Dış kuvvetler; akarsular, rüzgârlar, yer altı suları, buzullar, dalgalar ve akıntılar gibi çeşitli etmenlerin Dünya'yı şekillendirmesidir. Bu etmenler atmosfer kökenli olup enerjilerini güneşten alırlar. Dış kuvvetler, iç kuvvetlerin etkisiyle oluşan yüksek yerleri aşındırarak deniz seviyesine indirmeye çalışır. Dünyanın şekillenmesinde iç ve dış kuvvetler değişim halindedir, bu değişim uzun bir zaman aralığını kapsadığından insanlar tarafından gözlenme şansı yoktur.[1]
Kurak veya yarı kurak iklim bölgelerinde en çok etkili olan dış kuvvet rüzgârlardır. Rüzgârlar kopardıkları parçaları havalandırıp çarptırır, böylelikle aşındırma faaliyetini gerçekleştirmiş olur. Rüzgârlar hızlarının azaldığı yerlerde ise biriktirme faaliyetleri yaparlar.
Rüzgâr aşındırması ile oluşan yerşekilleri
Mantarkaya: Kurak iklim bölgelerinde kayaların yumuşak olan alt kısımlarının rüzgârlar tarafından aşındırılması ile oluşan mantar görünümlü yer şeklidir.
Yardang: Kurak iklim bölgelerindeki az dirençli kayaçların rüzgâr etkisiyle oluşmuş U şeklindeki yer şeklidir.
Tafoni: Kayaçların suların etkisiyle çözünüp gevşeyen kısımlarının rüzgârlar tarafından aşındırılması sonucunda oluşmuş olan yer şeklidir. Tafoniler kuş yuvalarını andırır.
Tanık tepe: Duruşu yatay şekilde olan tabakaların uzanmış olduğu düzlük bölgelerdeki rüzgâr aşındırması sonucu oluşmuş parçalı biçimdeki yer şeklidir.
Hamada: Çöllerdeki aşırı aşındırma sonucunda çöl zeminindeki kayaların ortaya çıkmasıyla oluşur. Kaya Çölü olarak da anılır.
Rüzgâr biriktirmesi ile oluşan yerşekilleri
Barkan: Rüzgârların hızlarının azaldıkları yerlerde taşıdıkları kumları biriktirmesi sonucunda oluşur. Genellikle çöllerde görülür ve hilal şeklindedir, rüzgârların etkisiyle sürekli yer değiştiren kumullar ile oluşturdukları şeklin genel adıdır.
Kum yığınları: Rüzgârların küçük veya iri taşları biriktirmesi ile oluşur.
Lösler: Kum yığınları ve barkanlar gibi lösler de rüzgârların taşıdıkları ince kumları bir yerde biriktirmesine denir. Lösler taşınmış topraklar oldukları için bulundukları bölgelerin iklimi hakkında bilgi vermezler. Rüzgâr ve akarsu erozyonu ile farklı yerlere sürüklenen bu ince kumullar barajlar için sorun teşkil etmektedir,
Bir yatak içerisinde eğime bağlı olarak akan sulara akarsu denir. Akarsular rüzgârlar gibi dünyayı şekillendirmede etkilidir. Akarsunun doğduğu yere kaynak, göle veya denize döküldüğü yere ağız, aktığı ve izlediği yola ise akarsu yatağı denir. Akarsuların kolları ile aktığı yere ise havza denir. Akarsunun bir bölümünden saniyede geçen su miktarına debi denirken yıl içindeki akım düzenine de rejim denir. Akarsuların yataklarını deniz seviyesine ulaştırsa denge profiline ulaşmış olur.
Akarsu aşındırması ile oluşan yer şekilleri
Çentik vadi: Akarsuların hızlı bir şekilde aktığı eğimli alanları, aşındırmaları sonucunda oluşan vadi tipidir. Akarsular, yüksek, dar ve eğimli arazilerin bulunduğu bölgelerde derine doğru aşındırma yaparlar, bunun sonucunda ise çentik vadiler oluşur. Çentik vadilerin diğer bir adı ise V şekilli vadidir.
Boğaz vadi: Kara ve deniz seviyelerindeki değişimlere bağlı olarak akarsular tarafından açılmış derin ve boğaz görünümlü vadilerdir. Diğer bir ismi ise "yarma" vadidir.
Kanyon vadi: Boğaz vadi ile aynı özellikleri taşır fakat kenarları basamak şeklindedir. Karstik bölgelerde yaygındır.
Asimetrik vadi: Akarsuların bir vadide dirençli olan yerleri az, yumuşak olan yerleri ise daha çok aşındırması sonucu oluşmuş vadilerdir.
Peri bacaları: Volkanik ve tüflü arazilerde cılız bitki örtüsüne paralel olarak, rüzgârında dolaylı etkisiyle akarsu ile sel sularının oluşturdukları yer şeklidir. Peri bacalarının üst kısmı "bazalt" kayacından oluşur.
Dev kazanı: Akarsuların şelaleler oluşturarak aktığı yerlerdeki aşındırma sonucu oluşan çukurluklardır.
Menderes: Akarsuların, eğimin azaldığı yerlerde büklümler yapması sonucunda oluşmuş şekillerdir.
Kırgıbayır: Bitki örtüsünün cılız olduğu yerler ile kurak iklim alanlarında sel sularının etkisiyle oluşan bozuk arazi yapısına denir. Diğer bir adı badlans'tır.
Plato: Akarsuların derin vadilerle yardığı ve çevresine göre yüksek olan düzlüklerdir.
Peneplen: Deniz seviyesine yakın, aşındırılmış hafif dalgalı düzlüklerdir. Diğer bir adı "yontuk düz"dür.
