Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Amerika Birleşik Devletleri'nde ölüm cezası, ülke genelinde federal düzeyde, 27 eyalette ve Amerikan Samoası'nda yasal bir cezadır.[1] Ayrıca bazı askeri suçlar için de yasal bir cezadır. İdam cezası, 23 eyalette ve federal başkent Washington, D.C.'de kaldırılmıştır.[2] Genellikle ağırlaştırılmış cinayet gibi sadece en ciddi suçlar için uygulanmaktadır. Her ne kadar 27 eyalette yasal bir ceza olsa da, 20 eyalet ölüm cezalarını infaz etme yetkisine sahiptir, diğer yedi eyalet ve federal hükûmet ise farklı moratoryum türlerine tabidir. Amerika Birleşik Devletleri'nde idam cezasının varlığı erken sömürge dönemi Virginia'sına kadar uzanmaktadır.[3] Japonya, Singapur ve Tayvan ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri dört gelişmiş demokrasiden biri ve ölüm cezasını düzenli olarak uygulayan tek Batı ülkesidir.[4][5][6][7][8] Dünya çapında bu cezayı uygulayan 54 ülkeden biridir ve o zamandan bu yana beş ülke tarafından daha benimsenen bir infaz yöntemi olarak zehirli iğneyi ilk geliştiren ülkedir.[9] Filipinler o zamandan beri infazları kaldırdı ve Guatemala da bunu sivil suçlar için yaptı. Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, idamdan önce hükümlülere sakinleştirici verilmesi yaygın bir uygulamadır.[10][11][12]
Amerika Birleşik Devletleri'nde 1967 ile 1977 yılları arasında hiç infaz yapılmadı. 1972 yılında Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi, Furman v. Georgia davasında idam cezası kanunlarını iptal ederek o dönemde bekleyen tüm idam cezalarını ömür boyu hapse indirdi.[13] Bunun ardından eyaletlerin çoğunluğu yeni idam cezası yasaları çıkardı ve mahkeme 1976 tarihli Gregg v. Georgia davasında uygulamanın yasallığını teyit etti. O tarihten bu yana 8.700'den fazla sanık ölüm cezasına çarptırıldı; bunlardan 1.550'den fazlası infaz edildi.[14][15] 1972'den bu yana idam cezasına çarptırılan en az 190 kişi, yaklaşık %2,2'si veya 46'da biri olmak üzere, bu cezadan aklandı.[16][17] 13 Nisan 2022 itibarıyla, yaklaşık 2.400 ila 2.500 hükümlü hala idam sırasındadır.[18]
Trump yönetiminin Adalet Bakanlığı, 2019 yılında federal suçlar için infazlara yeniden başlamayı planladığını açıkladı. 14 Temmuz 2020 tarihinde Daniel Lewis Lee, 2003 yılından bu yana federal hükûmet tarafından idam edilen ilk mahkûm oldu.[19] Ekim 2023 itibarıyla federal idam koğuşunda 43 mahkûm bulunmaktadır.[20] Temmuz 2020'de federal infazların yeniden başlamasından bu yana on üç federal idam mahkûmu infaz edildi. Son ve en yeni federal infaz 16 Ocak 2021'de infaz edilen Dustin Higgs'e aitti. Higgs'in infazı aynı zamanda Donald Trump'ın başkanlığı dönemindeki son infaz oldu.[21] 1 Temmuz 2021'de Başsavcı Merrick Garland, federal ölüm cezasına ilişkin moratoryumun yeniden yürürlüğe konulduğunu açıkladı.[22]
İngiliz Kuzey Amerikan kolonilerinde kayda geçen ilk ölüm cezası, 1608 yılında Jamestown Kolonisi'nde İspanya hükûmeti için casusluk yaptığı iddiası[23] ile Kaptan George Kendall'ın[24] infaz mangası ile[25] idamıdır.
Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında İngiliz Binbaşı John André, casusluk suçundan hüküm giydikten sonra 2 Ekim 1780'de Tappan, New York'ta Kıta Ordusu tarafından asılarak idam edilmiştir.
M. Watt Espy ve John Ortiz Smykla tarafından düzenlenen Espy belgesine (The Espy file)[26] göre 1608 ve 1991 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri ve selefi kolonilerde 15,269 kişi idam edilmiştir. 1930'dan 2002'ye kadar ABD'de 4,661 idam gerçekleştirilmiş ve bunların yaklaşık üçte ikisi ilk 20 yıl içerisinde infaz edilmiştir.[27] Buna ek olarak Amerika Birleşik Devletleri Ordusu 1916 ile 1955 yılları arasında 135 askeri idam etmiştir.[28][29][30]
ABD tarihinde tek seferde infaz edilen en fazla ölüm cezası 1862 Dakota Savaşı'nda insan öldürme ve tecavüz suçlarından hüküm giyen 38 Kızılderili asıllı Amerikalının idamıdır. Hükümlüler 26 Aralık 1862'de Mankato, Minnesota'da aynı anda idam edilmişlerdir. Dört taraftan halatlarla tutulan geniş bir platform üzerinde duran hükümlüler platformu tutan halatın kesilmesi ile asılarak idam edilmişlerdir. Fakat bir hükümlünün boynundaki ip kopmuş ve yeniden asılarak idam edilmiştir.[31] ABD tarihinin ikinci büyük toplu idamı da asma yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. 1917 Houston İsyanı'nda yer alan 13 Afrika asıllı Amerikalı asker bu fiilleri nedeniyle idam edilmiştir. Askeri nedenlerle olmayan en büyük toplu idam ise 1723'te orijinal 13 koloniden birisinde 26 hükümlü korsanın Admiralty Court emriyle Newport, Rhode Island'da asılması ile gerçekleşmiştir.[32]
