Loading AI tools
TBMM 1. dönem milletvekillerini belirleyen seçim Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
1920 Türkiye genel seçimleri, Büyük Millet Meclisi'nin birinci dönem milletvekillerini belirlemek için Mart-Nisan 1920 tarihlerinde Osmanlı İmparatorluğu'nda düzenlenmiştir.[1] Seçimlere İtilaf Devletleri'nin işgalini protesto eden Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde yerel gruplardan oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) önderlik etmiştir.
| |||
| |||
|
TBMM açılırken Osmanlı İmparatorluğu hâlâ hüküm sürmekteydi. Meclis, açılış gününde sultan ve halife VI. Mehmet'e bağlılık yemini etmiş, ancak uygulamada İstanbul'daki iktidardan tamamen bağımsız olmuş ve 1 Kasım 1922'de aldığı kararla saltanatı kaldırmıştır. Cumhuriyetin ilanı, 29 Ekim 1923'te İkinci Meclis tarafından ilan edilmiştir. Bu iki tarih arasında TBMM, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini tek elde toplayan bir ihtilâl meclisi görünümü sergilemiştir.
1919 genel seçimlerinin ardından yeni seçilen parlamento 12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplandı. Ancak Mîsâk-ı Millî'nin onayı, 16 Mart'ta İtilaf kuvvetlerinin şehri işgal etmesine yol açtı. Bazı milletvekilleri tutuklandı ve sınır dışı edildi. Hükümdar VI. Mehmed, 11 Nisan 1920'de parlamentoyu feshetti.[2]
İstanbul işgal edildikten sonra, Anadolu Hareketi lideri Mustafa Kemal, Temsil Heyeti başkanı sıfatıyla 19 Mart 1920'de il idarelerine ve ordu komutanlarına telgraf göndererek Büyük Millet Meclisi için seçimleri yapmalarını ve seçimleri 15 gün içinde bitirmelerini istedi.[1] Toplam 12 maddeyi içeren bu genelgenin bazı maddeleri şöyledir:[3]
Ayrıca bu genelgeyle, dağılmış olan son Osmanlı Meclis-i Mebusan üyelerinden Ankara’ya gelebilecek olanların da katılımının zorunlu olduğu bildirilmiştir.[3]
Bu genelge 1908 seçimleri ile başlayıp 1943 seçimlerine kadar uygulanan seçim kanunundan farklılıklar göstermektedir. Nüfusa göre milletvekili seçilmesi ilkesinden vazgeçilmiş olup her sancaktan nüfusuna bakılmaksızın 5 üye seçilmesi istendi. Ayrıca, 1876 Anayasası'yla belirlenen 30 olan seçilme yaşı, bu genelgeyle 25'e indirildi. Bu genelge, içinde bulunulan olağanüstü koşullar nedeniyle 1877 seçiminde olduğu gibi özel bir seçim yöntemi belirledi.[3]
Heyeti Temsiliye, Sivas Kongresi'nin dağılmasından hemen sonra Korgeneral ve Tümen Komutanlarına, Valilere ve Mutasarrıflara, Belediye Başkanlarına ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez heyetlerine 13 Eylül 1919 tarihli bir genelge gönderdi. Bu genelgede, milletin haklarının savunulması ve varlığının korunması için Ulusal Meclisin en kısa sürede seçilip toplanmasının önemli bir görev olduğu vurgulanarak seçim hazırlıklarına başlanması talimatı verildi. Daha sonra, 7 Ekim 1919'da Mebusan Meclisi için milletvekili seçimlerine başlanacağı yurdun her yanından ilan edildi.[4]
Mustafa Kemal Atatürk'ün Meclisin Ankara'da toplanması isteği, 20 Ekim 1919'da Amasya'ya gelen İstanbul Hükûmeti Temsilcisi Deniz Bakanı Salih Hulusi Kezrak tarafından olumlu karşılandı. Ancak Padişah VI. Mehmed ve Hükûmetin, Meclisin Saltanat ve Devlet Merkezi olan İstanbul'da toplanması konusunda ısrarları[kaynak belirtilmeli] ve Erzurum, Trabzon, Balıkesir ve Manisa Müdafaa-i Hukuk Merkezlerinin bu yönde düşüncelerini dile getirmeleri üzerine durum, Heyeti Temsiliyenin 16-29 Kasım 1919'da Sivas'ta Komutanlarla birlikte yaptığı toplantıda görüşüldü. Toplantı sonucunda Meclisin İstanbul'da toplanması kabul edildi, ancak seçilecek milletvekillerinin İstanbul'a gitmeden önce belirli merkezlerde toplanarak güvenlik önlemleri alınması ve Mecliste savunulacak esaslar hakkında bilgilendirilmeleri ve bu amacın gerçekleştirilmesi için Mecliste güçlü bir grup oluşturulması kararlaştırıldı.[4]
Mebusan Meclisi, 12 Ocak-18 Mart 1920 tarihleri arasında (65) gün süren (24) birleşimde birçok önemli iş gerçekleştirdi. En olumlu gelişme, 28 Ocak'taki gizli birleşimde kabul edilen ve 17 Şubat'ta kamuoyuna duyurulan "Ahdi Millî" (Misak-ı Millî) Beyannamesi oldu. Bu beyanname yabancı parlamentolara gönderilmesi kararlaştırıldı.
