Remove ads
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Stratonikeia (Hititçe: 𒀜𒊑𒅀 Atriya, Antik Yunanca: Στρατoνικεια), Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan, Karya ve Roma dönemine ait antik yerleşimdir.
Στρατoνικεια | |
Diğer adı | Stratonikeia, Stratoniceia, Stratoniki, Stratonike, Stratonice, Idrias, Chrysaoris, Hadrianopolis |
---|---|
Konum | Eskihisar, Yatağan, Muğla |
Bölge | İç Karya, Asya Eyaleti (Roma İmp.) |
Koordinatlar | 37°18′53″K 28°03′57″D |
Tür | Yerleşim |
Tarihçe | |
Kurucu | I. Antiohos |
Kuruluş | MÖ 3. yüzyıl |
Devir(ler) | Antik Çağ ve Orta Çağ |
Kültür(ler) | Karya, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı |
İlgili kişi(ler) | I. Seleukos eşi Stratonis |
Sit ayrıntıları | |
Buluntu(lar) | Batı cadde, gymnasion, kilise, Roma hamamı, agora, tiyatro, sahne binası ve orkestra, doğu parodos, doğu teras, batı teras.[1] ve Bouleuterion |
Kazı tarihleri | 2008'dan beri |
Arkeologlar | Bilal Söğüt (PAÜ) |
Durum | Restore |
Kamusal erişim | Açık |
Kent antik dönemde kurulmuş olmakla birlikte Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim görmüştür. Selçuklulardan kalma bir hamam ile Osmanlı döneminden kalma Şaban Ağa Camisi bunun kanıtıdır.
Stratonikea Muğla'nın Yatağan ilçesi'nin 6–7 km. batısında, Yatağan-Milas karayolu çıkışında 1 kilometre mesafede yer alan Eskihisar mahallesi ile iç içe bir antik kenttir.
Kent, MÖ 3. yüzyıl'da kurulmuştur. Bazı akademisyenler Hitit dokümanlarında adı geçen Atriya şehrinin Stratonikeia olduğunu düşünmektedir.[2] Atriya, Yunan sömürgecilerle Anadolu yerlileri arasındaki çatışmalarda önemli bir yere sahiptir. Hitit Büyük Kralı IV. Tuthaliya döneminde Atriya, Utima şehri ile ile birlikte Hitit topraklarında yer alırken Avarna ve Pina şehirleri Miken Yunanları tarafından kontrol edilen Milavata (Milet) kralının yönetimi altındaydı.[3] Milavata Mektubu olarak bilinen tarihi dokümana göre Hitit Kralı IV. Tuthaliya, kendisinin Utima ve Atriya'daki rehineleri Milavata'ya göndermesine rağmen Yunan kontrolü altında bulunan Milavata kralının Avarna ve Pina'daki rehineleri kendisine göndermemesinden yakınmaktadır.[4]
MÖ 3.yy Büyük İskender'in komutanlarından olan ve ölümünden sonra kurulan yeni imparatorluğun kralı I. Selevkos eşi Stratonike'yi oğlu Antiokhos'a vermiş, Antiokhos da önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike'nin adını kente vermiştir.
Antik çağ coğrafyacısı ve gezgini Strabon'a göre kent, çok güzel yapılarla donatılmıştı. Yapılan kazılarda ele geçirilen sikkelerden, Stratonikeia sikkelerinin kentin Rodos'tan bağımsızlığını kazandığı MÖ 167'den itibaren basılmaya başlandığı ve Gallienus (253-268) zamanına kadar devam ettiği anlaşılıyor.
Kentin akropolü güneydeki dağın tepesindedir. Bu tepenin çevresi bir surla çevrilmiştir. Kuzeyinde, yamaç üzerindeki bir teras üzerinde şimdiki karayolunun hemen altındaki, bir yazıtta imparator için yapılmış küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpar.