Bazı eyaletlerde ölüm cezası hiç var olmamıştır. Bu eyaletlerden ilki birliğe girdikten kısa bir süre sonra bu cezayı kaldıran Michigan'dır. (Fakat ABD hükûmeti 1938 yılında Milan, Michigan Federal Islah Kurumunda Tony Chebatoris'i idam etmiştir.) Michigan'ın dördüncü Anayasası'nın (1963'te kabul edildi, 1964'te yürülüğe girdi.) 4. maddesinin 46. fıkrası ölüm cezasını içeren herhangi bir yasanın kabulünü yasaklamaktadır. Söz konusu hükmü değiştirme çalışmaları yapılsa da sonuç alınamamıştır. 2004 yapılan ve bazı durumlarda ölüm cezasına izin veren anayasa değişikliği teklifi parlamentodan geçememiş ve Kasım ayında yapılacak olan referandumda yer almamıştır.[33] Yasa için başlatılan halk girişimi de yeterli çoğunluğa ulaşamamıştır.[34]
En yeni iki eyalet olan Alaska ve Hawaii birlik kurulmadan önce ölüm cezası uygulamasını terk etmiştir. Fakat Alaska bölge olduğu dönemde (1900-1959) sekiz kişiyi idam etmiştir.[35]
[[|küçükresim|
]]
Wisconsin (bir kişinin idam edildiği tek eyalet), Rhode Island (sonradan yeniden ölüm cezası getirilse de uygulanmamış ve tekrar kaldırılmıştır.), Maine, North Dakota, Minnesota, West Virginia, Iowa ve Vermont eyaletleri uzun süredir ölüm cezasının uygulanmadığı eyaletlerdendir. Washington'da da 1957 yılından beri ölüm cezası uygulanmamaktadır. Oregon ise 1964 yılında gerçekleştirdiği halk oylaması sonucunda ölüm cezasını kaldırmıştır.[36] Fakat 1984'te gerçekleştirilen halk oylaması ile tekrar ölüm cezası kabul edilse de mahkeme kararları sonucunda uygulamaya geçilmemiştir.
District of Columbia ve 19 diğer eyalette ölüm cezasının uygulanmasına imkân tanıyan bir kanun bulunmamaktadır.
Notlar:
New Mexico'da yürürlükten kaldırmadan önce cezası kesinleşen iki hükümlünün idam edilmesi mümkündür. Connecticut'da da yürürlükten kaldırmadan önce suçu sabit olan on bir hükümlü idam edilebilir. Illinois'de ise ölüm cezasını kaldıran yasa 1 Temmuz 2011'de yürülüğe gireceğinden ölüm sırasında bulunan hükümlüler normal hapishane hücrelerine transfer edilmişlerdir.[37] Maryland'de de New Mexico ve Connecticut'da olduğu gibi ölüm cezasını yürürlükten kaldıran hüküm geçmişe etkili değildir. Ancak Vali Martin O'Malley, yasa kapsamına girmeyen dört hükümlünün cezasını Ocak 2015'te şartlı tahliyesiz ömür boyu hapse çevirmiştir.Şablon:Update inline
Yukarıdaki eyaletlerden sadece beş tanesi yasa ile ölüm cezasını yürürlükten kaldırmıştır. İki tanesi de yargı kararları ile de facto yürürlükten kaldırma yoluna gitmiştir. Geri kalan eyaletler ise ya ertleme kaldırılmadan ölüm cezası uygulamasını terk etmiş ya da mevcut kanunları ölüm cezasının yeniden uygulanmasına imkân tanımamıştır.
2007 yılında New Jersey, ölüm cezasının çağdaş sisteminde idamı kaldıran ilk eyalet olmuştur.[38] 2009'da New Mexico aynı yolu izlemiş (geçmişe etkili olarak kaldırmamıştır.), 2011'de de Illinois eyalete ölüm cezasını kaldırmıştır. (Vali, ölüm cezsı alan hükümlülerin cezalarını başka cezalara çevirmiştir.)[39][40][41] Ancak Teksas gibi ölüm sırasında bulunan hükümlülerin fazla olduğu ve düzenli olarak idamların gerçekleştirildiği[42][43] eyaletlerde ölüm cezasının yakın zamanda kaldırılması öngörülmemektedir.[44][45][46][47][48][49]
2008 yılında Nebraska'nın, 2004 yılında New York ve Kansas'ın, 1984 yılında da Massachusetts'in ölüm cezasına ilişkin kanunları eyalet mahkemelerince anayasaya aykırı bulundu. New York ve Massachusetts'de ölüm sırası uygulamasına son verildi. Dört eyaletten sadece Nebraska'da Yüce Mahkeme'nin ölüm cezasının anayasaya uygunluğuna hükmettiği 1976 tarihli kararına dayanılarak idam uygulamasına devam edilmiştir. New York ve Massachusetts'de ölüm cezasının geri getirilmesine ilişkin çalışmalar yürütülse de başarılı olamamıştır.[50][51] Kansas'ta ise Kansas Yüce Mahkemesi'nin ölüm cezasına ilişkin olan eyalet kanununu anayasaya aykırı bulduğu State v. Kleypas kararı temyiz edilmiş ve ABD Yüce Mahkemesi kararı bozarak ölüm cezası uygulamasını geri getirmiştir. New York 1860 yılında ölüm cezasını geçici olarak kaldırmıştı.[52] Nebraska, 1976 yılından beri hepsi 1990'lı yıllarda olmak üzere elektrikli sandalye yöntemiyle üç idam gerçekleştirmiştir. 8 Şubat 2008'den tarihinde elektrikli sandalye yöntemi Nebraska Yüce Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunsa da yeni bir kanunla zehirli iğne yöntemiyle idam yasal hale getirilmiştir.
