Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Yarkand Hanlığı (Arapça: ماَملاَكاَتي ياَركَند, mamlakati Yarkand, mamlakati Moghuliya, mamlakati Saidiya veya Seidiye Hanlığı) de denilen Doğu Türkistan'da 1514 ile 1680 yılları arasında Altışehir (Altıshahr) olarak bilinen Hotan, Yarkent, Yengihisar, Kaşgar, Aksu ve Uçturfan gibi şehirleri içine alan bölgede egemenlik sürmüş bir hanlıktır.
ماَملاَكاَتي ياَركَند Mamlakati Yarkand Yarkand Hanlığı | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1514-1680 | |||||||||
Başkent | önce Kaşgar, sonra Yarkent | ||||||||
Yaygın dil(ler) | Çağatayca, Arapça | ||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||
Han | |||||||||
| |||||||||
Tarihçe | |||||||||
| |||||||||
| |||||||||
Günümüzdeki durumu | Sincan Uygur Özerk Bölgesi |
Yarkent Hanlığı'na önceleri tarihi Kaşgar şehri, daha sonra da Yarkent şehri başkentlik yapmıştır. Hanlığın genel ruhani havası felsefeye bağlı, gizemci bir özel inanış ve anlayış egemen olduğu için, hanların ve devlet adamlarının askeri ve siyasi fikirleri sınırlı kalır. Dünyada ve komşularında oluşan değişiklikleri izleyemezler. Bu yüzden Seidiye Hanlığı siyasi ve askeri bakımından komşuları ile yarışa bilecek düzeye ulaşmamışlardır.
Çağatay (Moğolca: Цагадай, Tsagaday, Farsça: چغتاى خان Chaghatāī khān) Han’ın on üçüncü kuşaktan torunu aynı zamanda büyük Timur'un beşinci kuşaktan torunu Babür’ün dayısı olan Ahmet Alca Han’ın oğlu Said Han (1484-1533), uzun bir müddet Babür ile kader birliği yaptıktan sonra halkın da yardımı ile Kaşgar, Yarkent, Hotan şehirlerini ele geçirir ve 1514’te Yarkand Hanlığını kurar.
Said Han devletini güçlendirmek amacıyla birtakım düzeltme girişimlerinde bulunur. Aksu gibi verimli topraklara göç girişiminde bulunur. Hazineden halka mülk dağıtır. En önemlisi halkın iktisadi durumunu düzeltmek için on yıl kadar süre bir zaman içinde, halk vergiden özgür tutulur. Aksu’nun kuzey doğusu ile Bay’ın batısındaki Arbat (Aravan) denilen yerde, 1516 yılında Said Han abisi Mansur Han ile görüşür ve aralarında Altı Şehir[1]’deki bu hanlığı beraber yönetmek için bir antlaşma yapılır, bu görüşmede tarihçi Mirza Muhammet Haydar Duğlat’da bulunur.
Sultan Said Han Tibet Budistlerine karşı İslam dini uğruna savaş yolculuğuna çıktığı zaman, Astım hastalığından 2 Temmuz 1533 günü 48 yaşında ölür.[2] Bu Hanlık önce Kaşgar’ı sonra Yarkent’i başkent edinir. Başkentinin adıyla "Yarkand Hanlığı" veya kurucusunun adıyla "Seidiye Hanlığı" olarak bilinen bu hanlık, gerçi kurucusu Moğol - Çağatay soyundan olsa bile Hanlık tamamen Türk-İslam geleneğine göre yaşatıldığı için hanlığa Çağatay hanlığı denilmemektedir. Eğer bu hanlığı kendine özgü bir yönü ile açıklamak gerekirse, en çarpıcı özgü bir yönü, hanlığın kuruluşundan başlayarak hocaların kuvvetli etkisi altında kalmasıdır.
Said Han’ın yerine geçen oğlu Reşidi Han (1533-1559) babasının bu parlak önemini devam ettirememiştir. Bu devrin en büyük rahatsızlığı ülkenin Uyguristan olarak bilinen doğu şehirleri ile Altışehir olarak bilinen Hotan, Yarkent, Yengihisar, Kaşgar, Aksu ve Uçturfan gibi batı şehirleri arasındaki arasında sürdürülen üstün olma mücadelenin büyüyerek düşmanlığa dönüşmesidir.
Bu durumdan istifade eden ve Moğolistan’da egemenliği ellerine geçirerek hem Çin istikametinde hem de Doğu Türkistan yönünde ilerlemek isteyen Kalmuklar (Jungarlar) sık sık Doğu Türkistan’ın doğu şehirlerine akınlar yapmaya başlamışlardır.
