Remove ads
Orta Çağ boyunca Avrupa, Asya ve Orta Doğu'da soylular tarafından inşa edilen müstahkem yapı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Kale ya da kermen, düşmanın gelişinin beklendiği yollar üzerine, stratejik öneme sahip olan şehirlere, geçit ve dar boğazlara savunma amaçlı olarak inşa edilen ordusal yapı.[1] Bu tür tahkimatlar antik çağlardan beri kullanılmıştır. ve askerî işlevlerinin yanı sıra idari, siyasi ve ekonomik merkez olarak iş görmüştür. Kimi kaleler saray halkına konaklama imkanı sağlardı. Kalelerde kuleler ve surlar gibi farklı özelliklere sahip bölümler bulunurdu. 15. yüzyılda topların yaygınlaşmasıyla Orta Çağ kaleleri işlevlerini yitirdi ve yerini İtalyan tarzı kalelere bıraktı.
Sözcüğün kökeni Arapça ḳlˁ kökünden gelen ḳalˁa(t) قلعة "hisar, kale, müstahkem yer" kelimesidir. Bunun kökeni ise Akadca aynı anlama sahip olan kalakku sözcüğüdür.[2] Türkçede yer adlarında kullanılan kestel sözcüğü İngilizce castle sözcüğüyle benzerlik göstermektedir. Diyanet İslam Ansiklopedisi iki sözcük arasındaki ilişkinin belirsiz olduğunu dile getirse de[3] Nişanyan Yeradları'na göre sözcüğün kökeni Yunanca kástellos kelimesidir.[4]
Kale sözcüğünün kapsamı farklı şekillerde belirlenebilmektedir. Günümüzde müstahkem pek çok yapıya kale denilmektedir.[5][3] İngilizcedeki castle sözcüğü genellikle bir lordun ikamet ettiği tahkim edilmiş mesken olarak ifade edilir.[6] Fransızca kökenli şato sözcüğü 13 ve 14. yüzyıllarda castle sözcüğüyle eş anlamlı olarak kullanılırken 15. yüzyılda feodalizmin zayıflamasıyla birlikte şatafatlı köşkleri ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.[7] Hisar sözcüğü aslında şato gibi hem konut hem tahkimat görevi gören yapıları ifade etmek için kullanılmaktadır.[8] Kermen ise Tatarca kirmen sözcüğünden gelmektedir ve Rusçadaki kremlin sözcüğünün kökenini oluşturmaktadır.[9] Palanka ve kale sözcükleri tahkim edilmiş şehirlerin bütününü kapsayacak şekilde de kullanılmıştır. Eğer bir kale şehri kapsamaktaysa ona kalekent denir.[10] Müstahkem şehir de aynı anlamda kullanılan başka bir terimdir.[11]
Yer adı bilimi olarak incelendiğindeyse hisar sözcüğünün Türkiye'nin batısındaki yer adlarında, kale sözcüğünün Türkiye'nin doğusundaki yer adlarında, kermen sözcüğünün ise Kırım coğrafyasındaki yer adlarında yaygın olduğu görülmektedir.[12] Arapçada kale anlamında kullanılan hısn kelimesi Türkçede pek kullanılmamıştır ancak günümüzde yer adı olarak Hısnıkeyfâ'da (Hasankeyf) yaşamaktadır.[1]
Başkule veya erk olarak da bilinen kalenin en güçlü savunulan, büyük kulesi. İçinde hükümdar ve ailesi ile hükümdarın savaşçılarının ve hizmetçilerinin ikamet edebilmesi için kalacak yer bulunurdu. Bu büyük kuleler içinde yaşayan hükümdarın gücünü yansıtırdı. Hatta görkemli başkuleler kendi başına birer askerî mevki sayılırdı. Başkuleler, büyük ve yüksek bir yapıya sahip olur ve binanın ağır yükünü dağıtabilmek için güçlü temeller bulundururdu. Koçbaşlarına dayanabilmeleri için duvarları çok kalın olur ve kagîr payandalarla desteklenirdi. Başkulede çok sayıda ve çeşitli katlar bulunurdu. Zemin katta depolama amacıyla kullanılmak üzere bir zindan bulunabilirdi.[3][13] Sözcük İngilizcede great-tower, donjon ve keep ile ifade edilir.[14]