5 Nisan 2012'de Connecticut Senatosu gelecekte işlenen suçlara ilişkin ölüm cezası verilmesini yasaklayan bir kanun teklifi kabul etmiştir. (20 karşı 16) Temsilciler Meclisi daha önce de benzer kanun tekliflerini kabul etmişti ancak senatoda kabulü gerçekleşmemişti. Teklif temsilciler meclisinde 11 Nisan'da 86'ya karşı 62 oyla kabul edilmiş, 25 Nisan'da da Vali Dan Malloy'un imzası ile yasalaşmıştır.[53][54] Connecticut son 50 yılda sadece bir kişiyi idam etmiştir. New Mexico'da olduğu gibi Connecticut'da çıkarılan yasa da geçmişe etkili değildir. Bu nedenle yasa çıkmadan önce ölüm sırasında olan 11 hükümlü idam edilecektir.
21 Şubat 2013'te Maryland'de ölüm cezası uygulamasını kaldıran kanun teklifi Senato Adli İşlemler Komisyonu'nda 6'ya karşı 5 oyla kabul edilmiş ve Senatodan da 6 Mart'ta 27'ye karşı 20 oyla geçmiştir. Temsilciler Meclisi Adli Komitesi 11 Mart'ta 14'e karşı 8 oyla teklifi kabul etmiş ve Meclisten de 82'ye karşı 56 oyla 15 Mart'ta geçmiştir. Vali Martin O'Malley'nin teklifi imzalayıp yasalaştırması ise 2 Mayıs 2013'te mümkün olmuştur. Maryland'de çıkarılan söz konusu yasa da geçmişe etkili değildir. Yürürlük tarihinden önce ölüm cezası alan hükümlülerin idamı gerçekleştirilecektir.
1976 yılından beri ölüm cezasına imkân veren yasaların uygulanmadığı yargı bölgeleri New Hampshire, Kansas ve ABD Ordusu'dur. Fakat söz konusu yerler kalabalık bir ölüm sırasına sahiptir.New Jersey'de ise 1976 yılından ölüm cezasının kaldırıldığı 2007 yılına kadar kimse idam edilmemiştir.
ABD'nin Puerto Rico bölgesinde ölüm cezası mevcut değildir. 1917 yılında ölüm cezalarına getirdikleri erteleme sonrasında son idam 1927 yılında gerçekleştirilmiştir. 1929 yılında ise Puerto Rico Yasama Meclisi ölüm cezası uygulamasına son vermiştir.[55]
Puerto Rico'nun anayasası açıkça ölüm cezasını yasaklamaktadır. "Ölüm cezası var olmamalıdır." hükmü ile anayasasında benzer bir hüküm bulunan Michigan haricinde ABD'nin tüm eyalet ve bölgelerinden ayrılmaktadır. (On bir eyalet ve District of Columbia kanunlarla ölüm cezasını kaldırmışlardır.) Ancak Puerto Rico'da işlenen bir suç federal hükûmetin yargı çevresine dahil olan bir yerde işlenmişse ölüm cezası verilebilmesi mümkündür.[56]
ABD'de ölüm cezası Yüce Mahkeme'nin Furman v. Georgia kararı sonrasında 1972'den 1976 yılına kadar uygulanmamıştır.[57] Furman öncesi gerçekleştirilen son idam 2 Haziran 1967'de Luis Monge'un idamıdır. Söz konusu davada mahkeme ölüm cezasını Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın Sekizinci Eki'nde yer alan zalim ve alışılmadık ceza verilmesi yasağına aykırı bularak ölüm cezasının anayasaya aykırılığına hükmetmiştir. Mahkeme ölüm cezasının tek başına (per se) anayasaya aykırılığına hükmetmemiştir.
Furman kararında Yüce Mahkeme birleştirilmiş bir grup dosyayı göz önüne alarak karar vermiştir. Ana davanın konusu Georgia'nın ölüm cezasına ilişkin kanunununda üniter yargılama prosedürü ile yani jurinin, sanığın suçlu veya masum bulunduğunu açıkladıktan hemen sonra sanık suçlu ise ölüm veya ömür boyu hapis cezasından hangisinin uygun gördüğünü belirttiği prosedürde ölüm cezasına çarptırılan bir kişi ile ilgiliydi.
Yüce Mahkeme, beşe karşı dört oy ile birleştirilmiş bütün dosyalardaki ölüm cezalarını anayasaya aykırı bulmuştur. Çoğunluktaki beş yargıç kararları konusunda ortak kanı veya gerekçe belirtmemiş ancak sonucu içeren kısa açıklamaya katılmışlardır. Byron White ve Potter Stewart, çeşitli davalarda ölüm cezasının tutarsız şekilde uygulanması konusunda genel kaygılarını belirtmişler fakat ölüm cezasına ilişkin anayasal bir kanun ihtimalini de göz ardı etmemişlerdir. Stewart ve William O. Douglas ise açıkça ölüm cezasının uygulanması konusunda oluşabilecek ırk ayrımcılığından endişe etmişlerdir. Thurgood Marshall ve William J. Brennan, Jr. Eighth Amendment'da yer alan zalim ve alışılmadık ceza yasağı ile ölüm cezasının yasaklandığı görüşünü ileri sürmüştür.
Furman sonrasında ölüm cezası uygulamasını kaldırmak yerine 37 eyalet White ve Stewart'ın kaygılarını göz önüne alarak ölüm cezasına ilişkin yeni kanunlar çıkarmışlardır. Bazı eyaletler ölüm cezasını insan öldürme suçunun belirli şekilleri ile sınırlayan kalıcı kanunlar çıkarmışlardır. White, bu şekilde bir düzenlemenin kendisinin Furman kararındaki anayasal kaygılarını giderdiğini ima etmiştir.
