Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Komisyonu (AEC), II. Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri Kongresi tarafından atom bilimi ve teknolojisinin barış zamanındaki gelişimini de teşvik etmek ve kontrol altında tutmak için kurulan Amerika Birleşik Devletleri hükûmetinin bir kurumuydu.[2] Başkan Harry S. Truman, 1 Ağustos 1946'da McMahon/Atom Enerjisi Yasası'nı imzalayarak, 1 Ocak 1947'den itibaren atom enerjisinin kontrolünü ordudan sivillere devretmiş oldu.[3] Bu yasa Atom Enerjisi Komisyonu üyelerine savaş sırasında atom bombası üretmek için inşa edilmiş fabrikaların, laboratuvarların, ekipmanların ve personelin tam kontrolünü sağladı.[4]

Pratik Bilgiler AEC, Genel bilgiler ...
Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Komisyonu
AEC
United States Atomic Energy Commission
Thumb
AEC'nin amblemi
Genel bilgiler
Kuruluş tarihi1946
Kapanış tarihi1975
Sonraki kurum
  • Enerji Araştırma ve Geliştirme İdaresi (ERDA)
    Nükleer Düzenleme Komisyonu (NRC)
TürüBağımsız ajans
AdresWashington, D.C. (1947–1957)
Germantown, Maryland (1958–1975)[1]
Kapat

1960'larda artan sayıda eleştirmen, AEC düzenlemelerinin radyasyondan korunma standartları, nükleer reaktör güvenliği, tesis yerleşimi ve çevre koruma dahil olmak üzere birçok önemli alanda yeterince katı olmadığı yönünde suçlamada bulundu.

1974'e gelindiğinde AEC'nin düzenleyici programları o kadar güçlü bir saldırıya uğradı ki, ABD Kongresi AEC'yi kaldırmaya karar verdi. AEC, işlevlerini iki yeni kuruma devreden 1974 tarihli Enerjinin Yeniden Organizasyonu Yasası ile kaldırıldı. Bu kurumlar ise şunlardı: Enerji Araştırma ve Geliştirme İdaresi ve Nükleer Düzenleme Komisyonu.[5] 4 Ağustos 1977'de Başkan Jimmy Carter, Enerji Bakanlığı'nı oluşturan Enerji Bakanlığı Organizasyon Yasası'nı yasalaştırdı. Yeni kurum, Federal Enerji İdaresi (FEA), Enerji Araştırma ve Geliştirme İdaresi (ERDA), Federal Enerji Komisyonu (FPC) ve diğer çeşitli federal kurumların sorumluluklarını üstlendi.

Geçmiş

Kongre, AEC'yi oluştururken, atom enerjisinin yalnızca ülkeyi savunması için nükleer silah olarak değil, aynı zamanda dünya barışını teşvik etmek, kamu refahını artırmak ve özel girişimde serbest rekabeti güçlendirmek için de kullanılması gerektiğini beyan etti.[6] Aynı zamanda, AEC'yi kurulmasını sağlayan McMahon Yasası, ona nükleer bilim ve teknolojinin tamamı üzerinde benzeri görülmemiş bir düzenleme yetkisi de verdi. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri ile diğer ülkeler arasında teknoloji transferini açıkça engelledi ve AEC tarafından kontrol edilen herhangi bir nükleer bilgiye erişim sağlamak isteyen tüm bilim insanları veya endüstriyel yüklenicilerin FBI tarafından soruşturulmasını zorunlu kıldı. Bu, politikacılar, askeri planlamacılar ve atom bilimciler arasında bu yeni enerji kaynağının kaderi ve hangi araçlarla düzenleneceği konusunda aylarca süren yoğun tartışmaların sonucuydu. Başkan Truman, David Lilienthal'i AEC'nin ilk Başkanı olarak atadı.[2]: 91–92 Kongre, yeni sivil AEC'ye misyonunu yerine getirmesi için olağanüstü güç ve önemli ölçüde bağımsızlık verdi. AEC'ye bilim insanlarını ve mühendisleri işe alma konusunda olağanüstü bir özgürlük sağlamak için, AEC çalışanları kamu hizmeti sisteminden muaf tutuldu. AEC'nin ilk görevi, ABD Ordusu'ndan miras kalan dağınık atom tesisleri ve laboratuvarlar imparatorluğunu incelemekti.[4]

Büyük güvenlik ihtiyacı nedeniyle, tüm üretim tesisleri ve nükleer reaktörler devlete ait olacak, tüm teknik bilgiler ve araştırma sonuçları ise AEC'nin kontrolü altında olacaktı. Daha sonra Manhattan Projesi kapsamında oluşturulan tesislerden Ulusal Laboratuvar Sistemi kuruldu. Argonne Ulusal Laboratuvarı, yeni AEC'nin görevlerini yerine getirmeye adanmış, yüklenici tarafından işletilen bir tesis olarak bu yasa kapsamında yetkilendirilen ilk laboratuvarlardan biriydi.[kaynak belirtilmeli] Argonne, Chicago bölgesindeki üniversiteleri dahil eden bölgesel laboratuvarların ilkiydi. Diğerleri Clinton (CEW) laboratuvarları ve Kuzeydoğu'daki Brookhaven Ulusal Laboratuvarıydı ancak Güney Kaliforniya'da benzer bir laboratuvar kurulmadı.[7]

