![cover image](https://wikiwandv2-19431.kxcdn.com/_next/image?url=https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/2/25/Leipzigsuicide.jpg/640px-Leipzigsuicide.jpg&w=640&q=50)
1945 Nazi Almanyası'nda toplu intiharlar
From Wikipedia, the free encyclopedia
Üçüncü Reich'ın ve Avrupa'daki savaşın son haftalarında, Almanya'daki birçok sivil, hükûmet yetkilisi ve askeri personel intihar etti. Adolf Hitler, Joseph Goebbels, Heinrich Himmler, Philipp Bouhler ve Martin Bormann gibi üst düzey Nazi yetkililerine ek olarak, diğerleri Almanya'nın yenilgisini kabul etmek yerine Selbstmord'u (Almanca: "intihar", kelimenin tam anlamıyla "Kendi kendini öldürme") seçti.[1] İntihara motive edici faktörler arasında Müttefiklerin ve özellikle Kızıl Ordu'nun misilleme ve zulüm etme korkusu, intihardan vazgeçmek yerine, intiharı tercih edilen şekilde yücelten Nazi propagandası ve Adolf Hitler'in intiharından sonra umutsuzluk ortamı bulunmaktaydı. Örneğin, Mayıs 1945'te, Kızıl Ordu'nun Alman kasabası Demmin'e girmesinden önce ve sonrasında 1.000'e yakın kişi, Kızıl Ordu askerleri tarafından işlenen bir tecavüz, yağma ve infaz dalgasıyla sonuçlanan kendini öldürdü.[2] Yalnızca Berlin'de 1945'te 7.000'den fazla intihar olayı bildirildi.
![Thumb image](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/2/25/Leipzigsuicide.jpg/640px-Leipzigsuicide.jpg)
Ocak ve Mayıs 1945 arasında, binlerce Alman'ın kendi hayatına son verdiği üç farklı intihar dönemi tespit edildi. Life dergisi, "Savaşın son günlerinde, mutlak yenilginin ezici bir şekilde fark edilmesi, birçok Alman için çok fazlaydı. Ocak ve Mayıs 1945 arasında, binlerce Alman'ın kendi hayatına son verdiği üç farklı intihar dönemi tespit edildi. Life Magazine, "Savaşın son günlerinde, mutlak yenilginin ezici bir şekilde fark edilmesi, birçok Alman için çok fazlaydı. Kendilerine güç veren süngü ve bombardımandan sıyrıldıklarında, ne fatihleri ne de vicdanları ile bir hesaplaşma ile karşılaşamazlardı. " Alman psikiyatrist Erich Menninger-Lerchenthal, "daha önce Avrupa tarihinde gerçekleşmemiş olan büyük ölçekte organize toplu intiharın [...] akıl hastalığı veya bazı ahlaki ve entelektüel sapmalarla hiçbir ilgisi yoktur, ancak ağırlıklı olarak ağır bir siyasi yenilginin sürekliliği ve sorumlu tutulma korkusuyla ilgilidir" şeklinde görüşünü belirtmiştir.[3]