Mirza Muhammet Haydar Duğlat yazdığı esere devrin Yarkand Hanlığı'nın hükümdarı Sultan Said Han’ın yerine geçen oğlu Reşidi Han'ın adını vererek Tarih-i Reşidi onun adına sunnan Mirza Muhammet Haydar Duğlat bu devir olaylarını etraflı bir şekilde anlatır.
Reşidi Han’ın 1559’da ölümü üzerine onüç oğullarından biri olan Abdülkerim Han (1559-1591), kardeşlerinin desteği ile tahta çıkmıştır. Ne var ki, Abdülkerim Han bütün gayretine rağmen ülkenin yeniden şehir devletleri haline gelmesine ve birbiri ile uğraşarak hem memleketin hem de halkın zarar görmesine engel olamamıştır. Ülkesinin ve halkının bütünlüğünü sağlama ümidi ile Batı Türkistan’da yetişmiş büyük din alimlerinden Ahmet Kazani (Mahdum-ı Azam)'nin oğullarından Hoca İshak Veli’yi Doğu Türkistan’a çağırmıştır.
Hoca İshak Veli, bütün Doğu Türkistan’ı dolaşarak Müslümanların kardeş olduğunu birbirlerine yardım ederek ülkenin ve insanların birlik ve beraberliğini korumaları gerektiğini anlatmaya çalışmıştır. Hoca İshak Veli bu çalışmalarında bazı yönden başarılı olmuş ve ülkenin parçalanmaya gitmesine engel olmuştur.
Fakat Hoca İshak Veli’nin bu etkinlikleri ülkenin doğu illerinin hakimi olan Abdüllatif Han (1614-1624) tarafından, Abdülkerim Han’ın yerine geçen oğulları Muhammet Han ile Şecaeddin Ahmet Han ve Abdullah Hanlara egemenlik yönünden yarar sağlayacağı düşüncesiyle Ahmet Kazani (Mahmud-ı Azam)'nin ilk hanımından olan büyük oğlu Hoca Kalan (Muhammet Emin)’ı Yarkent'e çağırması Doğu Türkistan'ın yazgısına etki edecek olayların gelişmesine neden olmuştur. Çünkü bu iki kardeş Hocanın ölümünden sonra oğulları büyük bir çekişmeye girerek ülkeye fayda yerine zarar getirmişlerdir. Hoca İshak Veli’nin oğulları İshakiyye veya Karatağlık adıyla, kardeşi Hoca Kalan’ın oğulları da Afakiyye veya Aktağlık adıyla ayrı görüşleri savunan iki dini grup olarak kıyasıya savaşıma girmeleri ülkeyi yeni bir döneme sürüklemiştir ki bu döneme "Hocalar Devri" denmiştir.
Ülkeyi kendi egemenliğinde tutmak için Hoca İshak Veli'yi Doğu Türkistan'a yardıma çağıran Abdülkerim Han’ın bu hareketi yalnız dini konularda değil, aynı zamanda siyasi alanda da olayların hızla gelişmesine neden oldu. Ülkenin doğu illeri ile batı illeri arasında bozulan birliği yeniden kurmak mümkün olmadı. Abdülkerim Han 1591’de öldüğü zaman ülkenin durumu bu birlikten oldukça uzaktı.
Abdülkerim Han'ın ölümünden sonra sıra ile yerine geçen oğulları önce Muhammet Han, sonra Şecaeddin Ahmet Han ve en son Abdullah Han, Yarkand Hanlığını yönetmişlerdir.
Abdülkerim Han’ın vefatından sonra yerine geçen, oğlu Muhammed Han (1591-1609), yeğeni Abdürrahim Han’ı Çalış[3]- Kaşgar - Turfan yörelerine genel vali olarak gönderir. Bu arada Abdürreşid Han’ın torunlarından Hudanbende Sultan’ın, Kazak Türklerinin lideri Teveke Han’ın yardımıyla Çalış ve Turfan'ı işgal etmesi ülkede var olan siyasi huzursuzluğu daha da artırmıştır.
