Loading AI tools
dil bilgisi ile bağlantılı şekilde bir veya daha fazla kelimeden oluşan metin birimi, söz dizimi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.
Cümle; düşünce, duygu, oluş ve isteklerin bildirildiği söz dizisidir. Tek bir fiil kipinden ibaret olduğu gibi, birbirine dilbilgisel bağlarla bağlı birçok sözcükten de meydana gelmiş olabilir. "Gidiyorum.", "Çekil.", "Yürüyelim." gibi tek bir sözcükten ibaret olan cümleye bir deyilikli; "Ben gidiyorum.", "Sen çekil.", "Haydi yürüyelim." gibilerine ise iki deyilikli denir.
Cümle sözcüğü Türkçeye, Arapça cumle (جملة) sözcüğünden geçmiştir.[1] Türkçe kökenli tümce sözcüğü ise cümle ile eşanlamlı olarak kullanılmasının yanı sıra bazen basit cümle veya karmaşık cümleyi meydana getiren cümleciklerden her biri anlamında da kullanılır.
Bir cümlede tümleç her zaman bulunmayabilir ancak özne ve yüklem, ünlemler hariç tüm cümlelerde bulunur:
Burada yüklemin taşıdığı kip ekine bakılmaksızın hangi anlamı taşıdığına bakılır.
Olumlu-olumsuz cümle, istek cümlesi, ünlem cümlesi, şart cümlesi, soru cümlesi, emir cümlesi gibi çeşitleri vardır.
Olumlu cümle, yüklemi olumlu olan cümledir:
Olumsuz cümle, yüklemi olumsuz olan cümledir. Olumsuzluk ekleri -me, -ma kullanılarak oluşturulur:
Bazı cümlelerin yüklemi olumlu olduğu hâlde anlamca olumsuzdur. Örnek:
Soru-cevap cümlelerinde de anlam olumsuz olabilir:
Bir cümlede iki olumsuzluk varsa, anlam olumluya döner:
Ancak, iki olumsuzluğun ikisi de bağımsız yargı bildirirse anlam olumsuz kalır. Örnek:
İçinde soru eki (mi, mu) veya soru sözcüğü (kim, neden, nereden, nasıl) olan cümledir. Kural olarak soru cümlesi sonunda (?) kullanılır, ancak bazı cümlelerde soru eki temel önermeye yönelik değilse (?) işareti kullanılmaz: Her şeyi bu maddeye yazamayız; yazdık mı uzar gider, cümlesindeki gibi. Bir de sorulu olumsuz cümle vardır. Bu cümlenin yüklemi olumsuzdur ve soru eki almıştır: Bu madde özgün değil mi? gibi. Soru cümlelerine karşı mutlaka cevap cümleleri ortaya çıkar. Cevap cümleleri tam kurulmayabilir: -Sen mi yazdın? -Evet ben... gibi. Bazı soru cümleleri cevapsız kalabilir: -Bu nasıl yazı?; Hangi dağda kurt öldü?; Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum?; Bakalım, seçim sonuçlarının anlamı nedir?; gibi. Soru cümlelerine cevap iki türlüdür: -mi ekiyle kurulmuş soru cümleleri genellikle -evet ya da -hayır diye cevaplanır. Olumsuz soru cümlesine cevap ise iki yolla olur, ya hayır denir, yahut -mi soru ekine karşı olumlu cevap verilir: -Bu maddeyi onlar hâlâ yazmadılar mı? cümlesine -Hayır veya -Yazdılar cevabı verilir. (Ayrıca soru cümlesi maddesine bakınız).
İçinde ünlem ve ünleme benzer sözcükler (komutlar) olan cümlelerdir. Ünlem Cümlesi bir duyguyu ifade eder. Seslenme, heyecan, sevinç, şaşma, sıkılma vb. ifadelerden oluşan ünlem sözcüklerinin kullanıldığı cümlelerdir. Örnekler:
Burada yüklemin çeşiti önemlidir. İki çeşiti vardır.
Burada yüklemin cümle içindeki yeri önemlidir.
Geleneksel dilbilgisi içerisinde elipsler tamamlanmamış, eksik cümleleri ifade eder. Çünkü sözlü iletişim, ortak bir sözdiziminden ve ortak bir dünya görüşünden ileri gelir. Fakat bütünleyici bir ortak alan-durumsal tecrübe ortaya çıkar. Dil ekonomisi artık bilgilerden kaçınmaya müsait olarak bilgilerden kaçınmayı gerektirir. Söz konusu klasik bir elips genellikle cevap elipsinde bulunur. Bu durumu aşağıdaki örnekte görebiliriz.
A: Bu yaz yine tatile gideceğim.
B: Nereye?
A: Bodrum'a veya Antalya'ya.
B: Yalnız mı?
