Loading AI tools
film Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
81⁄2 (İtalyanca: İtalyanca: Otto e mezzo, yönetmenliğini Federico Fellini'nin, senaristliğini Fellini'yle beraber Tullio Pinelli, Ennio Flaiano ve Brunello Rondi'nin yaptığı 1963 yapımı İtalyan gerçeküstücü komedi-drama film. Marcello Mastroianni, bir bilimkurgu filmi çekmekle görevlendirildiği sırada bir ilham kriziyle mücadele eden ünlü İtalyan yönetmen Guido Anselmi karakterini canlandırır. Görüntü yönetmeni Gianni Di Venanzo tarafından siyah-beyaz çekilen filmin müzikleri Nino Rota, kostüm ve sahne tasarımları Piero Gherardi tarafından üstlenildi.
Yönetmen | Federico Fellini |
---|---|
Yapımcı | Angelo Rizzoli |
Senarist | Federico Fellini Ennio Flaiano Tullio Pinelli Brunello Rondi |
Hikâye (eser) | Federico Fellini Ennio Flaiano |
Oyuncular | Marcello Mastroianni Claudia Cardinale Anouk Aimée Sandra Milo Rossella Falk Barbara Steele |
Müzik | Nino Rota |
Görüntü yönetmeni | Gianni Di Venanzo |
Kurgu | Leo Cattozzo |
Stüdyo | Cineriz Francinex |
Dağıtıcı | Cineriz (İtalya) Columbia Pictures (Fransa) Embassy Pictures (ABD) |
Cinsi | Sinema filmi |
Renk | Siyah-beyaz |
Yapım yılı | 1963, İtalya |
Çıkış tarih(ler)i | 14 Şubat 1963 |
Süre | 138 dakika |
Ülke |
|
Dil | İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Almanca |
Hasılat | $3,5 milyon (kiralamalar)[2] |
81⁄2, En İyi Uluslararası Film ve En İyi Kostüm Tasarımı (siyah-beyaz) dallarında Akademi Ödülü kazandı. Avangart[3] ve önemli etkiler bırakmış bir klasik olarak kabul edilen film, 2002'de yönetmenlerce seçilen BFI Tüm Zamanların En İyi 50 Filmi listesinde üç numarada kendine yer buldu.[4] Bunun yanında Vatikan'ın, sinemanın 100. yılı olarak kabul edilen 1995'te derlediği Şimdiye Kadarki En İyi 45 Film listesine dahil edildi.[5] Sıklıkla gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında gösterilmektedir.
Film, 2008 yılında İtalya Kültürel Miras Bakanlığı'nın "1942-1978 yılları arasında ülkenin kolektif hafızasını değiştiren" 100 filmden oluşan "Kurtarılması Gereken 100 İtalyan Filmi" listesine dahil edildi.
Ünlü bir İtalyan film yönetmeni olan Guido Anselmi (Marcello Mastroianni), "yazar tıkanıklığı" yaşamaktadır. Sanat ve özel hayatında yaşadığı güçlükler yüzünden, açık otobiyografik göndermeler de barındıran yeni bilimkurgu filminin çekimine karşı isteğini kaybetmiştir. Lüks bir hamamda endişelerinden arınmaya çalışan Guido, tanınan bir eleştirmeni (Jean Rougeul) filmi için hazırladığı fikirleri değerlendirmeye davet eder ancak eleştirmen bu fikirleri güçsüz, entelektüel omurgadan yoksun ve kafa karıştırıcı olarak yaftalar. Bu sırada Guido, kendi hikâyesine anahtar olduğunu düşündüğü İdeal Kadın (Claudia Cardinale) fantezileri kurmaktadır. Hayat dolu metresi Carla (Sandra Milo) Roma'dan kendisini ziyarete gelince Guido onu ayrı bir otele yerleştirerek görmezden gelir. Filmin yapım ekibi, Guido'nun oteline yerleşerek onu çalışmaya teşvik etmeye çalışsa da Guido çalışanlara ve gazetecilere aldırmadığı gibi karar almaktan kaçınır ve oyunculara rollerini anlatmayı reddeder. Çekimlere başlama baskısı gelip çattığında, Guido çocukluk anılarına dalar: anneannesinin villasında geçirdiği geceyi, öğrenciliğinde hayat kadını (Eddra Gale) ile sahilde ettiği dansları ve sonrasında sıkı Katolik okulunda bu sebepten ötürü cezalandırılışını anımsar. Eleştirmen, bu anıları fazla duygusal ve belirsiz bularak, bunların filmde kullanılmasına karşı çıkar.
