Fuzûlî (y. 1480 veya 1494 - 1556, Kerbela ya da Bağdat), Azerbaycan Türkçesi,[1][2][3] Arapça[2] ve Farsça[3] eser veren Osmanlı dönemi Türk divan şâiridir. Asıl adı Mehmed bin Süleyman'dır. Oğuzlar'ın Bayat boyuna mensuptur.[4][5] Arapça ve Farsça eserleri de bulunmakla birlikte Azerbaycanca'nın en önemli lirik şairi olarak kabul görmüştür.[3][6] Mehmed Fuzûlî Alevî Müslümanların Yedi Ulu Ozanlarından birisidir.[7]
Fuzûlî فضولی | |
---|---|
Doğum | Mehmed b. Süleyman 1480 veya 1494 |
Ölüm | 1556 Kerbela, Osmanlı İmparatorluğu |
Takma ad | Fuzûlî |
Meslek | Şair |
Dil | Azerbaycan Dili, Farsça ve Arapça |
Dönem | 16. yüzyıl |
Edebî akım | Divan edebiyatı |
Önemli eser | Hadikatü's-Süada, Su Kasidesi |
Çocuklar | Fazlî |
Etkiledikleri | |
Hayatı
Ailesi göçebe hayatı bırakıp günümüzdeki Irak bölgesine yerleşmiş olan Oğuzların Bayat boyundandır. Fuzûlî'nin her ne kadar kesin olmasa da 1483 yılında Akkoyunlular zamanında şimdiki Irak'ta Kerbela veya Necef'te veya Kerkük iline bağlı Kale semtinde doğduğu tahmin edilir.[3]
Fuzûlî iyi bir eğitim almak için ilk önce Hillah şehrinde müftü olan babasından ve daha sonra Rahmetullah adındaki bir öğretmenden eğitim görmüştür.[8] Daha sonraki öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte; eserlerinden İslamî bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Su Kasidesi'nin 2. beytinde;"Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem","Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su"diyerek astronomi bilgisinin de iyi olduğunu ortaya koymuştur. Türkçe Divanı'nın önsözünde şöyle demiştir:
“ | "İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir" | ” |
Anadili olan Azerbaycan Türkçesi,[1] Arapça[2] ve Farsça[3] divan şiirlerini yazmıştır. Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Azerbaycan Türkçesi'dir. Halk deyişlerinden bolca yararlanmıştır. Fazlî Çelebi Fuzûlî-zâde isimli oğlu vardı.[9]
Bedensel zevklerden ziyade tasavvufî bir aşk, Ehl-i Beyt'e duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir. Duygu ve düşüncelerini çok içten ve lirik bir şekilde ifade etmeyi kolayca başarmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirinde karşılaştırılabileceği tek şair Yunus Emre'dir. "Leylâ ile Mecnun" mesnevîsi aynı konuda yazılmış (Arapça ve Farsça dâhil) en iyi mesnevîlerden biridir.
İran şiirinden Hâfız, Türk şiirinden ise Nesimî ve Nevai çizgisini en başarılı şekilde kemâle erdirmiştir. Kendisinden sonra gelen bütün divan şairlerini etkilemiştir. Onun, Kerbela'da 1556 yılında içinde yaygın olan salgın bir hastalık sonucunda, veba veya koleradan öldüğü tahmin edilir. Nefsini yüceltmemek, kibir ve gurur yapmamak için şiirlerinde "boş, gereksiz, yersiz" anlamına gelen "fuzuli mahlasını kullanmıştır.
