Remove ads
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Ulysses, İrlandalı yazar James Joyce tarafından yazılmış ve The Little Review tarafından 1918'den 1920'e kadar, daha sonra da Sylvia Beach tarafından 2 Şubat 1922'de, Joyce'un kırkıncı yaş gününde, bir roman olarak basılmış modernist romandır. Bu roman, modernist edebiyatın en önemli eserlerinden kabul edilmektedir ve "bütün modernist akımın kısa bir gösterimi" olarak anılmıştır.[1]
Ulysses | |
Yazar | James Joyce |
---|---|
Çevirmen | Nevzat Erkmen |
Kapak sanatçısı | Mehmet Ulusel (YKY) |
Ülke | İrlanda |
Dil | İngilizce |
Tür | Roman |
Yayım | 2 Şubat 1922 (özgün) Ekim 1996 (Türkçe) |
Yayımcı | Paris: Shakespeare and Company (ilk basım) Vintage Books (özgün) Yapı Kredi Yayınları (Türkçe) |
Medya türü | Basılı kitap (Kağıt) |
Sayfa | 844 |
ISBN | 0-679-72276-9 (özgün) 975-363-148-0 (Türkçe) |
OCLC | 46474237 |
Kitap ilk olarak Dublinlerin içinde bir öykü olarak kurgulanmıştır.[2] Ulysses Amerikan dergisi The Little Review’da Mart 1918’den Aralık 1920’ye kadar seri olarak yayımlanmıştır. Basımı öncesinde çeşitli zorluklar yaşandıktan sonra ilk olarak Sylvia Beach tarafından bir bütün halinde 2 Şubat 1922 tarihinde, Joyce 40 yaşındayken, Paris'te Shakespeare and Company isimli tarihi kitapçıda basılmıştır. Modern edebiyatın en önemli eserlerinden birisidir.
Roman, üç bap ve on sekiz bölüme bölünmüştür. Bu on sekiz bölüm, kabaca Homeros'un Odysseia destanının bölümlerini karşılamaktadır. Romanın baskılarında bölümlere isim verilmemiştir. "Konusu ve Etkisi" bölümünde verilen bölüm isimleri, Joyce'un arkadaşlarına yazdığı mektuplardan alınmıştır. Joyce, arkadaşlarının kitabı daha iyi anlaması için Gilbert ve Linati şemaları olarak bilinen şemalar hazırlamıştır.
Homeros'un destanı, mitolojik bir zamanın yaklaşık on senelik bir dilimini konu alırken Joyce'un Ulysses'i, 20. yüzyılın Dublin'inde sıradan bir günde geçmektedir. Destanla romanın arasındaki paralellikler göz önüne alındığında Dedalus, Telemakhos; Molly Bloom, Penelope; Leopold Bloom ise Odysseus'a (Latince: Ulysses) karşılık gelmektedir.[3]
Kitap, 16 Haziran 1904'te geçen bir günü anlatır.[3] Leopold Bloom'un evden çıkıp Dublin sokaklarında ve çeşitli mekanlarda arkadaşlarıyla buluşması, konuşmaları, aklında geçenler ve gözlemledikleri üzerine oldukça uzun bir metin ortaya konmuştur.
1904 yılının 16 Haziran'ının sabahında saat sekizdir. Hırçın bir tıp öğrencisi olan Malachi Mulligan, yazar olma hayalleri kuran Stephen Dedalus'u ikilinin beraber yaşadığı Sandycove Martello Kulesi'nin çatısına çağırır. Dedalus'un annesi yakın zamanda vefat etmiştir ve Dedalus'un kulağına, Mulligan'ın bu durumla ilgili sarf ettiği müstehzi sözler gelmiştir. Bu yüzden ikili arasında bir gerginlik vardır. Mulligan, başka bir İngiliz öğrenci olan Haines'i Dedalus'a danışmadan emrivakiye getirerek kulede kalmaya çağırmıştır. Üç adam beraber kahvaltı yapıp kıyıda yürüyüşe çıkarlar. Yürüyüşleri sırasında Mulligan, Dedalus'tan kulenin anahtarını ve bir miktar borç ister. Daha sonra bir meyhanede buluşmak için planlar yaptıktan sonra ayrılırlar. Dedalus, o gece kuleye dönmeyeceğine, çünkü "Gaspçı" Mulligan'ın orayı ele geçirdiğine karar verir.