A: Hayır, eşim ve çocuklarımla birlikte.
B: Peki ne zaman?
A: Büyük olasılıkla Temmuz veya Ağustosta.
Bu örnekte görüldüğü üzere ilk cümle dışındaki cümlelerin yüklemleri yok. Böyle, yüklemi eksik olan cümleler birer eksiltili cümledir.
Burada bir yapının kabulü söz konusu. Bir defa elde edilen sözdizimsel bir “temel”, “konu değişikliği” vasıtasıyla bir yenisi oluşturuluncaya kadar geçerlidir. Böyle bir yapı dâhilinde dinleyici için tamamen yeni ve bilgilendirici olan şey konuşulur. Buna rağmen gereksiz zannedilen bilgiler verilir, konuşmacı eksiksiz cümleler kullanır. Konuşmacı anlaşılamamasına rağmen, fikirlerine özel bir anlam içerisinde önem verir. Bu, dinleyici tarafından algılanan bir anlamdır. Böylece kendi dilsel yetisinin doğruluğunu sınama çabası söz konusu olabilir. Elipsler anlaşılabilirdir, çünkü elipsler; mimik, jest veya ortak fikirlerle oluşan işaretlerle konuşmaya katılanların sözdizimini senkronize edebilmesini sağlar.
Cümle, bir sözcük dizisidir, ancak en az bir sözcüklü ifadeler de cümle sayılmaktadır. "Yazıyorum", gibi. Maksimum sözcük sayısı ise sonsuzdur, ne var ki, hiçbir dilde hiçbir cümlenin sözcükleri en fazla bir paragraf uzunluğunu geçmez, çünkü konuşma dilinde sesin yettiği yere kadar sözcük sarf edilerek cümle kurulur ve anlambilim açısından, bir cümlenin ögeleri ne kadar çoğalırsa o cümle anlaşılmaz olabilir. Geleneksel olarak konuşulan dilde cümlelerin çoğu kalıplaşmış olarak kültürde mevcut olabilir. Mesela bir şaşkınlık cümlesi olarak "Amma da yaptın ha" dizesi, Türkçe coğrafyasının her yerinde aynıyla kullanılır. Bu kalıplaşma, sözdiziminin zaman içinde bütün ulusun ortak ve aynı anlamla üretilmesindendir yoksa teorik olarak aynı cümlenin ifade ettiği anlamı çok değişik sayıda sözcük kullanarak sonsuzca çeşitlendirmek de mümkündür, ama bir anadilin ana meselesi ortak dil olarak en hızlı iletişimi kurmak olduğundan, cümle tarzları kalıplaşmıştır. Örnek:
Bu sözcük genişletmesi sonsuza kadar sürer. O hâlde, en iyi cümle nedir? Dilbilimi açısından en iyi cümle, bir düşünceyi içinde gereksiz hiçbir sözcük olmaksızın anlatan duru cümledir. Eskiden buna "efradını cami ağyarını mani" denilmiştir. Cümle vardır, çok uzundur fakat hâlâ istenileni anlatamaz; cümle vardır, iki sözcüktür ama ifade yerindedir. Konuşma ve yazı dilinde hiçbir anlam ifade etmeden, sözcüklerin yan yana gelmiş olması itibarıyla yapılmış cümlelere her yerde rastlanmaktadır. Bu, düşüncesiz dil, dilsiz düşünce olamayacağına dair bir dilbilim ilkesine aykırıdır. Sesbilgisi yönünden de anlamsız ve art arda sıralanmış yama cümleleri hemen belli olur, çünkü kulağı tırmalar ve giderek konuşan ve yazan dinlenmez, okunmaz olur.
Biçim bilgisinde fiil denilen yüklem kural olarak cümlenin sonundadır. İş, oluş, düşünüş, duyuş, yargılayış belirtir. Bu görevdeki her sözcük yüklemdir ve cümlenin her yerinde yer alabilir. Bunlar yerlerine göre cümlecik yüklemi ve temel önerme yüklemi olur. Temel önerme yüklemleri yalın, türemiş, bileşik olarak bütün fiillerden ve ek eylemlerle biçimlenen sözcüklerden (sıfatlar, adıl, ad, belirteç, ilgeç, mastar) ve durum takılarıyla (-de, -den, -e) çekimlenen ad soylu sözcüklerden olur. Ayrıca şunlar ekeylem alarak yüklem olur: var, yok, değil sözcükleri; ulaçlar, ekler, takılar, söz öbekleri, dizeler, harfler.
Yükleme göre cümle ikiye ayrılır: Fiil cümlesi, ad cümlesi. Bazı yüklemlerde ek eylemi düşmüş yahut kullanılmamış sözcükler olabilir. Sonu, kesin yargı bildirmek için -dir ile biten cümlelerde yüklem kişilere göre çekilmişse fiil cümlesi olur.
