Loading AI tools
Türklerin kıpçak kolundaki topluluk Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Kırım Tatarları ya da Kırımlılar (Kırım Tatarcası: qırımtatarlar, qırımlılar), anayurtları Karadeniz'in kuzeyindeki Kırım yarımadası olan Türkî halktır.[9][10] 1783'te Kırım Hanlığı'nın Rusya tarafından ilhak edilmesiyle birlikte Osmanlı Devleti'ne zorunlu göçe tabi tutulmuşlar ve kendi vatanlarında azınlığa düşmüşlerdir. SSCB döneminde Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te sürgüne uğrayarak nüfuslarının yarısını yitirmişlerdir. SSCB'nin yıkılmasıyla sürüldükleri topraklardan Kırım'a geri dönmeye başlayan halk, Ukrayna'nın ana Müslüman unsurunu oluşturur.
Bu maddenin daha doğru ve güvenilir bilgi sunması için güncellenmesi gerekmektedir. Daha fazla bilgi için tartışma sayfasına bakınız. |
Günümüzde Kırım Tatarlarının sürgünden dönen kısmı Kırım'da, sürgünden dönemeyenlerin çoğu Özbekistan'da, Rusya İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'na zorunlu göçe tabii tuttuğu kısmı ise Dobruca (günümüzde Romanya ve Bulgaristan'da kalmaktadır) ve Türkiye'de yaşarlar.
Kırım Tatarları Kırım'da bir halk olarak ortaya çıkmış olup farklı tarihsel dönemlerde Kırım'da yaşayan çeşitli halkların torunlarıdır. Çeşitli zamanlarda Kırım'da yaşayan ve Kırım Tatar halkının oluşumunda yer alan ana etnik gruplar: İskitler, Sarmatlar, Alanlar, Yunanlar, Gotlar, Ön Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler, Çerkesler gibi halklardır. Bu farklı etnik konglomeranın tek bir Kırım Tatar halkına birleştirilmesi yüzyıllar boyunca gerçekleşti. Bu birleşme sürecindeki bağlantı unsurları, bölgenin, Türk dilinin ve İslam dininin ortaklığıydı.[11][12]
Kırım, konumu gereği tarih boyunca birçok göçebe ve yerleşik halka ev sahipliği yapmış bir yarımadadır. Kırım'ın kıyı kesimleri çoğunlukla denizcilikle ve ticaretle uğraşan halklarca yurt edilirken, Kırım'ın iç kesimleri ve kuzeyinde yer alan düzlükler göçebe halkların yurt tuttuğu bölgelerdir. Bu nedenle Kırım kıyılarına, Kerç boğazına ve Azak kıyılarına başta Antik Yunan kolonileri yerleşmiş, daha sonra onların yerini Bizans ve Ceneviz kolonileri almıştır. Kırım'ın iç kesimleri ve Karadeniz kuzeyinde yer alan düzlüklerde ise İskitler, Kimmerler, Hunlar, Alanlar, Hazarlar, Göktürkler ve Kıpçaklar gibi göçebe bozkır halkları yerleşmiştir. Moğol İmparatorluğu'nun orduları bu bölgeye geldiklerinde karşılarında Kıpçakları buldular. Deşt-i Kıpçak, Moğol hakimiyetine girdikten sonra bölgedeki tüm halklar da bu devlete tabii oldular [kaynak belirtilmeli]. Ancak Moğol ordusunun yalnızca komuta kademesi Moğol olup, geri kalanı Türklerden oluşmaktaydı. Az sayıda Moğol askeri ve boyları da bu çoğunlukta Türkleşmişlerdir. Cengiz Han'ın ölümünden sonra Cuci'nin oğlu Batu Han'a düşen Deşt-i Kıpçak, Kafkasya, Rus prenslikleri, İdil boyu, Hazar'ın kuzey kıyıları ve batıda kalan tüm topraklar Altın Orda Devleti adı ile anılmıştır. Bu devletin ardılları olan Kırım Hanlığı, Kazan Hanlığı, Astrahan Hanlığı, Sibir Hanlığı ve Şeybani Hanlığı genel olarak Kıpçak kökenli Türklerden oluşmuşlardır. Bu ardıllardan Karadeniz'in kuzeyinde hükmeden Kırım Hanlığı'nın halkına Kırım Tatarları denmiştir.