Diğer eyaletler jurinin takdir hakkını ölüm cezasına hükmetme yönünden kısıtlayan usuli sınırlamalar ile çift taraflı duruşma (bifurcated trial) ve hüküm usulerini kabul etmişlerdir. Mahkeme Woodson v. North Carolina[58] ve Roberts v. Louisiana[59] kararlarında Furman'a daha da açıklık getirerek eyaletlerin belirli bir insan öldürme şeklini (örneğin polis memurunu öldürmek) kesin ölüm cezası kabul edemeyeceğine hükmetmiştir.
Yargı çevresi | İdam Edilen [nb 1] |
Ölüm sırasındaki hükümlüler [nb 2] |
---|---|---|
Teksas | 526 | 276 |
Oklahoma | 112 | 49 |
Virginia | 110 | 8 |
Florida | 90 | 403 |
Missouri | 84 | 35 |
Georgia | 57 | 87 |
Alabama | 56 | 198 |
Ohio | 53 | 145 |
Kuzey Karolina | 43 | 158 |
Güney Karolina | 43 | 45 |
Arizona | 37 | 124 |
Louisiana | 28 | 85 |
Arkansas | 27 | 34 |
Mississippi | 21 | 48 |
Indiana | 20 | 14 |
Delaware | 16 | 17 |
Kaliforniya | 13 | 743 |
Illinois | 12 | 0[nb 3] |
Nevada | 12 | 77 |
Utah | 7 | 9 |
Tennessee | 6 | 73 |
Maryland | 5 | 4 |
Washington | 5 | 9 |
Federal Hükümet | 3 | 62 |
Idaho | 3 | 11 |
Kentucky | 3 | 35 |
Montana | 3 | 2 |
Nebraska | 3 | 11 |
Pensilvanya | 3 | 188 |
Güney Dakota | 3 | 3 |
Oregon | 2 | 36 |
Colorado | 1 | 3 |
Connecticut | 1 | 12 |
New Mexico | 1 | 2 |
Wyoming | 1 | 1 |
Kansas | 0 | 10 |
New Hampshire | 0 | 1 |
ABD ordusu | 0 | 6 |
Toplam[nb 4] | 1,410 | 3,019 |
Ölüm cezasına ilişkin düzenleme olmayan eyaletler: Alaska, Connecticut[nb 5], Hawaii, Illinois, Iowa, Maine, Maryland[nb 6], Michigan, Minnesota, New Jersey, New Mexico[nb 7], Kuzey Dakota, Rhode Island, Vermont, Batı Virginia, Wisconsin, Washington, DC, Guam, Northern Mariana Islands, Porto Riko, ve U.S. Virgin Islands.
Düzenlemenin anayasaya aykırı sayıldığı yerler: Massachusetts[nb 8] ve New York[nb 9]. Notlar:
|
Mahkeme, 1976 yılında Gregg v. Georgia[60] davasını Woodson ve Roberts ile eşzamanlı olarak karara bağlayarak ölüm cezalarına ilişkin davalarda uygulanan sanığın masum veya suçlu olduğuna karar verme ile cezanın miktarını belirleme aşamalarından oluşan çift taraflı usulü kaldırmıştır. İlk aşamada jüri sanığın masum olup olmadığına karar veriyor ve sanık masum ise ya da kasten insan öldürmeden suçlu bulunmamışsa ölüm cezasına karar verilmiyordu. İkinci celsede ise jüri kanunda belirtilen cezayı ağırlaştırıcı sebeplerin bulunup bulunmadığına ve cezayı hafifletici nedenlerin mevcut olup olmadığına karar veriyordu. Birçok yargı çevresinde nihai karar olarak ölüm cezası veya koşullu salıverilme imkânı bulunan ya da bulunmayan ömür boyu hapis cezasına karar verilirken ağırlaştırıcı ve hafifleştirici sebeplerin ağırlığına göre değerlendirme yapılmaktadır.
1977 yılında Yüce Mahkeme'nin Coker v. Georgia kararında öldürme dışında bir başka kişiye karşı işlenen suçlarda ölüm cezası verilmesinin uygun olmayacağını belirterek yetişkin bir kadına tecavüz edilmesi fiilinde ölüm cezası verilmesi yolunu kapatmıştır. Kararda belirtildiğine göre yetişkin bir kişiye tecavüz suçunun ölüm cezası ile cezalandırılması uygulaması ABD'de zamanla terk edilmiş ve kararın verildiği tarihte sadece Georgia Eyaleti'nde ve ABD Hükûmeti'nin yargı çevresinde bu tür suçlara ölüm cezası uygulanmaya devam edilmektedir. Ancak Coker kararı sadece yetişkin bir kişiye karşı bu suçun işlenmesi halinde ölüm cezasını yasakladığından üç eyalette yetişkin olmayan kişilere karşı tecavüz suçunun işlenmesi halinde ölüm cezası verilmesi uygulaması devam ettirilmiştir. 2008 yılında karara bağlanan Kennedy v. Louisiana ile yetişkin olmayan kişilere karşı tecavüz suçunun işlenmesi halinde de ölüm cezası verilmesi imkânı sona erdirilmiştir. Bu kararların sonucunda ABD'de ölüm cezasının uygulaması büyük ölçüde bir başka insana karşı gerçekleştirilen öldürme fiili ile sınırlandırılmıştır. Ancak halen mevcut bulunan insan kaçırmaya ilişkin federal yasa bunun istisnası kabul edilebilir. Çünkü eğer kaçırılan kişi herhangi bir sebeple, kaçıran kişi tarafından gerçekleştirilmese bile, kaçıran kişinin gözetimi altındayken ölürse ölüm cezası uygulanabilmektedir. Bununla birlikte Federal hükûmet; vatana ihanet, casusluk ve askeri yargı çevresinde gerçekleşen suçlar gibi eyalete karşı suçlarda ölüm cezası imkânını elinde bulundurmaktadır.
