Risale-i Nur
tefsir külliyatı / From Wikipedia, the free encyclopedia
Risale-i Nur (Osmanlıca: رسالهٔ نور) (Türkçe: Nurlu kitaplar), konu sırası takip etmeyen, güncel, İslami ve imani konularda Said Nursi tarafından 1925 yılında yazılmaya başlanmış, 24 yılda tamamlanmış kitap ve kitapçıklardan oluşan bir külliyattır.
Bu maddenin tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunmaktadır. (Mayıs 2020) |
Bu maddedeki üslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir. |
Osmanlıca: رسالهٔ نور | |
Yazar | Said Nursi |
---|---|
Ülke | Türkiye |
Dil | Osmanlı Türkçesi |
Tür | İlm-i Kelâm |
Yayımcı | Diyanet İşleri Başkanlığı Envar Neşriyat RNK Neşriyat Sözler Neşriyat Hayrat Neşriyat Tenvir Neşriyat Zehra Yayıncılık Yeni Asya Neşriyat İhlas Nur Neşriyat Söz Basım Yayın Mutlu Yayıncılık Şahdamar Yayınları |
Said Nursi'ye göre devir, ahirzamanın başıydı ve insanlık bu dönemin en büyük fitnesi ve insanlığa en büyük tehdit olan imansızlık tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktaydı. Bu görüşü Kuran ve Hadislerin haberlerinden yola çıkarak ve günümüzdeki yaşanan olayların bizzat haber verilmesi sebebiyle ortaya çıkmıştır. Bu sebeple O’na göre bu dönemde en büyük hizmet iman kurtarma hizmeti,[1] ve bu görevi hakkıyla yapan Risale-i nur Ahir zamanın büyük Mehdiliğini temsil etmekteydi.[1] Risale-i nur "iman ve Kur'an hizmeti" adını verdiği bu görevin ilk ve en önemli basamaklarını yerine getirmektedir.[1] Geriye kalan ve "Mehdiyet'in altın çağı" olan dönem ileride gelecek, 30-40 yıl devam edecek olan bu dönemden sonra dinsizlik tekrar hâkim olacak ve kıyamet 1530-1540 h. yıllarında dinsizlerin başına kopacaktır.[2]
Said Nursi, kendisinin skolastik bir medrese hocası gibi değerlendirilmemesini söyler ve bütün Avrupa filozoflarına mantıken ve deliller ile Kuran'ın mucizeliğini ve İman esaslarını ispat edebileceğini söyleyerek meydan okur.[3] Ve Risale-i Nur bu vazifeyi ifa ettiğini söyler.
Kendisinin mücadele alanı başta insanın sonsuz azap çekmesini gerektiren imansızlığın yanında imansızlığın en büyük kaynağı olarak gördüğü ve ahir zaman'ın büyük Deccal'ı olarak adlandırdığı ve bütün insanlığı tehdit eden bolşeviklik ve Maddiyunluk, İslam aleminde ise İslam Deccal'ı veya Süfyan olarak nitelendirdiği Mustafa Kemal'den ve Kemalist devrimlerden başkası değildir. Fakat Bediüzzaman Cumhuriyete taraftardır ve daha saltanat devrinde dindar bir Cumhuriyet fikrinden bahseder.[4]
Herbir hükmünün Mucize olduğunu ispat ettiği Kuran şeriatının yürürlükten kaldırılmasına karşıdır. O'na göre şeriat adalet-i mahza ve fazilettir.[5]
Risale-i Nur ve Said Nursi hakkında pek çok bilgi kirliliği bulundugundan bizzat bu eserleri okumak bu konuda bilgi sahibi olmak açısından en güvenilir yol olarak tavsiye edilir.[6]