Kırım Tatar halkının oluşumunda önemli bir rol, Tarih yazımında Kumanlar olarak bilinen Batı Kıpçaklarına aittir. Eski zamanlardan beri Kırım'da yaşayan diğer tüm halkları içeren konsolide etnik grup oldular. XI-XII yüzyıldan Kıpçaklar Volga, Azak ve Karadeniz bozkırlarını yerleşmeye başladı (o zamandan 18. yüzyıla kadar Deşt-i Kıpçak (Kıpçak Bozkırı) olarak adlandırıldı). 11. yüzyılın ikinci yarısından bu yana aktif olarak Kırım'a taşınmaya başladılar. Cuman'ların önemli bir kısmı Kırım dağlarında saklandı, Birleşik Kuman-Rus birliklerinin Moğollardan yenilgisinden ve daha sonra Kuzey Karadeniz bölgesindeki Cumanian proto-devlet oluşumlarının yenilgisinden sonra kaçtı.
XV yüzyılın sonunda, bağımsız bir Kırım Tatar etnik grubunun oluşumuna yol açan ana Önkoşullar yaratıldı: Kırım Hanlığı'nın siyasi egemenliği Kırım'da kuruldu, Türk dilleri (Hanlık topraklarında Cuman-Kıpçak) baskın hale geldi ve İslam, yarımada boyunca devlet dininin statüsünü kazandı. Kırım, İslam dini ve Türk dilinin Kuman nüfusunun "Tatarları" adını alan bir üstünlükle, yarımadanın çok etnikli konglomerasını pekiştirme süreci başladı ve bu da Kırım Tatar halkının ortaya çıkmasına neden oldu.[14]
13. yüzyılın başında, nüfusun çoğunluğu Türk halkından oluşan Kırım, Kumanlar, Altın Orda'nın bir parçası oldu. Kırım Tatarları çoğunlukla 14. yüzyılda İslam'ı kabul ettiler ve daha sonra Kırım Doğu Avrupa'daki İslam medeniyetinin merkezlerinden biri haline geldi. Aynı yüzyılda, Altın Orda'nın Kırım Ulusunda ayrılıkçılığa yönelik eğilimler ortaya çıktı. Kırım'ın Altın Orda'dan fiili bağımsızlığı, Altın Orda Toktamış'ın güçlü Hanının kızı ve Nogay Ordası kurucusu Edige Han'ın eşi olan Prenses (Khanum) Canike'nin başlangıcından bu yana sayılabilir. Saltanatı sırasında, 1437'de ölümüne kadar Kırım tahtı mücadelesinde Hacı Giray'ı güçlü bir şekilde destekledi. Canike'nin ölümünden sonra Kırım'daki Hacı Giray'ın durumu zayıfladı ve Kırım'dan Litvanya'ya gitmek zorunda kaldı[15]
Kırım Tatarları, 16.ve 18. yüzyıllarda bir Osmanlı vasal devleti olan Kırım Hanlığı zamanında bir ulus olarak ortaya çıktı.Rus tarihçi, tarih doktoru, Rusya Bilimler Akademisi Profesörü Ilya Zaytsev, tarihsel verilerin analizinin, Türkiye'nin Kırım politikası üzerindeki etkisinin eski Türk kaynaklarında ve Emperyal Rus kaynaklarında bildirildiği kadar yüksek olmadığını gösterdiğini yazıyor.[50] Kırım'ın Türkçe konuşan nüfusu çoğunlukla 14. yüzyılda İslam'ı kabul etmişti, Altın Orda Özbeg Han'ın dönüşümünün ardından.[1736 yılında Kırım ilk Rus işgali zamanında 51], Han arşivleri ve kütüphaneler İslam dünyasında ünlü olmuş ve Han Krym altında-Girei Aqmescit şehri Kezlev Limanı Rotterdam ve Bakhchysarai ile karşılaştırıldığında kanalizasyonu bulunan Molière dururken Avrupa'nın en temiz ve en yeşil şehir olarak nitelendirildi. Şehre Fransız kanalizasyonu uygulandı ve tiyatro ile donatılmış oldu.[16]
Kırım tatarları üç alt etnik gruba ayrılırlar:
Tatlar: Dağ yahudileri olarak bilinen Tat halkı ile bağlantıları yoktur. Ortayolaq lehçesi konuşurlar ve yaklaşık %55 ile en büyük alt etnik gruptur.
