Loading AI tools
1960 darbesinden sonraki mahkeme süreci Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Yassıada Yargılamaları, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti yönetiminin, darbeyi gerçekleştiren cunta tarafından kurulan özel bir mahkemede yargılandığı davalar dizisi. Yargılamalar Demokrasi ve Özgürlük Adası (eski adıyla Yassıada)'nda yapıldığı için bu isimle anılırlar. İki eski bakan ve bir başbakanın idam edilmesiyle sonuçlanan yargılamalar, Türk siyasi hayatında çok önemli bir yere sahiptir ve bu konudaki tartışmalar günümüzde de sürmektedir.[1]
Yassıada Yargılamaları | |
---|---|
Mahkeme | Yassıada Mahkemesi |
Mahkeme başkanı | Salim Başol |
Karar tarihi | 15 Eylül 1961 |
Karar | 592 sanıktan 123'ü beraat etti. 5'i hakkında açılan dava düştü. 15'i idam, 31'i müebbet hapis cezasına çarptırıldı. |
Kesin karar | Yüksek Adalet Divanı'nın kullandığı yetkilerin hukuki dayanağını oluşturan ve yürürlükte bulunan kanun hükümleri geçmişe dönük yürürlükten kaldırıldı. |
Kesin karar tarihi | 24 Haziran 2020 |
27 Mayıs hareketinden sonra Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes'le birlikte tutuklananlar Marmara Denizindeki Yassıada'da hapsedilmişlerdir.[2] 12 Haziran 1960'ta kabul edilen bir yasayla DP yöneticilerinin ve bunların suçlarına katılanların yargılanması amacıyla Yüksek Adalet Divanı'nın kurulması kararlaştırıldı. Sanıkların sorumluluklarını araştırmak ve Yüksek Adalet Divanı'na verilip verilmemelerinin gerekip gerekmediğine karar vermek üzere de Yüksek Soruşturma Kurulu oluşturuldu. Yüksek Adalet Divanı'nın kararları kesin olduğundan hiçbir itiraz ya da temyiz imkânı olmayacak, ama ölüm cezalarının infazı Millî Birlik Komitesi'nin (MBK) onayına bağlı olacaktı. 6 Ekim 1960'ta MBK'nın kararıyla Yüksek Adalet Divanı başkanlığına Yargıtay 1. Ceza Dairesi başkanı Salim Başol, Yüksek Adalet Divanı başsavcılığına da Yüksek Soruşturma Kurulu üyesi Altay Ömer Egesel getirildi.
Yassıada Yargılamaları'na 14 Ekim 1960'ta başlandı. Eski Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, son Bakanlar Kurulu üyeleri, TBMM Başkanı ve Başkanvekilleri ile Tahkikat komisyonu üyesi olan ve Tahkikat komisyonu kurulmasına dair teklif veren milletvekilleri olmak üzere 395 milletvekili, eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'un da aralarında bulunduğu 592 sanık, anayasayı ihlal ve öteki suçlardan yargılandılar. Adnan Menderes bir vesile ile savunma hakkının kısa kesildiğini belirttiğinde, mahkeme başkanı Salim Başol'un, "Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor" dediği iddia edilir.[3]
Afganistan Kralı, Celâl Bayar'a çok değerli "Afgan Tazısı" cinsi bir köpek hediye etmiştir. Hayvana bir süre, devlet çiftliğinde bakılmıştır. Daha sonra Celâl Bayar bu köpeği Atatürk Orman Çiftliği hayvanat bahçesine 20.000 liraya sattırıp, bu parayla da İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Mursallı köyünde çeşme yaptırmıştır.[1][4] Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Tarım Bakanı Nedim Ökmen'in nüfuz ve makamlarını suistimal ederek, kendi çıkarlarına bu satışı yaptıkları iddiası ile açılan davada sanıklar mahkûm olmuşlardır.[5]