İdam uygulamaları Gary Gilmore'un 17 Ocak 1977'de idam mangası ile Utah'da idam edilmesi ile devam etmiştir. Fakat birden fazla habeas corpus doldurulması gibi adli işlemlerle idamlar yıllarca geciktirilebildiğinden idam uygulamaları oldukça yavaşlamıştır. 1970'li yıllarda ve 1980'lerin başında yüzlerce kişi ölüm cezası ile cezalandırılsa da tüm temyiz haklarından vazgeçen Gilmore dışında sadece 10 kişi 1984 yılına kadar idam edilmiştir.
Yüce Mahkeme ölüm cezasının uygulanması konusunda iki ana sınırlama getirmiştir. İlk sınırlama, 20 Haziran 2002'de karara bağlanan Atkins v. Virginia davasında yer aldığı üzere[61] Eighth Amendment'da yer alan zalim ve alışılmadık ceza verilmesine ilişkin yasak nedeniyle zihinsel engelli hükümlülerin idam edilemeyeceğine ilişkin karardır. Genellikle IQ seviyesi 70'in altında bulunan bir birey zihinsel engelli kabul edilmektedir. Bu karardan önceki dönemde 1984 ile 2002 yılları arasında 44 zihinsel engelli hükümlü ABD'de idam edilmiştir.[62]
Getirilen ikinci sınırlama Yüce Mahkeme'nin 2005 yılında karara bağladığı Roper v. Simmons davasında yer aldığı üzere[63] suçun işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan hükümlünün idam edilemeyeceğine ilişkin karardır.
New Mexico 17 Mart 2009'da ölüm cezasına ilişkin kanunu yürürlükten kaldırarak idamların devam ettiği 1976 yılından beri ölüm cezasını kaldıran (New Jersey'nin ardından) ikinci eyalet olmuştur. Vali Bill Richardson'ın imzaladığı kanun 1 Temmuz 2009'da yürürlüğe girmiş ve ölüm cezasını şartlı tahliye imkânı bulunmayan ömür boyu hapse çevirmiştir. Ancak kanun geçmişe etkili değildir. Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ölüm sırasında bulunan veya yürürlük tarihinden önce ölüm cezasını gerektiren suçlardan hüküm giyen hükümlülerin New Mexico'nun ölüm cezasına ilişkin mülga kanunu çerçevesinde idam edilmeleri mümkündür.[64] Connecticut ölüm cezasını 25 Nisan 2012'de kaldırmıştır. İlgili kanun mecliste 2009'da yılında kabul edilmiş fakat dönemin valisi M. Jodi Rell;[65] yasayı veto etmiştir. Kendisinden sonra göreve gelen Dan Malloy yasayı onaylayarak yürürlüğe girmesini sağlamıştır.[66] New Mexico'da olduğu gibi Connecticut'daki kanun da geçmişe etkili değildir. Ölüm sırasında bulunan 11 hükümlünün idamı mümkündür.
1996 tarihli Antiterörizm ve Etkili Ölüm Cezası Kanunu ile getirilen hızlandırılmış federal habeas corpus prosedürü muhtemelen idamların sıklaşmasında etkili olmuştur. 1976 yılında uygulamanın yeniden getirilmesinin ardından neredeyse sadece eyaletlerde 1386 idam gerçekleşmiş ve bu kişilerin çoğunluğu 1990 sonrasında idam edilmiştir. Teksas modern dönem idamlarının neredeyse üçte birini gerçekleştirmiş[42][43] ve idam konusunda ikinci sırada olan Oklahoma'ya göre neredeyse 4 kat daha fazla kişiyi idam etmiştir. Kaliforniya ise en fazla ölüm sırasında bulunan mahkûma sahip olup söz konusu sıraya göre görece daha az idam gerçekleştirmiştir. Yargı çevrelerini göre idam sayısı ve ölüm sırasındaki mahkûm miktarı için tabloya bakınız.
Furman kararından yıllar sonra savcılığın takdir yetkisinin hükmü takdir yetkisi ile yer değiştirip değiştirmediği konusunda sorular ortaya çıkmıştır. Pepperdine Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin, Temple Law Review'da yayınlanan Unpredictable Doom and Lethal Injustice: An Argument for Greater Transparency in Death Penalty Decisions başlıklı çalışmasında farklı eyaletlerdeki savcılıkların karar mekanizmaları incelenmiştir. Çalışmaya göre savcılıkların ölüm cezasına başvuru kararlarını bulundukları bölgenin yapısal özellikleri etkilemektedir. Bunun anlamı Yüce Mahkeme'nin yol gösterici kararlarının ruhuna uygun hareket edilmediğidir. Bunun sonucu da Yüce Mahkeme'nin engellemeye çalıştığı çeşitli adaletsiz durumların ölüm cezası davalarını hala etkileyebileceğidir. Savcılığın geniş takdir yetkisi aşırı geniş kriterler nedeniyle varlığını deva ettirmektedir. Örneğin California hukukunda önceden planlanan insan öldürme suçlarının neredeyse tümünü potansiyel ölüm cezasına ilişkin dava haline getiren 22 özel durum vardır. Ölüm cezasının bulunduğu 32 eyaletin her birinde ölüm cezasına imkân tanıyan çok çeşitli sayıda ve türde ölüm cezasını belirleyici durum vardır. Bu durumların sayısı California'da 34 iken Colorado ve Delaware de 22; Texas, Nebraska, Georgia ise Montana'da ise 12'dir. Söz konusu çalışmanın yazarları eyalet usulü ile 1995 yılındaki protokol ile ABD'de Adalet Bakanlığı'nın getirdiği federal sistemde iyileştirmeler yapılmasını önermektedir.