Perde duvarı veya kale bedeni, savunma amacıyla inşa edilmiş yüksek duvarlardır. Perde duvarın üzerinde askerlerin siper alabileceği bir barbata bulunurdu. Askerlerin perde duvarın üzerinde mevzilendiği yere seğirdim yolu denirdi. Bazı kalelerde dış duvar denilen ikincil bir koruyucu duvar vardır. Bu iki duvar arasında kalan toprak şerite şarampa denir. Perde duvarların iç tarafında eskiden kumkuma günümüzdeyse kazamat denilen, bedenin içinde niş oluşturan kemerli gözler bulunabilirdi. Perde duvarın dibine gelen düşmanlara ok, taş vb. şeyleri fırlata bilmek için duvardan cumba halinde uzanan senkendaz veya küluhendaz denilen çıkma mazgallar bulunurdu. Bazen düşmanların kale bedenlerine yaklaşmasını önleme için araziye şev denilen eğimler verilmiştir.[3][15]
Kalenin ana giriş kapısının bulunduğu, kenarlarında kuleler veya burçlar, üzerinde mazgallı siperlerle korunan yapı. Burada kalenin girişini kapatmak için dikine indirilip kaldırılan, asma kapı olarak adlandırılan kafesli yapıdaki engeller kullanılırdı. Ayrıca kalın ahşaptan yapılan ve dış yüzeyinin demir levhalarla kaplandığı kanatlı kapılar bulunurdu. Kapının iç tarafında etrafı kapalı, kalenin içiyle bağlantıyı kesen bir avlu bulunur, ilk savunmayı aşan düşmanlar burada yok edilirdi. Ek bir savunma olarak hendeğin dış tarafına, köprünün önüne hisarpeçe adı verilen bir kule inşa edilirdi.[3]
Düşmanların geçişini önlemek için kalenin etrafına hendek denilen bir çukur kazılabilir ve mümkünse içi su ile doldurulurdu. İnsanların hendek üzerinden geçişi zincirlerle indirilip kaldırılabilen bir asma köprüyle sağlanırdı. Kuşatma sırasında düşmanların geçişini önlemek için köprü yukarı çekilirdi.[3]
Surların üzerinde arkasına askerlerin konuşlandığı dişli parapet. Barbata veya dendan olarak da bilinir.[3]
Ok mazgalları surlardaki ok ateş edilebilmesi için dış yani dar, iç yanı geniş aralıklardır.[3]
Bazı kalelerde poterna denilen ufak ikincil kaleler bulunurdu. Savaş sırasında bunlar düşmanın girmesini önlemek için örülürdü. Kuşatma birliklerine saldırmak veya dışarıya haberci göndermek için kullanılan küçük kapıları uğrun veya huruç kapısı denirdi.[3]
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Romalılar antik Batı dünyasında askeri mühendislik konusunda gelişmişlerdi ve çalışmalarının izlerine hala Avrupa ve Orta Doğu'da rastlanmaktadır. Romalılar castra adı verilen askerî garnizon kentleri inşa etmişlerdi. Bu yapılar surlar ve hendeklerle çevriliydi ve lejyonların hızlıca hareket edebilmelerini sağlayan yollarla birbirlerine bağlanırdı.[16]
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
İslam'ın Orta Asya'ya yayılmasından önce büyük siyasi ve ekonomik merkezlerden ziyade şato benzeri yapılar yaygındı. Bunlar diz denilen bir kale ve şehristan denilen asıl kasabadan oluşmaktaydı. Araplar İran, Horasan ve daha sonra Maveraünnehir ve Harezm bölgelerinde karşılaştıkları bu yapıları kal'a olarak adlandırdılar. İslamiyet'in ve Araplar'ın bölgeye gelmesiyle birlikte siyasi ve ekonomik refah artınca Feodal yapı aşılmış ve şehirler büyüme evresine girmiştir. Gelişen şehirlerde eski şatovari yapılar şehrin çekirdeğini, yani kuhendizini oluşturmuştur. Kent halkının çoğunun ikamet ettiği, etrafı surlarla çevrili yere şehristan denmiştir. Eğlence ve ibadet amaçlı binaların çoğu şehristanda bulunurdu. Rabat ise kentin büyümesiyle surlarla çevrili şehristanın dışına taşan yerleşim birimidir. Rabatın temel özelliği asıl şehrin dışında gelişmesidir. Rabatta genellikle ticari faaliyetler gerçekleşirdi. Böylelikle kuhendiz, şehristan ve rabatla birlikte üçlü şehir tipolojisini oluşmuştur. Bu üçlü şehir planı sadece Orta Asya şehir tipolojisinde geçerli değildi. İslam coğrafyasının herhangi bir yerindeki benzer şehir tiplerinin anlatımında da kullanılmaktaydı.[17]:145-153