Türkiye tarihinde bir cumhurbaşkanının yargılandığı ilk davadır. 1924 Anayasası'nda "Cumhurbaşkanı ancak vatana ihanetten yargılanabilir" maddesi mevcuttu. Türk Ceza Kanununun 146. maddesindeki vatana ihanet suçu kullanılarak yargılanmasının yolu açılmıştır.[6]
Yassıada Spor Salonu'nda gerçekleştirilen ikinci davanın konusu 6-7 Eylül Olayları'nın DP hükûmetince çıkartıldığına dair suçlamadır.[7] Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Mehmet Fuad Köprülü, İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Emniyet Müdürü Alaaddin Eriş, İzmir Valisi Kemal Hadımlı, Selanik Başkonsolosu Mehmet Ali Balin ve diğerleri Selanik'te Mustafa Kemal Atatürk'ün evinin bombalanması ve Rum azınlığın evlerinin yağmalanmasının organizasyonunu yapmakla suçlanıp 5 ile 10 yıl ağır hapis ve kamu hizmetlerinden sürekli men cezası istenildi. Savunma, "Türk hükümetinin tertip etmesi asla doğru değildir." denilerek yapıldı.[8] Sanıklardan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve İzmir Valisi Kemal Hadımlı mahkûm oldu, diğer sanıklar beraat etti.[9]
27 Mayıs 1960 darbesinin ardından, cunta yönetimi tarafından Türkiye Cumhuriyeti 23. Hükümeti başbakanı Adnan Menderes'e ve Zeynep Kamil Hastanesi Başhekimi Dr. Fahri Atabey'e, "yeni doğmuş gayri meşru çocuğu öldürmek ve bu suça azmettirmek"[10] gerekçesiyle açılmış davadır. Adnan Menderes'in, metresi olan opera sanatçısı Ayhan Aydan'dan olan çocuğunu, doğuma giren Dr. Fahri Atabey'e öldürttüğü iddia edildi.[11] Ayhan Aydan'ın sanık olarak dinlendiği davadan, Menderes ve Atabey beraat ettiler. Bebek Davası, cunta yönetiminin Adnan Menderes aleyhinde açtığı 13 dava arasından beraatla sonuçlanan tek davadır.[11]
Maliye bakanı Hasan Polatkan'ın şirkete usulsüz kredi sağladığı ve bunun üzerine 110.000 lira rüşvet aldığı iddia edilmiştir. Adnan Menderes ve Hasan Polatkan'ın nüfuzlarını kullanarak "Vinileks" firmasına Türkiye Vakıflar Bankası'ndan kredi verdirmekle suçlanmışlardır. Adnan Menderes tarafından kurulan bu Bankanın 27 Mayıs darbesine kadar Umum Müdürlüğü'nü yapan ve 1961 seçimlerinden sonra tekrar aynı Bankanın Genel Müdürlüğüne getirilecek olan Sabahattin Tulga yaptığı savunmada krediyi, suni deri imal ederek ithal ikamesi yapacak bu firmanın karlı olacağına inandıkları için verdiklerini; nitekim darbe sonrası işbaşına gelen yeni Banka yönetiminin de aynı firmaya ilave kredi vererek bu firmanın kredi limitini iki misli arttırdığını belirtmiştir. Buna rağmen bu mahkeme Menderes ve Hasan Polatkan'ı bu davadan da suçlu bulmuştur. Polatkan, 7 yıl ağır hapis ve memuriyetten men cezası alırken, şirket yetkilileri de ceza almışlardır.[12]
Eski bakanlardan Hayrettin Erkmen ve Zeyyat Mandalinci, ABD’ye yaptıkları geziden artan dövizleri geri vermemek iddiasıyla yargılandı. Her iki bakan da bu davadan beraat etmiştir.[9]
Tarım Bakanı Nedim Ökmen, hükümeti, eşine ait arsaları fahiş fiyattan satın almaya zorlamaktan yargılanmış ve mahkûm olmuştur.[9]