Bunun aşağısında da büyük bir tiyatro vardır. Burada cavea, merdivenlerle 9 cuneus a bölünmüştür ve tek bir diazoma vardır. Sahne binasının kalıntıları, yapılan kazılarda büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştır. Antik kent üzerinde, Yatağan Termik Santralı'nın kullandığı linyit yatakları üzerinde bulunmasından dolayı günümüzde boşaltılmış bulunan Eskihisar mahallesi bulunmaktadır. Kent surlarla çevrilmiş olup, bugün kent surlarının yalnızca önemsiz uzantıları görülmektedir. Yerleşim alanının kuzeydoğu köşesinde, büyük kesme taşlar ile kireç harçtan örülmüş güçlü bir kalenin yıkıntıları vardır. Yapı, büyük kesme taşlar ile kireçli harçtan örülmüştür. Yapının onarım gördüğü diğer yapılardan alınma yazıtlı taşlar ve sütun gövdelerinden anlaşılmaktadır.
Kentin kuzey kenarındaki ana giriş kapısı büyük bloklardan oluşmaktadır. Geniş ve ince taş duvarcılığı ile örülmüştür. Bu kapının üzerinde kemer olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kapı iki girişlidir. İki kapı girişi arasında bir nymphaion vardır. Kapıdan sonra sütunlu bir alanın ve yolun varlığı görülmektedir.
Kentin tam ortasında, en çok göze çarpan yapısı, kent meclisinin toplandığı bouleuterion bulunmaktadır. Bouleuterion tiyatro benzeri küçük bir yapıdır. Bu yapının hemen batısındaki tek başına duran kapı bu alanın giriş kapısıdır. Bunun Serapis Tapınağı olduğu ileri sürülmüştür; ancak kazılarda bulunan yazıtlar bu görüşün yanlış olduğunu göstermiştir. Bouleuterionun kuzeye bakan dış duvarında Diocletianus'un fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin giriş kısmı Latince yazılmıştır. Bu yapının alttaki oturma sıraları korunmuştur.
Kentin batısında, Antik Yunan ve Roma'da gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri, spor etkinliklerinde bulundukları gymnasion denilen yapı bulunmaktadır.
Kente giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında oda mezarlar yer almaktadır. Giriş kapısından başlayan kutsal yol nekropolden geçmekte ve Lagina'daki Hekate kutsal alanına ulaşmaktadır. Söz konusu nekropol sahası günümüzde kömür ocakları havzası altında kalarak yok olmuştur.
2012 yılında sur duvarı dışında kentin batısında bulunan Erikli Kilisesi ve aynı alanda mezar kazıları yapılmıştır. Kentin içinde ise Kuzey Şehir Kapısı ve Cadde, Bouleuterion, Tiyatro, Roma Hamamı-1, Batı Cadde ve Selçuk Hamamı'nda çalışılmıştır. Geç Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapılarının restorasyonu konusunda plan tespit ve rölöve çalışmalarına devam edilmiştir.[1]
2012 yılında yapılan kazı çalışmalarında kilisesinin aydınlatması ile ilişkili objeler tespit edilmiştir. Bunlar arasında bronz kancalar, zincirler, halkalar ile demir zincirler, duvara aplike edildiği düşünülen eserler bulunmaktadır.[1] Kilisede bulunan sikkeler darbedildikleri yerlere ve imparatorlara göre incelendiğinde Bizans'ın en önemli merkezi olan Konstantinopolis'e ait sikkelerin daha fazla olduğu görülmektedir. Diğer darp merkezleri ise Nicomedia, Kyzikos, Antiocheia ad Orontes ve Thessalonica gibi kentlerdir. Bunların dışındaki en önemli buluntulardan diğer ikisi ise, kuzey nefte havuzun hemen yanında bulunmuş olan 11ES17-F-PT01 envanter numaralı Spatheion amphorası ile darp yeri Carthaca olan ve I. İustinianus Dönemine (M.S. 527-565) tarihlenen bronz sikkedir. Kuzey Afrika tipi form ve hamur yapısına sahip olan bu amphoranın Anadolu üretimi olmadığı kesin ve benzer örneklerinin M.S. 6-7. yy. arasında kullanıldığı bilinmektedir. Aynı seviyelerde bulunan amphora ve sikke ticaret sonucu, aynı dönemde buraya gelmiş olmalıdır.