Stephen, Epirislu Piros'un zaferlerine dair bir tarih dersi vermektedir fakat hazırlıksızdır. Dersinin ardından bir öğrencisi, Cyril Sargent, cebirsel alıştırmalara dair birkaç soru sormak üzere Stephen'ın yanına gelir. Stephen, çocuğun çirkin yüzüne bakıp şimdiye kadar nasıl yaşadığını, annesinin onu nasıl sevdiğini düşünür. Daha sonra okul müdürü Garrett Deasy'nin yanına uğrar ve ödemesini alır. Deasy, Stephen'dan şap hastalığına dair yazdığı bir makaleyi gazete ofisine götürmesini rica eder. İkili, İrlanda tarihi ve Yahudilerin ekonomide oynadığı rol üzerine bir muhabbet ederler. Bu bölümde Dedalus, romanın en meşhur sözlerinden birisini sarf eder: "Tarih, uyanarak kaçınmaya çalıştığım bir karabasan."
Stephen, Sandymount Kıyıları boyunca yürür. Annesinin vefatı, ailesini düşünür; Paris'te bir öğrenci olarak geçirdiği zamanı anımsar ve çeşitli felsefi konular üzerine düşünür. Bir kayanın üzerine uzanır, bir çiftin köpeğinin işemesini seyreder, birkaç şiir fikri not alır ve burnunu karıştırır. aStanley Sultan, "Ortaçağ dönemi biliminde burnun beyne giden bir geçit olarak düşünüldüğünü" not ederek Dedalus'un burnunu karıştırmasını "kara kara düşüncelerinden arınması" olarak yorumlar.[4]
Bölüm, "bilinç akışı" tekniğiyle yazılmıştır ve odak noktası, mütemadiyen keskin dönüşlerle değişir. Stephen'ın eğitimi, yapılan türlü göndermeler ve kullanılan çeşitli yabancı deyimlerle sergilenmiştir. "Proteus", romanın okuması en zor bölümlerinden biri olarak bilinir.
Anlatı, şehrin diğer tarafında yaşayan yarı-Yahudi reklamcı Leopold Bloom'un bakış açısına kayar. Saat, yeniden sekizdir. Leopold, kasaba gidip domuz böbreği almaya ve sonra eve dönüp kahvaltı yapmaya karar verir. Yoldayken kendisine ve karısına gönderilen mektupları da teslim alır. Bir şarkıcı olan karısı Molly Bloom'a gönderilen mektupların arasında konser organizatörü Blazes Boylan'dan gelen bir mektup da vardır. Leopold, karısının Boylan ile bir ilişkisi olduğunun farkındadır. Bunun ardından kızları Milly'den gelen bir mektubu açıp okur: Milly, fotoğrafçılık öğrenmek için ailesi tarafından Mullingar'a gönderilmiştir. Bloom, tuvalete oturup Philip Beaufoy'un yazdığı bir hikâyeyi okurken bölüm sona erer.
Bloom, Westland Row'daki postaneye revan olmuştur ve karısının, bu gece Boylan ile birlikte olacağı fikrini aklından çıkaramamaktadır. Postaneye vardığında "Martha Clifford"dan, rumuzu "Henry Flower"a yazılmış bir mektubu teslim alır. Bloom; bir tanıdığıyla karşılaşır, çekici bulduğu bir kadını dolu dolu süzmeye kalkışır fakat aralarına bir tramvay girdiği için başaramaz. Bunun ardından Martha'dan gelen mektubu okur. Mektup, Bloom ile Martha'nın flört ettiğini kariye gösterir. Bloom, Martha ile olan ilişkisinin gidişatına dair düşünür: Martha, Bloom ile böyle flört ederken "iyi bir Katolik" görünümünü sürdürmek için uğraşacaktır. Bloom, bunun "olağan aşk saçmalığı" olduğu kanısındadır. Daha sonra mektubu yırtar ve Martha ile buluşmasa da ona mektuplar göndermeye devam edeceğine karar verir. Bir kiliseye uğrar, bir kimyagerden limon sabunu alır ve bir tanıdığı olan Bantam Lyons ile at yarışlarına dair istemediği bir sohbete tutuşur. Nihayetinde Lyons'dan kurtulup yoluna devam eder.
Bloom, Stephen'ın babası ve iki diğer kişiyle birlikte Paddy Dignam'ın cenazesine gitmek üzere bir arabaya biner. Yolculuk sırasında ölümün ve ölü gömmenin çeşitli türlerinden bahsederler. Bloom'un aklına bebekken ölen oğlu Rudy ile intihar eden babası gelir; bu sırada kaldırımda yürüyen Stephen ile Boylan'ı da gözünden kaçırmaz. Nihayet bir şapele varırlar, cenaze görülür ve tabutu bırakırlar. Tören sırasında Bloom'un gözüne yağmurluk giymiş gizemli bir adam takılır. Bölüm boyunca ölüme dair düşünmeye devam eder ancak bölümün sonunda yaşamın sıcaklığına sarılmak için karamsar düşünceleri reddeder.