Şair bu mahlası niçin seçtiğini Farsça divanının önsözünde şu şekilde açıklamaktadır: "Şiire başlarken günlerce bir mahlas almak yolunda düşündüm. Seçtiğim mahlasa bir müddet sonra bir ortak çıktığı için bir başka mahlas alıyordum. Nihayet benden önce gelen şairlerin ibareleri değil mahlasları kapıştıklarını anladım. Karışıklığı ortadan kaldırmak üzere Fuzûlî mahlasını seçtim. Bu adı kimsenin sevmeyeceğini ve bu sebeple almayacağını tahmin ettiğim için adaşlık endişesinden kurtuldum. Ayrıca ben, Allah’ın inâyetiyle bütün ilim ve fenleri nefsinde toplamış bir insan olarak geçiniyordum. Mahlasım bu amacı da içine alır "demiştir.[10]
Fuzûlî,dünya malı, altın, gümüş ve evlat gibi fânî nimetlere değer vermeyen bir anlayışa sahiptir. Onun hayatında maddi zevklere karşı bir küçümseme ve kayıtsızlık görülür. Huzur ve rahatlık gibi dünyevi arzulardan uzak durarak, manevi değerlere yönelmiştir. Bu tavrı, onun yalnızca bir şair olarak değil, aynı zamanda derin bir tasavvufi düşünür olarak tanınmasına da yol açmıştır. Zorluklar ve sıkıntılar içinde geçen bir hayatı olmuş, bu zorluklarla mücadele ederek büyümüştür. Hayatının büyük bir kısmını çile ve ıstırapla geçirmiştir, ancak bu acılar onu güçlendirmiş ve kişiliğiyle edebi kimliğini şekillendiren önemli faktörler olmuştur. Fuzûlî'nin bu mesafeli duruşu, onun maddi dünyanın geçici zevklerine karşı duyduğu ilgisizliği yansıtır. Bunun yerine, onun tüm edebi eserlerinde manevi derinlik ve tasavvufi bir bakış açısı ön plandadır. Bu anlayış, Fuzûlî'nin sadece maddi dünyaya karşı bir duruş sergilemesini değil, aynı zamanda insanın ruhsal yönüne, aşkın ve ilahi olanın peşinden gitme arzusunu da simgeler. Sonuç olarak, Fuzûlî'nin yaşamı ve eserleri, maddi dünyadan daha çok manevi değerlere odaklanan bir şair olarak kabul edilmesini sağlamıştır.[11]
Şiirlerinin konusu
Irak'ta Hilla Bölgesinde yaşamıştır.[12] Hayatı yoksulluk, bahtsızlık ve ilgisizlik içinde geçmiştir. Bu durum onu derinden etkilemiş ve bu yalnızlık duygusu sanatının ilham kaynağı olmuştur. Yaşadığı atmosferi şiirine yansıtmıştır. Kendisi çölde yaşamış; çöl kimsesizlik, hasret ve hüzün demektir. Fuzuli bu unsurları şiirinde yoğurmuştur.
Fuzuli şiirlerinde Tek Varlık görüşünü en fazla işleyen şairdir. Onda "Visal" (Allah'a kavuşma) isteği kuvvetlidir. Ama vuslat yoktur. Tasavvuf onda yaşı ve sanatı ilerledikçe koyulaşmıştır. Divan edebiyatında ilah-i aşkı en fazla işleyen şairdir. Bu durum ondaki ideal aşkı gösterir. Fuzuli derdi, ıstırabı seven bir kişidir. Nitekim şu beyiti bunu açıkça gösterir.
"Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib Kılma derman kim helakım zehri dermanındadır."
Âlimliğinden dolaylı eski eserler ondan Mevlânâ Fuzûlî diye bahsederler.Eski kaynaklarda her ne kadar kafamızda ki belirsizliği ortadan kaldıracak,tasavvufa nasıl ve ne zaman meyil etti gibi sorulara cevap bulamasak da Fuzûlî’nin mistik tecrübeyle ilgilendiği ve Şiiliğe mensubiyeti eserlerinden görülmektedir.[13]
Fuzuli derin ve samimi bir aşk şairidir. Ölüm, toplum, yoksulluk, felsefe, tabiat temalarını hep bu aşk etrafında yazmıştır. Çağdaşlarına göre sade bir dili vardır. Arapça, Farsça ve Türkçeyi çok iyi bilen şairin gücü; bu üç dilden aldığı kelimeleri kullanıp, bunlarla düşünmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle Divan Edebiyatı'nın en büyük şairlerinden sayılmaktadır.
Ayrıca Yedi Ulu Ozan'dan biri kabul edilir.
