Loading AI tools
Antik Roma'da kralların hüküm sürdüğü dönem Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Roma Krallığı, Antik Roma döneminde Roma şehri ve topraklarının monarşi ile yönetildiği dönemdir. Efsaneye göre Roma'yı Romulus ve Remus kardeşler kurmuştur. Eski çağ tarihçileri, Roma Krallığı'nın başlangıcı olarak MÖ 753 tarihini verirler. Roma’nın krallık dönemi politik tarihi hakkında bilinenler oldukça azdır. Arkeolojik bulgulara göre Roma krallık döneminde geniş caddelerin ve görkemli yapıların inşa edilmeye başlandığı büyük bir şehir olma yolundaydı. Roma henüz bu dönemde Latium bölgesinde yaşayan Latin şehirleri birliğinin önderiydi. Etrüskler, üzerinde egemenlik kurdukları Latin köylerini birleştirip Roma kentini kurarken yerli halkı kentin kurulmasında zorla çalıştırmışlar. Bu durum iki toplumun arasını açmıştır. Latin halkının zamanla güçlenen aristokratları, iki buçuk yüzyıl sonra ayaklanarak MÖ 509 yılında Etrüsk kralını kovmuşlar ve Roma Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır.[1][2]
Roma Krallığı Regnum Romanum Roma Krallığı | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
MÖ 753-MÖ 509 | |||||||||||||
Antik Roma Haritası | |||||||||||||
Başkent | Roma | ||||||||||||
Yaygın dil(ler) | Latince | ||||||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||||||
Rex | |||||||||||||
| |||||||||||||
Yasama organı | Roma Senatosu | ||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||
| |||||||||||||
|
Roma şehrinin kuruluşu tarihi geleneğe göre MÖ 8. yüzyıl ortalarına tarihlenir. Roma imparatoru Augustus döneminde MÖ 1. yüzyılın son yarısında yaşamış olan tarihçi Marcus Terentius Varro, kuruluş tarihini MÖ 753 yılı olarak hesaplamıştır.[3] Roma isminin, şehri kuran Remus ve Romulus'tan geldiği düşünülür.[4] Remus ve Romulus'un ataları mitolojik olarak Truva Savaşı kahramanlarından Aeneas idi. Ünlü Romalı şair Vergillius Aeneas adlı eserinde Aeneas’ın halkı ile birlikte İtalya’ya nasıl yerleştiğini anlatır. Masalsı anlatıma göre Truva düştükten sonra şehirden kaçıp yeni bir yurt arayan Truvalılara önderlik etti. Aeneas, Truva'da Hektor'dan sonra en büyük kahraman sayılırdı ve Dardanya prensiydi. Önce sağ kurtulanlarla beraber Kaz Dağı'nın güneyindeki Antandros(Altınoluk) kentine gelip buradan gemi ile denize açıldı. Rüzgâr onları Kartacaya sürükledi. Kartaca Kraliçesi Dido'nun bir süre misafiri olduktan sonra tekrar yola devam ederek önce Sicilya adasına ve oradan da Orta İtalya'da karaya çıkarak tanrıların kendisine gösterdikleri kutsal iskân yeri olan Latium'a ulaşırlar. Aenas, burada yörenin kralı Latinus ile dost olur. Latinus’un kızı Lavinia ile evlenerek Lavinium kentini kurar. Bu kent sonradan Alba Longa adını alır. Alba Longa şehrinin son kralları olan iki kardeş Numitor ve Amulius ile Romanın tarihi kuruluş süreci başlamaktadır. Bu iki erkek kardeşten kötü karakterli olarak tanımlanan Amulius ağabeyinin neslini kurutmak için Numitor’un tek kızı olan Rhea Silvia’yı Vesta tapınağında rahibe olmaya ve dolayısıyla böylece sürekli bakire kalmaya zorlamış olur. Ancak ailenin kaderi tanrılar tarafından belirlenir. Rhea Silvia savaş tanrısı Mars'tan Remus ile Romulus adlarını taşıyan ikiz erkek çocukları doğurur. Bu durumu haber alan Amulius her iki çocuğun bir sepet içerisinde Tiber Nehrine bırakılmalarını emreder.
