Les grandes personnes ne comprennent jamais rien toutes seules, et c'est fatigant, pour les enfants, de toujours et toujours leur donner des explications.
Büyükler hiçbir şeyi kendi kendilerine anlayamazlar. Onlara durmadan her şeyi anlatmak da çocuklar için yorucudur.
Bölüm I
Dessine-moi un mouton!
Bir koyun çiziver bana!
Bölüm II
Quand on a terminé sa toilette du matin, il faut faire soigneusement la toilette de la planète.
Her sabah kendinize çeki düzen verdikten sonra, gezegeni de köşe bucak temizlemelisiniz.
Bölüm V
J'aime bien les couchers de soleil. Allons voir un coucher de soleil...
Gün batımlarına bayılırım, haydi günbatımını görmeye gidelim.
Bölüm VI
J'aurais dû ne pas l'écouter, me confia-t-il un jour, il ne faut jamais écouter les fleurs. Il faut les regarder et les respirer.
"Onu dinlememeliydim," diye açıldı bir gün bana, "Çiçekleri asla dinlememelisin. Onları seyretmeli, onları koklamalısın yalnızca."
Bölüm VIII
Il faut exiger de chacun ce que chacun peut donner, reprit le roi. L'autorité repose d'abord sur la raison. Si tu ordonnes à ton peuple d'aller se jeter à la mer, il fera la révolution. J'ai le droit d'exiger l'obéissance parce que mes ordres sont raisonnables. Alors mon coucher de soleil? rappela le petit prince qui jamais n'oubliait une question une fois qu'il l'avait posée. Ton coucher de soleil, tu l'auras. Je l'exigerai. Mais j'attendrai, dans ma science du gouvernement, que les conditions soient favorables.
"Doğru" dedi kral. "Herkesten verebileceğini kadar istemek gerek. Otorite her şeyden önce mantık ister. Gidip de halka kendilerini denize atmalarını emrederseniz, devrim yaparlar. Ama, itaat istemek benim hakkım, çünkü ben mantıklı emirler veriyorum." Sorduğu sorunun peşini bırakmayan Küçük Prens, "Ya benim günbatımım?" diye hatırlattı. "Eveet, senin günbatımın..." dedi kral. "Tamam, günbatımına kavuşacaksın, bu konuda emir vereceğim. Lâkin kendi yönetim ilkelerim çerçevesinde, koşulların olgunlaşmasını bekliyorum."
Bölüm X
C'est véritablement utile puisque c'est joli.
[Çok güzel bir meslek bu] Güzel olduğu için de yararlı.
Bölüm XIV
Les enfants seuls savent ce qu'ils cherchent.
Yalnızca çocuklar ne aradıklarını biliyorlar.
Bölüm XXII
Ce qui embellit le désert, dit le petit prince, c'est qu'il cache un puits quelque part...
Çölü güzel kılan, bir yerinde bir kuyu saklıyor olması.
Bölüm XXIV
Mais les yeux sont aveugles. Il faut chercher avec le cœur.
Ama gözler gerçeği göremez ki. Yüreğiyle aramalı insan.
Bölüm XXV
Ce qui embellit le désert, dit le petit prince, c'est qu'il cache un puits quelque part...
"Çölü güzel yapan," dedi küçük prens, "bir yerlerde bir kuyuyu gizliyor olması..."
Bölüm XXIV
Mais les yeux sont aveugles. Il faut chercher avec le cœur.