11 Mart 1948'de Lilienthal ve Kenneth Nichols Beyaz Saray'a çağrıldılar ve burada Truman onlara "Birbirinizden nefret ettiğinizi biliyorum" dedi. "AEC'nin temel hedefinin atom silahları geliştirmek ve üretmek olduğunu" söyledi, Nichols tümgeneral olarak atandı ve daha önce Lilienthal onun atanmasına karşı çıktığı Silahlı Kuvvetler Özel Silahlar Projesi'nin (AFSWP) şefi olarak Leslie Groves'un yerini aldı. Lilienthal'e "her kapının önüne bir şişe süt koyma arzusundan vazgeçip atom silahları üretme işine yönelmesi" söylendi.[8] Nichols, 2 Kasım 1953'te AEC'nin Genel Müdürü oldu.[9]

AEC, ABD nükleer cephaneliğinin geliştirilmesinden sorumluydu ve bu sorumlulukları Manhattan Projesi'nden savaş zamanında devraldı. AEC, ilk on yılında, önceliği silah geliştirmek olan Los Alamos Bilimsel Laboratuvarı'nın işleyişini ve 1952'de Kaliforniya'da yeni ikinci silah laboratuvarı olan Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'nın kurulmasını denetledi. AEC ayrıca hidrojen bombasını (H-bombası) geliştirmek için "hızlandırılmış program"ı yürüttü ve AEC, Rosenberglerin casusluk nedeniyle yargılanmasında kilit bir rol oynadı.

AEC ayrıca hem uzaktaki Pasifik Deneme Sahaları'nda hem de Amerika Birleşik Devletleri'nin batısındaki Nevada Test Sahası'nda düzenli bir nükleer silah denemesi programı başlattı. AEC aynı zamanda birçok temel araştırmayı da desteklerken, ilk bütçesinin büyük çoğunluğu nükleer silah geliştirme ve üretimine ayrılmıştı.[kaynak belirtilmeli]

Fizikçi J. Robert Oppenheimer, Manhattan Projesi'nin direktörü olarak görev yaptıktan sonra, nükleer bilim insanlarından oluşan genel danışma kurulu başkanı olarak AEC'ye, Lilienthal ile birlikte "süper" veya diğer adıyla hidrojen bombasının geliştirilmesine karşı güçlü görüşlerini dile getirdi. Daha sonra Lilienthal, 1950'de Beyaz Saray'ın isteği üzerine AEC'den ayrıldı ve Oppenheimer'ın yönetim kuruluna atanması 1952'de tekrar gerçekleşmedi. Bunların kaldırılmasıyla Başkan Truman, hidrojen bombasını geliştirip üretme kararını açıkladı. Deneysel bir hidrojen bombasının ("Ivy Mike") ilk deneme atışı 1 Kasım 1952'de Başkan Truman yönetiminde Orta Pasifik'te gerçekleştirildi. Ayrıca ABD Deniz Kuvvetleri Amirali Lewis W. Strauss, 1953 yılında yeni Başkan Eisenhower tarafından hidrojen bombasının askeri açıdan geliştirilmesi ve üretimini yürütmek üzere AEC'nin Başkanı olarak atandı.[10]

Lilienthal, özellikle nükleer santrallerin barışçıl kullanımlarına yüksek öncelik vermek istiyordu ancak kömür hâlâ ucuzdu ve elektrik enerjisi endüstrisi ilgilenmiyordu. İlk deneysel nükleer enerji santrali 1954 yılında Pennsylvania'da Başkan Eisenhower döneminde faaliyete geçti.[11]

Yerel uranyum tedarik programı

AEC, yurt içinde uranyum tedariki için bir program geliştirdi. 1947'den önce, mineralin ana kaynakları Kanada ve o zamanlar Belçika Kongo'suydu ancak Manhattan Projesi aynı zamanda II. Dünya Savaşı sırasında ABD'nin batısındaki vanadyum fabrikalarının atıklarından elde edilen uranyumu da gizlice işledi. Colorado Platosu'nun hem vanadyum hem de uranyum içeren karnotit cevheri damarları içerdiği biliniyordu. AEC, programını serbest girişim ilkesine uygun olarak geliştirdi.[12] Federal hükûmet, cevheri bizzat keşfetmek, çıkarmak ve işlemek yerine, jeolojik veriler sağladı, yollar inşa etti ve bölgedeki değirmenlerin birinden cevher satın almak için sabit bir oran belirledi.[13] Bu, bireyleri daha sonra hükûmetin satın alacağı cevheri keşfetmeye ve üretmeye teşvik etti. AEC, programın 1947'deki başlangıcından 1966'ya kadar uranyumun tek yasal alıcısıydı. 1966'dan programın 1970'e kadar AEC, özel sektör yeterince gelişinceye kadar pazarı desteklemek için uranyum satın almaya devam etti.

