Hızır Çelebi

İstanbulun ilk kadısı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Hızır Çelebi

Hızır Çelebi, 15. yüzyılda yaşamış Osmanlı alimidir. İstanbul'un fethinden sonra yeni başkentin ilk kadısı olarak tayin edilmiştir. Arap ülkelerine gitmeden Arapçayı öğrenen Osmanlı âlimlerinden ve aynı zamanda Fahreddin er-Râzî'nin kelâm ekolünü devam ettirenlerden biridir. Zamanında Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleriyle de tanınmıştır. Kaynaklarda ondan "İkinci İbn Sînâ", "ilim dağarcığı" ve "ilmin âlemi" (başlı başına bir ilim dünyası) şeklinde bahsedilir.[kaynak belirtilmeli]

Pratik Bilgiler Çelebi, Doğum ...

Hızır Bey
Thumb
DoğumHicrî 810 = Miladi 1407
Sivrihisar, Osmanlı İmparatorluğu
ÖlümMiladi 1456 veya 1459 (Hicrî 860 veya 863)
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Dönemİslam'ın Altın Çağı
Önemli eser(ler)Cevahir el-Akaid, Kaside-i Nuniyye
Dinİslam (Sünni, Hanefi)
Kapat
Thumb
Günümüzde Unkapanı'ndaki İstanbul Manifaturacılar Çarşısı içinde kalmış Hızır Çelebi Haziresi

Hayatı

Özetle
Bakış açısı

Eskişehir'in Sivrihisar kazasında dünyaya geldi. Kimi kaynaklara göre doğum yılı 1407'dir. Asıl adı Şemseddin Ahmed'dir. Babası, Sivrihisar kadısı Hoca Musa Efendi'dir. Kimi kaynaklarda annesinin Nasreddin Hoca'nın kızı olduğu bildirilmiştir ancak bu bilgi şüphelidir.[1]

İlköğrenimini babasından aldıktan sonra Bursa'ya giderek Molla Yegân'ın öğrencisi oldu. Bu arada hocasının kızı ile evlendi. Öğrenim hayatını tamamladıktan sonra Sivrihisar'daki bir medresede müderris olarak göreve başladı.

Sivrihisar kadılığı yaptığı dönemde Sivrihisar Ulu Camii onarımını 1439 tarihinde yaptırarak caminin günümüze ulaşmasına büyük katkı sağlamıştır.[2]

Bir rivayete göre Edirne'de II. Mehmed'in huzurunda bir Arap alimiyle yaptığı tartışmada üstün gelince padişah onu Bursa'daki Çelebi Mehmed Medresesi (Sultaniye Medresesi)'ne müderris olarak atamıştır. Bu olayın II. Mehmed'in henüz on iki yaşında iken tahta çıktığı ilk saltanatı sırasında gerçekleştiği düşünülür.[1] Hocazâde Muslihuddin, Hayâlî Ahmed Efendi Alâeddin Arabî, Hatibzâde Muhyiddin, Molla Ayas, Kadızâde Molla Kâsım ve Muarrifzâde tanınmış öğrencilerinden bazılarıdır. Hızır Bey Bursa'dan sonra Edirne'deki Üç Şerefeli Cami Medresesi'nde ders vermiş ve Yanbolu kadılığı da yapmıştır.

İstanbul'un fethinden hemen sonra yeni başkente kadı olarak tayin edildi. İstanbul kadılığı sırasında adliye, belediye, emniyet ve imar hizmetlerinde önemli düzenlemelerde bulundu. Bu görevde iken öldü.

Naaşı kendisinin yaptırdığı Hacı Kadın Camii haziresinde yer bulunmadığı için kızı tarafından Voynuk Şucaeddin Camii haziresine defnettirilmiştir. Cami 1957'de yıktırılmış ancak haziresinin etrafı çevrilerek Unkapanı'nda İMÇ Blokları arasında bir avlu ortasında korunmuştur.[3]

Adı, İstanbul'un Kadıköy ilçesinde dolaylı olarak yaşamaktadır. İlçeye bu ad, Hızır Bey'e arpalık olarak tahsis edilmesi dolayısıyla verilmiştir.[4] İstanbul Unkapanı'nda da Hızır Bey'in adını taşıyan bir mahalle ve bir mescidinin olduğu bilinmektedir.[1]

Hızır Bey'in üç oğlu ve iki kızı olmuştur. Oğulları Yâkub Paşa, Müftü Ahmed Paşa ve Tazarru‘nâme (Yakarışlar Kitabı) adlı ünlü eserin sahibi Sinan Paşa dönemlerinin ünlü ilim adamları arasına girmiştir. Kızları Hacı Kadın ve Fahrünnisâ Hatun ise yardım severlikleriyle tanınmışlardır.[1]

Eserleri

  • El-Kasîdetü'n-Nûniyye. Eser, Cevâhiru'l-Akâid olarak da adlandırılır. Mâtürîdî anlayışa göre yazılmış, yüz beş beyitten oluşan Arapça bir manzumedir. Hızır Çelebi'nin en meşhur eseridir.
  • Ucâletü Leyleten ev Leyleteyni. Fatih'in isteği üzerine kaleme alınmış bir Arapça kasidedir. Kasîde-i Nûniyye' olarak da bilinir. Her iki kaside de nûniyye tarzında yazıldığı ve bu isimle anıldığı için bazen karıştırılmışlardır.
  • Metâliu'l-Envâr Tercümesi. Kadı Sirâceddin el-Urmevî'ye ait bir mantık kitabı olan Metâliu'l-Envar'ı Farsça tercümesidir. Fatih'in emri ile tercüm edilmiştir.[5]
  • Tefsîr-i Yasin-i Şerif. Yasin Suresi'nin Türkçe tefsiridir.
  • Kasîde-i Taiyye. Müstezat tarzında kaleme alınan bir kasidedir.
  • Havaşi alâ Haşiyeti'l-Keşşaf ve li'l-Teftazanî.
  • Hâşiye alâ Şerhi'l-Tecrîdi'l-Akâid.
  • Tuhfe-i Sultan Murad Han. Fatih'in babası II. Murad'a ithaf edilen Farsça bir risaledir.

Bu eserlerin dışında Hızır Bey'in dağınık halde bulunan Türkçe ve Farsça şiirleri vardır.[5]

Kaynakça

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.