Kendisiyle bir hamamda başpapazla bizzat görüşme fırsatı verilen Guido (bu sahneleri de bizzat filminde kullanmak istediğini belirtir), burada mutlu olmadığını itiraf eder. Başpapaz kutsal kitaptan alıntılarla cevap vererek yönetmenin ihtiyaç duyduğu öngörüyü sağlayamaz. Guido ayrıldığı karısı Luisa'yı (Anouk Aimée) ve arkadaşlarını yanına davet eder. Tekrar bir araya gelme ihtimalini ima eden dans sahnelerinden sonra Guido, Luisa'yı filmin yapım ekibiyle buluşmak için terk eder. Ekip, filmde kullanılmak üzere bir sahile inşa edilen devasa uzay mekiği inşaatını ziyaret eder ve Guido burada karısının en yakın arkadaşı Rosella'ya (Rossella Falk) saf ve dürüst bir film yapmak istediğini ancak böyle bir şey diyecek durumda olmadığını ifade eder. Guido, Luisa ve Rosella otelin bahçesinde otururken ortaya çıkan Carla ortalığa şüphe tohumları ekse de Guido Carla ile olan ilişkisinin yıllar önce bittiğini iddia eder. Luisa ve Rosella onu yalancılıkla suçlayınca Guido, hayatındaki bütün kadınlardan oluşan bir haremi düşlediği bir hülyaya dalar. Kadınlar onu yıllar önce anneannesinin evindeki gibi yıkayıp pudralarlar ancak terk edilen bir dansçı kız isyan çıkarır. Fantezideki kadınlar Guido'yu kendisi ve seks hayatıyla ilgili acı gerçeklerle suçlamaya başlayınca Guido onları kırbaçla terbiye etmeye koyulur.
Gecikmelerden usanan yapımcı, (Guido Alberti) Guido'yu birçok ekran deneyini yorumlaması için zorlar, ancak Guido halen karar veremez. Ekran deneyleri, 81⁄2'da daha önceden gösterilen bazı sahnelerdeki rolleri (Carla, hayat kadını ve başpapaz gibi) kapsamaktadır. Luisa, Guido'nun onu filmde sevimsiz bir rolde gösterdiğini görünce tiyatroyu terk eder ve Guido'yu evliliklerinin bittiği gerçeğini görememekle suçlar. Guido'nun İdeal Kadın'ı Claudia adındaki bir aktris olarak belirir. Guido onu filmde sahne olarak kullanılacak bir yere götürür ve filmin, İdeal Kadın'da kurtuluşu bulan bitap düşmüş bir adam hakkında olduğunu anlatır. Claudia onu içtenlikle dinler ancak ana karakteri, kimseyi sevemeyen antipatik biri olmakla itham eder. İncinen Guido filmi rafa kaldırmaya karar verse de film ekibi tarafından uzay mekiğinin inşa edildiği sahilde bir basın demeci vermeye çağrılır. Guido çılgına dönmüş gazetecilerden kaçmaya yeltenir ve kendisinden bir şeyler denmesi istendiğinde masanın altına girerek kendini başından vurur. Ekip filmin iptalinden sonra inşaatı sökmeye başlar. Eleştirmen Guido'yu akıllıca bir tercih yapmakla över. Guido ise bir sonuca varır: kendi kişisel karmaşasını filmleriyle başkalarına yardım ederek çözmeye çalıştığını fark etmiştir ve artık hayatı olduğu gibi kabul etmesi gerekmektedir. Luisa'ya bu konuda kendisine yardım etmesi ricasında bulunur. Genç bir Guido'nun başını çektiği bir grup müzikal soytarı, uzay mekiğinin olduğu seti sirke çevirirler. Guido'nun hayatındaki erkekler ve kadınlar hep beraber inşaatın merdivenlerinden inerken görülür. Guido megafonla bağırarak kalabalığı sirk ringine yönlendirirken, Carla onun ne demek istediğini sonunda anladığını belirtir: Guido hayatındaki insanlar olmadan yapamıyordur. Erkekler ve kadınlar bir yuvarlak etrafında el ele dönerler. Guido ve Luisa en sonunda onlara katılır.
