Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Sovyetler Birliği'nde veteriner tıp, Sovyetler Birliği'ndeki veteriner tıp çalışmalarıdır.
Ekim Devrimi öncesinde 1916 yılında, Rus İmparatorluğu'nda 1.636 veteriner istasyonu bulunmaktaydı. 1926 yılında bu sayı 2.762'ye yükseltilmiştir.[1]
1925 yılında ülkedeki hayvan sayısı 1914 yılında I. Dünya Savaşı öncesi seviyesine getirildi. Hayvan sayısının hızla artırılması ve büyük hayvan çiftlikleri oluşturulması, çeşitli bulaşıcı hastalıkların yayılmasına yol açtı. Bu gelişmelerle paralel olarak veteriner hekim sayısında artışa gidildi. Bu kapsamda Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Halk Komiserleri Kurulu 1926 yılında veteriner işleri üzerine bir kararname yayınlayarak veteriner hekimliğe dair yüksek öğretim kurumları kurulması bunların genişletilmesi çağrısında bulundu. Ardından çok sayıda tesis ve tanı laboratuvarı kuruldu ve buralarda aşı, serum gibi teknik araçlar üretilmeye başlandı.[1]
Suni tohumlamanın çiftlik hayvanlarındaki ilk uygulamaları Sovyetler Birliği’nde gerçekleşmiştir. 1927 yılında sığırlarda, 1928 yılında da koyunlar üzerindeki uygulamalar yapılmıştır.[2] Sovyet bilim insanı Ilya Ivanoviç Ivanov, başta atlar olmak üzere tüm çiftlik hayvanlarında suni tohumlamanın pratikte kullanılması sürecini ilk başlatan kişi unvanını elde etmiştir.[2]
1930 ve 1931 yılında Orenburg, Kirov, Türkmenistan SSC ve Azerbaycan SSC'de tarım Enstitüleri açıldı. 1932 yılında, bu bölümler Tiflis ve Mahaçkale'de de açıldı. Sonraki dönemde Harkiv, Leningrad, Omsk, Voronej, Kursk gibi birçok bölgede veteriner istasyonları kuruldu.
1929 ve 1935 yılları arasındaki kolektivizasyon döneminin başlangıç zamanlarında, çiftlikler ve çalışan personel genel olarak düşük düzeyde idi. Hayvanlar büyük gruplar halinde birleştirilmiş ve genellikle yem eksikliğine bağlı olarak epizootik hastalıklar ortaya çıkmıştı. Bu dönemde kolibasilloz, salmonella, tüberküloz, bruselloz gibi birçok hastalık kitlesel olarak görülmüştür.[1]
Çalışma ve Savunma Konseyi 1931 yılında veteriner işlerinin yeniden düzenlenmesine dair bir kararı kabul etti. Aynı yıl Merkez Kontrol Komisyonu, İşçi Halk Komiserliği ve Köylü Teftiş Kurulu Başkanlığı veteriner işlerinin durumu ve epizootik hastalıkları ile mücadele ile ilgili çeşitli kararlar aldı. 1933 yılında Sovnarkom veteriner işlerinin organizasyonu üzerine bir kararname yayınladı. Ardından veteriner işlerinin iyileştirilmesi Temmuz 1934'te Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Plenumu'nda tartışıldı. Bu düzenlemelerde hastalıkların önlenmesi amacıyla veteriner hekimlerin becerilerini ve ana faaliyetleri geliştirme, veterinerlik hizmetleri, gerekli ilaç ve ekipmanın sağlanması ve hayvan hastalıklarının ortadan kaldırılması üzerinde duruldu. Bu kapsamda şarbon, kuduz, yanıkara, domuz erizipeli, ayak tırnak hastalıkları, ağız hastalıkları, hemorajik septisemi, koyun çiçeği gibi birçok hastalığa karşı önlemler alındı. Tüm bunlarla birlikte tüm araştırma kurumları epidemiyolojik hastalıkların önlenmesi için araştırmalar yapmaya ve yöntemler geliştirmeye devam etti. Bu kapsamda çeşitli kongre ve konferanslar örgütlendi. O dönemde tedavi edilemeden hayvan hastalıklarının önlenmesi, veteriner personelinin geliştirme bu toplantıların ana konusunu oluşturmuştur. Bu kongrelerden ilki Eylül 1930 yılında, ikincisi Ocak 1932'de Moskova'da gerçekleşti.[1][3]
1934 yılından itibaren veteriner ilaçlarının kontrolü için veteriner klinikleri kuruldu. Salgın halinde görülen sığır pnömonisi büyük ölçüde ortadan kaldırıldı, Şarbon, at ensefalomiyelitisi, koyun çiçeği görülme oranları ciddi ölçüde azaldı.
