Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
II. Dünya Savaşı sırasında partizan karşıtı operasyonlar, çeşitli partizan direniş hareketlerine karşı yapılan temizlik operasyonlarıydı. II. Dünya Savaşı sırasında bu operasyonlar öncelikle işgalci Mihver Devletleri tarafından gerçekleştirildi, ancak savaşın değişen seyri ile Sovyetler Birliği ve Müttefik güçler de partizanlarla uğraşmak zorunda kaldılar.
Bu madde, öksüz maddedir; zira herhangi bir maddeden bu maddeye verilmiş bir bağlantı yoktur. (Temmuz 2024) |
II.Dünya savaşında özellikle 3.Reich işgali altındaki bölgelerde yoğun partizan faaliyetleri yaşanıyordu. Partizan gruplar birbirine bağlı ya da bağımsız hareket ediyordu. Partizanlar dışarıdan da yardım alıyorlardı. Özellikle İngiltere de eğitilen pek çok partizan Almanlara karşı mücadele etmesi için işgal altındaki ülkelerine paraşüt ile gönderiliyordu. Almanların partizanlara karşı tutumu acımasızcaydı yakalanan hiçbir partizan sağ bırakılmaz ve hemen idam edilirdi. Nazilere göre partizanlar terörist idi. İdam edilen partizanın cesedi ibret olsun diye halka açık alanda idam edilir ve uzun süre ceset idam yerinden kaldırılmazdı. Naziler özellikle Doğu Cephesinde partizanlara karşı acımasız davrandılar bir bölgede Alman asker veya Subayına saldırı olursa Naziler genelde saldırının gerçekleştiği bölgeye yakın bulunan köy ve kasabadaki bütün sivilleri katlediyor evleri yakıp, malları yağmalıyordu. Bu şekilde sadece Belarus da 5295 yerleşim yeri yok edildi 1 milyon sivil öldrüldü[1]
Çatışmaların çoğu Müttefik topraklarını işgal eden Mihver kuvvetleriyle gerçekleştiği için Müttefik partizan karşıtı operasyonlar hakkında çok daha az bilgi bulunur. Müttefikler partizan karşıtı operasyonlar planlamak ve uygulamak için önemli kaynakları ayırmaya ihtiyaç duymadılar. [kaynak belirtilmeli]Direniş biçimleri yer ve zamana bağlı olarak değişti ve Almanların karşı önlemleri de değişti.[2] Hem direniş ölçeği hem de Alman misillemelerinin şiddeti Batı'da Doğu'dan çok daha sınırlıydı.[3] Almanların tüm yerel nüfusu düşman olarak görmeleri sonucu Doğulu insanlara acımasız davranıldı. Ancak Batı da kadınlar ve çocukların SS birlikleri tarafından nadiren öldürüldüğü saldırılar oldu. Almanlar aynı zamanda Partizan karşıtı operasyonları etnik temizlik için bir bahane olarak kullanıyorlardı.[4]
Almanlar partizanlara karşı kısa vadeli zaferler üzerine yoğunlaştılar[3] ve bazı durumlarda partizanları askeri olarak yenebildiler, ancak genel olarak Doğu'daki sivillere karşı zulümleri partizan saflarına katılan gönüllü sayısında artışa neden oldu.
İlk direniş hareketleri işgal altındaki Polonya'da 1939'un sonlarında başladı. Savaş ilerledikçe ve Nazi işgali altındaki toprakların sayısı arttıkça, direniş hareketlerinin sayısı ve gücü de arttı.