[67] Ölüm cezasına konu olan suçlar yargı çevresine göre değişmektedir. Ölüm cezası uygulanan tüm yargı çevreleri insan öldürmenin en üst derecesini ölüm cezası ile cezalandırdığı halde çoğu eyaletlerde ayrıca insan öldürmenin nitelikli hallerinin varlığı da aranmaktadır. Vatana ihanet dışında Arkansas, California, Georgia, Louisiana, Mississippi ve Missouri eyaletlerine ihanet de ölüm cezasının mümkün olduğu suçlardandır.[68]
Ölüm cezasını mümkün kılan diğer suçlar ise: kitle imha silahı kullanımı sonucu ölüme sebebiyet vermek; casusluk, terörizm ve Cenevre Konvensiyonu'nu ihlal eden bazı davranışlar sonucunda bir ya da daha fazla insanın ölümünü sebebiyet verme, federal seviyede vatana ihanet; Louisiana, Florida,[69] ve Oklahoma'da cinsel dokunulmazlığa karşı suçların nitelikli halleri; Oklahoma'da zor kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; Georgia, Idaho, Kentucky ve Güney Karolina'da kişiyi hürriyetinden yoksun kılmanın nitelikli halleri; Alabama ve Mississippi'de uçak kaçırma; Colorado'da firar eden ölüm cezası mahkûmunun gerçekleştirdiği saldırılar; Georgia'da silahlı soygun; Florida'da uyuşturucu kaçakçılığı sonucu kişinin ölümüne sebebiyet verme;[70] Kaliforniya, Colorado, Idaho ve Nebraska'da tren kazasına sebep olup kişinin ölümüne neden olmak ve yalan beyan sonucunda kişinin ölümüne sebep olmaktır.[68][71][72]
Bunlara ek olarak Uniform Code of Military Justice savaş halinde işlenen firar, isyan etme, casusluk, komutan subaya saldırı ve düşman karşısında kötü yönetim gibi suçlarda ölüm cezası verilmesine olanak tanımaktadır. Uygulamada ise 4 Eylül 1964 yılında James Coburn'ün hırsızlık suçundan Alabama'da idamı istisna olmak üzere kimse insan öldürme ya da insan öldürmek için anlaşmak suçları dışında idam edilmemiştir.[73]
1972'den önce, diğer suçlar yanında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma 35, vatana ihanet 26, demiryolu aracına kaza yaptırmak 15, patlayıcı madde hazırlama 7, kundaklama ve hırsızık 4, silahlı soygun 5 ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarına iki eyalette ölüm cezası verilmesi imkânı bulunmaktaydı.[74] Buna ek olarak ölüm cezasına ilişkin bazı olağandışı düzenlemeler; örneğin ölüye saygısızlık (Georgia), bir kadını evlenmeye zorlamak (Arkansas) şiddet suçu işlemek için makineli silah kullanmak ve bunu kullanmak (Virginia) fiillerine de ölüm cezası verilmesini öngörüyordu.[75][76]
25 Haziran 2008'de Kennedy v. Louisiana kararında Yüce Mahkeme, Louisiana'nın çocukların cinsel istismarı suçuna ölüm cezasını öngören kararını "kasten insan öldürme suçu ile öldürme fiili dışında bir kişiye karşı işlenen suçlar arasında farklılık vardır." diyerek bozmuştur.[77] Mahkeme ayrıca bir kişiye karşı işlenen (eyalete karşı işlenen vatana ihanet ve casusluk gibi suçlar dışında) ve mağdurun hayatını sona erdirmeyen suçların ölüm cezası ile cezalandırılamayacağına hükmetmiştir.[78]
Ekim 2008 itibarıyla insan öldürme suçu dışında hüküm giyip ölüm sırasında bulunan sadece bir hükümlü bulunmaktadır. Demarcus Sears, Georgia'da 1986 yılında hüküm giydiği hürriyetinden yoksun kılma sonucunda fiziksel yaralanmaya neden olma suçundan halen ölüm sırasındadır. Suçun mağduru Ann Wilbur'u Georgia'da kaçırıp yaralamış, Tenessee'de tecavüz etmiş ve Kentucky'de öldürmüştür. Ancak juri tarafından hürriyetinden yoksun kılma sonucunda fiziksel yaralanmaya neden olma suçundan ölüm cezasına çarptırılmıştır.[79][80]
Bazı hükümlüler idam edildikten sonra ölüm sonrası affa konu olmaktadır. Örneğin köle ayaklanmasının ölüm cezası ile cezalandırıldığı dönemde idam edilen hükümlüler ölümlerinden sonra aftan yararlandırılmışlardır.