Yalıboyu (Yalıboylu) Tatarları: Kıyılarda yaşayan ve Türkiye Türkçesine en yakın lehçeyi konuşan Yalıboylu Tatarları yaklaşık %30 oranındadırlar.
Nogaylar: Kuzey bölgelerde yaşayan, yaklaşık %15 oranındaki Nogaylar, Çöl leçesini konuşurlar.
Tehcir ve soykırım, üç alt etnik grubun birleşmesinin dramatik bir şekilde hızlanmasına katkıda bulunmuştur.[17]
Türkiye'de Osmanlı dönemindeki yoğun zorunlu göç nedeniyle çok sayıda Kırım Tatarı olduğu bilinmekle birlikte, nüfus sayımlarında köken sorulmadığından kesin sayıları bilinmemektedir. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu arşivleri baz alınarak yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 1.200.000 kişi Kırım Hanlığı'ndan Osmanlı topraklarına göç etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin nüfus artış oranlarına düşünüldüğünde 5.000.000 Türk vatandaşının Kırım kökenli olması olasıdır.
O dönem Osmanlı İmparatorluğu toprağı olan, günümüzde ise Romanya ve Bulgaristan arasında paylaşılan Dobruca bölgesinde de toplamda 50.000 civarı Kırım Tatarı'nın kaldığı düşünülmektedir. Burada yaşayan Kırım Tatarlarının önemli bir kısmı Türkiye'ye ve az bir kısmı da Kanada'ya göç etmişlerdir.
SSCB'nin çöküşünden sonra Ukrayna'da kalan Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde ise, sürgündeki Kırım Tatarlarının Kırım'a geri dönmelerine görünüşte müsaade verilmesine rağmen Kırım'daki Rus yetkililerce ve Moskova etkisindeki Kiev hükûmetince sürekli zorluklar çıkarılmış ve geri dönüş yavaşlatılmaya çalışılmıştır. 1990 sonrası on binlerce Kırım Tatarı kendi imkanlarıyla Kırım'a döndükten sonra 2000'li yıllarda geri dönüş hızı binlerle ifade edilmeye başlanmıştır. Sürgünden Kırım'a geri dönen Kırım Tatarlarının sayısı 2014 Rus işgali öncesinde 350.000 kişi olduğu tahmin edilmekle birlikte Rus işgalinin getirdiği olumsuz koşullar, baskı ve insan hakları ihlalleri nedeniyle yaklaşık 20.000 Kırım Tatarı Ukrayna anakarasına zorunlu göçmek durumunda kalmıştır. Yan taraftaki demografik haritalarda da görüleceği üzere, 1939 yılına atıf yapan haritada Kırım Tatarları 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü öncesinde kıyı kesimlerinde çoğunluktaydılar, iç kesimde yaşayan Kırım Tatarları ise Çarlık döneminde Osmanlı topraklarına zorunlu göçmek durumunda kalmışlardı. 2001 yılına atıf yapan haritada ise Kırım Tatarları iç kesimlere yerleşmek zorunda kaldılar. Birçok insan vatandaşlık almaktan ve haklarını kullanmaktan yoksun kaldı, Kırım'da bıraktıkları hiçbir mülkü geri alamadılar ve geldikleri ilk yıllarda turistik Kırım kıyılarında yaşamaları yasaktı.