Ekim 1960'ta meslektaşı Brunello Rondi'ye yazdığı mektupta Fellini, yazar tıkanıklığı yaşayan bir adam hakkındaki film önerisinin ilk taslağını paylaştı: "O zaman bir adam (bir yazar? herhangi bir profesyonel adam? bir tiyatro yapımcısı?) hayatının rutinine, çok ciddi olmayan bir hastalık sebebiyle iki hafta kadar ara vermek durumunda kalıyor. Bu onun için bir uyarı çanı: kendi sistemindeki bir bozukluğa işaret ediyor."[6] Senaryo, başlık ve ana karakterin mesleği hakkında kesin bir karar vermeden önce, "filmi aramak" ve kafasındaki karışıklığı gidermek adına İtalya çapında yer arayışına girdi.[7] Flaiano, La bella confusione (Türkçe: Güzel Şaşkınlık) önerisiyle geldi. Yapımcılarının baskısı altında, Fellini sonunda 81⁄2'da karar kıldı. Bu başlık kendine atfen, o ana kadar yönettiği film sayısına işaret ediyordu.[8]
1962 ilkbaharında filmin yapımına bir başlangıç verildiğinde Fellini, yapımcı Rizzoli'yle anlaşma imzaladı, tarihleri belirledi, çekim yerleri inşa edildi, Mastroianni, Anouk Aimée ve Sandra Milo'nun başrollerde yer alacağına karar verildi ve Roma'daki Scalera Stüdyolarında erkan deneyleri hazırlandı. Görüntü yönetmeni Gianni Di Venanzo'yu da anahtar görevli olarak işe aldı. Buna karşın adına kadar karar verdiği ana karakterin ne iş yaptığı konusunda halen bir fikir sahibi değildi.[9] Nisan ayında Cinecittà ofisinde Rizzoli'ye yazmaya başladığı mektupta "filmi kaybettiğini" ve projeyi bırakacağını söylediğinde, kriz su yüzüne çıktı. Şef makinist, 81⁄2 için kolları sıvaması adına yönetmeni yeniden cesaretlendirince mektup yarıda kaldı ve Fellini çekimlere devam etti. Ekiple kadeh tokuşturduğu sırada şu sözleri söyledi: "Utançtan şaşkına döndüm… Çıkış olmayan bir durumdaydım. Hatırlamadığı bir filmi çekmek zorunda kalan bir yönetmendim. Ama bakın siz şu işe ki, işte tam o an her şey yerli yerine oturdu. Hemen filmin kalbine girdim. Benim başımdan geçen her şeyi anlatacaktım. Çekeceği filmin ne hakkında olduğunu bile bilmeyen bir yönetmen hakkında bir film yapacaktım."[10]
Eugene Walter, 9 Mayıs 1962'de çekimler başladığında Fellini'nin bir parça kahverengi kağıt bandı alıp kamera kadrajı yakınlarına yapıştırdığını hatırlar. Ona göre bu bandın üzerinde Ricordati che è un film comico (Türkçe: "Bunun komik bir film olduğunu kendinize hatırlatın") yazmaktaydı.[11] Setteki görünürde kaotik ve durmak bilmeyen doğaçlamalar karşısında şaşkına dönen Deena Boyer (yönetmenin o zamanki Amerikan basın sözcüsü) mantıklı bir açıklama istedi. Fellini ona "zihnimizin üç çalışma katmanını: geçmiş, şimdi ve koşullar - yani fantezi diyarları"nı açığa vurmayı umduğunu ifade etti.[12]
81⁄2, 35 milimetrelik film kullanılarak küresel sinematografik işlemle filme alındı ve 1.85:1'lik çerçeve oranıyla sahnelendi. Bu dönemdeki birçok İtalyan filminde olduğu gibi sesler tamamen dublajdır. Oyuncuların çekim sırasında ağzını anlamsızca oynattığı ve çoğu diyaloğun çekim sonrasında yazıldığı bu çalışma biçimi Fellini'ye özgüdür. Otto e mezzo aynı zamanda aktris Claudia Cardinale'nin kendi diyaloglarını dublajlamasına izin verildiği ilk filmdir; daha öncesinde sesinin çok gırtlaklı olduğu ve Tunus aksanının hoş olmadığı düşünülmekteydi.[13] Bu, Fellini'nin son siyah-beyaz filmidir.[14]