Ancak içinde çocukların bulunduğu sepet kıyıya ulaşır ve kıyıda onları bulan bir dişi kurt tarafından emzirilerek ölümden kurtulurlar. Daha sonra onların bakımını üstlenen çoban Faustulus tarafından büyütülürler. İkizlerin karaya ulaştığı yerdeki Lupercal mağarası ve altında dişi kurtun ikizleri emzirdiği ficus Ruminalis olarak bilinen incir ağacı daha sonra Romanın mitolojik kuruluş öyküsünün temeli olarak Palatinus tepesinin güneybatı yamacında korunur ve ziyaret edilir.[5] Remus ve Romulus büyüdüklerinde büyük amcalarının kendilerine yaptıkları kötülüğü öğrenerek Amulius’u öldürürler. Dedeleri Numitor’u tekrar tahta oturturlar ve kendileri de yeni bir şehir kurarlar. Şehrin başına kimin geçmesi gerektiği konusunda tanrılara sorulduğunda tanrısal irade Romulus’u işaret etmiş ve buna kızan Remus yeni kurulan şehri alaya alınca Romulus ile aralarında çıkan kavga sonucunda da Remus öldürülmüştür. Böylece Romulus Roma’nın ilk kralı olarak tarih yazımında yerini almıştır.
Romulus, yeni kurulan şehri nüfuslandırmak için haydutlar, kaçaklar ve suçlu erkekleri toplayarak kente getirdi. Ancak Romulus’un takipçisi olanların çoğu erkekti ve Romulus, kentte çok az kadın olmasının nüfus artmasına engel olmasından endişelenmektydi. Senatonun tavsiyesi ile Romalılar çevre kasabalara gidip buralardaki kadınlarla evlenmeye teşvik edilir. Ancak Romalıların evlilik taleplerini Sabinler kabul etmez. Bunun üzerine Romalılar, deniz tanrısı Neptün’e adanmış bir festivale, çevre kabileleri davet edip onların kadınlarını kaçırmak için bir plan yapar. Festival esnasında 30 Sabin kadını kaçırılır. Kaçırılanların biri hariç tümü bakiredir. Kaçırıldığı esnada evli olan Hersilia, bu olayın ardından Romulus ile evlenir. Hersilia’nın babası, Sabinlerin Kralı Titus Tatius’dur. Hersilia babası ile müstakbel eşi arasındaki savaşı durdurmaya çalışır. Capitoline tepesinde bulunan kalenin valisi Spurius Tarpeius’un kızı Tarpeia, Romalılara ihanet ederek kentin kapısını açıp Sabin savaşçılarının kaleye girmesini sağlamıştır. Sabinler, iç kaleyi ele geçirdikleri sırada neredeyse savaşı kazanmak üzeredir. Romalılar Palatium kapısına kadar geri çekilmiştir. Romulus, geri çekilen askerlerini toplayıp yeniden atağa geçer. Hikâyenin bu aşamasında, Sabin kadınları Hersilia ile birlikte savaşı durdurmak için araya girerler. Sabin kadınlarının araya girmesi sayesinde, savaş son bulur ve barış yapılır. Sabinler, Romalılarla birleşmeyi kabul ederler ve Sabinlerin Kralı Titus Tatius’un ölümünden önceki beş yıl boyunca barış sağlanır. Sabinler, Roma’ya taşınır ve savaşta kazandıkları Capitoline tepesine yerleşir.
