Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Haziran 2024)
Bu maddede yer alan bilgiler belli bir bölgenin bakış açısından ele alınmıştır ve içeriğinin fazla yerel olduğu düşünülmektedir. Maddenin evrenselleştirilmesi ve uygun hâle getirilmesi için lütfen tartışmaya katılınız.
Evcil veya yabani tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen, kronik durumlarda zayıf ve yavru hayvanlarda ölüme sebebiyet veren, genellikle et, süt ve iş gücü kaybına sebep olan viral bir hastalıktır. Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığınca ihbarı mecburi hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın mortalitesi düşük olmasına karşın yüksek morbiditeye sahiptir. Bu şu anlama gelir: Öldürücü olmamakla birlikte sürü içerisinde veya bölgede hızla yayılır. Her ne kadar zoonoz kabul edilse de insanlara bulaşma oldukça nadirdir.
Remove ads
Hastalık İlk kez 1546 yılında Girolamo Fracastoro tarafından tanımlanmıştır. Türkiye'de ise ilk olarak 1914 yılında istatistiki bilgi olarak kayıt altına alınmıştır.
Picorna virüsler grubu içinde Aphtovirus alt grubundandır. Virüsün bilinen (A, O, C, Sat 1, Sat 2, Sat 3 ve Asia 1) isimlerinde 7 adet serotiplerinin yanında, yaklaşık 64 farklı alt tipi mevcuttur.
Türkiye'de en çok görülen serotipler A, O ve Asia-1 serotipleridir.
Yüksek sıcaklık, direkt güneş ışığı virüs için uygun olmayan şartlardır.
Direkt güneş ışığı virüsün tahrip olmasına sebep olur. Direkt güneş ışığına maruz kalmadığı şartlarda
40°C 12 saatte,
60-65°C 30 dakikada,
85°C ise hemen tahrip olur. (sütü kaynatmak, eti kaideye uygun şekilde pişirmek virüsü temizler)
Virüs normal hava şartlarında (ör. oda şartları) yaşamını sürdürür,
Virüs bilinen birçok dezenfektan a karşı dayanıklıdır.
Virüsün dayanıksız olduğu dezenfektanlar şunlardır.
Etken vücuda alındığı bölgede primer aft denilen ilk lezyonları oluşturur.Daha sonra çok katlı epitelin stratum spinosum hücrelerine yerleşir ve burada ürer. Ürediği hücrelerde öncelikle hidropik dejenerasyon başlar ve zamanla hücreler ölerek içi sıvı dolu veziküller oluşmaya başlar. Stratum basale katmanı sağlam olduğu için lezyonlarda kanama görülmez. Lezyonlar sıklıklar dil, ağız boşluğu mukozası, gingiva (dişeti), yanak mukozası, tırnak arası ve meme dokusunda görülür.Bu kesecikler dil hareketleri ve çeşitli nedenlerle patlar buna bağlı olarak
İç ağız bölgesinde kızarıklık, Yem yememe, Ağızdan salya akması, ağız salya akması, dilin soyulması, dilin dışarı çıkması görülür.Bazen yakın veziküller birleşerek bulla adını alır ve daha büyük hale gelirler.
Ağız bölgesinde oluşan veziküller ayak ve tırnak arası bölgede de görülebilir. Buna bağlı olarak,
Tırnak arasında oluşan yaralar, kızarıklık, apse ve ilerleyen dönemlerde tırnak düşmesi görülebilir.
Buzağı, kuzu ve oğlaklar da hastalık belirtileri tam olarak görülmeden ani ölümlere rastlanabilir. Bunun sebebi etkenin doğrudan myokard hücrelerine yerleşerek perakut/akut myocarditis'e neden olmasıdır. Nekropsi sonucunda kalp kası kaplan derisi görünümünde olur. Buna daha çok virüsün O suşu neden olmaktadır.
Hastalık insanlarda da lokal ve hafif etkili olarak görülebilir. Belirtisi ağız ve el bölgesinde su dolu kabarçık oluşumu şeklindedir. Çocuklarda daha etkilidir.
Remove ads
Ağız bölgesinde salya, köpüklü akıntı ve/veya tırnak arası bölgesinde oluşan erozyonlar ön teşhis için en belirli görüntüdür. Bu lezyonlar meme bölgesinde özellikle meme başlarında görülebilir ama bu teşhis için tam bir ayrım sağlamaz.
Viral bir hastalıktır, birçok çeşidi olduğundan tam olarak tedavisi yoktur.[kaynak belirtilmeli]Veteriner hekimler hastalığın seyrine göre farklı tedavi yöntemleri uygulamaktadırlar.
Şap hastalığı, Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığının salgın hastalıklarla mücadele programında yer alan bir hastalıktır. Bu yüzden yurt genelinde 6 ayda bir aşılama programı gerçekleştirilir.
Mümkün olduğunda dezenfekte olmadan ahırlara girilmemelidir.
Ahırların duvarları, tabanı, yemliği kolay dezenfekte edilebilecek malzemeden inşa edilmeli ve dezenfeksiyonu düzenli bir şekilde yapılmalıdır.
Hayvanların devamlı bağlı kaldığı ahırların yanında yeni alınan hayvanların bağlanacağı ayrı bir bölüm inşa edilmelidir.
Bakıcıların ahıra girerken özel elbise ve çizme giymeleri sağlanmalı ve başkalarının ahıra girmelerine izin verilmemelidir.
Bakıcıların veya hayvanların ahıra giriş-çıkışta üzerine basacakları dezenfektanlı paspasların kapı önlerinde bulunması gerekmektedir.
Sağımlardan önce ellerin, memelerin ve sağım ekipmanlarının her seferinde dezenfeksiyonuna titizlikle dikkat edilmelidir.
Hayvanlar sistemli olarak şap hastalığına karşı koruyucu olarak aşılatılmalıdır.
Bölgeye yeni getirilen hayvanların hastalığı taşıyıp taşımadığı takip edilmelidir.
Aşısız hayvanlar ahıra sokulmamalıdır.
Hastalıktan şüpheli hayvanlar hemen ayrı bir ahıra alınmalıdır.
Hasta hayvanla ilgilenen bakıcı diğer ahırlara girmemeli, giydiği elbise ve çizmeler o ahırda kalmalıdır.
Hasta hayvanın bulunduğu ahırdan çıkarılan artık yem ve altlıklar derhal yakılmalıdır.
İhbari mecburi bir hastalıktır. Görülmesi durumunda Tarım bakanlığı teşkilatına haber verilmesi gereklidir.
Türkiye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Şap Enstitüsü