Eylül 1962'de, Fellini, filmin sonunu ilk başta yazıldığı gibi çekti: Guido ve karısı Roma'ya giden bir trenin restoran vagonunda oturmaktadırlar. Düşüncelerinde kaybolan Guido, tren tünele girerken yukarı bakarak filmin tüm karakterlerinin ona belli belirsiz gülümsediğini görür. Fellini daha sonra buna alternatif olarak uzay mekiğinin olduğu sahilde alacakaranlıkta çekilen bir kapanış daha kaydetti ancak bunun fragman ve tanıtım amaçlı kullanılması amaçlanmaktaydı. Fellini: I'm a Born Liar adlı belgeselde senaryo yazarlarından Tullio Pinelli, Fellini'yi tren sahnesinin böylesi canlı bir bitiş için fazla intihar teması çağrıştırdığını öne sürerek onu uyardığını anlatır.[15] Fellini tavsiyeyi dinleyerek daha hayat dolu ve uyumlu olan sahildeki versiyonu kullandı.[16]
14 Ekim'de çekimler paketlendiğinde Nino Rota, film için, daha sonraları Fellini sinemasının belirgin ögelerinden olacak olan çeşitli sirk marşları ve fanfarlar besteledi.[17]
İtalya'da 14 Şubat 1963'te gösterime giren Otto e mezzo, hemen hemen her çevreden büyük övgü topladı. Eleştirmenler Fellini'yi "fevkalade bir tarzı olan, sihirli dokunuşlara sahip bir dahi," şeklinde değerlendirdi.[17] İtalyan roman yazarı ve eleştirmen Alberto Moravia: "[Guido Anselmi], erotizm tarafından ele geçirilmiş, bir sadist, bir mazoşist, bir öz-mitleştirici, bir aldatan, bir soytarı, bir yalancı ve düzenbaz. Yaşamaktan korkuyor ve annesinin rahmine geri dönmek istiyor ... Bazı yönleriyle James Joyce'un Ulysses romanındaki Leopold Bloom'a benziyor ve Fellini'nin bu romanı okuyup üzerinde düşündüğünü anlıyoruz. Film içe dönük, gerçeğin dokunuşlarının serpildiği bir kişisel monolog .... Fellini'nin rüyaları her zaman şaşırtıcı ve figüratif açıdan orijinal, ancak anıları daha derin ve daha hassas bir duyguyla istila edilmiş. İşte bu yüzden kahramanın çocukluğunun anlatıldığı, Romagna'daki eski köy evinde ve hayat kadınıyla karşılaştığı Rimini'deki sahilde geçen iki bölüm, filmin en iyi kısımları olduğu gibi Fellini'nin bütün işleri arasında en harika detaylardır" şeklinde bir analiz yaptı.[18]
Corriere della Sera için yazan Giovanni Grazzini, "filmin güzelliği barındırdığı 'şaşkınlık'tan... yanlış ve doğrudan, yalan ve gerçekten, biçimsel ve insan değerlerinden, Fellini'nin tam sinematografik diliyle Guido'nun başıboş hayal gücünün tam uyumundan kaynaklanıyor. Fellini'yi kurgusal yönetmenden ayırmak mümkün değil ve Fellini'nin hataları Guido'nun ruhani şüpheleriyle örtüşüyor. Sanat ve hayat arasındaki osmoz harikulade. Bu başarıyı takip etmek zor olacak.[19] Fellini'nin dehası burada, bir filmde nadir görülen bir şekilde, her şeyde parlıyor. Filmde bir set, bir karakter veya bir durum yok ki 81⁄2 sahnesinde net bir anlam ifade etmesin," yorumunu yaptı.[20] Bianco e Nero'dan Mario Verdone, "Muhteşem bir doğaçlama ... Film, yönetmenin altından kalktığı en zor hüneri. İp cambazının kalabalığın çok üzerinde yürüdüğü ve sürekli düşüp yere yapışmanın eşiğinde olduğu bir akrobatlar serisi. Ama tam da doğru anda akrobat doğru hamleyi nasıl yapacağını biliyor: bir itişle dikiliyor, kendini kurtarıyor ve kazanıyor" yorumunu yaptı.[21]
