Santral dogma (moleküler biyoloji)
Biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının açıklanması / From Wikipedia, the free encyclopedia
Moleküler biyolojinin santral (merkezi) dogması, biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının bir açıklamasıdır. Orijinal anlamı bu olmasa da, genellikle "DNA RNA'yı, RNA proteini yapar" şeklinde ifade edilir [1] İlk olarak 1957'de Francis Crick[2][3] tarafından ifade edilmiş, 1958'de ise yayınlanmıştır.[4][5]
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Mart 2023) |
Francis Crick 1970'te yayınlanan bir Nature makalesinde bunu şöyle ifade etmiştir : "Moleküler biyolojinin santral dogması sıralı bilgilerin ayrıntılı olarak bir molekül zincirinden diğerine transferi ile ilgilenir. Bu tür bilgilerin proteinden ne proteine ne de nükleik aside geri aktarılamayacağını belirtir."[6]
Merkezi dogmanın ikinci bir versiyonu popülerdir ancak yanlıştır. Bu, James Watson tarafından The Molecular Biology of the Gene'nin (1965) ilk baskısında yayınlanan basit DNA → RNA → protein yoludur. Watson'ın versiyonu Crick'inkinden farklıdır çünkü Watson iki aşamalı (DNA → RNA ve RNA → protein) bir süreci merkezi dogma olarak tanımlar.[7] Başlangıçta Crick tarafından belirtildiği gibi dogma bugün geçerliliğini korurken,[6] Watson'ın versiyonu geçerli değildir.[2]
Dogma, en yaygın veya genel durumda, canlı organizmalarda bilgi taşıyan biyopolimerler arasındaki dizi bilgisi transferini anlamak için bir çerçeve sunar. Bu tür biyopolimerlerin 3 ana sınıfı vardır: DNA ve RNA (her ikisi de nükleik asitler) ve protein. Bu üç biyomolekül sınıfı arasında, akla yatkın 3 × 3 = 9 adet doğrudan bilgi aktarımı çeşidi vardır. Dogma bunları 3 grupta sınıflandırır: 3 genel aktarım (çoğu hücrede normal olarak gerçekleştiğine inanılır), 3 özel aktarım (olduğu bilinir, ancak bazı virüsler durumunda veya laboratuvarda yalnızca belirli koşullar altında gerçekleşir) ve 3 bilinmeyen transferler (asla gerçekleşmeyeceği düşünülmektedir). Genel transferler biyolojik bilginin normal akışını tanımlar: DNA, DNA'ya kopyalanabilir (DNA replikasyonu), DNA bilgisi mRNA'ya kopyalanabilir (transkripsiyon) ve mRNA'daki bilgiler bir şablon olarak (translasyon) kullanılarak proteinler sentezlenebilir. Özel transferler şunları açıklar: RNA'dan kopyalanan RNA (RNA replikasyonu), bir RNA şablonu kullanılarak DNA sentezlenir (ters transkripsiyon ) ve mRNA kullanılmadan doğrudan bir DNA şablonundan sentezlenen proteinler. Bilinmeyen transferler şunları tanımlar: bir proteinden kopyalanan bir protein, bir proteinin birincil yapısını şablon olarak kullanarak RNA sentezi ve bir proteinin birincil yapısını şablon olarak kullanarak DNA sentezi - bunların doğal olarak meydana geldiği düşünülmez.[6]