Bu davada, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Medeni Berk ve Hayrettin Erkmen ile İpar Transport şirketinin sahibi armatör Ali İpar döviz yasasını ihlal etmek iddiasıyla yargılanmışlar ve mahkûm olmuşlardır.[9]
Ticaret Bakanı İbrahim Sıtkı Yırcalı yolsuz kredi kullanımı suçuyla yargılandı. Zaman aşımına uğradığından dava düştü.[9]
Refik Koraltan'ın bir Alman hizmetçi getirmek ve kendisine döviz tahsis ederek Döviz Kanunu'nu ihlal etmesi suçlaması ile, Hasan Polatkan ve Refik Koraltan yargılanmış ve her ikisi de mahkûm olmuşlardır.[9]
Adnan Menderes ve Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, Başbakanlık örtülü ödeneğini yasalara aykırı biçimde kullanmaktan yargılandılar ve mahkûm oldular.[9]
Adnan Menderes ve eski bakanların ve bürokratların da olduğu, Fatin Rüştü Zorlu, Mükerrem Sarol, Emin Kalafat, Celal Yardımcı, Sıtkı Yırcalı, Abdullah Aker, Haluk Şaman hakkında "devlet radyosunu, siyasal amaçlarına alet ederek partizanca kullanmak, muhalefete radyoyu kullanma hakkını tanımamak ve bu suretle anayasayı ihlal etmek" suçlamasıyla yargılanmışlar ve mahkûm olmuşlardır.[9][13]
İsmet İnönü, Manisa ve İzmir'den sonra 4 Mayıs 1959 tarihinde İstanbul'a gelmiş ve Yeşilköy Havalimanı'ndan şehir merkezine giderken Topkapı'da önce trafik müdürü tarafından durdurulmuş ve sonra halkın saldırısına uğramıştır. Polisler ve askerler müdahale etmemişlerdir. Ancak o sırada Binbaşı Kenan Bayraktar'ın emriyle askerler müdahale etmiş ve İnönü kurtarılmıştır.[14]
Celâl Bayar, Adnan Menderes, bakanlar ve milletvekillerinden oluşan toplam 60 sanık, "4 Mayıs 1959 tarihinde Topkapı'da İsmet İnönü'ye karşı bir suikast düzenlemek amacıyla halkı kışkırttıkları" suçlamasıyla yargılanmışlardır. Aralarında Celâl Bayar ve Adnan Menderes'in de bulunduğu toplam 17 sanık mahkûm olmuş, 43 sanık ise beraat etmiştir.[9]
Adnan Menderes ve üç eski bakan, Geyikli Olayları nedeniyle "CHP'li iki milletvekilinin seyahat özgürlüğünü engellemek" suçlamasıyla yargılanmışlar ve 19 ve 23 Eylül 1959 günleri Soruşturma Heyeti olarak bölgeyi gezen CHP milletvekillerinin seyahat özgürlüklerini kısıtladıkları gerekçesiyle mahkûm olmuşlardır.[9][13]
2 Nisan 1960 tarihinde Kayseri'ye gelen İsmet İnönü'nün treni, vali Ahmet Kınık'ın emriyle durduruldu. Kendisine İnönü'nün Himmet Dede Demiryolu İstasyonu'nda trenin durdurulması ve yolunun kesilmesi için emir verilmiş Binbaşı Selahattin Çetiner, "Sizin yolunuzu kesmek ve sizin Kayseri'ye gitmenize engel olmaktansa intiharı tercih ederim" sözlerini söylemiştir.[15] Olaydan sonra emekli edilmiş; ancak Danıştay Kararı ile göreve iade edilmiş, daha sonra orduda Generalliğe kadar yükselmiş, 12 Eylül Darbesi sonrası kurulan hükûmette İçişleri Bakanlığı yapmıştır. Zorlukla yoluna devam eden İsmet İnönü'yü Kayseri'de 50 bin kişi karşılamıştı.[16][17]
"CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün seyahat özgürlüğünü engellemek" suçuyla yargılanan 13 sanıktan 8 tanesi beraat etmiş, içlerinde Celâl Bayar ve Adnan Menderes'in de bulunduğu 5 sanık mahkûm olmuştur.[9]