Güç duruma düşen Abdürrahim Han, amcası Muhammed handan yardım isteyince, Kalmuklara müracaat ederek Hudabende Sultan’ın ülkeden çıkarılmasını istedi. Kalmukların bir ricaya isteğe uyması üzerine Hudabende Sultan geçici bir süre için ele geçirdiği Çalış ve Turfan'dan çıkarıldığı gibi kendisi de yakalanarak Abdürrahim Han’a teslim edildi. Sonunda din bilgininin ricası ile Hudabende serbest bırakılmış ve Yarkent yöresine gönderilmiştir. Bu arada Kalmuklarla dostluğu ilerleten Abdürrahim Han, Kalmuk önderi Düreng Tayşi’nin kızı ile evlenerek onlarla akrabalık kurmuştur. Abdürrahim Han’ın Kalmuklu Hanımından doğan oğlu Abdullah ileride Doğu Türkistan'a son parlak devrini yaşatacaktır.
Abdullah Han döneminde (1638-1668) kuzey komşuları olan Kalmuklar (Kalmıkça: Хальмгуд)’ın büyük bir askerî güce sahip olduğu bilinmektedir. Buna karşı önlem alınırsa da iş işten geçmiş, her şey Abdullah Han’ın aleyhine, genel olarak Seidiye Hanlığı’nın aleyhine işlemiştir.
Abdullah Han’nın kardeşi Karatağlık hocalarını destekleyen İsmail Han tahta çıktıktan sonra, Aktağlık hocaların önderi Afak Hoca ile anlaşamaz, onun nüfuzunu kırmak için sınır dışı eder, Hoca Batı Türkistan şehirlerinden ve küçük yerleşim yerlerinden geçerek uzun bir seyahatten sonra Keşmir yoluyla Çin’e ulaşmıştır. Appak Hoca Kaşgar’dan sürüldükten sonra Galdan Kuntaycı’ya sığınmış, Galdan 1679’da Appak Hocayla beraber 60 000 askeri alarak Altışehre hareket etmiştir.[4] Appak Hoca müridlerinin de yardımıyla Doğu Türkistan’ı[5] Galdan’ın yardımıyla Yedişehri ele geçirmiştir.[6] Appak Hoca, Kalmukların askerleriyle Yarkent Hanlığına gelerek Aktağlık hocaların da yardımıyla tahtı ele geçirmiş, böylece Yarkent Hanlığı fiilen yıkılmıştır.[7]
Yarkent Hanlığı zamanında devletin başında Han bulunmakta, kendilerine bağlı olan toprakları ikta olarak Handan sonra en yetkili yönetici sultan (handan sonra tahta geçecek oğlu)'lara verilirdi.
Kanunlara göre hüküm vermeye salahiyeti bulunan yöneticidir. Bir vilâyetin en yüksek memuru olan Hâkim’lere, halktan vergi toplamak ve hazineye teslim etme görevide verilmiştir.
Saray muhafız ordusunun başında bulunan kişi, Yarkent Hanlığı devrinde merkez teşkilâtının en önemli makamlarından biridir.[8]
İslâm ülkelerinde yaygın olan Kadılık, Yarkent Hanlığında da Kadılar davalara bakmakla yükümlüydü.
Mirab (Mīrāb), suyla ilgili işlerden sorumlu (buna kariz de dahildir) yöneticidir. Suyun dağıtımı, depolanması ve su ücretinin toplanması gibi görevleri bulunmaktaydı.
Yarkent Hanlığında nakıbın görevi hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu makama getirilen kişi peygamber soyundan olurdu. Ahmet Han zamanında, Hoca Abdurezak, Nakıb olarak görev yapmıştır.
Vakıf mülklerinden sorumlu, aynı zamanda arazi ve gayrı menkullerin alım-satımı, vergisi ve bunlarla ilgili çıkan anlaşmazlıkları takip etmek ve neticeye bağlamakla sorumlu[9] yöneticidir. Abdullah Han zamanında Tulak Bek, Muhammed Mümin Sultan ve Tengrikulu Bekler mütevelli görevinde bulundular.[10]
Han ve ailesinin zarurî ihtiyaçları, yiyecek ve giyecek gibi temel malzemeleri temin eden,[11] aynı zamanda, vilâyet ve bölgelerden ordu için silâh, yiyecek ve yem gibi gerekli erzak ve teçhizatın toplanmasından sorumlu kişidir.[12]
Bu dārūḡa kelimesi Moğolca olup "vilayet hakimi" anlamındadır.[13] Yarkent Hanlığında daruga fazla yüksek bir makam olmayıp, hanın veya ileri gelenlerin malikânesinde bulunan kâhya tanımı, yapmış olduğu göreve en uygun düşen açıklamadır.[14]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.