Savaş boyunca, Alman ordusunun düzenli birlikleri, yardımcı polis oluşumları (Ordnungspolizei) ve bunların yardımcıları (Schutzmannschaft veya Hilfspolizei) partizan operasyonlarında kullanıldı.[2]
Genel olarak, Almanlar askeri başarılara ulaşmayı başardılar, ancak hiçbir zaman partizan tehdidini sona erdiremediler; Almanların partizanlara karşı mücadelesi bir çıkmaz olarak tanımlanabilir. Sonuç olarak düzenli savaşta Alman askeri yenilgisiyle sona erdi.[3][4] Savaştan sonra, partizanlara karşı kullanılan acımasız Alman taktikleri Nürnberg Duruşmalarında sunulan savaş suçlarından biriydi. Örneğin Hitlerin direktifi ile verilen "Komando Emri" nde yakalana tüm düşman komandolarının, sabotajcıların ve Partizanların idam edilmesi emrediliyordu.
Polonya direniş hareketi, Eylül 1939'da Almanya'nın Polonya'yı işgalinden kısa bir süre sonra kuruldu ve Alman işgalinin acımasız yöntemlerine yanıt olarak hızla büyüdü. Polonya direnişinin hem kentsel alanlarda hem de ormanlarda (leśni) faaliyetleri vardı. Savaş boyunca Polonya direnişi sayıca büyüdü ve operasyonlarının ölçeğini artırdı ve Almanların partizan tehdidiyle başa çıkmak için artan miktarda kaynak (personel, ekipman ve zaman) ayırmasını gerektirdi. [kaynak belirtilmeli] Polonyalı partizanlar özellikle Zamość bölgesinde aktifti (bkz. Zamość Ayaklanması). Haziran 1944'teki Sturmwind I ve Sturmwind II ("Hurricane") Almanların Sovyet partizanlarıyla başa çıkmak için geliştirdikleri " kazan operasyonları " na dayanarak Polonya leśni partizanlarına karşı en büyük Alman operasyonlarıydı (ayrıca Osuchy savaşına da bakınız).[5] Bu operasyonlardaki Alman kayıpları yaklaşık 1.300 ölüm ve aynı miktarda yaralanmaydı. partizan kayıpları da benzerdi.[6] Kısa bir süre sonra, Leh direnişi Almanlara karşı büyük operasyonlar yaptı Varşova Ayaklanması en bilinen ayaklanmalarıdır. Leh direnişçilerin yaptığı Tempest Operasyonu'nda Polonyalı partizanlar hayati stratejik alanların kontrolü için Almanlara bir dizi açık savaşta meydan okudular. Almanlar, operasyonunun geniş ölçeğine hazır değildi, ancak sayı ve daha iyi ekipman avantajına sahipti; ayrıca, Polonyalı partizanlar ilerleyen Kızıl Ordu'nun desteği olmadan faaliyet gösterdiğinde, daha az etkili oldular. Sovyetlerin Polonyalılarla işbirliği yaptığı bölgelerde, Almanlar partizanları daha az baskı altına alabildiler, ancak Sovyetlerin Varşova İsyanı'nda olduğu gibi Polonyalılara yardım etmediği yerler de Polonyalılar Almanlara yenildiler.
Almanların Polonya'da geliştirdiği taktik ve politikalar, Sovyet partizanlarına karşı benzer operasyonlar için bir şablon görevi görecekti.
1941'in başlarında Almanlar, cephe gerisinin güvenliğini sağlamak ve partizan karşıtı görevleri yerine getirmek için özel birim olanWehrmacht Güvenlik Bölümleri kurdular.[2] Bu oluşumlar aynı zamanda sivillerin kontrol altına alınmasında da rol oynayacaktır (Yahudileri toplayarak kamplara göndermek dahil).
Almanların işgal altındaki Sovyet bölgelerinde uyguladıkları politikalar, işgal altındaki Polonya'da son iki yılda geliştirdikleri acımasız politikaların bir uzantısıydı. İlk başta Almanlar yerel halkı şiddetle bastırmaya çalıştı.[2] Sovyet partizanları sadece Almanların Sovyetler Birliği'ni işgalinden sonra örgütlendikleri için 1941 de ciddi tehtid oluşturmadılar. Doğu Cephesinde (Balkanlar dahil) yerel nüfusa yönelik Alman terörü acımasızdı. Belli bir dereceye kadar partizan operasyonlarını etnik temizlik eylemlerinden ayırmak zordu.
