Loading AI tools
28 Eylül 2009'da Diyarbakır'da gerçekleşen ölüm Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Ceylan Önkol'un ölümü, 28 Eylül 2009 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki Şenlik Köyü'nde koyun otlatmak için çıktığı evinden 200 metre uzaklaştığı sırada kaynağı belirsiz bir patlama sonucu 12 yaşındaki Ceylan Önkol'un hayatını kaybetmesi olayıdır. İlk günlerde olayın, Tapantepe Karakolu'dan atıldığı ileri sürülen havan topu mermisinin patlaması sonucu gerçekleştiği düşünülmüştür.[1] Ancak 16 Ekim'de yayınlanan adlî tıp raporuna göre Ceylan, kırsal arazideki patlamamış bir havan topu mermisine elindeki metal tahra aleti ile vurmuş ve merminin patlamasına sebebiyet vermiştir.[2]
28 Eylül 2009 günü Lice'nin Şenlik Köyü'nün Hambaz mezrasında hayvan otlatmaya çıkan 12 yaşındaki Ceylan Önkol, Tapantepe Karakolu'dan[not 1] atıldığı ileri sürülen havan topu mermisinin isabet etmesi sonucu ölmüştür.[3] Savcı ve otopsi yapacak doktor, olay yerinin ‘teröre müzahir’ bölge olması nedeniyle bölgenin riskli olduğu ve can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle olay yerine gitmedi. Bu durum adli muayene tutanaklarına da geçti. Yetkililerden hiç kimse gelmeyince ceset 6 saat bekletildi. Ceylan'ın cesedi daha sonra köylüler tarafından karakola götürülerek otopsi yapıldı.[4][5]
Jandarma ve emniyet tarafından hazırlanan raporlarda, Önkol'un patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurduğu, patlamanın bu şekilde gerçekleştiği iddia edilmiştir.[6] Önkol Ailesi ise bıçağın kullanılan uç bölümünün zarar görmediğini, sadece ortasından büküldüğünü, bunun da çocuğun bıçakla bombaya vurmadığının kanıtı olduğunu ifade etmiştir.[7]
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, 10 Ekim'de brifing düzenleyerek haritalı ve fotoğraflı bir sunum yaptı.[8] Yapılan incelemelerde olayın gerçekleştiği gün havan atışının yapılmadığının tespit edildiğini belirtti. Ayrıca, patlamanın olduğu arazide oluşan çukurun, herhangi bir bomba atışı sonrası meydana gelen çukurlardan farklı olduğu, Ceylan Önkol'un ölümüne farklı tür bir patlamanın sebep olabileceğini söyledi. Gürak, vakanın gerçekleştiği arazinin, el yapımı patlayıcıların ve mayınların bulunduğu, yüksek riskli bir arazi olduğunu söyleyerek olaydan PKK'nın sorumlu olduğunu ima etti. Ayrıca Ceylan Önkol'un ölümünün, TSK'ya karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanıldığını, organize bir psikolojik harekât yürütüldüğünü söyledi.[9]
İHD Diyarbakır Şubesi, MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Tabip Odası tarafından oluşturulan heyetin 05 Ekim 2009 tarihinde yayınlanan inceleme raporuna göreyse, olayda Lice Cumhuriyet Savcılığının ve güvenlik güçlerinin ihmalinin olabileceği; ulusal ve uluslararası hukuk ilkelerine göre olayın açığa çıkarılması ile ilgili olarak gerekli hassasiyet ve duyarlılığın gösterilmediği belirtilmiştir.[10]
Davaya gizlilik kararı getirildi. Soruşturmadaki gizlilik kararının kaldırılması için yapılan başvuru, 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 14 Ekim'de reddedildi.[11] Bununla birlikte bilirkişi raporunun tamamlanması nedeniyle Lice Cumhuriyet Savcılığı'nın başvurusu üzerine iki gün sonra gizlilik kararı kaldırıldı.[12] DTP Milletvekili Selahattin Demirtaş, ‘görevini kötüye kullandığı ve suç delillerini kararttığı’ iddiasıyla savcı Çolak hakkında suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, Çolak hakkında inceleme başlattı.[13] Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Çolak'ı olay yerine götürmeleri gerekirken güvenli bölge olmadığı gerekçesiyle götürmeyen Lice'deki jandarmalar hakkında ‘adlî görevi yerine getirmeme’ iddiasıyla 25 Ekim 2009'da soruşturma açıldı.[14] 4 Nisan 2013'te bu soruşturma, ‘suçun unsurlarının oluştuğuna dair delil bulunmadığı’ gerekçesiyle takipliksizlikle sonuçlandı.[15][16] 30 Nisan 2014'te soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğuna kanaat getirmiş ve dosya için “Daimi arama kararı” verdi.[17] Ceylan Önkol'un öldürülmesiyle ilgili olarak Türkiye'de hala dava açılmamıştır.