Hükûmet cevher üretmediği için madenci güvenliğini düzenleme yükümlülüğünün olmadığını iddia etti. 1995 yılında yayınlanan bir kongre raporu şu sonuca varıyordu: "Hükümet, madenleri havalandırarak tehlikenin azaltılmasını talep etmek için harekete geçmedi ve madencileri maruz kaldıkları tehlike konusunda yeterince uyaramadı.".[14] 1990 tarihli Radyasyona Maruz Kalma Tazminatı Yasası, uranyum madenlerinde radon gazına maruz kalma sonucu kansere yakalanan madencileri ve aileleri tazmin etmeyi amaçlıyordu.

Düzenlemeler ve deneyler

AEC, bir "Askeri İrtibat Komitesi" aracılığıyla ABD Savunma Bakanlığı'na bağlandı. Atom Enerjisi Ortak Komitesi, AEC üzerinde kongre gözetimi gerçekleştiriyordu ve AEC kararlarını ve politikasını etkileme konusunda hatırı sayılır bir güce sahipti.[15]

AEC'nin geniş kapsamlı sosyal, halk sağlığı ve askeri sonuçları olan bir konu üzerindeki geniş kapsamlı yetkileri ve kontrolü, onu son derece tartışmalı bir organizasyon haline getirdi. McMahon Yasası'nı hazırlayanlardan biri olan James R. Newman, yasa tasarısının "atom enerjisi alanını, serbest girişim ekonomisinin ortasında bir sosyalizm adası" haline getirdiği sonucuna vardı.[16]

Nükleer Düzenleme Komisyonu (NRC) oluşturulmadan önce, 1946 Atom Enerjisi Yasası'yla nükleer düzenlemeler AEC'nin sorumluluğundaydı. Sekiz yıl sonra kongre bu kanunu 1954 Atom Enerjisi Yasası ile değiştirdi ve ilk kez ticari nükleer enerjinin geliştirilmesini mümkün kıldı ve ilk Atom Enerjisi Yasası'nın uygulanmasındaki diğer önemli sorunları çözmüş oldu. Yasa, AEC'ye hem nükleer enerji kullanımını teşvik etme hem de güvenliğini düzenleme işlevleri veriyordu. AEC'nin düzenleyici programları, endüstrinin büyümesini engelleyecek aşırı gereklilikler getirmeksizin, nükleer enerjinin tehlikelerinden halk sağlığını ve güvenliğini sağlamayı amaçladı.[kaynak belirtilmeli] Bu, özellikle yeni bir endüstride ve kendi içinde başarılması zor bir hedefti ve kısa bir süre içinde AEC'nin programları önemli tartışmalara yol açtı. Stephanie Cooke ise bu konu hakkında şunları söyledi:

AEC, nükleer enerjinin askeri ve sivil yönlerini tüm yönleriyle kontrol eden, onları teşvik eden ve aynı zamanda düzenlemeye çalışan bir oligarşi haline gelmişti ve düzenleyici tarafa düşmüştü... Gitgide artan eleştiriler içeride çok fazla çıkar çatışması döndüğünden bahsediyordu.[17]:252

AEC daha önce radyoaktif iyot içeren deneylere katılmıştı. 1949'da "Green Run" adı verilen bir operasyonda AEC, atmosfere iyot-131 ve ksenon-133 saldı ve Washington'daki Hanford sahası yakınındaki üç küçük kasabayı içeren 500.000-kilometrekare (120.000.000-akre) alanı kirletti.[18](ss130–131) 1953'te AEC, Iowa Üniversitesi'nde radyoaktif iyotun yenidoğanlarda ve hamile kadınlarda sağlık üzerindeki etkileri üzerine çeşitli çalışmalar yürüttü. Ayrıca 1953'te AEC, radyoaktif iyotun prematüre bebekleri zamanında doğan bebeklerden farklı şekilde etkileyip etkilemediğini keşfetmek için bir çalışmaya sponsor oldu. Deneyde, Detroit'teki Harper Hastanesi'nden araştırmacılar, ağırlıkları 21 ila 55 kilogram (46 ila 121 lb).[18]:132–134 arasında olan 65 prematüre ve tam süreli bebeğe oral olarak iyot-131 verdiler. Başka bir AEC çalışmasında Nebraska Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki araştırmacılar, bebeklerin tiroid bezlerindeki iyot konsantrasyonunu test etmek için 28 sağlıklı bebeğe mide tüpü yoluyla iyot-131 verdi.[18]:132–134

Galeri

Ayrıca bakınız

  • ABD'de nükleer karşıtı hareket
  • Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası saldırısı
  • Harold Hodge, Manhattan Projesi yöneticisi ve araştırmacısı
  • Amerika Birleşik Devletleri'ndeki nükleer karşıtı grupların listesi
  • Radyoaktif atık
  • Plowshare Operasyonu
  • Price-Anderson Nükleer Endüstriler Tazminat Yasası
  • Alvin Radkowsky (Deniz Reaktörleri Ofisi'nde 1950'den 1972'ye kadar baş bilim insanı)
  • The Cult of the Atom
  • We Almost Lost Detroit

Kaynakça

Daha fazla oku

Dış bağlantılar

Wikiwand in your browser!

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.

Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.