Seçkin eserleri
Azerbaycan Türkçesi,[14][15] Arapça ve Farsça olmak üzere üç dilde de eser veren Fuzuli'nin eserlerini şu şekilde sıralanabilir
Türkçe manzum eserleri
- Divan,
- Beng ü Bade (بنگ و باده; Beng ü Bâde);
444 beyitlik Türkçe mesnevi, 1956
- Leylâ ile Mecnun (داستانِ ليلى و مجنون; Dâstân-ı Leylî vü Mecnûn);
3 bin 96 beyitlik mesnevi. Bir örnek;
"Arayiş-i sohbet eyle saki
Ver bade mürüvvet eyle saki
Bir cam ile kıl dimağımuz ter
Lutf eyle bir iltifat göster"[16]
- Risale-i Muammeyat (رسالهٔ معميات; Risâle-i Muammeyât);
- Kırk Hadis,
- Su kasidesi
- Ali Divanı
- Şikâyetnâme (شکايت نامه; Şikâyetnâme) kafiyeli nesir türündedir;
I. Süleyman'nin Bağdat'ı fethinden sonra (1534) padişaha kasideler (Arapça: قصيدة, çoğul qasā'id, قــصــائـد; Farsça: قصیده) sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Maaşını alamayınca Şikâyetnâme'yi yazmıştır. Şikâyetnâme Fuzuli'nin en önemli eserlerinden biridir.
Şikâyetnâmesinde Fuzuli şöyle der:
“ | Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar[17] |
„ |
Gazel türünde vermiş olduğu latif eserler
Beni candan usandırdı, cefadan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan, murâdım şemi yanmaz mı?
Kamu bimarına cânân devayı dert eder ihsan,
Niçin kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı?[18]
Türkçe mensur eserleri
- Hadikatü's-Süeda (حديقة السعداء; Hadîkat üs-Süedâ);
Kerbela olayını anlatan düzyazı, 1837
- Mektuplar
Farsça manzum eserleri
- Divan
- Enis'ül-Kalb (انیس القلب; Anîs ol-qalb);
- Heft Cam (sâkinâme) (هﻔﺖ جام; Haft Jâm);
tasavvuf içerikli, 327 beyitlik Farsça mesnevi
- Resale-e Muammeyat (رسال ﻤﻌﻤيات; Resâle-e Muammeyât);
- Sehhat o Maraz (صحت و مﺮض; Sehhat o Ma'ruz)
Farsça mensur eserleri
- Rind ü Zahid (رند و زاهد; Rend va Zâhed);
- Risale-i Muamma
Basımları
- Hadikatü's-Süeda (1837, Kerbela olayını anlatan düzyazı)
- Türkçe Divan (1838, 1958)
- Sıhhat u Maraz (1940, tıp bilgileri)
- Enis'ül-Kalb (1944)
- Fuzuli'nin Mektupları (1948)
- Terceme-i Hadis-i Erbain (1951)
- Rind ü Zahid (1956)
- Arapça Divan (1958)
- Matlau'l İtikad (1962)
- Sâki-nâme (tasavvuf içerikli mesnevisidir)
- Su kasidesi
Ayrıca bakınız
Dipnotlar
Birinci
- Fuzulî. Fuzulî Divanı: Gazel, Musammat, Mukatta' ve Ruba'î kısmı. Ed. Ali Nihad Tarlan. İstanbul: Üçler Basımevi, 1950.
- Fuzulî. Leylâ ile Mecnun. Ed. Muhammet Nur Doğan. ISBN 975-08-0198-9.
İkinci
- Andrews, Walter G. "Fuzûlî" in Ottoman Lyric Poetry: An Anthology. pp. 235–237. ISBN 0-292-70472-0.
- "Fozule, Mohammad b. Solayman" 29 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Encyclopedia Iranica. Retrieved 25 August 2006.
- "Fuzuli, Mehmed bin Süleyman." Encyclopædia Britannica. 2006. Encyclopædia Britannica Premium Service. 23 Aug. 2006 <http://www.britannica.com/eb/article-903573016+Mart+2006+tarihinde+Wayback+Machine+sitesinde+arşivlendi.>.
- Kudret, Cevdet. Fuzuli. ISBN 975-10-2016-6.
- Şentürk, Ahmet Atillâ. "Fuzûlî" in Osmanlı Şiiri Antolojisi. pp. 280–324. ISBN 975-08-0163-6.
Kaynakça
Dış bağlantılar
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.