Kongre, 1988 tarihli Drug Kingpin Act ve 1994 tarihli Federal Death penalty Act ile Yüce Mahkeme kararlarına muhalif davranarak her zaman bir başkasının ölümünü gerektirmeyen yaklaşık 50 suçu ölüm cezası ile cezalandırılabilir hale getirmiştir. Başkasının ölümünü gerektirmeyen suçlara örnek olarak vatana ihanet, casusluk ve ileri düzeyde uyuşturucu kaçakçılığı suçları gösterilebilir. Günümüze dek hiç kimse söz konusu suçlardan ölüm cezası almadığından Yüce Mahkeme bu konunun anayasaya uygunluğunu değerlendirmiş değildir.[81][82]
İnsan öldürme dışındaki suçlardan dolayı gerçekleştirilen son idamlar şu şekildedir:
Suç | Hükümlü | Tarih | yer | Yargı Çevresi |
---|---|---|---|---|
Firar eden köleye yardım | Starling Carlton | 1859 | South Carolina | Eyalet |
Kundaklama | George Hughes, George Smith ve Asbury Hughes[83] | 1 Ağustos 1884 | Alabama | Eyalet |
Hırsızlık | Frank Bass[84][85] | 8 Ağustos 1941 | Alabama | Eyalet |
Saldırı | Rudolph Wright[86] | 11 Ocak 1962 | California | Eyalet |
Çocuğun nesebini saklama | Hannah Piggen[87] | 1785 | Massachusetts | Eyalet |
İnsan öldürmek için anlaşma | Beş isimsiz Yuki erkeği | 21 Temmuz 1863 | California[88] | Eyalet |
Sahtecilik | Thomas Davis[89] | 11 Ekim 1822 | Alabama | Eyalet |
Askerden kaçma | Eddie Slovik | 31 Ocak 1945 | Sainte-Marie-aux-Mines, Fransa (İnfaz mangası).[90] | Federal (Amerika Birleşik Devletleri Ordusu) |
Casusluk | Ethel ve Julius Rosenberg | 19 Haziran 1953 | New York | Federal |
Kalpazanlık | İsmi bilinmiyor | 6 Mart 1940 | South Carolina | Eyalet |
At hırsızlığı | Theodore Velenquez | 30 Ocak 1852 | California[91] | Eyalet |
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma | Billy Monk[92] | 21 Ekim 1960 | California | Eyalet |
Korsanlık (Köle Ticareti) | Nathaniel Gordon | 21 Şubat 1862 | New York | Federal |
Cinsel saldırı | Ronald Wolfe[93] | 8 Mayıs 1964 | Missouri | Eyalet |
Soygun | James Coburn | 4 Eylül 1964 | Alabama | Eyalet |
Köle ayaklanması | Caesar, Sam ve Sanford (köleler) | 19 Ekim 1860 | Alabama | Eyalet |
Hırsızlık | Jake (köle) | 3 Aralık 1855 | Alabama | Eyalet |
Tren Soygunu | Black Jack Ketchum | 26 Nisan 1901 | New Mexico | Federal (New Mexico Bölgesi) |
Vatana ihanet | John Conn | 1862 | Texas | Konfedere |
Homoseksüellik/oğlancılık/bestiyalite | Joseph Ross | 20 Şubat 1785 | Pensilvanya | Eyalet |
Cadılık | Manuel[94] | 15 Haziran 1779 | Illinois Country (present-day Illinois) | Bölgesel |
ABD'de ölüm cezasının hukuki yönü karmaşıktır. Genellikle dört önemli aşamadan oluşur: (1) Hüküm giyme, (2) doğrudan inceleme, (3) eyalet ek incelemesi ve (4) federal habeas corpus. Son zamanlarda daha sınırlı ve son aşama olan beşinci aşama -Section 1983 itirazı- önemini artırmıştır.[95] (Yargı çevresindeki Vali veya Başkan'ın tek taraflı olarak ölüm cezasını başka cezaya çevirebildiği veya kaldırabildiği özel af ya da af, yargı yetkisi değil yürütme yetkisi kapsamındadır.[96]) 1995-1996 yıllarında 309 yeni hüküm ile ölüm cezası tavan yapmıştır. 2010'da ise 104 hükümlü hakkında ölüm cezası verilerek 1973 yılından beri (44 hüküm) en az ölüm cezasına hükmedilen yıl olmuştur.[97]
Sanık hakkında yargılama aşamasında ölüm cezasına hükmedilirse dosya doğrudan incelemeye gider.[98] Doğrudan inceleme prosedürü tipik bir temyiz aşamasıdır. İstinaf mahkemesi duruşma sırasında sunulan delilleri ve ilk derece mahkemesinin uyguladığı hukuku inceleyerek kararın hukuki olup olmadığına karar verir.[99] Ölüm cezasının doğrudan incelemesi üç şekilde sonuçlanabilir. Eğer istinaf mahkemesi mahkemenin kararında hukuka aykırılık görmezse kararı onaylar veya bozmaz.[98] Eğer istinaf mahkemesi önemli bir hukuki yanlışlığı tespit ederse kararı bozar ya da hükmü hükümsüz bırakarak ölüm cezasına ilişkin yeni bir duruşma talep eder.[100] Son olarak nadir de olsa eğer istinaf mahkemesi makul bir jurinin sanığı ölüm cezasına ehil görmeceğine karar verirse sanığın beraatine veya ölüm cezası aldığı olayda suçsuz olduğuna hükmeder ve sanığa uygun olan ölüm cezası dışında başka ağır bir ceza ile cezalandırılmasına karar verir.[100] Hükümlülerin yaklaşık %60'ı doğrudan inceleme prosedürünü eksiksiz atlatmaktadır.[101]
Bazen ölüm cezası doğrudan incelemede onaylandığında kesin olduğuna hükmedilir. Yine de karara karşı temyizden daha az bilinen ek yöntemlerle karşı çıkılabilir. Söz konusu ek yasal yollar, kesinleşecek hükme karşı ek inceleme olarak kabul edilmektedir.[102] Eyalet düzeyindeki duruşmada ölüm cezasından hüküm giyen hükümlü için ek incelemenin ilk aşaması eyalet ek incelemesidir. (Eğer hüküm federal ölüm cezası ise doğrudan incelemeden sonra federal habeas corpus aşamasına geçilmektedir.) Her eyalet ek inceleme şekillerine sahip olsa da prosedür eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.[103] Genel olarak söz konusu ek işlemlerin amacı hükümlünün duruşma veya doğrudan inceleme aşamasında ileri süremediği iddialar ile hükme karşı koymasını önlemektir.[104] Genellikle bu iddialar müdafiin etkisiz desteği gibi mahkemenin asıl dava dışında yeni delilleri değerlendirmesini gerekli kılan, mahkemelerin olağan temyiz yolunda incelemediği iddialardır. Eyalet ek incelemesi, sonraki aşama olan federal habeas corpus'un kapsamını belirleyen önemli bir aşama olmasına rağmen nadir olarak başarıya ulaşmaktadır. Ölüm cezasına ilişkin hükümlerin sadece yaklaşık %6'sı eyalet ek incelemesinde bozulmaktadır.[105] 2010 yılında 53 hükümlünün ölüm cezası temyiz veya üst mahkemenin bozma kararı sonucunda hükümsüz kalmıştır.[97]