Ancak Mecliste yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, Sadrazam Ali Rıza Paşa'nın 14 Şubat'ta Valilere ve Bağımsız Mutasarrıflara gönderdiği bir genelgede Kuva-yı Milliye ve Heyeti Temsiliye aleyhinde bulunduğunun öğrenilmesi ve 19 Şubat'ta Felahı Vatan Grubu'nda yaptığı konuşmayla bu düşüncelerini pekiştirmesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün sert tepkisine yol açtı.[kaynak belirtilmeli] Ulusal baskıya dayanamayan kabine, 3 Mart'ta istifa etmek zorunda kaldı.
Ertesi gün Mustafa Kemal Atatürk, Mebusan Meclisi Başkanına ve Padişah VI. Mehmed'e gönderdiği telgraflarda, "Bütün ulusun bu tarihi günlerde milli iradeyi temsil eden milletvekillerinin kesin kararlarını sabırsızlıkla beklediğini" ve "İçte ve dışta bin türlü ihtirasın köpürmesiyle huzur ve selametimizin tehdit altında olduğunu" bildirdi. Ayrıca, "milli vicdana güven vermeyecek bir kabine başkanına hiçbir surette tahammül edemeyeceğimizi" ifade etti.
Kabinenin yeni başkanı Salih Hulusi Kezrak önderliğinde 8 Mart'ta kurulmasına rağmen İstanbul'da Kuva-yı Milliye aleyhindeki hareketler devam etti. İtilaf Devletleri, 15 Mart'ta asker ve sivil (150) vatandaşı tutukladı.[kaynak belirtilmeli] Ertesi gün İngiltere, Fransa ve İtalya Yüksek Komiserlerinin imzaladığı bir nota Sadrazam Salih Hulusi Kezrak'a verilerek İstanbul'un askeri işgal altına alınacağını bildirdi. İşgal, 16 Mart'ta saat 16.00'dan itibaren fiilen başladı.
TBMM'nin "Parlamento Tarihi" yayınında iddia edilene göre Mustafa Kemal Atatürk, işgali öğrendiği anda[kaynak belirtilmeli] Yabancı Devletlerin Meclislerine, Dışişleri Bakanlarına ve siyasi temsilcilere gönderdiği telgraflarda "Osmanlı Milletinin siyasi egemenliği ve bağımsızlığına indirilen bu son darbenin, yaşamımızı ne pahasına olursa olsun savunmaya kararlı olduğumuzu" belirtti. Ayrıca yayınladığı bir bildiriyle "İşgal ile Osmanlı Devletinin yediyüz yıllık hayat ve egemenliğine son verilerek Türk Milletinin uygarlık yeteneğinin, hayat ve bağımsızlık hakkının ve bütün geleceğinin savunmasına çağrıldığını" ulusa ve bütün dünyaya duyurdu.[4]
Mustafa Kemal Atatürk, "Müessisan Meclisi" adı altında toplamayı düşündüğü meclisin amacının halk tarafından doğru anlaşılıp değerlendirilemeyeceğini düşünerek, "Olağanüstü Yetkili Bir Meclis" toplanmasına karar verildiğini açıkladı. Bu meclis için hemen seçimlere gidilmesi gerektiği Heyeti Temsiliye tarafından belirtilen yönerge ile ilgili makamlara 19 Mart 1920 tarihinde gönderildi.[4]
Yürürlükte olan 24 Aralık 1876 tarihli Kanun-i Esasi'ye göre düzenlenen "İntihab-ı Mebusan Kanun Layihası" ve Talimatnamesi'ne göre:
a) Her sancak için 50.000 erkek nüfusa bir milletvekili seçilmesi gerektiği belirtilmiştir. b) 25 yaşını dolduran ve devlete vergi veren Osmanlı uyruklarının seçme hakkına sahip olduğu ve Osmanlı Devleti uyruklarının Osmanlı sayıldığı ifade edilmiştir. c) Seçimlerin iki dereceli olarak gerçekleştirilmesi ve her birinci seçmenin bir ikinci seçmen seçerek milletvekillerinin bu ikinci seçmenler tarafından seçilmesi gerektiği belirtilmiştir. d) Milletvekili seçilmek için 30 yaşında olunması gerektiği ifade edilmiştir.