"2 Mayıs 1959 tarihinde halkı Demokrat İzmir gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik" suçuyla yargılanan 24 sanıktan 8 tanesi beraat etmiş, içlerinde Adnan Menderes'in de bulunduğu 16 sanık mahkûm olmuştur.[9]
28 Nisan'da İstanbul'da 29 Nisan'da Ankara'da çıkan öğrenci olayları meydana gelmişti. İstanbul'da çıkan olaylarda yaklaşık 40 öğrenci yaralanmış ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz polisin kurşunuyla öldürülmüştür.[18]
Bu olaylarla ilgili açılan bu davada 118 sanık yargılandı. Demokrat Partili bakanların yanı sıra bazı Silahlı Kuvvetler mensupları ile Emniyet görevlileri bu davada yargılandılar. Kanunlara aykırı olarak üniversiteyi basmak, halka ateş açmak ve yasalara aykırı olarak sıkıyönetim ilan etmek suçuyla yargılanan 118 sanıktan 84 tanesi mahkûm olmuş, 34 tanesi ise beraat etmiştir.[9]
Adnan Menderes ve 9 eski devlet memuru, İstanbul'da birçok vatandaşın mülkünü bedelini tam olarak ödemeden istimlak etmek iddiasıyla yargılanmışlardır. Adnan Menderes, bu davada mahkûm olmuştur.[9]
Demokrat Parti'nin önde gelenlerinden 22 kişi, "Vatan Cephesi'ni kurarak, bu örgütü bir sınıfın başka bir sınıf üzerinde tahakkümü için araç olarak kullanmak" suçlamasıyla yargılanmışlardır. Aralarında Celâl Bayar ve Adnan Menderes'in de bulunduğu 19 sanık mahkûm olmuş, 3 sanık ise beraat etmiştir.[9]
Türk Ceza Kanununun 146. maddesinde düzenlenmiş olan, anayasayı ihlal suçu olarak nitelendirilen ve devlet aleyhine işlenmiş cürümler kapsamında açılan davadır. Sanıkların anayasayı ihlal suçunu işledikleri yönündeki iddia temel olarak milletvekili oldukları dönemde yapılan ve Yassıada Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı olarak kabul edilen kanunların yapımında mecliste olumlu oy kullanmış olmaları gerekçesine dayandırılmıştır.[19]
Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesini ihlal eden 8 suç sayılmıştır:
Mahkeme bu suça istinaden, bazı sanıkların idamına, bazılarının da ömür boyu veya ağır hapse mahkûm edilmelerine hükmetmiştir.[19]
Bu davanın iddiasını dayandırdığı konu, 1924 Anayasası'nın 17. maddesinde de güvence altına alınmış, "Yasama dokunulmazlığı"' ya da "Milletvekili dokunulmazlığı" olarak adlandırılan kavram ile ihtilaf etmektedir.[19]
Parlamento üyeleri hakkında, suç işlediklerinden bahisle, parlamentonun izni olmadan, gözaltına alma, tutuklama gibi bazı cezai takibat işlemlerinde bulunulamaması[21][22][23] esasını güvence altına alan bir hukuk siteminin, bir davranışı anayasa tarafından koruma altına alırken ceza kanunu ile anayasayı ihlal suçu olarak düzenleyeceği düşünülemeyeceği esası davanın siyasi yanını vurgulamaktadır.[19]
15 Eylül 1961'de mahkeme kararları açıklandı. Açıklanan kararlar ile 592 sanıktan 123'ü beraat etti. 5'i hakkında açılan dava düştü. 15'i idam, 31'i müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Geriye kalan 418 sanık hakkında ise muhtelif hapis cezaları verilmiştir. Hakkında idam cezası verilenler şunlardır: Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Emin Kalafat, Agah Erozan, Ahmet Hamdi Sancar, Bahadır Dülger, Baha Akşit, İbrahim Kirazoğlu, Nusret Kirişçioğlu, Zeki Erataman, Osman Kavrakoğlu ve Rüştü Erdelhun.
