Remove ads
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Şiirsel gerçekçilik (Fransızca: Réalisme poétique, İngilizce: Poetic realism) 1930'larda Fransa'da ortaya çıkmış ve II. Dünya Savaşı'nın sonuna dek etkisini sürdürmüş sinema akımına verilen addır. Türkçede bazen "şairane gerçekçilik" olarak da geçer.
1920'lerin sonunda sesin sinemaya girmesi ile Avrupa Avantgarde Sineması'nın sonu gelmişti ve sesin olanaklarından da yararlanarak yönetmenler özellikle müzikaller, melodramlar ve tiyatro uyarlamalarına yöneldiler. Ancak bu uzun sürmedi. 1929'da başlayan ve 30'lu yıllar boyunca bütün dünyada olduğu gibi Fransa'da da etkisini tüm ağırlığıyla gösteren Büyük Ekonomik Buhran'ın bir sonucu olarak yaşanan toplumsal ve siyasi kargaşa ortamında bu yeni sinema akımı doğdu. Çalışan sınıfların sorunlarını, bireyin mutsuzluğuna ve çaresizliğine vurgu yaparak Amerikalı Kara Filmlerine benzer çarpıcı bir atmosfer içinde karamsar bir üslupla ve şiirsel bir duyarlılıkla anlatan ve "şiirsel gerçekçilik" adı verilen bu tarz Fransa'da popüler oldu.[1]
"Şiirsel gerçekçilik" akımına dâhil edilen filmler adındaki gibi "gerçekçi" idi çünkü filmdeki karakterler hayatın tüm acımasız yönleriyle sürekli olarak yüz yüze geliyorlardı, çoğunlukla umutsuzdular, çaresizdiler. Ekonomik çöküntü beraberinde suç artışını da getirmişti, sefalet her zaman hissedilebiliyordu, konuların geçtiği mekanlar sefil mekanlardı. Ama aynı zamanda bu filmler "şiirsel" di de karakterlerin davranışları melankolikti, karamsar ve hüzünlüydüler, zaman zaman intihara meyilli olabiliyorlardı, nihilisttiler. Filmin odağındaki bu marjinal karakterler genelde aşk için son bir şansı yakalarlar ama onu da sonunda ellerinden kaçırırlardı. Alt sınıftan insanların bunalımlı öykülerinin anlatıldığı bu filmler daima mutsuz sonla bitiyordu. Mekanların loş ışıklandırılması, kapalı gökyüzü ve sıklıkla yağan yağmur veya bastıran sisin yarattığı flu görüntüler de şiirselliğe katkı sağlıyordu. Görüntü yönetmenleri estetizme özellikle önem veriyorlardı. Bu akımın yapımcı ve yönetmenleri senaryo ve diyaloglara da çok önem veriyorlardı, akımın önemli senaristlerinden biri de Marcel Carné'nin birçok filminin senaryosunu yazmış olan ünlü şair Jacques Prévert'di.
II. Dünya Savaşının sona erdiği 1945 yılından sonra "şiirsel gerçekçilik" akımı yerini İtalya'da ortaya çıkacak olan İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımına bırakacaktı zaten başta Luchino Visconti ve Antonioni olmak üzere yeni gerçekçi birçok İtalyan yönetmen sinema kariyerlerine "şiirsel gerçekçi" Fransız yönetmenlerin yanında çalışarak başlamışlardı. Bu iki yönetmen de Jean Renoir'ın asistanıydılar hatta şiirsel gerçekçilik İtalyan ''yeni gerçekçilik'' Akımından sonra gelecek olan Fransız Yeni Dalga akımını da etkilemiştir.
Senaryosunu Attilâ İlhan'ın yazdığı ve Lütfi Akad'ın yönettiği 1959 yapımı Türk filmi Yalnızlar Rıhtımı gösterime girdiği günlerde bazı eleştirmenler senaryosunun Marcel Carne'nin yönettiği Jean Gabin'li Sisler Rıhtımı (Le Quai des Brûmes) (1938) adlı filminin etkisiyle kaleme alındığı ileri sürmüşlerdi. Bu iddia o tarihte filmin senaristinin de dahil olduğu bir tartışmayı başlatmıştı. Söz konusu bu filmin senaristi de Attilâ İlhan gibi bir şair olan Jacques Prévert'di. "Yalnızlar Rıhtımı" da Sisler Rıhtımı gibi "şiirsel gerçekçilik" akımına daha yakın duruyordu. O günlerde senaryoyu yazan şair Attilâ İlhan gazetelerde bu eleştirilere yanıt vermişti.[2]
Bu arada özellikle Marcel Carné ile çalışmış olan set tasarımcısı dekoratör Alexandre Trauner'den de bahsetmeden geçilmemelidir.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.