Cümle, yüz tane sözcükle de kurulsa, temel ögesi olan özne ve yüklem bellidir, bütün tümleçler bu iki ögeyi tamamlar. Kurallı cümlede özne önce gelir ancak devrik cümlede yüklem önce gelir.
Yüklemin anlamını arayan sözcük öznedir. Ad, ad takımı, sıfat takımı, adlaşmış sıfat, adıl, harf, ek ve takı, belirteç, ilgeç, bağlaç, ünlem, ikileme, yan önerme, tek cümle hâllerinde olur. Bazen özneye -di, -dir eklenir: -Bakkala gidiyorum ne alayım? -Al işte, ekmekti reçeldi, peynirdi ne varsa al. cümlesindeki gibi. Bunun dışında özneler yalın olur, -i, -e, -de, -den durum takıları almazlar. Cümlede özneyi bulmak için kim ve ne soruları sorulur. Bir cümlede bir yüklemin bir öznesi olur. Bağlaçla, virgülle ayrılmış ikiden fazla ögelerin hepsi bir özne sayılır: Cümle nedir? Özneler, yüklemler, tümleçler, ünlemler hepsi cümledir. Adlar da cümledir, zarflar da... örneğindeki gibi.
Türkçede en fazla karıştırılan konulardan biri özne ile yüklemin uygunluğudur. Özne/yüklem uyğunluğu iki bakımdan olur: Tekillik-çoğulluk ve kişiler. Tekillik-çoğulluk uygunluğu: 1. Tekil kişi, bir topluluk adına konuşursa yüklemi çoğul kullanır: Bildiri hakkında ne düşündüğü sorulan genelkurmay başkanı "sözümüzün arkasındayız" dedi. cümlesindeki gibi. 2. Böbürlenmelerde çoğul olur: -Biz bu lafları çok duyduk. gibi. 3. Mütevazılık için: -O zaman şu şu maddeleri de ekleyelim, cümlesindeki gibi. 4. İkinci tekil şahıslar, saygı ve nezaket bildirirken çoğul olur: -Buyrun o zaman siz yazın, gibi. 5. Üçüncü şahıslarda saygı, anlatımı güçlendirme için çoğul olur: -Kurucumuz burayı onurlandırdılar; -Sayın başbakan gelecekler mi?, gibi. 6. Çoğul öznelerin yüklemleri şu durumlarda hep tekil olur: -Beden organları ve bunlardan çıkan ses ve yaşlar için: -Sesler kesildi.; -Gözlerinden yaşlar aktı. -Fiil adlarında: -İşlerimiz iyi gidiyor. -Tamlamalarda: -Kanatlı kapının demir sürgüleri gıcırdıyordu. -Cansız varlıklar: -Sular kesildi.gibi. Ancak, cansız varlıklar tek tek ifade edilecekse, yüklem çoğul olur: -Hayvanlar duygulu varlıklardır.; Tanklar her yandan saldırıyorlardı. gibi. 7. Bitkiler, hayvanlar: -Bahçede güller, laleler, papatyalar her yeri kapladı. Karıncalar geldi, kuşlar yuva yaptı. 8. Soyutlamada: -Emanetler ehline verilir. 9. Zaman adları: -Aylar, yıllar geçti. 10. Topluluk adları: -Tümen harekete geçti.; -Güruhtan o ses yükseldi.; -Millet ona sahip çıktı. gibi. 11. Sayılarla belirtilen öznelerde: -42 milyon seçmen oy kullandı.; -Saldıranlar iki kişiydi. gibi. Bazen vurgu için çoğul kullanılır: -İki kişiydiler. 12. Nicelik gösteren belgisiz sıfatlarda ve özne olmuş belgisiz adıllarda: -Beni kaç kişi istedi?; -Onların birçoğu bilmez.; -Kör tuttuğunu öper.; -Herkes aynı kanıda. Vurgu için bazen çoğul olur: -Bu yazarlar haddini bilmeden yazıyorlar. 13. Var/yok ünlemlerinde: -Yoksullar var, açlar var.; -Kimseler bilmez. 14. İnsan olan çoğul öznelerde:
Cansızlarda, bitki ve hayvanlarda da bu durumda çoğul kullanılır: -Ağaçlar yaprak dökecekler, yaprak dökecekler... -Bu kızgın çölde hayvanlar su kaynaklarında toplanırlar. (belgesel anlatımı).
Kişi uygunluğu: 1. Tek özne tek yüklemdir: -Ben yaptım, sen aldın, onlar dinlemediler. 2. Öznesi ayrı olma durumunda:
-Babanla ben tatile gidiyoruz. -O gece orada sen, ben ve Ahmet vardık.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.