Eyalet ek incelemesinde ölüm cezası onaylandıktan sonra hükümlü, federal mahkemelerde görülen özel bir dava türü olan federal habeas corpus yoluna başvurabilir. Ek değerlendirmenin bir türü olan federal habeas corpus, eyalet hükümlülerinin federal mahkemede ölüm kararına karşı başvurabilecekleri tek yoldur. (doğrudan inceleme ve eyalet ek incelemesinden sonra Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi'ne yapabilecekleri temyiz başvurusu dışında) Federal habeas corpus'un kapsamını, daha önceki uygulamanın kapsamını oldukça daraltan 1996 tarihli Antiterörizm ve Etkili Ölüm Cezası Kanunu belirlemektedir. Federal habeas corpusun amacı doğrudan inceleme ve eyalet ek incelemesi işlemlerinden sonra eyalet mahkemesinin hükümlünün federal anayasal haklarını koruma konusunda makul bir iş çıkarmış olmasını garanti altına almaktır. Hükümlüler federal habeas corpus prosedürünü ayrıca hüküm giydikleri suçu işlemediklerine ilişkin kanıt sunmak amacıyla da kullanabilirler. Bu işlem geçerli bir savunma olsa da masum olduğuna ilişkin deliller inandırıcı olmalıdır.[106]
Federal habeas corpus incelemesinin kapsamı teoride dar olsa da uygulamada önemlidir. Eric Freedman'a göre ölüm cezalarının %21'i federal habeas corpus aracılığıyla geri çevrilmiştir.[105]
Columbia Hukuk Fakültesi profesörlerinden James Liebman 1996 yılındaki çalışmasında ölüm cezasına ilişkin dosyalarda habeas corpus başvurularının hüküm giymeden dosyanın tamamlanmasına kadar olan sürecini incelediğinde 1978'den 1995'e kadar tüm ölüm cezası dosyalarında %40 başarı oranının bulunduğunu ortaya koymuştur."[107] Benzer bir çalışmada Ronald Tabak, ölüm sırasındaki hükümlüler ile ilgili habeas corpus başvurularının başarı oranını daha yüksek bulmuştur. Çalışmaya göre 1976 ila 1991 yılları arasında ölüm sırasındaki hükümlülerin habeas başvurularının %47'si kabul edilmiştir."[108] Farklılık maddi değildir, tanıma ilişkindir. Diğerleri habeas corpus incelemesi sonucu geri çevrilmeyen dosyaları esas alırken Freedam'ın istatistikleri geri çevrilen bütün ölüm cezası dosyalarını ele almaktadır.
Federal mahkeme kararı sonucunda ölüm cezasına hükmedilen hükümlüler hakkında da benzer bir prosedür mevcuttur.[109]
1996 tarihli Antiterörizm ve Etkili Ölüm Cezası Kanunu'nda belirtildiği üzere eyalet hükümlüsü normalde federal mahkemede sadece bir kez habeas corpus için dava açabilir. Eğer federal mahkeme habeas corpus davetiyesi çıkarmayı reddederse idam tarihi belirlenebilir. Ancak son zamanlarda hükümlüler federal davanın son basamağı olan, kişilere federal anayasal ve kanuni haklarını korumak amacıyla eyalet davacılarına karşı dava açma hakkı tanıyan 1871 tarihli Vatandaşlık Hakları Kanunu ile idamı erteleyebilmektedirler.
Uygulamada Section 1983 ölüm cezasına çarptırılan eyalet hükümlüleri ile sınırlıydı çünkü Yüce Mahkeme habeas corpus yolunun eyalet hükümlüsünün ölüm cezasına karşı başvurabileceği yegane araç olduğu görüşündeydi.[110] 2006 yılında Hill v. McDonough davasında ABD Yüce Mahkemesi, eyaletin idam metodunun Eighth Amendment'a aykırı şekilde zalim ve alışılmadık ceza olduğu gerekçesiyle section 1983 itirazına başvurulabileceğine hükmetmiştir. Teoride hükümlünün söz konusu itirazı ölüm cezasının kendisine değil, ölüm cezasının getiriliş şekline itirazdır. Bu nedenle Yüce Mahkeme Hill davasında habeas corpus yerine section 1983'ye dayanılarak dava açılabileceğine hükmetmiştir. Ancak Clarence Hill davasında görüldüğü üzere alt federal mahkemeler idam yöntemine ilişkin itirazları genellikle hükümlünün itirazı geç yaptığı ve idamı erteleme amacında olduğu gerekçesiyle reddetmektedir. Bununla birlikte Baze v. Rees davasında Mahkemenin pek çok eyalette uygulanan zehirli iğne ile infaz yöntemini anayasaya uygun bulan kararı Section 1983 itirazının başarıya ulaşma imkânını önemli ölçüde azaltmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi Penry v. Lynaugh davasında, Amerika Birleşik Devletleri Beşinci Bölge Temyiz Mahkemesi ise Bigby v. Dretke davasında ölüm cezalarına ilişkin davalarda jüri yönergesinde sanığın akıl sağlığına ilişkin hafifletici sebeplere yer verilmemesinin sanığın Eighth Amendment hakkına aykırı olduğuna hükmederek jürinin bağlantısız sorulara cevap verirken hafifletici sebepleri de göz önüne almaları konusunda bilgilendirilmeleri gerektiğini belirtmiştir. Bu karara göre jürinin hafifletici sebepleri değerlendirmesi için bu konuda jüriye açıklama yapılması şarttır.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.