Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
31000'lerin konvoyu sürmekte olan II. Dünya Savaşı sırasında Fransa Muharebesi'nin ardından Nazi Almanyası işgaline uğramış olan Fransa'da Vichy rejimi ve Nazilere karşı direniş eylemleri içindeki Fransız Komünist Partisi üyesi 230 kadının Romainville'den Auschwitz Toplama Kampına gönderildiği konvoydur. Bu konvoy Fransız Direnişi için özel olarak ayarlanmıştır. 230 kadından ancak 49 kişi savaşın sonunda hayatta kalabilmiştir. Bu kişiler Nazilerin işlediği suçlara karşı şahitlik yapmış ve Légion d'honneur nişanıyla ödüllendirilmiştir.
İşgalin ardından özellikle Fransız Komünist Partisi önderliğindeki Fransız Direnişinin silahlı eylemlere başlamasıyla beraber Naziler önlem almaya çalışırlar. Bu kapsamda Nacht und Nebel adı verilen uygulama başlatılır. Buna göre Nazi işgaline karşı herhangi bir eylemde bulunanlar genel halka korku salmak adına derhal tutuklanarak Almanya'daki toplama kamplarına götürülecektir. Aileleriyle hiçbir temas kurmalarına izin verilmeksizin gerçekleştirilecek işlemlerin sonrasında direnişin sorgulanacağı beklenmekteydi. Fransa'daki uygulama 1941 yılında Otto von Stülpnagel tarafından başlatılır. Konvoyla Almanya'ya gönderilmesi gündemde olan direnişçi kadınlar 1940 yılıyla beraber Fort Romainville adlı kampta kalanlardır. Bunlar arasında direniş için çağrı yapan komünistler, direniş için kuryelik yaparken yakalananlar, duvara işgal karşıtı yazı yazanlar, Fransız Komünist Partisi bildirisi basıp dağıtanlar vardır.
22 Ocak 1943 tarihinde tutuklu kadınlara yolculuk için hazırlanmaları bildirilmiştir. Ağırlığını komünist direnişçilerin oluşturduğu toplam gidecekleri yerin halen bulundukları Gestapo hücrelerinden daha kötü olamayacağını düşünerek korkusuzca hazırlıklarını tamamlamıştır. 24 Ocak günü 230 direnişçi kadın Compiegne tren garına götürülür ve burada 4 adet büyükbaş hayvan taşınan yük vagonuna tıkılır. Tüm yolculuk boyunca yemeleri için herkese sadece 1 somun ekmek ve 10 cm uzunluğunda sosis verilmiştir. Vagonda herkesin oturabileceği kadar alan olmadığı için kadınlar dönüşümlü şekilde oturmaktadır. Durdukları her istasyonda birileri bulur umuduyla kendileri hakkında notlar yazıp dışarıya atmaktaydılar. İlk gün Châlons sur Marne istasyonunda durdrukları sırada vagona yaklaşan bir demisyolu işçisi mahkûmlara Nazilerin Stalingrad'da mağlup oldukları haberini verip, onlara cesaret aşılayan sözler söyler. Vagonlar 27 Ocak günü Auschwitz'e ulaşır.
Direnişçi kadınlar 27 Ocak günü kampa girdikleri sırada La Marseillaise marşını söylemiştir. Kampta ilk olarak barakalarına alınmışlar sonrasında da tüm kişisel eşyalarına el konulmuştur Zorla kıyafetleri çıkartılmış, saçları kesilmiş ve benzinle nemlendirilmiş bezle silinerek dezenfekte edilmişlerdir. Buhara maruz bırakıldıktan sonra kollarının içine 31.625'ten 31.854'e kadar olan sıra numaraları dövme olarak yazılmıştır. Konvoyun adı olan 31000'ler buradan gelmektedir.[1] Mahkûmların üniformalarına Fransız olduklarını belirtmek için F harfi, siyasi mahkûm olduklarını belirtmek için de pembe üçgen işlenmiştir. Geceleri çok soğuk olan kampta direnişçi mahkûmlar en güçsüzlerin ölmesine engel olmak ve herkesi sıcak tutmak için kümelenmiş, bu kişileri de ortaya almışlardır. Buna rağmen ilk günlerde ölümler başlamıştır. Tours bölgesinden 63 yaşındaki direnişçi Marie Grabb, sonrasında 57 yaşındaki Léona Bouillard soğuktan dolayı ölür. Kampta her gün aşağılanmayla, açlık, hastalık ve soğukla mücadele eden kadınlar insanlık onurlarına yapılan saldırılara rağmen boyun eğmezler. Çok kötü durumdaki arkadaşına gardiyanlara rağmen su veren Annette Epaud gaz odasına gönderilirken, emre itaat etmeyen Alice Varailhon gardiyanlar tarafından oracıkta vurularak öldürülmüştür. Kampta mesleklerinden dolayı SS subayları tarafından kimya laboratuvarlarında istihdam edilen Madeleine Dechavassine, Marie-Élisa Nordmann-Cohen, Hélène Solomon-Langevin, Laure Gatet ve Alice Loeb, yazdıkları gizli mektuplarla komünist kadınların durumunu Londra'daki Fransız Direnişi karagâhına ulaştırmayı başarırlar. İlerleyen dönemde kamptaki direnişçi kadınlar farklı kamplara veya fabrikalara gönderilirler. Örneğin Cécile Charua, Poupette Alizon, Carmen ve Lucienne Thévenin ile Gilberte Tamisé trenle Beendorf'da V-1 ve V-2 üreten silah fabrikalarına gönderilirler. Direnişçiler burada da sabotaj faaliyetlerini gerçekleştirirler. Doğrudan fark edilmeyecek ancak sistemin çalışmasını sekteye uğratacak şekilde cıvataların tam sıkılmaması, deliklerin çok az büyük delinmesi, yağın içine tuz konması gibi eylemlerde bulunurlar. Doğu Cephesinde Kızıl Ordu'nun ilerleyişiyle birlikte kamptakilerin çoğu Mauthausen'a doğru yola çıkartılır. 25 Ocak 1945'te ise Auschwitz Sovyet askeri tarafından özgürleştirilir. Mauthasen'deki mahkûmlar ise 22 Nisan 1945'te özgürleştirilir.[2]
230 kadından ancak 49 kişi savaşın sonunda hayatta kalabilmiştir. Bu kişiler Nazilerin ve Vichy rejiminin işlediği suçlara karşı şahitlik yapmış ve Légion d'honneur nişanıyla ödüllendirilmiştir. Konvoyun hayatta kalan son üyesi olan Christiane Cécile Charua Ekim 2016'da vefat ettiğinde 101 yaşındaydı.
1943 yılında ünlü şair Louis Aragon direnişçilerle ilgili şiir yazmıştır. Bazı direnişçiler anılarını kaleme almış, bazıları da Caroline Moorehead gibi araştırmacı yazarlara anılarını anlatmıştır.[3][4] Konvoyla ölüme gönderilen direnişçiler anısına yola çıkartıldıkları Romainville Hapishanesine anılarına plaket konulmuştur. Bu kentte her yıl düzenlenen törenlerle katledilen direnişçiler anılmaktadır.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.