81⁄2, 1963 Cannes Film Festivali'nde gösterildi ve neredeyse herkesten övgü alarak[22] İtalya'nın 3. Moskova Uluslararası Film Festivali'ndeki adayı oldu ve Büyük Ödül'ü kazandı. Fransız film yönetmeni François Truffaut şunları yazdı: "Fellini'nin filmi tam, sade, güzel, dürüst, tıpkı Guido'nun 81⁄2'da yapmak istediği gibi".[23] Premier Plan eleştirmenleri André Bouissy ve Raymond Borde, filmin "önemlilik, büyüklük ve teknik ustalık bakımından Yurttaş Kane çizgisinde" olduğunu belirterek şunları yazdı: "Film bir çırpıda avangartta yirmi yıllık bir devinim yarattı çünkü deneysel sinemanın bütün buluşlarını hem dahil ediyor hem de onların ötesine geçiyor".[24] Les Cahiers du cinéma'dan Pierre Kast şunları yazdı: "Fellini'ye olan takdirim sınırsız değil. Örneğin Sonsuz Sokaklar'dan hoşlanmadım ama Aylaklar güzeldi. Ancak hepimiz bütün önyargı ve ihtiyatı bir kenara bırakarak kabul etmeliyiz ki 81⁄2 olağanüstü. Harika bir eli açıklık, tedbirin ve iki yüzlülüğün olmayışı, serinkanlı dürüstlük, sanatsal ve ekonomik cesaret, işte bütün bunlar bu mükemmel girişimin özellikleri.".[25]
Filmi hiç görmeden satın alan Joseph E. Levine, 25 Haziran 1963'te filmi ABD'de piyasaya sürdü ve film, Fellini ile Marcello Mastroianni'nin de bulunduğu New York'taki Festival Theatre'da yapılan bir gösteride temsil edildi. Judith Crist, Pauline Kael ve John Simon dışındaki bütün eleştirmenler filmin başarısı konusunda hemfikirdi. Crist "filmin kalbe dokunduğunu veya ruhu hareketlendiğini düşünmediğini" belirtti.[22] Kael filmi "yapısal facia" olarak görürken, Simon filmi "cesaret kırıcı fiyasko" olarak değerlendirdi.[26][27] Newsweek, filmi savunarak onu "şüphe götürmez biçimde birinci sınıf bir sanat eseri" olarak tanıttı.[22] Bosley Crowther, filmi The New York Times'taki köşesinde överek şu yorumları yazdı: "Sizi oturup düşündürecek bir eğlence, hayran bırakan bir entelektüel oyun meydan okuması bahşedilmiş bir film ... Bay Fellini başka bir şaheser -başka bir ironik, sevimli İtalyan hayatının güçlü teşhiri- yaratmadı, o, yine ironik bir şekilde, sevimli bir adam olarak nitelendirilebilecek birinin tahrik edici bir temaşasını ortaya koydu".[28] New York Post'tan Archer Winsten, filmi "Fellini'nin film yapımının bir çeşit incelemesi ve özeti" olarak gösterdi ancak eserin Amerikan halkına üç yıl önceki filmi Tatlı Hayat gibi kendini kabul ettirip ettiremeyeceğinden şüphe duyduğunu ekledi: "Bu daha az göze çarpan, daha yaratıcı, daha az duyusal bir iş. Bu işi afallamış ve afallatan olarak niteleyecek çok insan olacak. Ve bunun ne hakkında olduğunu anladıklarında -bir sanat eseri, beraber mutluca yaşamak felsefesi ve karşılıklı sorumlulukların toptan ortak bir yaratımı- uluslararası bir skandalın teşhirine şahit olduklarındaki kadar tatmin olmayacaklar".[29] Buna karşın, seyirciler filmi o kadar beğendi ki, bir şirket Guido karakterinin siyah yönetmen şapkasının toplu üretme hakkını satın almak için girişimde bulundu.[26]
Fellini'nin biyografi yazarı Hollis Alpert, yayımlanmasını izleyen süreçte 81⁄2 üzerine yapılan eleştirilerin her yerde olduğunu, çünkü eserin "çiğnenmesi gereken bir entelektüel geviş" olduğunu iddia etti.[30] Örneğin, filozof ve toplum eleştirmeni Dwight Macdonald, filmin "Yurttaş Kane'den beri en muhteşem, çeşitli ve eğlenceli film" olduğunda ısrar etti.[30] 1987'de otuz Avrupalı entelektüel ve film yapımcılarından oluşan bir grup, Otto e mezzo'yu Avrupa'da yapılmış en önemli film olarak gösterdi.[31] 1993'te Chicago Sun-Times film eleştirmeni Roger Ebert, film için şu yorumu yaptı: "Aynı konuda birden fazla film yapımcısının konu üzerinde kendi yorumlarını irdeleyen denemeleri olmuş olsa da bu film yazar tıkanıklığı temalı en mutlak film".