'un yakalandığı haberi Paris'e ulaşınca, Fransa İkinci İmparatorluğu; General Trochu, Jules Favre ve Léon Gambetta tarafından kanlı ama başarılı bir hükûmet darbesi ile 4 Eylül'de yıkıldı. İkinci Bonapartist monarşiyi kaldırarak, Üçüncü Cumhuriyet'e yol açacak olan Ulusal Savunma Hükûmeti liderliğinde cumhuriyet ilan edildi. Almanların elindeki III. Napolyon daha sonra serbest bırakıldı ve sürgüne gönderildiği İngiltere'de 1873'te öldü. Almanlar'ın Sedan zaferi sonrası, Fransız ordularının büyük kısmı savaş dışı kaldı, bir ordusu ise Metz'de silahsızlandırılarak, şehir içinde kuşatıldı ve ordunun lideri İmparator bizzat Almanlara teslim oldu.
Bu koşullar altında, Almanlar çatışmalara resmi bir son verecek ve barışa yol açacak bir ateşkes umuyordu. Prusya Başbakanı Bismarck, özellikle kısa sürede savaşın bitmesini istedi. Komşuları çok bir devlet olan Prusya için uzun süreli bir savaş başka bir gücün müdahalesi anlamına geliyordu ve Bismarck bu riski sınırlamak istemiştir. Başta barış kolay görünüyordu. Fransa'nın kurulan yeni yönetiminin savaşın sürdürülmesi ile ilgilenmeyip monarşinin savaş ilanından çark edeceği ve Barış yolunda yürüneceği umuduyla Bismarck yeni Fransız Yönetimini Château de Ferrières'te görüşmelere davet etti ve Alsace bölgesi taleplerini de içeren isteklerinin listesini sundu.
İlk başta, adilane bir çözüm görünür gibiydi: Almanlar, Fransa'nın yeni hükûmetinin devrik hükümdar tarafından ilan edilen savaşın devamına soğuk bakacağını tahmin ediyordu. Barışa yol açmak umuduyla, Otto von Bismarck, Château de Ferrières'te düzenlenen müzakerelere yeni Fransız Hükûmetini davet etti ve Alsace'ı içeren sınırlı toprak talepleri gibi ılımlı bir şartlar listesi sundu. Almanların savunmak için yemin ettiği (Die Wacht am Rhein ve Das Lied der Deutschen); Renanya-Palatina’nın (Adolphe Thiers, Ren krizi) 1840 yılından bu yana süre giden bir sorun olan Ren Nehri boyunca uzanan sınırı; ilave talepler oldu. Prusya yakın zamanda Katoliklerin yaşadığı geniş alanlar elde etmişti ama bu gibi ek konuları, Bismarck talep listesine almamıştır.
Güney Asya veya Afrika’daki koloni bölgelerinin Prusya’ya transferi ya da tazminat ödenmesi uygun iken; 6 Eylül’de Millî Savunma Hükûmeti adına Jules Favre “ne bir kale, ne bir taş ne de bir inç toprak” verilmeyeceğini açıkladı.".[29] Cumhuriyet savaş ilanını yenileyerek ülkenin her tarafından asker toplamak amacıyla çağrı bulundu ve düşman unsurların Fransa dışına sürüleceği vadetti. Bu koşullar altında Almanlar savaşa devam etmeliydi üstelik henüz karşısında ona karşı duracak bir karşı güç de yoktu. Fransız ordusundan arta kalanlar toplu halde Paris yakınlarında bulunuyordu. Alman liderleri Paris üzerine saldırarak düşman üzerinde baskı oluşturmaya karar verdiler. 15 Eylül’de Alman kuvvetleri Paris’in iyi tahkim edilmiş dış mahallerine ulaştı. 19 Eylül’de ise Metz’de yapıp sürdürdüğüne benzer biçimde, şehri kuşatıp abluka altına aldı.
Savaş patlak verdiğinde Avrupa halklarının ağırlıklı olarak favorisi Almanlardı. Mesela, çoğu İtalyan gönüllü olmak için Floransadaki Prusya büyükelçiliğine başvurdu ve bir Prusyalı diplomat Giuseppe Garibaldi’yi Caprera’da ziyaret etti. Bismarck’ın Alsace ile ilgili talepleri, İtalya’da dramatik bir değişikliğe yol açtı; buna en iyi örnek Paris devrimi sonrası Garibaldi’nin Movimento of Genoa’ya 7 Eylül 1870'te yaptığı açıklamaydı “Dün dedim ki Bonaparte’ın ölümüne dek savaş; Bugün diyorum ki Fransız Cumhuriyetine her koşulda yardım”.[30] Daha sonra Fransa'ya giden Gribaldi Vosges Ordusunun komutasını aldı.
Paris Kuşatması (19 Eylül 1870 – 28 Ocak 1871) Fransa-Prusya savaşında Fransız ordularının nihai yenilgisini getirdi. 18 Ocak'ta yeni Alman İmparatorluğu Versay Sarayı’nda ilan olundu.