Kırım'ın Rusya tarafından işgal edilmesi sonrası Kırım'da 300.000 ila 350.000 kişi olduğu tahmin edilirken, Kırım'dan Ukrayna'ya sığınan Kırım Tatarlarının sayısının 20.000 kişi olduğu düşünülmektedir. Bu sığınmacıların önemli bir kısmı Lviv ve Kiev'de yaşamaya çalışmaktadır. Ukrayna anakarasında ise 1990 yılı öncesinde sürgünden dönüp Kırım'a girmesi engellenen ve bu nedenle Herson'a yerleşen 10.000 ila 15.000 kişi bulunmaktadır. Ayrıca Kırım'ın Kerç boğazının karşı kıyısı olan Krasnodar'da da yine 1990 öncesi gelip Kırım'a girmesi engellendiği için oraya yerleşen 10.000 kişi kadar Kırım Tatarının olduğu tahmin edilmektedir.
Kırım Tatar Sürgünü ile çoğunlukla Özbekistan'da olmak üzere eski Sovyet coğrafyasında önemli miktarda Kırım Tatarı yaşamaktadır. Özbekistan'da kalanların sayısının 150.000 ila 200.000 kişi olduğu tahmin edilmektedir. Eski Sovyet coğrafyasında yaşayanlar ise dağınık hallerde binlerle ifade edilmektedirler.
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda ve Kanada'da yaşayan Kırım Tatar diasporaları da çoğunlukla Türkiye'deki Kırım Tatar diasporasındandırlar.
Yurtlar veya göçebe çadırları, geleneksel olarak Kırım Tatarlarının kültürel tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Farklı yurt türleri vardır; bazıları büyük ve açılıp kapanabilen, "terme" olarak adlandırılırken diğerleri küçük ve katlanmayan (otav) olarak adlandırılır.
Nevruz bayramında Kırım Tatarları genellikle yumurta, tavuk çorbası, kabaklı etli börek (kobete), helva ve tatlı kurabiyeler pişirirler. Çocuklar maskeler takar ve komşularının pencerelerinin altında özel şarkılar söylerler ve karşılığında şekerler alırlar.
Göçebe bozkır Kırım Tatarlarının şarkıları (makamları) diyatonik, melodik sadelik ve kısalık ile karakterize edilir. Dağlık ve güney sahil Kırım Tatarlarının şarkıları Türkü olarak adlandırılır ve zengin süslemeli melodiler ve ezgilerle söylenir. Ev halkı lirizmi de yaygındır. Kırım tatillerinde ve düğünlerinde zaman zaman genç erkekler ve kadınlar arasında şarkı yarışmaları düzenlenilir. Ritüel folklor, kış selamlamalarını, düğün şarkılarını, ağıtları ve dairesel dans şarkılarını (khoran) içerir. Destanlar veya destanlar Destanlar veya destansı hikâyeler, özellikle "Chora batyr", "Edige", "Köroğlu" ve diğerleri gibi, Kırım Tatarları arasında çok popülerdir.[18]
Kırım Tatar ulusal kıyafetleri, Kırım Tatarlarının geleneksel giyim tarzını yansıtır. Erkeklerin kıyafetleri, "tübeteika" adı verilen siyah bir şapka, "cherkeska" adı verilen geniş yakalı ceket, "tumar" adı verilen dar pantolon ve "çerkez çizmesi" adı verilen yüksek deri çizmelerden oluşur. Kadınların kıyafetleri ise genellikle renkli ve desenli bir etek, "cepken" adı verilen bir gömlek, "yüzük" adı verilen bir örtü ve başlarına takılan bir örtüden oluşur. Kadınların kıyafetlerinde genellikle gül veya çiçek desenleri gibi doğal motifler bulunur. Geleneksel kıyafetlerde kullanılan renkler genellikle canlı ve parlak tonlardır. Kırım Tatarları, özellikle düğün ve bayram gibi özel günlerde, geleneksel kıyafetleri giymeyi tercih ederler.
Bugün kullanımda iki tür alfabe var: Kiril ve Latin. Başlangıçta Kırım Tatarları Arap alfabesini kullanıyordu. 1928'de yerini Latin alfabesine bıraktı. 1938'de Rus alfabesi temel alınarak Kiril alfabesi tanıtıldı. Kiril alfabesi 1938 ile 1997 yılları arasında tek resmi alfabeydi. Tüm harfleri Rus alfabesiyle örtüşür ve aynıdır. 1990'lar, dilin kademeli olarak Türk alfabesine dayalı yeni Latin alfabesine geçişine tanık oldu.[19]
|
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.