[32] 2000 yılında Ebert, filmi "Harika Filmler" listesine ekleyerek filmin unutulmaz performanslarını, temaların psikolojik derinliğini, göze çarpan görsellerini ve yenilikçi kamera tekniklerini övdü ve "film yapımı hakkında yapılmış en iyi film" yorumunu getirdi.[33] Sight & Sound Director's Poll kapsamında yapılan 1992 ve 2002 anketlerinin ikisinde de Yurttaş Kane'in ardından iki numarada kendine yer bulan 81⁄2, British Film Institute'un Sight & Sound eleştirmenleri tarafından demirbaş olarak görülmektedir.[4][34][35] 2010 yılında film Empire dergisinin düzenlediği "Dünya Sinemasının En İyi 100 Filmi" listesinde 62 numarada kendine yer buldu.[36] Yönetmen Martin Scorsese de filmi kendi gözde filmleri arasında gösterdi.[37]
81⁄2, yaratıcı süreçte yaşanan teknik ve kişisel zorluklar; sıkı zaman kısıtlamaları ve kitleler önünde kişisel bir eser yaratma kaygısıyla birlikte sanatçının özel hayatındaki ilişkilerde yüzleştiği sorunlar hakkındadır. Daha genel anlamda, zor ve parçalı bir hayat içinde gerçek kişisel mutluluğu bulmayı anlatır. Michelangelo Antonioni'nin eserleri başta olmak üzere dönemin bazı diğer İtalyan filmlerinde olduğu gibi, 81⁄2 modernleşmenin getirdiği yabancılaştırıcı etkileri konu alır.[38]
Filmin başlığı Fellini'nin öz-düşünümsel temasıyla uyumludur: kendi sekiz buçuğuncu filmini yapmak.[39] Önceki altı baş eseri Beyaz Şeyh (1952), Aylaklar (1953), Sonsuz Sokaklar (1954), Kalpazanlar Çetesi (1955), Cabiria'nın Geceleri (1957) ve Tatlı Hayat (1960) filmleridir. Bunların yanında 1950 yılında Alberto Lattuada ile birlikte Varyete Işıkları'nı yönetti. 1953 çıkışlı antoloji filmi Şehirde Aşk'taki Un'agenzia matrimoniale ve 1962 çıkışlı antoloji filmi Boccaccio '70'daki Le tentazioni del Dottor Antonio, yönetmenin çektiği diğer iki kısa bölümdür. 81⁄2 filmine ilk önerilen isim, senaryo yazarlarından Ennio Flaiano'nun önerdiği La bella confusione (Türkçe: Güzel Şaşkınlık) idi ancak Fellini daha basit bir şekilde Komedi ismini vermeyi düşündü.[40]
İtalyan yazar Alberto Arbasino'ya göre, Fellini'nin filmi Robert Musil'in 1930 romanı Niteliksiz Adam ile benzer sanatsal yöntemler kullanmış olup ona birtakım benzerlikler içermektedir.[41]
Filmin gösterime girdiği 1963 yılında, bir grup genç İtalyan yazar, 81⁄2 ve Umberto Eco'nun Opera aperta (Türkçe: Açık Eser) makalesinden esinlenerek, içinde roman yazarları, eleştirmenler ve şairler barındıran Gruppo '63 adlı neoavanguardia topluluğunu kurdu.[42]
Fellini'nin biyografi yazarı Tullio Kezich "81⁄2 imitasyonlarının bütün dünyadaki yönetmenler tarafından çekilip durduğu"nu yazdı.[43] Kezich filmin ilham olduğu kayda değer filmler arasında şunları sayar: Mickey One (Arthur Penn, 1965), Alex in Wonderland (Paul Mazursky, 1970), Warnung vor einer heiligen Nutte (Rainer Werner Fassbinder, 1971), Güneşte Gece (François Truffaut, 1974), All That Jazz (Bob Fosse, 1979), Stardust Anıları (Woody Allen, 1980), Sogni d'oro (Nanni Moretti, 1981), Parad planet (Vadim Abdrashitov, 1984), La película del rey (Carlos Sorín, 1986), Manik Depresif (Tom DiCillo, 1995), 81⁄2 Women (Peter Greenaway, 1999), 81⁄2 $ (Grigori Konstantinopolsky, 1999), New York Yanılsamaları (Charlie Kaufman, 2008), Muhteşem Güzellik, Gençlik (Paolo Sorrentino, 2013/2015) ve Marwen'a Hoş Geldiniz (Robert Zemeckis, 2018).