Alman kuşatması ile yüzleşince yeni Fransa hükûmeti yeni orduların oluşturulmasını talep etti. Bu yeni birlikler Paris’e yürüyüşe geçerek aynı anda çeşitli yönlerden Almanlar’a taarruz etti.. Buna ek olarak; Alman ikmal hatlarına saldırma amacıyla, siviller silahlanarak “Francs-tireurs” denen gerilla kuvvetleri oluşturdu. Bu gelişmeler sonucu Alman sivil halktan şehrin bombalanması için istekler geldi. Kuşatmayı yöneten General Leonhard Graf von Blumenthal ahlaki gerekçelerle bombardımanına karşı çıktı. Bu karşı çıkış Veliaht Prens ve Moltke gibi diğer üst düzey komutanlar tarafından da desteklendi. Hepsinin eşleri İngiliz’di ve sonuç olarak liberal İngiliz görüşlerinin etkisi altında kalmakla suçlandılar.
Cumhuriyetçi hükûmet elçisi olarak Paris'ten gönderilen Léon Gambetta, şehrin gazhanesinde havagazı ile şişirilmiş bir balon ile Alman hatlarını geçerek, yeni Fransız ordularını düzenledi. Sözde bir Alman "imha" planı hakkında haberler Fransızları çileden çıkardı ve yeni hükûmete verdikleri desteği güçlendirdi. Birkaç hafta içinde, 500.000 'den fazla asker olmak üzere toplam beş yeni ordu oluşturuldu. Bu durumu fark eden Almanlar, ciddi bir tehdit haline gelmeden olası yeni ordu oluşumlarını dağıtmak için birliklerinin bir kısmını Fransa'nın diğer illerine gönderdi. Almanlar tüm Fransa'yı işgal etmeye hazır değillerdi; bu onları fazla esnetmiş olacak ve savunmalarını zayıflatacaktı.
10 Ekim'de: Orléans yakınlarında iki cumhuriyet arasında çatışma başladı. Başta Almanlar kazanıyordu ama Fransızlar 9 Kasım'de Coulmiers'de takviye kuvvetleri ile Almanları alt etmeyi başardı. Metz Kuşatması sonrası iyi eğitimli ve savaş deneyimleri de olan 100.000den fazla Alman askeri Alman Güney Ordusu'na katılmıştı. İşte bu takviye kuvvet 4 Aralık'ta Fransızları Orléans'ı terk etmeye zorladı; 10-12 Ocak arasında gerçekleşen Le-Mans Muharebesine dek.
Kuzey Fransa'da faaliyet gösteren ikinci bir Fransız ordusu geriye dönerek 27 Ekim 1870'te Amiens yakınlarına daha sonra Bapaume'e 3 Ocak 1871'de ve St. Quentin'e ise 13 Ocak'ta ilerledi.
Loire Ordusu'nun yenilgisi ile Gambetta, General Faidherbe'ün Kuzey Ordusuna döndü. Kuzey Ordusu Ham, La Hallue ve Amiens'de birkaç küçük zafer elde etmişti; Kuzey Fransa'yı bir kemer gibi saran kaleler nedeniyle iyi bir koruması da vardı üstelik Faidherbe'nin adamlarına izole Alman birliklerine hızlı saldılar yapmasına ve bunun ardından kale kemerinin arkasına sığınmalarına da olanak sağlıyordu. Lille'in ordu donatım fabrikalarına ulaşım imkânına rağmen Kuzey Ordusu ağır tedarik sıkıntısı çekiyordu ve zaten yetersiz sayıda ve moralsiz olan askerlerini elinde tutmakta zorlanıyordu. Ocak 1871'de Gambetta, Faidherbe'ü ordusunu ilerleterek Prusyalılar ile açıkta bir meydan savaşı yapmaya zorladı. Ordu moral, tedarik sorunları ve berbat hava koşulları nedeniyle oldukça zayıftı ve asker kalitesi de düşüktü. Batı Afrika kampanyalarında yıllar süren savaşlar sonucu hayli bozuk olan sağlığı General Faidherbe'nin bizzat çatışmaya girmesine engeldi. St. Quentin Muharebesinde Kuzey Ordusu ağır bir yenilgiye uğradı ve dağıldı; Prusya askerleri tarafından bırakılan binlercesi ise Doğu'ya yerleşti.
Loire'daki Fransız ordusunun yok edilmesi sonrası Loire Ordusundan kalanlar Charles Bourbaki komutası altında Doğu Ordusu'nu oluşturmak için toplandı. Son bir girişim olarak Fransa kuzeydoğusundaki Alman ikmal hatlarını kesmek ve kuşatma altındaki Bellfortdaki Fransız direnişçilerini rahatlatmak amacıyla Bourbaki ordusunu kuzeye ilerletti.
Lisaine Muharebesi'nde, Bourbaki'nin adamları General August von Werder komutasındaki Alman hatlarını kırmada başarısız oldu. Alman Güney Ordusu gelmesiyle General von Manteuffel, Bourbaki'nin ordusunu İsviçre sınırı yakınlarındaki dağlara doğru sürdü. Olası imha karşı karşıya kalan bu bozulmamış son Fransız ordusu sınırı geçti ve tarafsız İsviçre'nin Pontarlier yakınında silahsızlandırılarak hapsedildi.