Aralarında Eski Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı ve Bakanların bulunduğu 395 sanık eski milletvekilinin aldığı cezalar ise şöyledir:
Yüksek Adalet Divanında yargılanan 395 milletvekillinden hayatta kalanlar dokuz kişidir. Milletvekillerinden Sami Soylu 23 Mayıs 2013'te ölmüştür.
Millî Birlik Komitesi, 15 idam cezasından Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile ilgili olanları onayladı. Ancak Celâl Bayar'ın cezası, 65 yaşının üstünde bulunması sebebiyle müebbet hapis cezasına çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan hakkındaki cezalar 16 Eylül 1961'de, Adnan Menderes hakkındaki ceza ise 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda infaz edildi. (bkz. Adnan Menderes'in idamı)
Evet: 13, Hayır: 9[24]
# | İsim | Oyu |
---|---|---|
1 | Orgeneral Cemal Gürsel | Hayır |
2 | Orgeneral Fahri Özdilek | Hayır |
3 | Tuğgeneral Sıtkı Ulay | Hayır |
4 | Kurmay Binbaşı Suphi Gürsoytrak | Hayır |
5 | Kurmay Yarbay Suphi Karaman | Hayır |
6 | Kurmay Yüzbaşı Kamil Karavelioğlu | Hayır |
7 | Kurmay Albay Osman Köksal | Hayır |
8 | Deniz Kurmay Binbaşı Selahattin Özgür | Hayır |
9 | Kurmay Albay Sami Küçük | Hayır |
10 | Kurmay Albay Ekrem Acuner | Evet |
11 | Kurmay Yarbay Refet Aksoyoğlu | Evet |
12 | Tuğgeneral Mucip Ataklı | Evet |
13 | Hava Kurmay Binbaşı Emanullah Çelebi | Evet |
14 | Kurmay Binbaşı Vehbi Ersü | Evet |
15 | Kurmay Yarbay Kadri Kaplan | Evet |
16 | Kurmay Albay Fikret Kuytak | Evet |
17 | Kurmay Yarbay Sezai Okan | Evet |
18 | Tuğgeneral Mehmet Özgüneş | Evet |
19 | Kurmay Binbaşı Şükran Özkaya | Evet |
20 | Hava Kurmay Albay Haydar Tunçkanat | Evet |
21 | Kurmay Yarbay Ahmet Yıldız | Evet |
22 | Kurmay Albay Muzaffer Yurdakuler | Evet |
Mahkûm olan öteki sanıklar önce Kayseri cezaevine nakledildiler, daha sonra ise çıkan "af" yasalarıyla ceza sürelerini tamamlamadan serbest bırakıldılar. 1970'lerin ikinci yarısında da siyasi haklarına yeniden kavuştular.
11 Nisan 1990'da TBMM tarafından kabul edilen 3623 sayılı kanunla Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun itibarları iade edildi.[25] Aynı kanun uyarınca naaşlar, 29. vefat yıldönümü olan 17 Eylül 1990 tarihinde İmralı'dan dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da katıldığı bir törenle İstanbul'da Vatan Caddesi'nde kendileri için yapılan anıt mezara taşındı.
Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda 24 Haziran 2020 günü kabul edilerek yasalaştı. Kanuna göre, Yüksek Adalet Divanı'nın kullandığı yetkilerin hukuki dayanağını oluşturan ve halen yürürlükte bulunan kanun hükümleri geçmişe dönük yürürlükten kaldırıldı. Meclis başkanı Mustafa Şentop, "TBMM bugün sadece tarihi bir oturum gerçekleştirmekle kalmadı, aynı zamanda millet hafızasında derin izler bırakan bir karanlık girişimi ve bunların dayandırıldığı sözde kanuni düzenlemeleri yok sayarak, darbeyi ve bu zihniyeti, tarih önünde ve millet vicdanında mahkum etti." değerlendirmesinde bulunmuştur.[26]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.