Loading AI tools
Birinci Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında kurulan Kahire'deki İngiliz İstihbarat Dairesi. Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Arap Bürosu, Birinci Dünya Savaşı sırasında 1916'da kurulan ve 1920'de kapatılan Kahire İstihbarat Dairesi'nin bir departmanıydı ve amacı Orta Doğu'daki Arap bölgeleri hakkında propaganda ve istihbarat toplamak ve yaymaktı.[1]
İmparatorluk Savunma Komitesi'nin 7 Ocak 1916 tarihli bir belgesine göre, Arap Bürosu "Yakın Doğu'daki İngiliz siyasi faaliyetlerini uyumlu hale getirmek...[ve] Dışişleri Bakanlığı, Hindistan Ofisi, Savunma Komitesi, Savaş Ofisi, Amirallik ve Hindistan Hükümeti'ni Alman-Türk Politikası'nın genel eğilimi hakkında eşzamanlı olarak bilgilendirmek" amacıyla kurulmuştur.[2]
Bruce Westrate 1992'de yazdığı Arap Bürosu'nun tarihçesinde "teşkilat daha sonra İngiltere'nin I. Dünya Savaşı sırasında ve hemen sonrasında Orta Doğu politikasını korkunç bir şekilde kötü idare etmesinin suçunun çoğunu üstlenmiştir" diye yazmıştır.[1]
Aralık 1915'te Mısır'dan Hindistan'a kadar Orta Doğu'da yaptığı son turda, Alman ve Türk Hükûmetlerinin Orta Doğu'daki İngiliz çabalarına ve eylemlerine karşı İngiliz karşıtı savaş propagandasını yaygın bir şekilde dağıttığını keşfettiğini Londra'ya bildiren Mark Sykes'ın girişimiyle kurulmuştur. Sykes endişeliydi çünkü Orta Doğu'daki İngiliz komutanlıkları genellikle işbirliği yapmıyordu ve şimdiye kadar etkili bir karşı propaganda üretememişlerdi. Sykes, Alman ve Türk Orta Doğu politikası hakkında istihbarat toplamak, incelemek ve dağıtmak ve "Hintli olmayan Müslümanlar arasında Birleşik Krallık lehine propagandayı koordine etmek" için kendi himayesinde bir Londra ofisi kurulmasını önerdi.[3]
Sykes'ın önerisi Mısır ve Sudan'daki sivil ve askeri istihbarat direktörü Gilbert Clayton tarafından memnuniyetle karşılandı. Clayton, böyle bir ofisin sadece düşman propagandasını keşfedip karşı koymakla kalmayıp, Orta Doğu'ya ilişkin daha geniş bir siyasi ve askeri bilgi koleksiyonunu denetleyebileceğine ve bunun karşılığında Kahire ve Londra'da Osmanlı'nın Arap topraklarına yönelik politika yapımını bilgilendirmek için kolay anlaşılır raporlar üretebileceğine inanıyordu.[4]
Neticede bir uzlaşmaya varıldı. Ocak 1916'da Kahire'de Sudan İstihbaratı'nın bir departmanı olarak kurulan Arap Bürosu, Mısır'daki Yüksek Komiser'e (Henry McMahon) bağlıydı ve o da Londra'daki Dışişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanı (Edward Grey) tarafından denetleniyordu. Bu departmanda, Clayton'ın Mısır'daki askeri istihbarat biriminde çalışan ve aynı görüşü paylaşan Orta Doğu uzmanları görev yapıyordu.[5]
Clayton'ın Arap Bürosunu Kahire'de konumlandırmayı tercih etmesi, Basra Körfezi çevresindeki toprakları ve özellikle de Hindistan için tahıl üretimi amacıyla işgal etmeyi planladıkları Irak vilayetlerini kontrol etmelerine müdahale edilmesini istemeyen Hindistan Hükümeti ve Hindistan Dışişleri Bakanı'nın direnişiyle karşılaştı. Kuzey Körfezi çevresinde yeni keşfedilen petrol yatakları bölgeye olan ilgiyi daha da arttırdı. Ancak İngiltere'deki Donanma İstihbarat Müdürü Yüzbaşı Reginald 'Blinker' Hall, Clayton'ın konseptini destekliyor ve hükûmetin onayını istiyordu.
Arnold Wilson daha sonra şöyle yazdı:
Kahire'deki Arap Bürosu, Majestelerinin Hükümetinin Suriye halkına felaket, Filistin Araplarına hayal kırıklığı ve Hicaz'a yıkım getiren bir politikayı benimsemesine yardımcı olduğu için 1920'de lağvedildi.[6][7]
İtilaf güçlerince tarafsız kalması için büyük çaba harcanmasına rağmen Almanya yanında savaşa girme kararı alan Osmanlı Devleti, savaşa fiili olarak katılmasının ardından savaşı yönlendirme noktasında daha evvel denemediği bir tedbir almış ve “cihad-ı ekber” ilan etmişti. Bu çerçevede aralarında İbni Suud ve İbni Reşid gibi Arap Yarımadası’nın önemli liderlerinin olduğu geniş bir coğrafyaya cihad beyannamesi resmi ellerden gönderilmeye başlanmıştı.[8]
Cihadın muhtemel etkileri konusunda Türk liderlere umut vermekteyken başta İngiltere olmak üzere İtilaf kuvvetlerinin duyduğu endişeyi arttırmaktaydı. Zaten Hindistan Müslümanlarının Osmanlı Devleti'nin kötü gidişatı üzerine kaygıları özellikle Balkan Savaşları ve Trablusgarp Harbi döneminde artmıştı.[8]
Buna karşılık İngiliz basını da karşı propaganda söylemlerini sonuna kadar kullanıyordu. İngiliz basınında yer verilen haberlerde ilan edilen cihadın meşruiyeti çürütülmeye çalışılıyordu. Öyle ki bu işin Almanya’nın Osmanlı Devleti’ne bir dayatması olduğu yönünde yapılan propaganda yanında birçok gazetede cihad ilanına dair haberlere ve resimlere rastlamak mümkündü.[8] Hatta Amerikan basınında Şeyhülislam ve Enver Paşa tarafından imzalanmış bu beyannamelerin Şangay’da gizli bölmelerde bulunması haber değerine sahipti.[8]
Kısacası savaşın başlamasından evvel başta İngiliz hakimiyet sahası olmak üzere Müslüman ahali üzerinde yürütülen propaganda Osmanlı Devleti'nin resmen savaşa girmesiyle ilan edilen “cihad-ı ekber” ile oldukça zorlayıcı bir propaganda yöntemine dönüşmüştü. Bu durum İngiliz yöneticilerinin karşı propaganda yöntemlerini geliştirmeleri için önemli gerekçeler oluşturmuştur. Ayrıca bu zorlama savaşın devamı müddetince Doğu'daki İngiliz politikasının şekillenmesinde önemli rol oynayan Mark Sykes'ın ortaya atacağı yeni bir istihbarat birimi fikrinin oluşmasında etkili bir gerekçe olacaktır.[8]
Gilbert Clayton Arap Bürosu'nun başına atandı. Bir deniz istihbarat subayı olan David Hogarth Arap Bürosu'nun müdür vekili, Kinahan Cornwallis ise yardımcısıydı. Herbert Garland, George Ambrose Lloyd, George Stewart Symes, Philip Graves, Gertrude Bell, Aubrey Herbert, William Ormsby-Gore, Thomas Edward Lawrence, Alfred Guillaume ve Tracy Philipps de Arap Bürosu'nun üyesiydiler.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.