oyacı

Turkish

Etymology

Inherited from Ottoman Turkish اویاجی (oyacı, “pinker, lacer”); equivalent to oya (“pinking, lace”) +‎ -cı.

Noun

oyacı (definite accusative oyacıyı, plural oyacılar)

1. pinker, lacer, a worker or seller of pinking, laces, or embroidery

Declension

Declension of oyacı

singular plural nominative oyacı oyacılar definite accusative oyacıyı oyacıları dative oyacıya oyacılara locative oyacıda oyacılarda ablative oyacıdan oyacılardan genitive oyacının oyacıların Possessive forms nominative singular plural 1st singular oyacım oyacılarım 2nd singular oyacın oyacıların 3rd singular oyacısı oyacıları 1st plural oyacımız oyacılarımız 2nd plural oyacınız oyacılarınız 3rd plural oyacıları oyacıları definite accusative singular plural 1st singular oyacımı oyacılarımı 2nd singular oyacını oyacılarını 3rd singular oyacısını oyacılarını 1st plural oyacımızı oyacılarımızı 2nd plural oyacınızı oyacılarınızı 3rd plural oyacılarını oyacılarını dative singular plural 1st singular oyacıma oyacılarıma 2nd singular oyacına oyacılarına 3rd singular oyacısına oyacılarına 1st plural oyacımıza oyacılarımıza 2nd plural oyacınıza oyacılarınıza 3rd plural oyacılarına oyacılarına locative singular plural 1st singular oyacımda oyacılarımda 2nd singular oyacında oyacılarında 3rd singular oyacısında oyacılarında 1st plural oyacımızda oyacılarımızda 2nd plural oyacınızda oyacılarınızda 3rd plural oyacılarında oyacılarında ablative singular plural 1st singular oyacımdan oyacılarımdan 2nd singular oyacından oyacılarından 3rd singular oyacısından oyacılarından 1st plural oyacımızdan oyacılarımızdan 2nd plural oyacınızdan oyacılarınızdan 3rd plural oyacılarından oyacılarından genitive singular plural 1st singular oyacımın oyacılarımın 2nd singular oyacının oyacılarının 3rd singular oyacısının oyacılarının 1st plural oyacımızın oyacılarımızın 2nd plural oyacınızın oyacılarınızın 3rd plural oyacılarının oyacılarının

Further reading

• Çağbayır, Yaşar (2007) “oyacı”, in Ötüken Türkçe Sözlük (in Turkish), volume 1, Istanbul: Ötüken Neşriyat, page 3654