[1] Çalışmalarda ele geçirilen buluntular ışığında, kilisenin M.S. 5 yy. ile 7 yy.ın ilk çeyreği arasında kullanım gördüğü, çıkan yangın ve tahrip sonucu kullanımına son verildiği anlaşılmaktadır. Bundan sonraki süreçte uzun süre yerleşimin olmadığı alanda, en üstte Beylikler ya da Erken Osmanlı Dönemine tarihlenen bir ev kalıntısı tespit edilmiştir. Çok az bir bölümüne ait kalıntının korunduğu evin duvarları kilisenin mozaik ve tuğla döşemeleri üzerine yerleştirilmiştir. Mevcut kalıntılara göre evin girişi güneyden, iç ve dış ocaklı, iki ya da üç odalı, dış kısımda hayvan bağlama yerleri bulunan, kırsal kesime ait tipik evlerden olduğu düşünülmektedir.[1]
Stratonikeia antik kentinin kuş uçumu 650 m. batısında yapılan çalışmalarda Bazilikal planlı bir kilise kalıntısı tespit edilmiş ve 2012 yılında başlayan kazılar bu yıl tamamlanmıştır. Eski Yatağan-Milas karayolu bu yapının kenarına kadar gelmektedir. Bu yol sayesinde kalıntıya güvenli bir şekilde ulaşım mümkün olmaktadır. Buradaki çalışmalarda doğu-batı yönünde bir kilise kalıntısı tespit edilmiştir. Kilisenin batıdaki giriş bölümü ve bu yöndeki mekanların tam planı belirlenebilmektedir. Yapının girişi, batıdaki mekanların güney bölümünden gelmekte ve bazı bölümleri taş döşemeli olmak üzere girişten sonra batıdaki mekanlara ve narteks bölümüne ulaşılmaktadır. Duvar kalıntıları ve mimari detaylardan batı kısımda bazı mekanların iki katlı olduğu düşünülmektedir. Doğu-batı yönünde 3 nefin olduğu kilisenin güney bölümünde, nefe paralel bir mekan daha bulunmaktadır. Kilisenin merkezi nefi mozaik, her iki yan nefler ise tuğla döşemedir. Kuzey nefin batı kenarında bir havuz ve buradan doğuya doğru, kuzey nef orta bölümü boyunca devam eden üzeri kapalı bir kanal tespit edilmiştir. Batı bölümü daha iyi korunmuş olan orta nef mozaikleri geometrik şekillerden oluşmakta ve çok renklidir. Kilisenin doğu bölümü tahribat görmüş, geriye kalan kısmından yapının planı çıkarılabilmektedir.[1]
Batı Cadde, Gymnasion doğu duvarındaki propylondan başlayıp Roma Hamamı-1 ve Bouleuterion'un kuzeyinden geçerek doğu yönde devam etmektedir. Propylonda in situ bulunan postamentli Attik-İon tipi kaide ve oturduğu stylobat ile caddeye girişi sağlayan krepislerin açığa çıkarılması, propylona doğudan girişi sağlayan bir caddenin bulunduğunu göstermiştir. Doğu-batı yönünde devam eden caddeyi tespit etmek ve bu caddenin Bouleuterion'un kuzeyinde yer alan cadde ile bağlantısını kanıtlamak amacı ile alanda temizlik ve çevre düzenlemesinden sonra kazı çalışmalarına başlanmıştır. Yapılan ilk çalışmalarda düzensiz halde taşıyıcı ve üst yapıya ait mimari bloklar açığa çıkarılmıştır.