Tony Ödülü kazanan 1982 yapımı Broadway müzikali Nine (orkestrasyon: Maury Yeston, libretto: Arthur Kopit) filmden esinlenilerek yazılmış olup Guido'yu tek erkek karakter olarak göstererek karakterin kadın düşkünlüğünün altını çizer. Tommy Tune tarafından yönetilen orijinal yapımdaki oyuncular arasında Raúl Juliá (Guido), Anita Morris (Carla), Liliane Montevecchi (Liliane LaFleur) ve Karen Akers (Luisa) yer alır. 2003 yılı Broadway uyarlamasındaki oyucular arasında Antonio Banderas, Jane Krakowski, Mary Stuart Masterson ve Chita Rivera bulunur. 2009'da müzikal performanslarından kaydedilen aynı isimli bir film yayımlandı. Rob Marshall tarafından yönetilen bu filmde Daniel Day-Lewis, Nicole Kidman, Marion Cotillard, Judi Dench, Kate Hudson, Penélope Cruz ve Sophia Loren oyuncular arasındadır.[44]
81⁄2, En İyi Uluslararası Film ve En İyi Kostüm Tasarımı (siyah-beyaz) dallarında Akademi Ödülü kazandı. Bunun yanında En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Yapım Tasarımı (siyah-beyaz) dallarında adaylıklar elde etti.[45] New York Film Critics Circle, filmi en iyi yabancı film olarak seçti. 81⁄2, yönetmen, yapımcı, orijinal hikâye, senaryo, müzik, sinematografi ve yardımcı kadın oyuncu (Sandra Milo) dallarında yedi Gümüş Kurdele ödülü kazanırken en iyi aktör, kostüm tasarımı ve yapım tasarımı alanlarında da aday gösterildi.
Saint Vincent Film Festivali kapsamında Luchino Visconti'nin Leopar filmini geride bırakarak Büyük Ödül'ü elde etti. 1963 Cannes Film Festivali'nde gösterilen film[46] hemen hemen bütün çevrelerden olumlu eleştiriler topladı. Cannes yarışmaya dahil edilen filmlerden sadece Cannes'da yarışıyor olma koşulu getirdiği ve film bir sonraki Moskova Festivali'nde çoktan İtalya'nın adayı olarak gönderildiği için Cannes'da ödül almadı.[47] 18 Temmuz 1963'te Kremlin'in konferans salonunda 8000 kişilik bir izleyici kitlesine sunulan 81⁄2, 3. Moskova Uluslararası Film Festivali'ndeki prestijli Büyük Ödül'ü kazandı.[48] Fellini'nin biyografi yazarı Tullio Kezich'e göre bu filmin beğenilmesi Sovyet festival yetkilileri için endişe vericiydi çünkü alkışlar birer "özgürlük yalvarışı"ydı.[26] Festivaldeki jüri üyeleri arasında Stanley Kramer, Jean Marais, Satyajit Ray ve senaryo yazarı Sergio Amidei bulunmaktaydı.[49]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.