Akarsu biriktirmesi ile oluşan yerşekilleri
Delta: Akarsuların taşıdıkları malzemeleri deniz kıyısında biriktirmesi ile oluşan şekillerdir.
Birikinti yelpazesi: Eğimin azaldığı yerlerdeki, yelpaze şeklinde oluşmuş olan akarsu biriktirmesidir.
Birikinti konisi: Birikinti yelpazelerinin birleşmesiyle oluşmuş yer şekilleridir.
Dağ eteği ovası: Birikinti konilerinin birleşmesiyle oluşmuş yer şekilleridir.
Seki: Deniz ve karalardaki yükselmelere bağlı olarak akarsunun yatağını derine doğru aşındırması sonucunda eski yatağın basamak şeklinde ortaya çıkmasına denir
Irmak adası: Akarsu yatağının genişlediği ve yatak eğiminin azaldığı yerlerde, akarsuyun akış hızının azalmasına bağlı olarak akarsuyun taşıdığı malzemeleri yatak içerisinde biriktirmesiyle meydana gelen adacıklara ırmak adası denir.
Kalker, jips ve kaya tuzu gibi kolayca eriyebilen maddelerin bulundukları alanlara karstik alanlar denir, karstik arazilerde suların etkisiyle oluşan şekillere de karstik şekiller denir. Karstik şekillerin oluşumunda kayaç yapısı ile iklim özellikleri etkilidir.
Karstik aşınım şekilleri
Lapya: Karstik arazilerdeki yağışlar sonucunda, yağmur sularının kireçtaşlarını aşındırması ile oluşan oyuk ve yarıklardır
Dolin: Lapyalar zamanla genişleyip birleşirler, böylelikle dolinler oluşur. Derinlikleri birkaç metredir, çapları ise yüz metreyi bulabilmektedir.
Uvala: Karstik alanlarda dolinlerin zamanla genişleyip büyümesiyle uvalalar oluşur.
Düden: Polyelerin taban veya kenar kısımlarında suların dibe daldığı yerdir. Su yutan da denir.
Mağara:Karstik alanlarda yer altı sularının aşındırması sonucu oluşmuş doğal yer altı boşluklarıdır.
Obruk: Mağara ve galerilerin tavanlarının çökmesiyle oluşan boşluklardır.
Kör vadi: Yatağında akan suların bazı yerlerde süreklilik göstermemesine denir.
Karstik birikim şekilleri
Traverten: Yer altı sularının yeryüzüne çıkması ve içlerinde eriyik halde olan maddelerin biriktirme faaliyetinde bulunması ile oluşurlar.
Sarkıt: Mağara tavanlarından sızan kireçli sularının akarken buharlaşması ile su içerisindeki kirecin birikmesi ile oluşur. Çatılardan akan suların donması gibi.
Dikit: Mağara tavanlarından aşağıya doğru akan kireçli sularının zeminde birikmesi sonucu oluşur.
Sütun: Sarkıt ve dikitlerin birleşmesi sonucu oluşur. Binalardaki kolanlar gibi.
Soğuk iklim bölgelerinde etkili olan dış kuvvetlerdendir.
Buzul aşınım şekilleri
Hörgüç kaya: Ana kayanın buzullar tarafından aşındırılması sonucunda deve hörgücünü benzeyen yassı tepelerin oluşması durumudur.
Buzul vadisi: Dağ yamaçlarındaki eski akarsu yataklarının buzullar tarafından doldurulması ve bu buzulların ana kayayı eritmeleri sonucunda oluşan U şeklindeki vadilerdir.
Sirk çukuru: Buz yalağı da denir. Dağ yamaçlarındaki buzulların bulundukları bölgeyi aşındırması sonucunda oluşan çukurluklardır.
Buzul birikim şekilleri
Moren: Buzulların aşındırdıkları malzemeleri biriktirmeleri sonucunda oluşur, ortalama kalınlıkları elli veya altmış metredir.
Sander düzlükleri: Buzullarıneridiği yerde ortaya çıkanakarsularıntaşıdığı malzemeleri biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.
Dalga ve akıntılar kıyıların zamanla değişip farklı görünümler almasına neden olurlar.
Dalga ve akıntıların aşınım şekilleri
Falez: Yüksek kıyıların dalgalar etkisiyle alt kısımları aşınır ve oyuklar oluşur, oluşan oyukların tavanları çöker ve denize dik kıyılar meydana gelir. Falezlere yalıyar adı da verilir.
Doğal köprüler: Denizdeki bir kara parçasının alt kısımların aşındırılması sonucu oluşur. Ters U gibi bir görüntüsü vardır.
Dalga ve akıntıların birikim şekilleri
Kıyı oku: Dalga ve akıntıların taşıdıkları malzemeleri koy kenarlarında biriktirmesi sonucunda kıyı okları oluşur. Kıyı okları zamanla genişler ve kıyı kordonu adını alır.
Lagün: Koyun bir ucundan diğer ucuna doğru bir ok gibi uzanan şekillerdir. Bir kıyı okunun koyun ağzının kapatılacak şekilde gelişmesi ve karşı buruna bağlanmasıyla kıyı kordonu meydana gelir. Kıyı kordonunun oluşumuyla eskiden koy olan kısım denizden ayrılarak önce lagün daha sonra göl haline gelir. İstanbul yakınlarındaki Büyükçekmece Gölü ve Küçükçekmece Gölü, bu şekilde oluşmuş birer kıyı gölüdür.[2]
Tombolo: Kıyı yakınındaki bir adanın biriktirme faaliyetleri sonucunda kıyıya bağlanmasıdır.