1936 yılında, hükûmet yeni bir veteriner tüzüğü onayladı. Tarımda meydana gelen değişiklikleri konu alan tüzükte salgın hastalıklara karşı halkın sağlığının korunmasını sağlamak önlemleri kapsamaktaydı. Bu kapsamda birçok aşı ve serim üretildi. 1940'lı yılların başına gelindiğinde ülkede 600'den fazla aşı ve serum üreten laboratuvar, 20'den fazla biyolojik fabrika ve yaklaşık 10 bin öğrencisi ile 25 veteriner fakültesi ve enstitüsü bulunmaktaydı.[1] Çalışmalarıyla öne çıkan K.I Skryabin, ülkenin farklı bölgelerinde solucan ve helmint enfeksiyonlarının yayılmasını engellemek için çeşitli araştırmalar yaptı. seferler, temel çalışmaları düzenledi. Bu kapsamda kendisine Stalin Ödülü verildi. Aynı ödül 1940 yılında bulaşıcı hayvan hastalıkları ile ilgili çalışmalar yapan S. N. Vyshelesski'ye de verildi.[1]
Büyük Vatanseverlik Savaşı döneminde veteriner tıp konusunda gerileme görüldü. Nazi Almanyası'nın SSCB'ye saldırmasından kalkınma planları ve veteriner ilaç üretimleri engellendi. Bu dönemde özellikle salgın hastalıkları engellemek için hayvanlar ülkenin doğu bölgelerine tahliye edildi. Savaş boyunca yaklaşık 17 milyon at, 20 milyon sığır, 27 milyon domuz Naziler tarafından öldürüldü. Hayvan barınakları ve çiftlikler yıkıldı.[1][4]
Bu dönemde çeşitli bilimsel buluşlar da gerçekleşti. Doku tedavisi, ayak hastalıklarına karşı yapılan tedavi metotları geliştirildi. N. N. Ginzburg tarafından yeni bir şarbon aşısı geliştirildi. Bununla paralel olarak yeni bir koyun çiçeği aşısı da üretildi.[1]
1949 yılında kolektif çiftliklerde verimli hayvanların gelişimi için üç yıllık bir plan kabul edildi. Eylül 1953'te Sovyetler Birliği Bakanlar Konseyi hayvancılığın geliştirilmesi için tedbirler almak amacıyla bir kararname kabul etti. Bu dönemde veteriner bilimlerinin gelişimi geniş bir kapsam halinde yürütüldü. Pek çok yeni bilimsel okul kuruldu. Pratik uygulamaların da yapıldığı bu kurumlarda daha önce deneyimli olan eğitmenler tarafından hazırlanan kitaplarla çeşitli eğitimler verildi.[5]
Uzay Yarışı kapsamında 1950'li ve 1960'lı yıllarda Sovyetler Birliği yörünge altı ve yörüngesel uzay uçuşlarında insanlı uçuşların mümkün olup olmayacağını belirlemek için pek çok köpek kullanmıştır. Bu kapsamda köpeklere dair veteriner tıp çalışmaları hızlanmıştır. Sovyet bilim insanları, köpeklerin uzun süreli hareketsizliğe alışkın olduklarını düşünerek onları görevler için en uygun hayvanlar olarak belirledi. Eğitimlerinin bir parçası olarak köpekler 15-20 gün boyunca küçük kutularda tutuldu. Uzay uçuşlarının aşırı koşullarına daha fazla dayanabilecekleri düşünüldüğü için evlerde yaşamaya alışmış köpeklerden çok sokak köpekleri seçildi. Bununla birlikte huyları ve dışkı toplamak üzere yapılan alet sadece dişilerde çalıştığı için uçuşlarda sadece dişi köpekler kullanılmıştır.[6][7] Dezik ve Tsıgan 1951'de uzaya çıkan ilk köpeklerdi. Layka ise 1957'de yörüngeye çıkan ilk köpek oldu.