[5][6] Bu blokların Geç Osmanlı-Erken Cumhuriyet Döneminde değişik yapılardan taşındığı belirlenmiştir. Kazı çalışmaları sırasında 497,31 m. kot seviyesinde doğu-batı yönünde ilerleyen mermer bloklardan oluşturulmuş cadde döşemesine ulaşılmıştır. Cadde döşemesinin küçük bir bölümü hariç oldukça iyi korunduğu görülmektedir. Korunmayan bölümdeki döşeme blokları daha geç dönemlerde yerinden sökülerek başka yapı veya yapılara götürülmüş olmalıdır. Caddenin ortasından geçen bir kanalizasyon sisteminin varlığı belirlenmiş ve bu sistemin geçtiği alandaki mermer döşemede, kentte yaşanan dönemsel depremler nedeniyle yer yer çökmelerin meydana geldiği belirlenmiştir. Caddeyi kuzey ve güneyde peristasisin oturduğu stylobat ile bir krepis sınırlandırmaktadır.[5][6] Caddenin doğu yönünde yapılan çalışmalar sırasında güney stylobatın üzerine düşmüş halde bulunan 6 adet sütun tamburu ve 2 adet Dor başlığının anastylosisi yapılmıştır. Yapılan anastylosise göre iki sütun arası mesafe 1.30 m. olarak tespit edilmiştir. Benzer bir düzenleme batı yönde de yapılmış olmalıdır. Her iki yöndeki stylobat üzerinde sonraki dönemlerde yapılan tahribatın izlerine rastlanmıştır. Stylobat bloklarının bazı bölümlerinin de kaldırıldığı görülmüştür. Kaldırılan bloklarının altında krepis sırasının korunduğu görülürken, bazı bölümlerde stylobatın krepis ile birlikte kaldırıldığı tespit edilmiştir. Tahrip edilen bu bölümlerin sonraki dönemlerde taşıyıcı ve üst yapı mimari elemanların ikinci kullanımlarıyla onarıldığı anlaşılmaktadır. Bu devşirme malzemeler arasında Augustus Dönemi özellikleri gösteren bir İon başlık parçası yer almaktadır. Caddede yapılan doğu yönlü kazı çalışmalarında, taşıyıcı ve üst yapı elemanlarına ait birçok mimari blok açığa çıkarılmıştır. Friz bloklarının hepsinin üzerinde ranke ve İon kymationu bezemesi görülürken, dönemsel olarak farklılıklar tespit edilmiştir.[6] Geç Hellenistik Dönemden Geç Roma Dönemine kadar tarihlenen farklı yapılara ait friz bloklarının sonraki dönemlerde bu alana taşınmış olduğu, dağınık halde bulunan korniş bloklarının bir bölümünün ise aynı yapıya ait olduğu tespit edilmiştir. Alanda bulunan korniş blokları bezemelerine göre Geç Antoninler-Erken Severuslar Dönemine12 tarihlenirken, konsollu korniş bloklarıarasında M.S. 1. yy. sonuna tarihlenen örnekler de vardır13. Farklı yapılara ait korniş bloklarının friz bloklarında olduğu gibi caddeye taşınmış olduğu anlaşılmaktadır.[5][6] Önceki yıllarda kazısı yapılan ve M.S. 139 yılı depreminden sonra inşa edilen Kuzey Cadde 8,90 m. genişliğinde olmasına karşın, Batı Cadde peristasis hariç 10 m. genişliğe sahiptir. Caddenindoğuyöndedevamınıntespitiiçin Bouleuterion'unkuzeyindeçalışmalara devam edilmiştir. Bu alanda yapılan çalışmalarda, bazı bölümlerde cadde döşemesinin taşındığı görülmüştür. Çalışmalar doğu yönde devam ettikçe yer yer çökmeler olsa da cadde döşemesi sağlam olarak açığa çıkarılmıştır. Caddenin bazı bölümlerinde ise sadece kanalizasyon sistemi üzerindeki döşemenin bir bölümünün korunduğu görülmüştür. 