Freeman's Journal ofisinde Bloom, bir reklam hazırlamaktadır. En başta editörü tarafından onaylansa da nihayet başarısız olur. Stephen, Deasy'nin şap hastalığı hakkındaki makalesini getirmek üzere ofise uğrar lakin Bloom ile Stephen karşılaşmazlar. Stephen, editör ve birkaç kişiyi bir meyhaneye götürür. Bölüm, gazete tarzı başlıklardan oluşan bir sürü küçük bölüme bölünmüştür. Bölüm, kullanılan retorik tekniklerin bolluğuyla meşhurdur.
Öğle yemeği vakti yaklaşırken Bloom'un aklı, yemeklerin düşünceleriyle çeşnilendirilmiştir. Burton Hotel'in restoranına uğrar. Restoranda "hayvanlar gibi" yemek yiyen insanların manzarasıyla karşılaşınca Davy Byrne's Pub'a gitmeye karar verir ve burada Gorgonzola peynirli bir sandviç ile bir bardak Burgonya şarabı sipariş eder. Yemeğini yerken Molly ile olan ilişkisinin ilk günlerini ve evliliğinin ne hâle geldiğini, tanrıların ve tanrıçaların ne yiyip ne içtiğini düşünüp National Museum'daki Yunan tanrıçalarının vajinaları olup olmadığını merak eder. Davy Byrne's Pub'ı terk ederken müzeye doğru gider ancak yolda Boylan'ı görünce panikler -zira öğleden sonra karısıyla birlikte olacak bir adamla karşılaşmanın ne kadar acı verici olacağını düşünebilmektedir- ve hızlıca müzeye girer.
National Library'de Stephen, Shakespeare'ın eserlerine ve özellikle Hamlet'e dair bir konuşma yapmaktadır. Malachi Mulligan da sonradan sohbete katılır. Bloom, bir süre önce üzerine çalıştığı bir reklamı bulmak için National Library'e girer. Arayışı sırasında mekânı terk etmekte olan Mulligan ile Stephen'ın yanından geçer.
Bu bölüm, farklı karakterlerin Dublin boyunca hareketlerini anlatan on dokuz kısımdan oluşur. Bölümün başında bir Cizvit rahip olan Peder Conmee'nin kuzeye giderkenki yolculuğu, sonunda ise İrlanda Valisi ile Dudley Earl'ü William Ward'a eşlik eden süvari alayının geçişi anlatılır.
Bu bölüm müzik motifleriyle süslenmiştir. Bloom, Stephen'ın amcasıyla Ormond Hotel'de yemek yerken Molly ile Boylan randevulaşmaktadır. Bloom; Stephen'ın babası da dahil olmak üzere çeşitli insanların şarkı söylemesini dinler, çekici bulduğu barmenleri seyreder ve Martha Clifford'ın mektubuna ne yanıt vereceğini düşünür.
The Dial için yazdığı bir incelemede T. S. Eliot, Ulysses'ten bahsederken şu sözleri kullanmıştır: "Ulysses, hepimizin borçlu olduğu ve hiçbirimizin kaçamayacağı bir eserdir." Daha sonra insanların Joyce'u anlamamasının yazarın suçu olmadığını savunmuş, "Dahi bir adamın sorumlulukları akranlarına karşıdır; eğitimsiz, disiplinsiz cahillere karşı değildir," demiştir.[5]
Esasen kitap ilk zamanlarda İrlanda'yı kötü gösterdiği için bu ülkede pek tutulmasa da kitabın geçtiği yerlerin turistik nitelik kazanmasıyla birlikte günümüzde 16 Haziran günü İrlanda'da, kitabın kahramanına atıfla, Bloomsday olarak kutlanır.[6] Kitap hakkında, içerisindeki atıflar, olaylar, kahramanlar üzerinden pek çok tartışma yapılmış ve hem edebiyatçıların ve dil bilimcilerin hem de kültür çalışmalarının konusu haline gelmiştir.[7][8][9]
Yayımlandığından beri Ulysses, birçok tartışmanın konusu olmuştur. Kitap, çeşitli ülkelerde içerdiği mastürbasyon sahnelerinden ötürü sansürlenmiş ve bazılarında yasaklanmıştır.
Roman ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.