Roma’nın kuruluşu hakkında anlatılan mitolojik öyküler Romalı tarihçiler ve edebiyat yazarları tarafından oluşturulmuş öyküler niteliğindedir. Bazı çağdaş tarihçilerin tahminine göre oluşturulan bu öykülerin arkasında Roma'nın giderek daha fazla güç kazandığını ve bu nedenle dikkate alınması gerektiğini görerek Roma'yı kendi tarihi gelenekleri içine uyarlamakta yararlı gören Yunan tarihçileri bulunmaktadır. Romalılar büyük bir olasılıkla giderek büyüyen egemenlik alanlarını Yunanlara karşı kabul edilebilir bir konuma getirebilmek için Yunanlardan çok sonraları bu anlatımları üstlenip onları daha da geliştirdiler.[6][7] Antik Romalılar tarafından kentin kurucu mitine göre, Roma isminin kökeni, kentin kurucusu ve ilk kralı Romulus'tan geldiğine inanılmaktadır. Ancak Romulus isminin aslında Roma'nın kendisinden türetilmiş olması ihtimali vardır. 4. yüzyılın başlarında, Roma isminin kökeni hakkında alternatif teoriler önerildi. Belirsiz kalan dilsel kökenlerine odaklanan birkaç hipotez ileri sürüldü. Akmak anlamına gelen Yunancan fiil rhéō 'ile Tiber Nehri'nin arkaik adı Rumon veya Rumen'den geldiği hipotezinin yanında, Remus ve Romulus hikâyesinde benimsenen kurt toteminden dolayı kökü rom- olan ve emzik anlamına gelen Etrüskçe ruma kelimesinden gelebileceği ileri sürüldü.[8][9]
Roma şehrinin elle tutulabilir gerçek tarihi için veri teşkil eden en eski buluntular Palatinus tepesinde ve Esquilinus tepesinin batı eteklerinde ele geçen erken demir çağ dönemi tabakalarda gün yüzüne çıkmıştır. Bu buluntuların en eskileri MÖ 10. ve 9. yüzyıllara tarihlenmektedir. Roma yerleşmesinin bir şehir haline dönüşmesinde en önemli rolü en yakınında bulunan şehir yapısını oluşturan Etrüskler oynamıştır. MÖ 9. ve 8. yüzyıllarda Etrüsklerin şehir olarak tanımlanabilecek yerleşmeler kurmaya başladıkları kanıtlanmıştır. MÖ 7. yüzyılın sonlarına doğru birçok Latin yerleşimi, Etrüsk şehir devletlerine tabi oldu. Etrüsk kral sülalesi olan Tarquiniuslar Roma'da kontrolü ele geçirdi. Etrüsk kökenli ilk kral Lucius Tarquinius Priscus idi.[10] Arkeolojik verilere göre MÖ 600 yılından başlayarak bir şehir oluşumundan söz edilebileceği yorumları son yıllarda daha fazla ileri sürülmektedir. Şüphesiz aşamalı olarak şehre dönüşen yerleşim yerinin bu sürece çevrede bulunan Latinler ve Sabinler gibi civar tepelerde yaşayan yerli halkı da dahil ederek geliştiği anlaşılmaktadır.
Roma, krallık rejiminin son döneminde çeşitli çekişmelere sahne olmuştu. Aynı yıllarda İtalya’nın diğer şehirlerinde de benzer karışıklıklar mevcuttu. Roma’da monarşiyi sonlandıran devrim, eskiçağda diğer kent devletlerinde de olduğu gibi seçkinler tarafından gerçekleştirilmiştir ve seçkinler yönetimi kendi yararlarına uygun şekilde yeniden düzenleme ihtiyacı duymuşlardır. Antik tarihçiler Roma’dan, son kralın kovuluşuna dair bir efsane anlatırlar. Buna göre son kral Lucius Tarquinius Superbus, Roma’yı zalim bir diktatör gibi yönetiyordu ve oğlu Sextus’un Roma’nın seçkinlerinden Lucius Tarquinius Collatinus’un karısı Lucretia’ya tecavüz etmesi ve sonrasında Lucretia’nın intihar etmesi bardağı taşıran son damla olmuştu.[11] Bu olayın ardından elitler Lucius Iunius Brutus, Collatinus ve Publius Valerius Publicola önderliğinde krala karşı birleşip kralın o sırada kent dışında olmasından da yararlanarak kentin yönetimine el koydular ve cumhuriyet rejimi böylelikle başlamış oldu.[12][13]