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Orta Çağ'da Avrupa'da şato denilen, bir kral veya lordun konutu olan hisarlar yaygındı. Şatoda hükümdar ile birlikte ailesi, hizmetçileri ve savaşçıları da yaşardı. Avrupa'da kullanılan en yaygın şato türleri mot ve beyli şatosu, kâgir donjonlu şato ve konsentrik şatosuydu.[6]
Batı Avrupa'da şatolar 9. yüzyılda gelişmeye başladı. 10. yüzyıl Fransa'sında motte denilen etrafı hendeklerle çevrili bir tepenin üzerine donjon adı verilen büyük bir ahşap kule inşa edilirdi. İlerleyen dönemde tepenin eteği kazıklı çitle çevrilerek bailey adı verilen bir avlu oluşturuldu. Böylelikle 11. yüzyıl itibarıyla Batı Avrupa'da mot ve beyli şatoları yaygınlaştı. Ahşap malzemeler ateşe karşı dayanıksız olduğu için daha sonraları taştan malzemeler kullanılmaya başlandı ve kâgir şatolar meydana çıktı.[18][6]
Topun yaygınlaşmasıyla birlikte 15. yüzyılın sonlarında Orta Çağ kalelerinin önemi azaldı ve trace italienne (İtalyan tarzı) denilen yeni bir savunma mimarisi ortaya çıktı. 16. yüzyıl boyunca İtalyan tarzı istihkâmlar Avrupa devletlerinin neredeyse tamamı tarafından en iyi savunma yöntemi olarak bilindi. Yeni Çağ'da tahkimat mimarisi Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Machiavelli gibi Rönesans düşünürlerinin uğraşıydı. 16. yüzyılda ilk örneğini veren bu tahkimatlar 17. yüzyılda Fransız askerî mühendisi Vauban sayesinde tam teşekküllü hudut savunma sistemi hâlini aldı.[19]
Yeni Çağ'da İtalyan mimar Leone Battista Alberti tarafından kalelerin topa karşı daha iyi savunulabilmesi için yıldız şeklinde inşa edilmesi gerektiği ortaya atıldı. Top ateşine karşı dayanıklılığın artması için tahkimatların duvarları kalınlaştırıldı ve yükseklikleri alçaltıldı. Bu, toplara karşı daha etkiliydi ancak surların dibinin gözlemlenememesine ve sürpriz saldırılara açık olmasına sebebiyet verdi. Bunu aşmak için kanat ateşine ihtiyaç vardı ve bu yüzden bir yandan düşmanın, ana savunma hattına saldırmasına engelleyen ve düşman toplarını uzakta tutan bir yandan da komşu burçların çevresindeki kör alanları koruyabilen, surlardan uzanan kuleler inşa ettiler. Sonraysa savunma yapılarına geniş ve derin hendekler eklendi ve hendeği korumak için dış tahkimatlar inşa edildi. Bu yeni tarz kalelerin inşası maliyetliydi.[20]
Tipik bir kale üç ana bölümden oluşurdu: surların dışında kalan varoş, surların çevrelediği alan ve son savunma hattı olan iç kale. Kalelerin yapımında kullanılan malzemeler amacına ve coğrafi şartlara göre değişebilirdi. Toprak, ağaç, kerpiç, tuğla, doğal veya kesme taş kale inşasında kullanılan maddelerdir. Askerlere konaklama imkanı sağlamak için kaleye bir kışla inşa edilirdi.[21]
Kalelerde yaşan insan sayısı yüzlerden başlayarak binleri bulabilirdi. Kaleler askeri işlevlerinin dışında idari, siyasi ve ekonomik merkezlerdi. Kalelerin bu işlevleri içlerinde bulundukları kültürün özelliklerine göre değişirdi. Örneğin Osmanlı devrindeki kaleler hem askeri hem de idari ve ekonomik merkez işlevi görürdü.[22]
Kalenin inşasında coğrafi koşullardan yüksek mertebede faydalanabilmek için nehir kenarı, tepe, dağ, deniz kenarı, boğaz, ada; yol kavşakları, ana yol veya geçit noktaları tercih edilirdi.[11] Kolayca savunulabilmesi, ihtiyaç olunca içeridekilerin dışarıya çıkabilmesi, uzun süren kuşatmalar için su ihtiyacını karşılayacak olanaklara sahip olması ve mümkünse etrafını çevreleyen engeller olması yer seçiminde etkili olan faktörlerdi.[1]
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.