Bu madde, içeriğinin doğrulanması için daha fazla kaynağa ihtiyaç duymaktadır. Lütfen, daha fazla güvenilir kaynak ekleyerek bu maddenin geliştirilmesine yardımcı olunuz. Kaynak göstermeden yapılan girişler için kaynak belirtilmesi istenebilecek ya da silinebilecektir.
Vincent van Gogh, Hollandalı ressam. Genellikle Avrupa sanat tarihinin en şöhretli ressamlarından biri olarak düşünülmektedir.
Vicdan, insanın pusulasıdır.
Kalkmak için düşmek lazım.
Sanat sürekli gözlem gerektirir.
Hayatı bilmenin yolu birçok şeyi sevmektir.
Keşke onlar beni olduğum gibi kabul etseler.
İnsan nerdeyse kendisi olmaktan acı duyuyor.
Neden gökteki yıldızlar bizim için erişilemez olsunlar?
Sözcüklere gerek kalmadan beni anlayacaklarını sandım.
Büyük şeyler, birçok küçük şeyi bir araya getirerek yapılır.
İçtenlikle yaşayabildiğimiz sürece her şeyimiz iyi olacaktır.
Birtek resim boyadığım zaman kendimi canlı hissediyorum.
Bence vicdan aklın en yüksek aşamasıdır; akıl içinde akıldır.
Yalnız kalırsan canın sıkılır, çünkü pek iç açıcı değil çağımız.
Ne yazık ki, birisi tecrübe kazandıkça, gençliğini kaybediyor.
Bence insanları sevmekten daha başka sanatsal bir şey yok.
Doğayı gerçekten seviyorsan, her yerde güzellik bulacaksın.
Tutkulu, coşkulu, duygularına çabuk kapılan bir insanım ben.
Önce resmimi hayal ederim. Sonra hayalimin resmini çizerim.
Kurtuluş da var bir yerlerde, biliyorum, geç kalmış bir kurtuluş.
Dünyada da, kendi içimizde de çok kötülük var. Korkunç şeyler.
Duygu birliğinin yeniden doğduğu yerde yaşam yeniden başlar.
Bir sanatçının yaşamında ölüm muhtemelen en zor şey değildir.
Dine çok ihtiyacım olduğu zaman dışarıya çıkıp yıldızları boyarım.
Yaşam yalnızca bir ekme dönemidir, hasat mevsimi yoktur burada.
Eğer doğayı gerçekten seviyorsanız, her yerde güzellikler bulursunuz.
Eğer birisi gerçekten yaşamak isterse çalışmak ve cesaret etmesi gerek.
Tanrı yok! Benim için din adamlarının Tanrısı bir kapı çivisi kadar ölüdür.
İnsanların olduklarından başka görünmek istemelerini saçma buluyorum.
Eğer içinde sonsuz, derin, gerçek bir şey yoksa yaşama da değer veremem.
Dar kafalı olmamaya, iyi yazılmış kitapları okumaktan korkmamaya dikkat et.
Hem hayatımı hem de resimlerimi Tanrı olmadan da gayet iyi kotarabiliyorum.
Önemli şeyler bir anda yapılamaz; ufak şeylerin bir araya getirilmesiyle oluşur.
Doğa karşısında hemen hemen herkes duygulanır, ama daha az, ama daha çok.
Aydınlığı, özgürlüğü ara; yaşamın kötülükleri üstüne fazla derinden kafa yorma.
Eserlerime yüreğimi ve benliğimi harcıyorum, ve bunu yapınca aklımı kaybettim.
İnsan yaşamı da budur, diye: Doğmak, çalışmak, sevmek, büyümek ve yok olmak.
Kimi kez otuz yaşımda olduğuma inanamıyorum, çok daha yaşlı hissediyorum kendimi.
Başarılı olmak için yükselme hırsı gerekiyor, oysa bu hırs bana gülünç, anlamsız geliyor.
Yıldızları ve göklerdeki sonsuzluğu farkedin. O zaman hayat neredeyse büyülü gözüküyor.
Gelecek her zaman insanın beklediğinden değişiktir, onun için hiçbir zaman emin olamazsın hiçbir şeyden.
İnsanların benim hakkımda ne düşündükleri konusuyla uğraşamam, ileriye doğru gitmeli ve yalnız onu düşünmeliyim.
Elimden nasıl geliyorsa öyle yaşadım, iyi kötü, gelişi güzel... Ama buna yokuş aşağı inmek mi denir, hiçbir şey yapmamak mı denir?
Kitaba karşı hemen hemen karşı konulmaz bir tutkum var; hiç durmadan okumak, öğrenmek, kendi kendimi yetiştirmek ekmek gibi gereksinme benim için.
Doğru olan ne varsa, dürüst olan ne varsa, haklı olan ne varsa, saf olan ne varsa, güzel olan ne varsa; ve erdem varsa ve övgü varsa, bunlar üstünde düşün.
Deli, toplumun dinlemekten kaçtığı, dayanılmaz gerçekleri söyleyen kişidir bazen. Böylece toplum kendileriyle suç ortaklığı yapmayan herkesi tımarhanede boğazlatmıştır.
Savaşmayan, çoğunluğun sosyal atıklarına karşı duran, sürüye katılmak istemeyenler; hiçbir şeyin tesadüf olmadığına, kötülüklerin planlı ve bilinçli olduğuna inanmak. Bu psikiyatrların inanmadığı, sıra dışı dahilerin inandığı şeydir.