28 Ocak 1871 tarihinde, Paris merkezli Ulusal Savunma Hükûmeti Prusyalılar ile ateşkes yapmak istediğini açıkladı. Paris açlık içindeydi ve Gambetta'nın orduları bir felaketten ötekine koşuyordu; nihayet Fransız dışişleri bakanı Jules Favre Bismarck ile barış koşullarını görüşmek üzere 24 Ocak'ta Versay'a gitti. Bismarck, ablukanın kaldırılmasını kabul etti ve gıda konvoylarının (Alman ordusuna milyonlarca erzak taşıyan trenler dâhil) hemen Paris'e girmesine izin verdi. Ama bunun şartı Millî Savunma Hükûmeti'nin Prusyalılara Paris'i çevreleyen birçok önemli kaleyi teslim etmesiydi. Surlar olmadan, Fransız Ordusu'nun Paris savunması artık mümkün olamayacaktı. Paris kamuoyu, Prusyalılara teslim olmayı veya herhangi bir imtiyaz vermeye şiddetle karşı olmasına rağmen Hükûmet şehri daha uzun süre tutamayacağının ve Gambetta ordularının asla Paris'e yardım yolunu açamayacağının farkındaydı. 25 Ocak'ta Başkan Jules Trochu istifa etti ve yerini alan Jules Favre iki gün sonra Versay'da teslim antlaşmasını imzaladı ve ateşkes geceyarısından sonra yürürlüğe girdi. Birçok kaynakta belirtildiğine göre; Paris çevresinde silahlar gece yarısı sustuğunda arabasıyla Paris'e dönüş yolundaki Favre, göz yaşları dökmüş ve kızının kollarına yığılmıştı.
Tours'da Gambetta, 30 Ocak tarihinde Hükûmet'in teslim olduğunu haber aldı. Öfkelendi, teslim olmayı reddetti ve Orleansdaki Alman güçlerine hemen bir saldırı başlattı; tahmin edilebileceği gibi başarısız oldu. Parisli diplomatlardan oluşan bir heyet Gambetta ile görüşmek için 5 Şubat günü trenle Tours'a geldi. Ertesi gün Gambetta görevinden istifa ederek birliklerini Ulusal Savunma Hükûmetine teslim etti ayrıca Fransa genelinde derhal silah bırakılması emredildi.
Savaşın başında, Fransız hükûmeti Almanlara abluka yapılmasını emretti. Fransız donanmasının yanında küçük kalan Alman donanması, bunun karşısında fazla bir şey yapamazdı. Buna rağmen, ablukada kısmî başarı sağlanmıştı. Çünkü Fransızların ablukası kötü planlanmıştı. Herhangi bir savaş durumunda, askerlik yapanların Newfoundland veya İskoçya'da hazır bulunmaları gerekiyordu. Bu yüzden adam eksikliği vardı. Bu da 470 gemili Fransız donanmasının bir kısmının kullanılabilmesine imkân kıldı. 22 Temmuz 1870'te denize açılan donanma, çok geçmeden kömür sıkıntısı çekmeye başladı. Wilhelmshaven'ın başarısız ablukası ve Baltık Denizi'ne ilerlenilmesi veya Fransa'ya geri dönülmesi konusunda gelen tezat emirler, donanmasının etkisini azalttı.
Alsas-Loren üzerinden gelecek Alman saldırısını hafifletmek için, 3. Napolyon Almanya'nın kuzeyine çıkarma yapılmasını emretti. Bu çıkarmadan Fransızların umduğu, sadece Alman askerlerinin cephe gerisine çekilmesini sağlamak değil, aynı zamanda Danimarka'nın da askeri ve donanması desteğini de kendi yanına almaktı. Ancak sonradan fark edildi ki, Almanlar limanlarına güçlü savunma mevzileri kurmuşlardı. Alman savunma mevzileri, Fransız donanmasını 3.700 metre öteden vurabilmekteydi. Fransızların bu savunmayı yarabilecek yeterli silahı olmadığından ve Almanya'nın topoğrafyasının kötü oluşu, çıkarmayı imkânsız hale getirdi.
Bundan sonra çıkarma için görevlendirilmiş donanma piyadeleri, Fransız Châlons Ordusu'nu desteklemek için görevlendirildi. Bu ordusu, Sedan'da Almanlara esir düştü. Sedan ve Metz'deki çarpışmalardan sonra, Fransız ordusu giderek azalan profesyonel subay sıkıntısı çekti. Bu sıkıntıyı azaltmak için, donanma subayları gemilerinden ayrılıp yedek kuvvetlere geçti.
Sonbahar gelince, Kuzey Denizi'nde çıkan fırtınalara Fransız donanmasını kötü etkiledi. Eylül 1870'te ise, ablukadan tamamiyle vazgeçildi.
Abluka dışında, tek tük deniz muharebesi oldu. Nagasaki açıklarında Havana açıklarında Kasım 1870'te çarpışma oldu.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.