Roma şehrinin başında bulunan krala yaşlılardan oluşan bir grup destek vermekteydi. Bu grubun oluşturduğu kuruma Latincede yaşlı anlamına gelen senex sözcüğünden türetilen ve yaşlılar meclisi anlamına gelen senato adı verilmiştir. Sadece patriciuslar senato üyesi olabilirdi. Kral tarafından seçilen üyelerin sayısı başlangıçta 100 olmasına rağmen bu sayı giderek artmıştır. Kralın danışma kurulu olan senato, onun çağrısı ile toplanırdı önemli olaylarda kralın senatonun görüşünü alması bir gelenekti. Kralın ölümü halinde yerine yenisi seçilinceye kadar geçen ve interregnum yani ara kralık dönemi olarak tanımlanan dönemde ülkeyi yöneten senato yeni kralın belirlenmesinde de önemli rol oynamaktaydı. Kral ordunun başkomutanıydı. Bu görevi dışında kral yönettiği toplumu tanrılara karşı temsil etmekteydi, senato ve halk meclisi toplantılarını yönetmekteydi. Halk meclisi curia adı verilen aile birliği mensuplarının oluşturduğu Comitia curiata adıyla yılda iki kez ve ayrıca zorunlu hallerde toplanmaktaydı.[14] Comita curiata daha ziyade patricii denen tam hukuklu vatandaşların oluşturduğu bir meclisti. Comitia curiata'nın görevi kralın seçimi, kanunların yapılması ve savaş kararı almaktı. Curia başkanları ayrıca cinayet, politik suçlar gibi ceza hukuku ve özel hukukla ilgili konularda da son karar verici konumundaydılar.[15][16] Krallık döneminin sonunda Comita curiata'nın yerini yüzler meclisi anlamına gelen Comitia centuriata aldı. Bu kez bu meclise sadece patricii olan vatandaşlar değil, onlara göre daha az haklara sahip olan sınırlı hukuklu plebler de girebiliyordu. Böylece tüm Roma vatandaşları, ister zengin ister fakir olsun tek meclis çatısı altında toplanmış oluyordu ve plebler de orduya girip askerlik yapabiliyorlardı.[17]
Roma'da halk bu dönemde üç sınıfa ayrılmaktadır.
Vatandaşlar da kendi aralarında üç sınıfa ayrılmaktadır:
Roma'da aynı soydan gelen ya da geldiği kabul edilen, bu sebeple aynı soyadını taşıyan kişilerin oluşturdukları ailelere gen denilmekteydi. Genler toplumsal, ekonomik ve dini açıdan bağımsızdı. Gen mensuplarına gentilis ya da patricii denilirdi. Bir bakıma patricii varlıklı veya soylu ailelere mensup kişilerden oluşuyordu.
Roma toplumunda ikinci dereceden bir yere sahiptiler. Siyasal hakları bulunmayan plebler, ticaret ve zanaatla uğraşan bir kesim olup devletin yüksek kademelerinde görev alamaz ve asker olamazlardı. Özel hukuk alanında da bazı hakları kısıtlanmıştı. Örneğin, bu kişiler patricii kızları ile evlenemez, devlet memuriyetlerinde seçme ve seçilme hakkına sahip olamazdı.
Ekonomik yönden patriciilera bağlı, onlara tabi olan kişilerdi. Clientler patriciilerin hizmetinde çalışırlar ve onların himayesinden yararlanırlardı. Krallığın sonlarına doğru da pleb sınıfına yükseldiler.