Almanların Sovyetler Birliği'ni savaşın ilk yılında devirememesiyle, Alman partizan politikası kısa vadeden daha uzun vadeli bir duruma geçerek değişti.[2] Nazi propagandası ve benzer taktikler, yerel nüfusu etkilemek ve onları Almanlara karşı daha dostane hale getirmek (ve partizanlara karşı düşman) yapmak için kullanıldı. Bu yüzden Almanlar partizanlara karşı kullanılacak yerel yardımcı birimlerin oluşturulmasını desteklemeye başladılar. Partizan karşıtı operasyonlar da daha profesyonel ve daha organize hale geldi.
1942'nin sonlarına doğru, "kalpler ve zihinler" politikası zaten zayıflamıştı.[2] 1942–1943 yılları arasında, cephe hattından ayrılan düzenli ordu birimlerinin partizanlara karşı kullanılmasını içeren büyük ölçekli "kuşatma operasyonları" kullanıldı. Bu tür operasyonlar genellikle partizanları potansiyel olarak desteklediği görülen yerel yerleşimlerin (köylerin) imha edilmesini içeriyordu, bu da hem binaların fiziksel yıkımı hem de yerel sakinlerin katledilmesi anlamına geliyordu. Bu "kuşatma operasyonları", yerel nüfusu kızdırarak Sovyet partizanlarının büyümesine neden oldu. Başlıca "kuşatma operasyonları": München Operasyonu ve Bamberg Operasyonu (Mart-Nisan 1942), Hannover Operasyonu (Mayıs – Haziran 1942), Vogelsang Operasyonu (Haziran – Temmuz 1942) ve Zigeunerbaron Operasyonu ("Çingene Baron", Mayıs – Haziran 1943).
1944'te yeni bir politika geliştirildi: Wehrdoerfer veya müstahkem köylerin oluşturulması.[2] Almanlar tarafından en başarılı Alman partizan karşıtı politikalardan biri olarak görülen özerk ve yerel Nazi sempatizanlarıyla işbirliği içinde silahlı köylü grupları oluşturdu. Kızıl Ordu'nun ilerlemesi ve geri kalan Sovyet bölgelerinin Alman işgali altından kurtarılması, bu politikanın tam olarak uygulanmasını engelledi.
İtalyan Partizanlara Karşı
İtalya ve Müttefik silahlı kuvvetler arasındaki ateşkes sonrasında Alman işgaline silahlı direniş, başta İtalyan Silahlı Kuvvetleri ve Carabinieri askeri polisi gibi İtalyan düzenli kuvvetlerini içeriyordu. Hareketin kontrolünü daha sonra İtalyan Komünist Partisi, İtalyan Sosyalist Partisi, Partito d'Azione (cumhuriyetçi bir liberal sosyalist parti), Demokrazya Cristiana ve diğer küçük partiler tarafından oluşturulan Comitato di Liberazione Nazionale (Ulusal Kurtuluş Komitesi veya CLN) devraldı. Almanlar İtalyan partizanlara ve sivillere karşı acımasız davrandı özellikle İtalya cephesine gönderilen 16. SS Panzergrenadier Tümeni "Reichsführer-SS" korkunç katliamalara imza attı. Örneğin 12 Ağustos 1944 de Tümen yerel işbirlikçi Siyah Tugayların (Brigata Nera) yardımı ile Sant'Anna di Stazzema kasabasında 560 sivili katletti. Yaklaşık 1 ay sonra Aynı Tümen 29 Eylül ile 5 Ekim arası Marzabotto kasabasında 770 italyan sivili katletti.[7]
Rahatsız edebilecek! görüntü! |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.