2010 yılında Önkol ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar reddedildiği için AİHM'e başvurmuştur. Mayıs 2012 yılında ise soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik talepler reddedildiği ve aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM'e başvurulmuştur.[18] 2017 yılında, Önkol ailesinin Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili yargı sürecinde etkin soruşturma yapılmadığı ve AİHS'in yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuruda AİHM, her iki konuda da Türkiye'nin ihlalde bulunmadığına karar vermiştir.[19][20]
28 Eylül tarihli olay Taraf gazetesi ve CNN Türk dışında ilk günlerde medyada yer bulmadı.[21] Ardından Taraf'ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Susacak Mısınız? başlıklı bir yazı kaleme aldı ve olay karşısında sessiz kalan medyayı ve siyasetçileri ağır bir dille eleştirdi:[22]
“ | Neredeyse bütün Türkiye susuyor. Şu medyaya bakın. Bu nasıl bir bıçak kesmez sessizlik Allahım. Bir gazete neye yarar vurulan bir çocuğun hesabını soramazsa? Onca kâğıda, mürekkebe, emeğe yazık. Bir kız çocuğunun bir roketle vurulup parçalandığı, devletin ortadan yok olduğu, savcının köye gitmediği, doktorun karakol bahçesinde otopsi yaptığı bir ülkede yaşıyorsunuz. Bunlardan hiç mi biri size tuhaf gelmiyor? Hiç mi birinde haber değeri bulmuyorsunuz? | „ |
— Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan |
Bu yazının ardından Milliyet gazetesi, olayın daha etkili duyulması amacıyla Ahmet Altan'ın köşe yazısını, 2 Ekim tarihinde manşetinden duyurdu.[23][24] Çoğu kadın sanatçı ve aktivistlerden oluşan bir grup, Önkol'un ölümünden sonra olay yerine gitmeyen ve zamanında soruşturma başlatmayan Lice savcısı hakkında ve kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapmadığını gerekçesiyle Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aralarında Lale Mansur, Eren Keskin, İlkay Akkaya, Roni Margulies, Cemile Bayraktar, Hidayet Şefkatli Tuksal, Hilal Kaplan, Nihal Bengisu Karaca gibi muhafazakâr kadın gazeteci ve yazarlardan oluşan Buluşan Kadınlar adlı aktivist grup ise Başbakan Erdoğan'a mektup kampanyası başlattı ve güçleri yettiğince olay aydınlanana dek Ceylan'ın ölümünü sormaya devam edeceklerini bildirdi.[25]
BirGün gazetesi yazarı Enver Aysever, liberalleri eleştirdiği bir yazısında "Sokakta leşi bulunan çocuğun ağıtını da en çok onlar yakar." şeklinde bir ifade kullandı.[26] Bu ifadesi hem kendi gazetesinden, hem başka kişilerden tepki çekti. Daha sonra Aysever, BirGün'den ayrıldı.[27] Nazan Öncel, olaydan bir ay kadar sonra Ceylan Önkol için şarkı besteledi.[28] Sezen Aksu da Yaşar Gaga'nın Alakasız Şarkılar adlı albümünde Ceylan Önkol için yazdığı ağıta yer verdi. Aksu, "Ceylan" isimli parçayı albümde Tarkan ile birlikte seslendirdi.[29]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.