497,66 m. kot seviyesinde kuzey stylobata ait iki basamak açığa çıkarılmıştır. Kuzey stylobatın bazı yerlerde ikinci basamağa, bazı kısımlarda ise üçüncü basamağa ait bloklar tespit edilmiştir. Kuzey caddenin batı portiğinde olduğu gibi burada da iki basamakla çıkıldığı, üçüncü sıradaki blokların ise peristasisi oluşturan sütunların oturduğu stylobat olduğu anlaşılmaktadır. Cadde döşemesinde, kazı çalışmalarının başladığı ilk nokta ile Bouleuterion'un kuzeyindeki doğu ucu arasında 0,45 metrelik kod farkı bulunmaktadır. Bu fark kanalizasyon sisteminde atık suyun düzenli bir şekilde kent dışına akıtılmasını sağlamak için yapılmış olmalıdır. Çalışmalarda caddenin taşıyıcı elemanı olan postament kaideler, yivli-yivsiz sütun tamburları, Dor ve Korinth başlıkları ile arşitrav, friz ile korniş bloklarından oluşan üst yapı elemanları açığa çıkarılmıştır. Taşıyıcı elemanların yoğunlukla Dor Düzeni'nde olması Antik Dönemde stylobat üzerindeki portiğin en son düzenlemesinin Dor Düzeni'nde olduğunu göstermektedir. Bu blokların bir bölümü düştüğü şekilde bulunmuş, bir bölümü de taşınmış veya devşirme olarak sıralandırılarak bahçe duvarı oluşturulmuştur. Mimari blokların bezeme özelliklerine bakılarak farklı dönemlerde imar faaliyetlerinin yapıldığı görülmektedir. Caddenin üst yapı elemanlarından friz ve korniş blokları yoğun olarak Antoninler16 ve Severuslar17 Dönemi'nin mimari özelliklerini taşımaktadır. Blokların tarihi, M.S. 139 depreminden sonra, Kuzey Caddede olduğu gibi burada da imar faaliyetinin gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır. Alanda bulunan eserler değerlendirildiğinde; Roma Döneminde Korinth Düzeni'nde inşa edilen cadde, doğusunda olduğu gibi Erken Bizans Döneminde Dor düzenlemesi ile geç dönemlere kadar kullanımı devam ettiği anlaşılmaktadır. Caddedeki en kalıcı düzenlemeler, M.S. 139 depreminden sonra kentte gerçekleştirilen imar faaliyetleriyle birlikte yapılmıştır.[5] Öncekine göre daha küçük de olsa, daha sonraki dönemlerde bu düzenlemeler devam etmiştir. Mermer cadde döşemesi üzerinde ele geçirilen Roma18, Bizans ve İslami Döneme tarihlenen eserlerin aynı yerde bulunması, farklı dönemlere ait kullanımı düşündürmektedir. Kuzey Cadde'de olduğu gibi Bizans Dönemine ait mekanlara burada rastlanmamıştır. Batı Cadde üzerinde kazılan bölümde böyle bir yapılaşmanın bulunmaması, caddenin kendi amacı dışında kullanılmadığını farklı dönemlerde tadilat geçirerek yine aynı işlevini sürdürdüğünü göstermesi kent için önemlidir. Caddenin doğubatı aksında ve aynı zamanda Kuzey Cadde ile kesişerek kuzey yönde sirkülasyonu sağlayan kentin ana arterlerden birisi olduğu kesindir. Propylon ile bağlantılı olan Batı Cadde'de Hellenistik Döneme ait bir bulguya rastlanmamış olmakla birlikte, cadde ile ilgili ilk düzenleme en azından Hellenistik Döneme ait olmalıdır. Erken İmparatorluk Döneminde buraya yeni bir cadde eklemek mümkün olamayacağından, önceden var olan caddenin yeniden düzenlenmiş olduğu düşünülmektedir. Özellikle caddenin doğusunda yolun içinde düştüğü gibi bulunan ve postament kaideler ile Dorik tambur ve başlıkların kullanıldığı sütunlar, Erken Bizans Dönemi düzenlemesine aittir. Zemin döşemesi ve stylobat üzerinde aralarında haçların bulunduğu çok sayıda grafitiler de Bizans Döneminde caddenin aktif olarak kullanıldığını göstermektedir. Farklı dönemlere ait seramik parçaları ve sikkeler de buranın aynı amaçla, uzun süre kullanıldığını doğrular niteliktedir.[5][6]
Ayrıca birde Mysia Stratonikeia'sı vardır
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.