1970'li yıllarda veteriner tıp alanında pek çok yeni buluş yapılmış, bu kapsamda çeşitli ilaçlar kullanıma sunulmuştur.[8]
Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında 1920'li yıllarda sunni tohumlama ile ilgili çalışmalar yürütülmüştür. 1925 yılında Türkiye Tarım Bakanı Mehmet Sabri Toprak Sovyetler Birliği'ne resmi ziyarette bulunmuştur. Bu ziyaret sırasında Sovyetler Birliği'ndeki hayvancılığın tanıtılması amacıyla çiftlikler gezdirilmiş ve atlardaki sunni tohumlama uygulaması gösterilmiştir.[2] Dönemde dünyanın ilk biyoteknolojisi olan bu uygulamayı gören ve bu tekniğin İzmir İktisat Kongresi'nde saptanan ana hedeflerden biri olan hayvanların ıslahı çalışmalarında kullanılabileceğine inanan Bakan Sovyetlerden bu konunun uzmanı bir kişinin Türkiye’ye gönderilmesini rica etmiştir. Bunun üzerine Sovyetler Birliği'ndeki sunni tohumlamanın kurucusu sayılan İlia İvanoviç İvanov’un asistanlarından Mihailov 1926 yılında Türkiye'ye gelmiş ve Karacabey Harası'nda veteriner hekimlerine atlarda sunni tohumlama kursu düzenlemiştir. Bu kurs daha sonra Çifteler Harası'nda da düzenlenmiş ve böylece atlarda sunni tohumlama Türkiye'deki öteki devlet hayvancılık kurumlarına da yayılmıştır. Daha sonra özellikle koyun ve sığırlardaki sunni tohumlama ve kısırlık konularında yetiştirilmek üzere Ahmet Fahri Araz, Tahsin Muslu ve İsmail Hakkı Ünveren gibi veteriner hekimler Sovyetler Birliği'ne gönderilmiştir.[2]
Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında, sınırın iki yanında bulunan meralardan iki taraftaki halkın da yararlanması konusunda anlaşmalar imzalanmıştır. İlk anlaşma 1929'da uygulamaya sokulmuş,[9] ardından, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırında bulaşıcı hayvan hastalıklarının yayılmasına karşı alınacak çift taraflı önlemlere ilişkin antlaşma 23 Şubat 1929 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirilerek 1399 sayı ile yürürlüğe girmiştir.[10] Bu antlaşmadan sonra, 10 Temmuz-10 Eylül 1930 tarihleri arasında Moskova'da, Türkiye, Sovyetler Birliği ve İran Delegelerinin katılımı ile bir toplantı gerçekleştirilmiş ve hayvan hastalıklarına karşı alınacak ortak önlemler üzerinde görüş birliğine varılmıştır.[11][12]
1930 yılında Moskova'da gerçekleştirilen toplantı üzerine, Türkiye'nin teklifi ile Tahran'da bir araya gelen Türkiye ve İran Delegeleri, Gürbulak bölgesinde ortak bir gümrük ve veteriner hekimliği teşkilatının oluşturulması konusunun da yer aldığı 16 maddelik bir antlaşma düzenlemişlerdir. Bu Antlaşma 1937'de yürürlüğe girmiştir[13] ve Gürbulak Sınır Kapısı kurulmuştur. Tahran Toplantısının kararları uyarınca, iki ülkenin sınır komisyonları 24 Haziran 1938 tarihinde Trabzon'da toplanarak bir talimatname hazırlamışlardır.[14]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.