En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları
Ateşten Gömlek
Halide Edib Adıvar tarafından yazılan roman Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Remove ads
Ateşten Gömlek, Halide Edip Adıvar'ın savaş sırasında yaşanan bir aşk öyküsünü konu edinen ve 1922 yılında Kurtuluş Savaşı devam ederken tefrika edilmiş olan romanı.
Remove ads
Roman, savaşta iki bacağını kaybeden ve kafasından vurulan Peyami'nin hastanede yazdığı hatıralarından oluşur. Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı üzerine yazılan ilk romandır.
Savaş sırasında İkdam gazetesinde tefrika edilmiş; savaş bittikten sonra 1923 yılında Teşebbüs Matbaası'nda kitap olarak basılmıştır.[1][2] Eser, Vurun Kahpeye, Ankara, Yaban gibi romanları içeren "Kurtuluş Savaşı anlatıları" türünün kurucu metni kabul edilir.[3]
Bu romanla birlikte "ateşten gömlek" sözü, Türk edebiyatında vatan aşkını çağrıştıran özel bir ifade kalıbı haline gelmiştir.[2]
Remove ads
Romanın adı
"Ateşten Gömlek", Yakup Kadri’nin kendi yazacağı bir romana koymayı düşündüğü bir addır. Yakup Kadri bu düşüncesini, her ikisi de cephedeyken sohbet sırasında Halide Edip’le paylaşmıştı. Halide Edip,"Ben de bir 'Ateşten Gömlek' yazacağım." diyerek ona takıldı.[4] Halide Hanım Sakarya Savaşı'ndan sonra Ankara'ya döndüğünde bir roman yazmaya başladı ve romanına, en uygun isim olarak gördüğü 'Ateşten Gömlek' adını koydu.
Halide Edip, romanın başında bir açık mektup yayımlayarak Yakup Kadri'ye bu metafor için hem teşekkür etmiş hem de af dilemiştir.[4] Yakup Kadri, Halide Edip'in bu romanı yazmasından sonra Ateşten Gömlek adında başka bir roman yazmamış; Kurtuluş Savaşı'nın çeşitli yönlerini Sodeom ve Gomore (1928), Yaban (1932) ve Ankara (1934) adlı romanlarında işlemiştir.
Remove ads
Konu
Özetle
Bakış açısı
Roman,Sakarya savaşında bacaklarını kaybetmiş ve kafasından vurulan fakat yaşamına devam eden Peyami’nin Cebeci Hastanesinde hatıra defterine yazdıklarını anlatır.
Zengin bir ailede hariciye memurluğu yapan ve Şişli'de annesi ile oturan Peyami ile evlendirilmek için İzmir'den Ayşe adında bir kız uygun görülür. Bu evliliği istemeyen Peyami Avrupa’ya kaçar. Buna karşın Ayşe gururuna yediremeyerek Peyami ile değil İstanbul'da akrabası olan Mukbil Bey ile evlenir. Hasan adında çocukları olur ve Peyami İstanbul'a geri gelir.
Peyami’nin annesi Salime Hanım kadınlara söz geçiren biridir. İngiliz himayesine girince ülkenin kurtulacağına inanır... Peyami’nin evine ara sıra kalmaya gelen Cemal ise askerdir. Cemal ile vakit geçiren Peyami deki ilk değişim Harbiye nezaretinin akınlarındaki patlayan silahlar olur. Orada binbaşı ihsan ile karşılaşırlar. Üçlü dost olup beraber vakit geçirirler.
İzmir'in işgali sırasında Mukbil Bey ve Hasan şehit olur. Ayşe de sol kolundan yaralanır. Bunun üzerine İstanbul'a gelir ve Peyamilerin evine sığınır. Cemal, İhsan ve Peyami, Ayşe'yi karşılamaya giderler ve İhsan Ayşe'ye ilk görüşte aşık olur.
İzmir'in işgali İstanbul halkı tarafından protesto ve mitingler ile karşılanır. Peyami, Ayşe ve ihsan Sultanahmet mitingine giderler Ayşe'nin duygulanıp ağladığı sırada Peyami içten içe İzmir'in kızına yanmaya başlar.
Salime Hanım'ın İngiliz himayesine girme yanlısı düşüncelerini dile getirdiği röportaj sırasında Ayşe de bu düşünceye sesli bir şekilde karşı çıkar ve Salime Hanım artık Ayşe'yi ülkenin tehdidi olarak görür. Buna karşılık Ayşe evi terk ederek Gedikpaşa'da 2 odalı bir ev tutar. İzmir'den kalan parasını harcamaz ve geçimini öğrencilere ders vererek veya oya yaparak sağlar.