Ancak Heyeti Temsiliye'nin 19 Mart 1920 tarihli seçim talimatında, mevzuattaki seçmen oranı, seçmenler, seçim kurulları ve seçilme yaşı hakkındaki hükümler göz ardı edilerek:
aa) Her sancaktan 5 üye seçilmesi, nüfusun dikkate alınmaması, bb) Müslüman olmayanların seçimlere katılmaması[kaynak belirtilmeli] ve vergi yükümlüsü olup olmadığının aranmaması, cc) Milletvekillerinin seçiminin ikinci seçmenler tarafından değil, Genel Meclis ve Belediye Meclisi Üyeleri ile Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Merkez veya İdare Heyeti Üyelerinden oluşan bir kurul tarafından aynı günde ve oturumda yapılması, dd) Her parti, dernek veya topluluğun aday gösterebilmesi ve herkesin bağımsız olarak aday olabilmesi, ee) Seçimlerin en geç 15 gün içinde tamamlanarak çoğunluğun Ankara'da bulunmasını sağlaması kabul edilmiştir.
Buna göre 66 seçim çevresinden 349 milletvekili seçilmiş ve İstanbul Mebusan Meclisinden (Malta'dan gelenler dahil) gelen 88 milletvekiliyle toplam milletvekili sayısı 437'ye ulaşmıştır. Ancak 34 milletvekili istifa ettiği için I. Dönemin toplam milletvekili sayısı 403'tür.[4]
Heyeti Temsiliye'nin 19 Mart 1920 tarihli seçim talimatına göre seçilen milletvekilleri, Nisan ayının başından itibaren Ankara'ya gelmeye başlamışlardır. Ancak Ankara'da konaklayacak pek çok yer olmadığı için kiralık ev bulmak da zor olmuştur. Bu nedenle, daha önce Erkek Öğretmen Okulu olarak hizmet veren ve sonradan Maârif Vekâleti olarak kullanılan binada milletvekillerine bir otel ayrılmış ve yemek için bir tabldot hizmeti sunulmuştur.
Meclisin toplanacağı yer ise ayrı bir sorun olmuştur ve sonunda şu anki Müze olan bina, 20. Kolordu ve Ankara Müdafaayı Hukuk Cemiyeti'nin katkılarıyla hazırlanmıştır. Bu bina, I. Dünya Savaşı'nın son yıllarında İttihat ve Terakki Fırkası tarafından Numune Mektebi ve Kulüp olarak inşa edilmeye başlanmıştır. Ancak İttihat ve Terakki'nin Ankara Temsilcileri olan Memduh Şevket Esendal'ın Ankara'dan ayrılması üzerine yerine atanan Necati Kurtuluş tarafından inşaatı devam ettirilmiş, ancak savaş koşulları nedeniyle tamamlanamamıştır.
Meclisin toplanacağı yer olarak belirlenen binanın bir odasında Fransız işgal müfrezesinin komutanı oturmaktadır ve giriş kapısının önünde Fransız bayrağı asılıdır. Fransız subayı önce binadan çıkarılmış, ardından çatıya kiremitler döşenmiş, okullardan sıralar getirilerek toplantı salonunda oturma düzenlemeleri yapılmış ve kürsü kurulmuştur.[5]
Seçimlerden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 Cuma günü saat 13.45'te toplandı. Açılışı yapan en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Mehmet Şerif Avcıoğlu, 1845 doğumludur. Mehmet Şerif Avcıoğlu, Başkanlık kürsüsüne çıktı ve konuşma yaparak Meclisin ilk toplantısını açtı:[6]
“ | Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisini açıyorum. | ” |
Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni parlamentonun adı da "Büyük Millet Meclisi" olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsendi. Daha sonra Atatürk'ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi" (TBMM) adı kalıcılık kazandı.[7]
TBMM, 24 Nisan 1920 tarihinde yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Atatürk'ü meclis başkanlığına seçti. Mustafa Kemal Atatürk, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü.[8]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.