Efsaneye göre Roma'da yedi kral hüküm sürmüştü. İlk dört kral hakkında detaylı bilgi olmamasına karşın, Etrüsk kökenli son üç kral hakkında daha fazla bilgi bulunmaktadır. Roma'nın ilk kralı Romulus, son kralı ise Tarquinius Superbus idi. Roma'nın başında Rex olarak adlandırılan bir kral vardı. Kral, Senatonun teklifi ile Comitia curiata tarafından seçilirdi. Romalılar, kralların yönetim yetkisine Imperium derlerdi. Günümüzde kullanılan imparator kelimesi buradan gelmektedir. Imperium, krallara vatandaşları silah altına alma ve Roma sınırları dışında yetkilerine karşı çıkanlara savaş açma ve emirlerine karşı çıkanları cezalandırma yetkisi veriyordu. Imperium yetkisine sahip olan kral, hem başkomutan, hem baş rahip, hem de baş hakim olarak askeri, dini ve hukuki gücü elinde tutardı. Imperium sahibi, bunun bir sembolü olan kırmızı sarımla odun demetine bağlanmış, Latince demet anlamına gelen Fasces adındaki baltayı taşırdı.[18] Adını fasces'den türeten İtalyan faşizmi 20. yüzyılın uzunca bir döneminde bu sembolü kullanmıştır. Söz konusu sembol birtakım değişikliklerle 1926 yılından itibaren İtalya'nın resmi devlet sembolü olmuştur. Sembolün üçlü anlamı, yani devlet gücü, halk mülkiyeti ve birliktelik Mussolini'nin propagandasında kullanılmıştır.
38 yıl hüküm süren Roma'nın ilk Etrüsk kökenli kralı olan Tarquinius Priscus, Roma'nın ilk yarışları ve eğlenceleri olan Ludi Romani (Roma Oyunları) için bağımsız bir yapı olan Circus Maximus'u inşa ettirdi. Daha önceleri seyirciler yarışları Aventine ve Palatine tepeleri arasında tahta trübünlere oturarak seyrediyorlardı. Bu aşamadan itibaren daha büyük oyunlar düzenlenmeye başladı. Tarquinius Priscus, Etrüsk modasına uygun olarak altın kaplı mor pelerin giyerek ve dört atın çektiği bir araba üzerinde törene katılarak ilk Roma zafer alayını düzenledi. Savaş ve sivil görevlerle alakalı birçok Roma sembolü onun saltantı sırasında ortaya çıkmıştır. Büyük bir selin ardından Roma'nın bataklık alçak bölgeleri, Forum Romanum'un kurulabilmesi için inşa ettirdiği Cloaca Maxima olarak adlandırılan büyük bir kanalizasyon sistemi sayesinde kurutuldu. Tarquinius Priscus'un son büyük icraatı ise Latin ve Sabinlerden alınan ganimetlerin de yardımıyla Capitolium'da Romalıların büyük bir sevgiyle taptıkları tanrı Jüpiter onuruna bir tapınak inşa ettirmesidir. Roma'nın Etrüsk kökenli ikinci kralı olan Servius Tullius ilk nüfus sayımını yaptırmıştır. Roma'da yerleşik nüfusun tahmin edilmeye çalışılması işi olan Census terimi, Latince "yargılamak", "tahmin etmek" anlamınan gelen censere fiilinden gelir. Servius Tullius bunu Roma'nın asker kapasitesini ölçmek için yaptırmıştı. Servius Tullius dönemine atfedilen Servius Surunun, günümüze bazı kalıntıları ulaşmıştır.[19]
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Romulus REX ROMVLVVS | MÖ 753 | MÖ 716 | |
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Numa Pompilius REX NVMA POMPILIVS | MÖ 715 | MÖ 674 | |
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Tullus Hostilius REX TVLLVS HOSTILIVS | MÖ 673 | MÖ 642 | |
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Ancus Marcius REX ANCVS MARCIVS | MÖ 641 | MÖ 617 | |
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Lucius Tarquinius Priscus REX LVCIVS TARQUINIVS PRISCVS | MÖ 616 | MÖ 579 | |
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Servius Tullius REX SERVIVS TVLLIVS | MÖ 578 | MÖ 535 | |
Portre | Ad | Tahta Çıkış | Tahttan İnme |
---|---|---|---|
Lucius Tarquinius Superbus REX LVCIVS TARQVINIVS SVPERBVS | MÖ 534 | MÖ 509 | |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.