Bu sıra İstanbul'da işgal edilir ve ülke yangın yerine döner. Cemal ve İhsan milli mücadeleye yardım için Anadolu'da görev alırlar. Peyami bir süre hastalığa yakalanır ve atlattıktan sonra Ayşe ile Anadolu'ya doğru yola çıkarlar, işgalcilerden korumak için köylü kılığına girerler. Sonunda Kocaeli'nin bir Köyünde ihsan ile buluşurlar ve kuvayimilliye güçlerine katılırlar. Adapazarı çevresinde milli mücadeleye isyan eden halkı susturulur.
Ayşe hemşirelik yaparak milli mücadeleye yardım ederken, Peyami, Ayşe'nin beğenisini kazanmak için milli mücadeleye katılmak üzere Mehmet Çavuş’tan silah dersleri alır. Eskişehir'de tüm ailesi şehit edildiği için işgalcilere nefret duyan Kezban ile karşılaşırlar.
Kezban İhsana aşıktır ve bu yüzden onlarla gitmek ister fakat İhsan izin vermez. Kezban’a tutulan Mehmet Çavuş Peyami’yi yaralayarak Kezban’ı kaçırır ve karşı tarafa geçer. Konya'da isyancıları bastırmak için görevlendirilen ihsan ve Peyami’ye, Mehmet çavuş tarafından pusu kurulur. Kezban sayesinde kurtulan İhsan, Mehmet Çavuş'u astırır ve Kezban’ı bir daha kimse göremez. Sadece çayın yanında eşyaları bulunur...
Ayşe Eskişehir'de hemşirelik yapar. Alay kumandanı ise mücadele içerisindedir. Peyami ise Ankara'da tercümanlık yapar. Bir süre sonra Peyami ise İhsan'ın birliğine atanır. İhsan bir gece Peyami’ye aşkını anlatmaya başlar.
İhsan İkinci İnönü savaşından sonra ağır yaralanır ve onunla Ayşe ilgilenir. Ayşe ve İhsan bir akşam sohbet ederlerken İhsan aşkını itiraf eder. Ayşe ise bu durumu anlamlandıramaz, şaşırır ve odayı terk eder. Ayşe ile artık görüşemeyen ihsan intihar etmeye meyledince Ayşe geri döner. Ankara'ya geçen İhsan akrabaları tarafından amca kızı gibi evlendirilmek istenir. Fakat İhsan Ayşe’ye vurgundur. Trene binmeden önce Peyami’nin amca kızını öptüğünü gören Ayşe, yüreğine kilit vurur ve artık sevdasını yalnızca vatanına adar.
İhsan Sakarya savaşında vurulur ve Peyami’nin kollarında şehit olur. Ayşe ise haberi alınca ön cepheye doğru koşarken, bir top mermisi yüzünden şehit olur. Peyami ikisini de Gökçepınar’da yan yana defnettirir. Peyami, Ayşe'ye verdiği söz ile ilk İzmir'e giren kişi olmayı aklına koymuştur ve cepheye geri döner. O sırada top mermisi yüzünden bacaklarını kaybeder.
Peyami hatıra defterine son satırlarını yazdıktan sonra ameliyata girer fakat ameliyat masasından kalkamaz. En sonda ise aslında Ayşe ve İhsan karakterlerinin, Peyami’nin beyninde bulunan kurşun sonucu hayal ürünü olduğu anlaşılır.
Remove ads
Uyarlamaları
Roman, ilk defa 1923 yılında sinemaya uyarlandı. Kemal Film tarafından Muhsin Ertuğrul yönetmenliğinde çekilen film, henüz işgal altında olan İstanbul'da gösterime girdiğinde olağanüstü coşkulu bir hava yarattı [5] Ateşten Gömlek ikinci defa Vedat Örfi Bengü tarafından 1950'de sinemaya uyarlandı. Günümüzde her iki filmin kayıtları da mevcut değildir.[6]
Roman, 1987 yılında Ateşten Günler adıyla dört bölümlük dizi olarak TRT tarafından televizyona uyarlandı.
Ayrıca radyo tiyatrosuna uyarlandı. Çeşitli yerlerde tiyatro oyunu olarak sahnelendi.
Kaynakça
Wikiwand - on
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Remove ads