Atatürk Devrimleri
Türk ulus devletini yaratan köklü reformlar / From Wikipedia, the free encyclopedia
Atatürk Devrimleri ya da Atatürk İnkılâpları (Atatürk Reformları, Kemalist Devrim, Türk Devrimi, Cumhuriyet Devrimi vb. adlarla da anılır), I. Dünya Savaşı'ndan sonra çokuluslu Osmanlı Devleti'nin Türk laik ulus devletine dönüşmesiyle sonuçlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliği, önerileri, girişimleri ile gerçekleştirilmiş toplumsal, kültürel, yasal ve iktisadi bir dizi düzenlemenin genel adıdır.
Kimi kaynaklara göre devrimler, 1919'da ülkenin İtilaf Devletleri'ne teslim olmasından sonra Anadolu'daki direniş hareketinin Mustafa Kemal tarafından örgütlenmesiyle başlamıştır.[1] Kimileri ise millî bir meclisin toplanıp vergi ve vatana ihanete ilişkin kanunlar yayımlaması, sonrasında ise anayasal nitelikte Teşkîlât-ı Esâsiye'yi yayımlamasını devrimlerin başlangıcı kabul eder.[1]
I. Dünya Savaşı'nın ertesinde ülkenin işgaline karşı direnmekle sınırlı bir kitle hareketi dışında eski rejimin yıkımını tetikleyen herhangi bir başkaldırı ya da kitle hareketi mevcut değildi. 1923'e kadar eski rejimin içerisindeki bir grup, ikinci bir iktidar merkezi yaratıp toplumsal dokuyu yavaş yavaş değiştirerek iktidara yerleşmiştir ve bundan ötürü 1919-1923 arası dönem "pasif devrim" olarak adlandırılır.[1] İktidarın ele geçirilip geleneksel aristokrasinin ortadan kaldırılmasıyla merkezi millî devlet güçlendirilmiş; daha sonra sanayi başlatılmıştır.[1]
Atatürk Devrimleri'nin tarihsel bir süreç olarak, Osmanlı Devleti'nde 1839 yılında başlayıp 1876'da Birinci Meşrutiyet'in ilanı ile son bulan Tanzimat Dönemi'ndeki yenilik ve modernleşme hareketlerinin devamı olduğu görüşü yaygındır.[2] Ancak Mustafa Kemal Atatürk, meşrutiyet aydınlarının hedefleriyle yetinmemiş; modernistlerin önerdiği Latin harflerine geçiş, Batı'dan yurttaşlık yasası alınması, medreselerin ve tekkelerin kapatılması önerilerinin ötesine geçerek cumhuriyetin ilanı, hilafetin kaldırılması, laiklik ve kadınlara siyasal haklar tanınması devrimlerini de hayata geçirmiştir.[2]
Atatürk rehberliğinde gerçekleştirilen birtakım devrimler, Müslüman toplumlardaki muhafazakâr ve İslamcı çevrelerce eleştirildi ve din karşıtı uygulamalar olmakla suçlandı. Pakistan'ın ilk dışişleri bakanı Muhammed Zafirullah Han, 1951'de Pakistan başbakanının talimatı üzerine Türkiye'ye resmî bir ziyarette bulundu. Kendisi anılarında Atatürk sonrası Türkiye'yi şöyle anlatmaktadır: "Atatürk devriminden sonra, İslam ülkelerinin genel kanısı, Türkiye'de dini değerlere saygısızlık ediliyor şeklindeydi. Ama benim gördüklerim bunun tam tersiydi ve söylentilerin sadece bir itham olduğunu gördüm."[3]